Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

13 Ocak 2011 Perşembe

Fenerbahçe Ülker'de Merak Edilenler

Şehir küçük, basketbolun derinine inen insan sayısı az olunca Mersin gibi bir yerde bazı şeylere ulaşmak büyük şehirlerden daha kolay oluyor. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Ülker'in Mersin ziyareti de şehirde (maçın haricinde) sessiz sedasız geçen bir program oldu. Gün içinde Fenerbahçe Ülker Genel Koordinatörü Aydın Örs'e iletmek istediğiniz soruları alıp, 21 soruluk kendi listemle beraber akşam otelin yolunu tuttum. Bugüne kadarki sessizliğin sebebi de aslında bundan kaynaklanıyor. Karakteri ve duruşuyla her zaman camiaya örnek olmuş bir isim olan Aydın Örs'le röportaj formatından tamamen uzak, herhangi bir kayıt yapmadan güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Akşamın devamında da diğer kaynaklardan merak ettiğimiz noktalara cevap aradık. Ercüment Sunter, Serdoğan Ersözlü ve Zafer Kalaycıoğlu gibi ağır misafirlere rağmen bana önemli bir süre ayıran Aydın Örs'e sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Kendisiyle tanışmak, sohbet etme imkanı bulmak gerçekten çok özel ve heyecan vericiydi. Sohbetin önemli bir kısmı malesef off the record kalacak. Bunun için herkesten özür diliyorum ancak Aydın Örs daha önceki röportaj taleplerini geri çevirdiğini ve bu röportaj şeklinde gerçekleşirse diğer arkadaşlara haksızlık olacağını ifade etti. Ben de bir kez daha ortaya koyduğu karaktere ve görüşüne saygı duyarak taraftarın merak ettiği önemli soruların cevaplarını farklı kaynaklardan aramaya çalıştım.

Fenerbahçe Ülker'de yaşanan değişim, Efes Pilsen'in kapanma durumu ve altyapı konusu Aydın Örs'ün ağzından açıklamamda sakınca olmayan konular. Sadece parke üzerinde değil işin perde arkasında ve psikolojik yönünde de önemli çalışmaların yapılmadığını bu sohbette öğrenme şansım oldu.

Fenerbahçe Ülker'de geçen seneden bu seneye yaşanan değişimde kendisinin çok büyük bir payının olduğunu söylediğimde Aydın Örs herzamanki mütevaziliğiyle bu oranın en fazla %10 olabileceğini söyledi. Takımın korkusuzca saha içinde mücadele ettiğini, önceden Avrupa şampiyonu takımla karşılaştıklarında peşinen yenilgiyi kabul eden bir takım olduğunu, bu sene ise bu takımları yenmek için sahaya çıktıklarını, aksi takdirde Barcelona'yı, Siena'yı yenmelerinin mümkün olmayacağını söyledi.

NIJT'nin Roma ayağında Fenerbahçe Ülker şampiyon oldu ve Barcelona'da Final Four'a katılmaya hak kazandı. Aydın Hoca'yla en uzun konuştuğumuz konu da sanırım buydu. Fenerbahçe Ülker altyapısı miniklerde, yıldızlarda şampiyon olmak için değil, oyuncu yetiştirmek için var diyerek, bu şampiyonluğun hem iç kamuoyuna hem de Eurolig yönetimine karşı kulübün altyapısının çalıştığını ve güçlü olduğunu göstermek anlamına geldiğini söyledi. Böyle bir zaferle Fenerbahçe'nin Eurolig nezdinde itibarını güçlendirdiğini, kulübün geleceğinin emin ellerde olduğunu gösterdiğini ifade etti. Kulübün elindeki Eurolig A lisansının çok önemli olduğunu, geçen sene en az seyirci ortalamasına sahipken bu sene zirveye çıkmalarıyla beraber gelen bu altyapı başarısının da geleceğe yönelik önemli bir imaj yaratacağını söyledi.

Efes Pilsen içinse tek bir cümlesi bence yeterli : "Bu çok acı bir şey. Efes Pilsen bir tarih. Bugün Türkiye'de basketbolu seven herkesin buna üzülmesi gerekir."

Fenerbahçe Ülker taraftarlarının çoğunlukla merak ettiği konuların da kısmen de olsa cevabını çeşitli ağızlardan buldum.

Fenerbahçe Ülker'in en büyük eleştirilen noktalarından biri de pazarlama ve iletişim kanallarındaki zayıflığı. Böyle bir kulübün Eurolig seviyesinde bir web sitesinin olmamasının büyük bir eksiklik hatta utanç olduğunu her zaman söylemişimdir. Bu noktada taraftarlara güzel haberler verebilirim sanırım. Fenerbahçe Efes Pilsen'in ödüllü pazarlama sorumlusu Kutluhan Yavrucuk'u transfer etti ve web sitesini de Defne adında bir arkadaşa emanet etti. Buralarda yoğun çalışmalar yapılıyor. En kısa zamanda da Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım ağlarında kulübün yer alacağı söylendi . Bu konuda sürekli toplantılar ve planlamalar yapılıyormuş. Kulüp bu ortamlardaki potansiyelin farkında ve bu konuda büyük gayret var. 

En çok merak edilen konu uzun transferi belki de. Lavrinovic'in formsuzluğu, Vidmar'ın sakatlığı derken Fenerbahçe Ülker Sean May'in de gelişiyle o bölgede hayli yumuşadı. Uzun transferinin gündemde olmadığını, Spahija'nın da böyle bir talebinin olmadığını öğrendik. Fenerbahçe Ülker mevcut uzun rotasyonuyla lige ve Top 16'ya devam edecek gibi görünüyor. Lavrinovic'in , formsuzluğunu çok fazla kafasına taktığını ve mental olarak geriye düştükçe oyununu da olumsuz etkilediğini öğrendik stafftan. Kendisi Mersin'e gelmiş olsaydı bizzat sorma şansımız olurdu ama Spahija o hafta kendisine izin vermişti ve otelde yoktu.

Geldiğinde büyük heyecan yaratan ama ortaya koyduğu silik oyunla, özellikle de kötü ve umursamaz savunmayla hayalkırıklığı yaratan Lynn Greer meselesi de en çok merak edilenlerden biri. Bu konuda artık yolun sonuna gelindiğini öğrendik. Sezon başı Engin'in ani sakatlığı neticesinde kontratında indirim yapan ve takımda kalan Lynn Greer'in TBL sözleşmesi feshedilmiş. Eurolig'de de Spahija kendisini düşünmüyor. Zaten Jasikevicius'tan sonra takımda kalması mucizeydi. Greer'in her an bir takımla imzalayabilirmiş.

Taurasi hususunda kulüpte çok büyük bir üzüntü var. Takım avrupa şampiyonluğuna inanmışken ve yürürken bu yaşananlar kulüpte matem havasına sebep olmuş durumda. Sözleşmenin feshedilmesi konusunda ise herhangi bir tereddüt yaşanmamış gibi gözüküyor. Taurasi'nin bir şekilde hakkını savunarak 6 ay ceza almasının da ihtimal olarak mümkün olduğunu ama kulübün bunu düşünmeden, hatta beklemeden fesih kararı aldığı en sık ve ortak kullanılan ifadeler. Penny Taylor olayı ise otel ziyaretinden sonra patlak verdi. Ben birkaç farklı kaynaktan Taylor - Taurasi hakkında özel yaşamları ile ilgili konuşulanları sordum ama böyle bir durumun yaşanmadığının söylendiği aktarıldı bana. Belki de kimse bu konuda bir şey söyleyip sorumluluk almak, risk altına girmek istemedi. Ben yine de şansımı denedim.

Kendi adıma beklentilerimin üzerinde bir akşam geçirdim ama daha fazlasını, özellikle de Aydın Örs'ün ağzından çıkanları yazamadığım için de mahçubiyet ve üzüntüyü aynı anda yaşadığımı söyleyebilirim. Bizim gibi amatörler için böyle anlar karşılıklı güvene dayanarak, çeşitli referanslarla mümkün olabiliyor. Bu noktada da sevgili kardeşim İsmail Şenol'a teşekkürlerimi iletiyorum.

Umarım bir gün daha güzel ve detaylı bir röportajla bunu telafi edebilirim.

9 yorum:

Sarıkaya dedi ki...

"Taurasi'nin bir şekilde hakkını savunarak 6 ay ceza almasının da ihtimal olarak mümkün olduğu" diye bir şey yok!:-(( Kim söylemiş ise ya yanlış biliyor ya da hiç bilmiyor.. Chatman daha test yapılırken itiraf etmişti yediği haltı. B numunesini açtırdın mı, itiraf falan kalmaz ve de 6 ay ile kurtulunmaz. Valla ben demiyorum WADA diyor..

maliano dedi ki...

Öyle bir şansı var denmedi, ihtimal olarak mümkün olabilirdi dendi.

persona non grata dedi ki...

Bilgilendirme için teşekkürler. Aydın Hocanın, pazarlama ve taraftarlarla ilişkiler konusunda en azından sorun olduğunun farkında olması umut verici.

Enes'le alakalı herhangi bir şey söyledi mi? Eğer "kayıt dışı" kısımda değilse açıklayabilirsen sevinirim.

Dr Hasan Batuk dedi ki...

olmadı şimdi.. biz detaylı bir röportaj beklerken, dağ fare doğurdu kardeşim.

ilhami Ata dedi ki...

konuyla alakası yok ama.. bir şey soracam bazı sitelerde "akdeniz ligi" diye bişey konuşuluyor adriyatik ligi gibi bişeymiş galiba fenerbahçenin efesin beşiktaşın adı geçiyor. onunla ilgili hiç bilgisi olan duyumu olan paylaşırsa çok mutlu olurum..

Gurhan Ul dedi ki...

Elbette hepimiz daha detaylı bir röportaj isterdik ancak Aydın hoca nın küçük açıklamalar dışında röportaj yapmadığı bir gerçek.İnşallah başka sefere daha detaylı olur.

Unknown dedi ki...

enes kanterin durumuyla ilgili konuşma imkanınız oldu mu acaba?

maliano dedi ki...

Malesef Enes Kanter'e vakit olmadı..

Erman Tüneri dedi ki...

Emegine saglık yinede Aydın abinin yaklaşım tarzı bu digerlerine haksızlık yapmak istemiyor cıkabilecek en ust nokta budur zaten.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...