Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

29 Nisan 2011 Cuma

Dikoudis Geri Dönmek İstiyor

0 yorum

Birkaç gün önce Dikoudis'in aylık 70 bin dolara İran'ın Mehram Tahran kulübüyle sözleşme imzaladığını bu satırlarda yazmıştım. Özellikle Yunanistan gibi finansal açıdan zorluk yaşayan bir ülkeden böyle bir kontrata geçiş yapmak Dikoudis'e çok cazip gelmişti ama anlaşılan Dikoudis İran gibi bir ülkenin varlığından haberdar değilmiş. Habere göre ülkedeki ve Orta Doğu'daki şartlardan rahatsız olan Dikoudis, yeni kontrat imzalamasına rağmen mümkün olan en kısa zamanda dönmek istiyor. Sormak lazım acaba imzayı atarken Dubai'ye falan mı gittiğini sanıyordu.

25 Nisan 2011 Pazartesi

Jure Zdovc Olimpija'dan Ayrıldı

0 yorum

Adriyatik Ligi finalini Partizan'a kaybeden Union Olimpija'da koç Jure Zdovc'un görevden ayrıldığı açıklandı. Resmi siteden yapılan açıklamada Zdovc'un kendi isteğiyle takımdan ayrıldığı, mazeret olarak da kişisel sebepleri gösterdiği yazıldı. Zdovc yaptığı açıklamada devam etmek için isteği ve enerjisinin olmadığını söylüyor. Deniz Ülke Arıboğan veya Ahmet Çakar yaklaşımıyla bu ayrılığı inceleyecek olursak;

1) Zdovc gerçekten gelen başarısız sonuç üzerine ayrılma kararı verdi.
2) Adriyatik finali sonrası yönetimle birtakım sorunlar yaşadı ve ayrıldı. Her iki taraf da kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla basına demeç veriyor.
3) Eurolig'de gösterdiği performans sonrası önemli bir kulüpten teklif aldı ve Union Olimpija ile yollarını ayırdı.
4) Batiste'in Slovenya'ya geleceğini duydu ve apar topar ülkeden ayrıldı.

Final hakemlerine oldukça kızgın olan Zdovc istifa sonrası şöyle bir de röportaj vermiş.

24 Nisan 2011 Pazar

Olympiakos Ligi Rekorla Bitirdi

0 yorum

Yunanistan'da son yıllarda değişmeyen bir kural vardı. Ligi Olympiakos veya Panathinaikos zirvede bitirir, büyükler derbileri kendi sahalarında kazandıkları için genelde ya ikili averajla üstün olan ya da lig maratonunda sürpriz bir mağlubiyet almayan zirvede bitirirdi. Bu sene ise ligde Olympiakos imzası vardı. Panathinaikos'u ligin ilk yarısında OAKA'da mağlup etmişlerdi, geçtiğimiz hafta da kendi sahalarında uzatmalarda yenerek ligi 26-0 ile bitirdiler. Daha önce 1985-1986 sezonunda Aris aynı performansı göstermişti. O tarihten sonra bu rakamı yakalayan ilk takım Olympiakos oldu. Ama bana kalırsa bu 26-0 çok daha değerli çünkü o yıllarda Aris'in Nikos Galis'i vardı ama Dimitris Diamantidis henüz basketbola başlamamıştı.

Lokavt Olursa Gasol Kardeşler Barca'da

5 yorum

NBA gündemini çok yakından takip etmediğim için detaylara çok vakıf değilim ama lokavt ihtimali gün geçtikçe daha güçlü ve kaçınılmaz hale geliyor gibi. NBA'deki çarkların tamamen durması bir yana, işin bir de Avrupa boyutu var ki beni tamamen bu kısım ilgilendiriyor. Lokavt gerçekleşirse kimlerin Avrupa'ya geleceği, kimlerin tatile çıkacağı liste halinde çarşaf çarşaf tahmin ediliyor. Yanılmıyorsam Jennings tekrar İtalya'ya dönebileceğini söyleyerek Avrupa'ya göz kırpan ilk isim olmuştu. Daha fenaları ise arka arkaya İspanyol takımları için geliyor. Barcelona altyapısından yetişen ve NBA'de iz bırakan Gasol kardeşlerden Pau Gasol daha önce lokavt durumunda Barcelona'nın ilk tercihi olacağını açıklamıştı. Bu tercih sanki Avrupa'nın dengelerini değiştirmeyecekmiş gibi küçük kardeş Marc Gasol da lokavt durumunda sadece Barcelona'da oynayacağını açıkladı. Lokavtı dört gözle bekleyenler Olympiakos'un sahipleri Angelopoulos kardeşler ama sanırım Sandro Rosell'in de artık onlardan geri kalır yanı yoktur. Pau Gasol - Marc Gasol - Vazquez - Lorbek - Ndong - Perovic ve Morris rotasyonu kan alır Kamil kan !!!

Lakovic 3 Maç Yok

0 yorum

Geçtiğimiz hafta Valladolid maçında sakatlanan Jaka Lakovic'in 3 maç forma giyemeyeceği açıklandı. Lakovic ligdeki Joventut, Lagun Aro ve Alicante maçlarında forma giyemeyecek, son haftaki Unicaja Malaga maçında ise sahada olacak. Panathinaikos'la oynanan Euroleague çeyrek final serisinde kritik bir role sahip olan ancak bir maç haricinde varlık gösteremeyen Lakovic için Barcelona'da yolun sonunun göründüğünü söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Eğer bu sakatlık periyodundan iyi dönemeyip Barton ve Basile örnekleri gibi devamlı sıkıntı yaşarsa o zaman yeni takım arayışları da bundan olumsuz etkilenecektir.

Euroleague'in Yükselen Yıldızı Ödülü Mirotic'e

0 yorum

Geleneksel olarak dağıtılan Euroleague ödüllerinden "Yükselen Yıldız" Real Madrid'den Nikola Mirotic'in oldu. Kendisiyle ilgili görüşlerimi zaten 3-4 mesaj aşağıda yazmıştım. Özellikle Top 16'da kritik rol oynadı, Real Madrid gibi bir takımda bazı maçlara imzasını attı. Ödülü de fazlasıyla hak etti. Arkasından Claver, Vesely, Motijeunas, Bogdanovic ve Djedovic geliyor. Listeden Claver ve Motijeunas ödülü alsa sanırım çok kimse itiraz etmezdi. Belki de Claver o sakatlığı yaşamamış olsa ödülün sahibi olacaktı. Messina; Tomic, Mirotic, Llull ve Suarez gibi Avrupa'nın en yetenekli gençlerine sahipti ama başarılı olmadı. Onlar çok uzun sürmeden Avrupa'nın zirvesine bireysel olarak çıkabilirler.

23 Nisan 2011 Cumartesi

Euroleague'in Sayı Kralı Igor Rakocevic

0 yorum

Sezonun en çok tartışılan isimlerinden Igor Rakocevic Euroleague'de her sezon sayı kralına verilen Alphonso Ford ödülünün 2010-2011 sezonundaki sahibi oldu. Daha önce de 2006-2007 ve 2008-2009 sezonlarında bu ödülün sahibi olmuştu. Bu ödül MVP ödülü gibi farklı kriterlerin sonucunda değil de salt sayı ortalamasıyla verildiği için pek fazla tartışılacak bir yönü yok ama sayı kralı olan oyuncunun takımını Top 16'dan yukarıya çıkaramamış olması elbette ki sonuna kadar tartışılır. 17.21 sayı ortalamasıyla bu ödülü kazanan Rakocevic aynı zamanda 2149 sayı ile Eurolig tarihinin en çok sayı kaydeden 7. oyuncusu. 

Geçen sene ve bu sene yaşananlarda o da psikolojik olarak çok hırpalandı, zaman zaman moral olarak dibe vurdu ama bu ödül biraz da teselli olmuştur onun için. Sezon içinde Mersin'de yaklaşık 2 saat sohbet etmiştim kendisi ile. Off the record olarak Ergin Ataman'lı döneme ve takım içindeki gruplaşmalara dair çok ilginç şeylerden bahsetmişti. Oldukça detaylı olarak hazırladığımız sorular ise malesef çeyrek finale kalamadıkları için bir süre rafa kaldırıldı. "Konuşabilmem için geçen seneden daha başarılı olmamız gerekir, aksi takdirde bir anlamı olmaz." demişti. Belki bir gün kendisi istediğinde, belki de devam etmezse gideceği zaman bu sorular yanıt bulur ama karakter olarak çok üst seviyelerde bir insan olduğunu söylemeliyim. Birçok Türk oyuncunun çok çok üstünde hatta. Belki medyanın sayesinde, belki de saha içindeki performansıyla kendisini hiç sevmeyen bir grup var ki onlara da saygım var.

Bir kez de buradan tebrik edelim Rakocevic'i.  Kendisine de http://www.twitter.com/IgorRakocevic adresinden ulaşabileceğinizi ekleyelim. Umarım gelecek sene bu ödülü alırken aynı zamanda Efes Pilsen'i Final Four'a taşıyan isimlerden biri olur.

Dimos Dikoudis İran'da

0 yorum

Günün ilginç haberlerinden biri Yunanistan'dan geldi. AEK'nın 86 yıl sonra küme düşmesiyle birlikte önemli isimlerin de takımdan ayrılması uzun sürmedi. Yunanistan'ın önemli oyuncularından Dimos Dikoudis da onlardan biri. Bugün İran'da son 3 yılın şampiyonu Mahram Tehran ile aylık 70 bin dolara sözleşme imzaladığı haberi geldi. Dikoudis'in geçmişine bakarak overrated diyenler de, underrated diyenler de olacaktır ama benim en beğendiğim oyunculardan biri oldu her zaman. Türkiye'de izlemek istediğim oyuncular listesinde de hep üst sıralarda oldu. Savaşan, boğuşan, ribaund çekebilen, rakip pota altını karıştıran, asist yapabilen yeri geldiğinde de dış şut atabilen komple 4 numaraları hep sevmişimdir. Yaşı 34, muhtemelen sezon bitince de İran'dan ayrılacak. Evine de yakın olduğuna göre emekliliğine az kala onu hala Türkiye'de izleme şansım var demektir.

İtirazım Var : Euroleague'de Yılın En İyi Savunmacısı Diamantidis !?

1 yorum

Euroleague'de savunmacı deyince akla gelen ilk isim tartışmasız Dimitris Diamantidis oluyor. Bunda geçen sene hariç her sene en iyi savunmacı ödülü almasının rolü olabilir ama esas sebep Dimitris Diamantidis'in gerçekten bu ödülleri alırken sonuna kadar haketmesidir. Geçtiğimiz sene Panathinaikos'un gösterdiği kötü performans sebebiyle ancak 3. sırada yer alabilen Diamantidis bu sene emanet verdiği ödülü geri aldı. Arkasından da Stonerook, Perkins ve Eidson geliyor.

Yalnız benim buna biraz itirazım var. Evet 5 sene üstüste bu ödülü sonuna kadar hakederek aldı, geçen sene de haketmedi ve kazanamadı. Ama bu sene Diamantidis'in en iyi savunmacı ödülü almasını zihinlerdeki ezberlerden başka bir sebeple açıklayamıyorum kendime. Gören gözler şunu açıkça söyleyecektir ki geçen sene Spanoulis'in yönettiği ve oyun sıkıştığında skor ürettiği, ama aslen Nicholas ve Pekovic'in hücumda liderlik üstlendiği Panathinaikos'ta Diamantidis yine "etkili savunmacı" rolündeydi. Bu sene ise hem Spanoulis'in gidişiyle, hem de Pekovic sonrası aynı rol biçilen Maric'in sürekli sakat olmasıyla Diamantidis takımın 1 numaralı skor opsiyonu ve lideri haline geldi. Yeni transfer Sato bile onun gerisinde kaldı. Yani 2010-2011 sezonunda Diamantidis aslında savunmacı değil, hücumcu olarak forma giydi. Savunmada yaptıkları ise tamamen onun varolan yeteneklerinin meyvesiydi. 

Bazı istatistiklerle Diamantidis'in değişen rolüne bakalım. Bu sezon Dimitris Diamantidis'in sayı ortalaması 12.6 ve henüz Final Four oynanmış bile değil. Buna en yakın ortalama, ödülü kazanamadığı geçen seneye ait. O da sadece 9. Kullandığı 92 üçlük atış 2006-2007 (94) ve 2007-2008 (114) sezonlarından sonraki en yüksek rakam. 95 serbest atış da 7 sezon içinde (136, 103 ve 96'dan sonra) 4. sırada. Yine bu rakamlara Final Four'un oynanmadığını eklersek muhtemel Diamantidis performansıyla bu senenin sonunda üçlük atışlarda ve faullerde ikinci sıraya çıkması oldukça muhtemel. Gelelim top çalma rakamlarına. Diamantidis'in bu sene çaldığı top sayısı 32. Bunu yakaladığı maç sayısı 20 ! Son 7 sezonda top çalma rakamlarında sondan birinci. Eski yıllara kıyasla çoğunun yarısından bile az. Ve son olarak yapılan faul sayısı. Bu sene hakemler Diamantidis'e yapılan 96 müdahaleye düdük çaldılar. Son 7 sezonda 4 kez 70'i bile göremediğini, bu seneden sonra en yüksek rakamın da 83 olduğunu söylersem sanırım ne anlatmaya çalıştığım net olarak ortaya çıkar. Sanırım bu satırları okuyan çoğu insan faullerin savunmacılara değil de hücumculara, özellikle de fundementali yüksek penetrecilere çalındığını bilecek kadar basketbol izlemiştir. 

Tüm bu rakamların ışığında sorulacak bazı sorular var. Panathinaikos her zaman Diamantidis'e bağımlı bir takım oldu. Bunu en iyi geçen sene Diamantidis'i normal sezonda dışarda bırakıp avucunu yalayan Obradovic biliyor. Peki Diamantidis'in bu sayı ortalamasına ulaşmasındaki faktör takımın tek skor opsiyonu olması mı? Tabi ki hayır. Bu takımda Batiste 12.8 sayı ortalamasıyla oynarken Fotsis, Perperoglou, Nicholas ve Sato da onlara yakın skor ortalamasına sahip. Öyleyse her zaman örümcek kollarıyla top çalmasına, rakibi ağlatmasına alıştığımız Diamantidis nasıl bu rakamlara ulaştı? Çünkü Diamantidis başta da söylediğim gibi bu sene savunma ağırlıklı değil hücum ağırlıklı oynamıştır. Hem de katkı veren değil, takımı sırtlayan cinsten. Öyleyse en önemli soru şu: Neden bütün koçlar onu yine yılın savunmacısı seçti? Ezbere mi oy veriyorlar, yoksa kemik seslerinin geldiği, sertliğiyle övünülen koca Euroleague'de hücumcu oynadığı bir yılda bile Diamantidis'e yaklaşabilecek bir savunmacı yok mu? Benim için Dimitris Diamantidis kişisel olarak her zaman her yerde bir numaradır. Komik ama evdeki evcil hayvanımın adı bile Diamantidis'dir. Ama benim bu ödüle itirazım var. Üstelik Ricky Rubio da bu listede kendine yer bulmuşsa...

ACB 31. Hafta Programı (23-24-25 Nisan)

0 yorum

23 Nisan Cumartesi
19:00 Real Madrid - Caja Laboral (02:40 TRT 3 Bant)

24 Nisan Pazar
13:30 Assignia M. - Cajasol
13:30 Lagun Aro - Granada
13:30 Valladolid - CAI Zaragoza (04:25 TRT 3 Bant)
19:00 Asefa Estudiantes - Menorca
20:00 Power Elec. Valencia - Unicaja Malaga

25 Nisan Pazartesi
19:30 DKV Joventut - Regal FC Barcelona
19:30 Meridiano - Gran Canaria
20:00 Bizkaia Bilbao - Fuenlabrada

Banttan yayınların saatleri yine muhteşem. Teşekkürler TRT !!

22 Nisan 2011 Cuma

Mirotic 2017'ye Kadar Real Madrid'de

0 yorum

Real Madrid bir yandan Final Four heyecanını yaşarken bir yandan da uzun vadeli çalışmalara başladı. Messina sonrası Molin'le Valencia'yı geçerek son dörde kalan İspanyollar, normal sezonun son maçı olan Charleroi maçıyla yükselişe geçen, Top 16 ve çeyrek finale imzasını atan genç oyuncu Nikola Mirotic ile kontrat yeniledi. Aslında Mirotic'in 2013'e kadar sözleşmesi vardı ama her iki taraf da karşılıklı anlaşınca son senesi kulübün opsiyonu olmak üzere 2017'e kadar yeni sözleşme imzaladı. NBA seçeneği de kontratta açık bulunuyor. Mirotic şansını denemek istediği zaman NBA yolu açık olacak. Ama bana kalırsa Mirotic NBA için değil de Avrupa için biçilmiş kaftan. Avrupa sisteminde çok özel bir oyuncu olabilir ama NBA'de "herşeyden azar azar" formülü pek işe yaramıyor. Mutlaka diğerlerinden farklı, fark yaratan bir özellğinizin olması gerekiyor.

12 Nisan 2011 Salı

Sergio Llull 3 Hafta Yok

0 yorum

Haftasonu kendi sahasında Barcelona'yı yenerek uzun süredir ezeli rakibinin kurduğu üstünlüğü kıran Real Madrid, zirveye ortak olmanın keyfini çıkaramadan gelen haberle sarsıldı. Maçta önemli bir sakatlık geçiren ve direk soyunma odasına giden, bir daha da oyuna giremeyen Sergio Llull 3 hafta boyunca sahalardan uzak kalacak. 6-8 Mayıs'taki Final Four'a yetişecek ama sakatlıktan yeni çıkmış bir Llull ne kadar faydalı olacaktır o kısım soru işareti. Özellikle de Pargo savunmasında kritik rol oynayabilecekken şu anda F4 öncesi belirsiz bir halde 3 hafta tedavi görecek. Real Madrid Molin yönetiminde iyi yolda ilerlese de Final Four gibi ölüm kalım organizasyonu için fazla umut vermiyordu, bu haber de sanırım Blatt'ın ekibini finale 1 adım daha yaklaştırdı.

Trajan Langdon'ın Yerine Martynas Pocius

0 yorum

Zalgiris Kaunas ve Litvanya Milli Takımı'nın başarılı oyuncusu Martynas Pocius ABD'de geçirdiği sakat yılların acısını Avrupa'da 2 sene önce çıkarmaya başladı ve söylentilere göre de yavaş yavaş meyvelerini toplama noktasına geldi. Takımın başına Litvanyalı Kazlauskas'ı getiren CSKA Moskova'nın önümüzdeki sezon takımdan ayrılacak olan Trajan Langdon'ın yerine Martynas Pocius'u düşündüğü Litvanya basınında konuşulanlar arasında. Her ne kadar CSKA Başkanı Andriy Vatutin bu söylentileri yalanlasa da CSKA Moskova'nın yeniden yapılanma sürecinde olduğu ve Kazlauskas'la birlikte bu yapılanmayı başlatacağı herkes tarafından biliniyor. Langdon Messina'nın gidişiyle beraber, özellikle de bu sene büyük düşüş yaşıyor. Pocius hala onun ceza seviyesine ulaşmış değil ama enerjisiyle şu anda verim açısından Langdon'ın üzerine rahatlıkla çıkabilir. Aralarındaki 10 yaş farkı da hesaba katarsak CSKA Moskova eğer doğruysa çok değerli bir hamle yapmış gözüküyor. Bireysel olarak zaten çok çok sevdiğim bir isim. CSKA Moskova'ya, hedefleri daha ciddi bir takıma gidersem en çok sevinenlerin başında gelirim.

ACB'de 29. Haftanın En İyi 5 Hareketi

0 yorum


9 Nisan 2011 Cumartesi

ACB 29. Hafta Programı (9-10 Nisan)

0 yorum

9 Nisan Cumartesi
19:00 Real Madrid - Regal FC Barcelona
20:00 Menorca - Cajasol
20:00 Valladolid - Granada
21:00 Lagun Aro - Unicaja Malaga

10 Nisan Pazar
13:30 DKV Joventut - G. Canaria
13:30 Bizkaia Bilbao - CAI Zaragoza
13:30 Asefa Estudiantes - Fuenlabrada
13:30 Power Elec.Valencia - Meridiano Alicante
20:00 Assignia - Caja Laboral

1 Nisan 2011 Cuma

Panathinaikos, Maccabi ve Siena Final Four'da !

0 yorum

Üç serinin bittiği gecede Panathinaikos, Maccabi Tel Aviv ve Montepaschi Siena 3-1 ile Final Four biletini alan takımlar oldular. Valencia da Real Madrid'i 81-72 mağlup ederek seriyi son maça taşıdı. Güzel notlar var maçlara dair ama şimdi uyku zamanı. Panathinaikos - Barcelona serisi sayesinde geceleri huzur içinde uyuyoruz.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...