tag:blogger.com,1999:blog-27963987977952098892024-03-14T00:30:02.086+03:00Malianomalianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.comBlogger2291125tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-27616988599035583042013-06-30T00:32:00.002+03:002020-06-12T09:38:11.633+03:00Mete Babaoğlu İle Mersin BŞB Sezon Değerlendirmesi (6 Mayıs 2013)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-2O5Cqv4ty40/Uc9Qcd3wtzI/AAAAAAAAH-8/KdM0uo3axJU/s1600/2013-05-06+22.19.25.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://3.bp.blogspot.com/-2O5Cqv4ty40/Uc9Qcd3wtzI/AAAAAAAAH-8/KdM0uo3axJU/s400/2013-05-06+22.19.25.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<strong><span style="color: #cc0000;">ÖNEMLİ : METE HOCA İLE RÖPORTAJ 6 MAYIS 2013 TARİHİNDE YAPILMIŞ OLUP BENDEN KAYNAKLANAN NEDENLERLE ANCAK ŞİMDİ YAZIYA DÖKÜLEBİLMİŞTİR. ÖNEMLİ NOT OLARAK EN BAŞTA BELİRTEYİM. </span></strong><br />
<br />
Bu sezon Mersin BŞB kulübü ve Mersin'li basketbolseverler için değişik bir sezon oldu. Sezona Holston, Ali Karadeniz gibi flaş transferlerle başlayan, sezon devam ederken Willie Solomon'u kadroya dahil eden kulübün hedefi playofftu ama Mersin BŞB matematiksel olarak ligde kalmayı ancak 28. haftada garantileyebildi. İlk yarının tamamını salon tadilatı nedeniyle deplasmanda oynayan takım, ikinci yarıda içerde oynadığı 15 maçta sadece ligi altında bitiren Hacettepe Üniversitesi, Antalya BŞB ve Türk Telekom'u mağlup edebildi. Haftalar ilerledikçe kaybeden kulüp de, oyuncular da, teknik kadro da, şehir de tedirginliği en üst seviyede yaşadı. Buna Omar Sneed'in ve Solomon'un yaşadıkları da eklenince hayli zor bir sezonun geçtiğini söylemek yanlış olmaz. Öyle ki hemen hemen her maçı salondan takip eden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan'ın Türk Telekom maçının son beş dakikasını arkasına yaslanmadan izlemesi ve Alex Scales'in maçı bitiren üçlüğü sonrası ayağa fırlaması şehirdeki gerginlği gösteren en önemli tabloydu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Türk Telekom maçı bittiğinde koç Mete Babaoğlu'nun yanına gidip tebrik ettikten sonra <i>"Hocam hazır ol, can alıcı sorularla geliyorum."</i> dediğimde <i>"Gel gel, zaten söylenecek şeyler var."</i> demişti. Aynı günün akşamı Solomon'la yaptığım sohbet ise doğrudan koça cevap hakkı doğurdu. Röportaj buna da imkan sağladı ama konuşmalarımızın ufak bir kısmının Solomon'dan oluştuğunu söyleyeyim. Bütün sezon Mersin BŞB maçlarını takip eden, takımdaki sıkıntıları bilen biri olarak sorulması gereken, Mersin'lilerin merak ettikleri soruları sormaya çalıştım.<br />
<br />
Röportaj yapılalı neredeyse iki ay oluyor, ancak yoğunluktan şimdi çözebildim. Bu sırada bazı havadaki sorular da haliyle yanıtlarını buldu. Bu vesileyle hem Mete Hoca'ya, hem de başta Mersin'li basketbolseverler olmak üzere herkese özrümüzü iletmiş olalım. Lafı çok uzatmadan da röportaja geçelim.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Hocam öncelikle Solomon'la başlayalım. Ülkesine dönmeden yaptığımız sohbette bazı iddiaları vardı ve size de doğrudan söz hakkı doğdu. Ne söylemek istersiniz bu konuda?</span></i></b><br />
<br />
Geldiğinde ben Solomon'a şunu söyledim; "Senin geçmişin belli.". Ben Solomon'un oyununa hayran bir koçum. Ben ona karar verirken Aydın Örs'ü de, Nedim Karakaş'ı da, Ertuğrul'u da aradım. Evet problemli olduğunu ama çok dürüst bir insan olduğunu söylediler. Özellikle Aydın ağabey çok mert olduğunu söyledi, hakikaten de öyle. Konuşması, yapmak istedikleri.. Açıklayabiliyor kendisini, söylediğini anlıyor, istediğini söyleyebiliyor.<br />
<br />
<i><b><span style="color: #990000;">Biraz sakin ama hocam eskisine göre...</span></b></i><br />
<i><b><span style="color: #990000;"><br /></span></b></i>
Çok sakin, çok sakin. Ben o konularda asla suçlamam, çok da memnunum Willie'den. Ekstra antrenman ekstra antrenman, ekstra çalışalım ekstra gelir yani herkesten fazla yapmaya çalışır. O konularda şey yok. Ama sakatlığı biraz ciddi bir sakatlık ama zaman içerisinde düzelebilecek bir sakatlık. ama bizim de o kadar bekleyecek zamanımız olmadı. Bir tek şunda anlaşamadık onla, ben ilk geldiği gün ona şunu söyledim. Bizim 1 numara oynayabilecek bir 2 numaraya ihtiyacımız var. Ben seni aldım sen skorer bir oyuncusun. Zaman zaman David'le beraber, zaman zaman Hakan'la beraber, zaman zaman da tek başına oynayacaksın guard olarak. Ben bunları konuştum, anlattım. Bir de o hala eskide kalmış yani top PG'nin elinde olsun bir şeyler yaratmaya çalışsın. Top benim elimde olsun ben yaratayım, atayım. Yaratamazsam ben pas vereyim asist yapayım. Şimdi artık bu basketbol düzeni kalktı. Sahanın her yerinde pick and roll oynanıyor. ve bu pick and rollu oynayabilen sahada en az iki oyuncu olması gerekiyor. Bunu oynayabilen tek oyuncu varsa ona double team yapıyorlar, switch yapıyorlar. Dolayısıyla diğer oyuncular oyuna giremiyor. Bugün baktığımız zaman modern basketbolda, Avrupa'da herkes çift guardla oynamaya başladı. Böyle olacak, artık basketbol böyle.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-l9AqzREiwFE/Uc9Ro_ovvBI/AAAAAAAAH_M/hb6yPK8r2gc/s540/solomon.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://1.bp.blogspot.com/-l9AqzREiwFE/Uc9Ro_ovvBI/AAAAAAAAH_M/hb6yPK8r2gc/s400/solomon.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<i><b><span style="color: #990000;">Olympiakos üç tane üst düzey guardla oynuyordu Teodosic, Spanoulis ve Papaloukas ile...</span></b></i><br />
<i><b><span style="color: #990000;"><br /></span></b></i>
Bazıları üç guardla oynuyor ama bugün Eurolig'e baktığın zaman iki tane pick and roll oynayabilen oyuncusu olmayan herkes elendi gitti. En güzel örneği Fenerbahçe Ülker. Bo McCalebb pick and roll oynayabilen bir guard değil, onun yanında ikinci bir pick and rollcu biraz Emir var, o da dört numara oynuyor. Buralardaki takımların düzen kurarken dikkat etmesi gereken şeyler. Ben bunları anlattım ona fakat o hala eskide yaşadığı için hep böyle kapıldı gitti. Zaman zaman kendisi de buna geldi, kabullendiği zamanlar çok da iyi oynadı. fakat hareketlerini kısıtlayan ayağında çok ince bir sakatlığı var. (Sakatlığı ile ilgili detaylı açıklaması <b><a href="http://www.iddaalihaber.com/haberdetay.asp?id=90874" target="_blank">burada</a></b>) Oyuncunun kişiliği ile ilgili asla olumsuz bir şey söylemem. Ben söyleyecek olursam oyuncunun oyunu ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir şey söylerim.<br />
<br />
<i><span style="color: #990000;"><b>Onun açıklamaları biraz "Düşmeye oynayan Mersin BŞB'den gönderildim ama bakın sorumlusu ben değilim." şeklinde piyasaya dönük bir açıklama olabilir mi hocam?</b></span></i><br />
<br />
Ben farkındayım ama biz de onu katkı versin diye aldık. 1/11 attığı maç var, ben onu hiçbir zaman gündeme getirmedim. 1/10, 1/11, 0/6 attığı maçlar var. Ben bunları hiç gündeme getirmedim ama ne zaman ki takıma katkı yapmamaya başladı ben yönetime doğrudan doğruya Solomon'u gönderelim müracatını yaptım.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Solomon olayını bir kenara bırakalım. Genel bir sezon değerlendirmesi yapacak olursanız, beklentiler, elde edilenler.. Nasıl görüyorsunuz?</span></i></b><br />
<br />
Ben onu birkaç defa maç sonu röportajımda söyledim. Lig içerisinde zamana karşı yarışıyorsunuz. Nasıl ki maç içinde koşarak hakem masasına gidip o molayı saniyeler içinde alıyorsak, çok hızlı hareket edip çok hızlı kararlar vermemiz gerekiyor. Ve bu kararların arkasında durmamız gerekiyor. Biz sene içerisinde iki tane hamleyi çok çabuk yapmalıydık, biz bunu yapamadık. Aslında biz bunu yapsaydık biz çok rahat bir şekilde ligi yedinci, hatta altıncı bile bitirebilirdik. Çünkü devre bittiğinde ben yönetime şunu söyledim. Birinci devre 15 maçı dışarda oynadık, bu çok ekstrem bir durum. Hiç kimsenin başına gelmedi böyle bir şey. Ama biz burdan 5 galibiyet çıkardık. Ligde ilk dört takımın dışında 5 deplasman galibiyeti alan başka takım yoktu. Beşinci Beşiktaş'ın 3 galibiyeti vardı, altında TED'in üç galibiyeti vardı. Ama bu bizi aldatmasın dedim. Çünkü bizim iki tane hamleyi yapmamız gerekiyordu. Birincisi Solomon'u hemen göndermemiz gerekiyordu. İkincisi de ligin 7. haftasında Omar Sneed'in dizinden bir sakatlığı oldu ve 8 hafta oynamadı. Bu süreç içerisinde tedavi oldu. Ben Sneed'in dönüp dönemeyeceği konusunda şüphelerim vardı. Onunla ilgili bir değişiklik yapmamız gerektiğini söyledim. Yönetim bütçemiz yok dedi. O zaman akan sular duruyor. Biz diğer kulüpler gibi açığa oyuncu almadık. Bir kuruş borcumuz yok. Hiçbir oyuncuya bir lira borcumuz yok. Sezon bitti alnımızın akıyla çıktık. Bugün hala büyük takımlarda bile, lider takımda bile maaşlarda 2-3 ay geriden gelme gibi haberler var. Günü gününe ödeyen Türkiye'de 4-5 kulüp var, bunlardan biri de biziz. Eğer biz açığa oyuncu alsaydık, gidip ekstra paraları başka yerlere yatırsaydık, olmayan oyuncuya olmayan paraları verseydik biz bugün başka şeyler konuşuyor olacaktık. Bundan yaklaşık 15 gün önce TBF tarafından resmi bütçeler açıklandı. Biz BBL'de en düşük bütçeli üçüncü takımız. Ama hiç kimseye bir lira borcumuz yok. Bunda da yönetimin çok büyük başarısı var, bunun altını özellikle çizmek lazım. Çünkü antrenör oyuncu değiştirmek ister, antrenör kafasına yatmayanı değiştirmek ister ama o hamleyi yapamadık, bütçemiz elvermedi. <br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Hocam ben özeleştiri yapmak gerekirse yanlış nerede yapıldı diye sormak istiyordum, burada sanırım bu konu da açıklanmış oldu.</span></i></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
O iki hamleyi yapsaydık içerdeki maçlarda çok daha farklı bir atmosfer olurdu. Ben sana söyleyeyim içerdeki 15 maçın sekizini kazanırdık, 5 galibiyet de ilk yarıdan vardı, 13 galibiyetle biz şu anda playofftaydık. Bu sekiz galibiyet bizim alabileceğimiz galibiyetti.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Devre arasında Solomon'un gitmesinden bahsettiniz.</span></i></b><br />
<br />
Ben göndermek istedim ama olmadı, gönderemedim.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Solomon'u isteyen kesinlikle sizdiniz değil mi hocam?</span></i></b><br />
<br />
Tabi ben istedim, ligin dördüncü haftasıydı. Antep maçından önce istedim.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Peki gitmesini isterken tek sebep sakatlık mıydı?</span></i></b><br />
<br />
Tabi tabi, sakatlığı. Oyun zekası, oynama isteği, antrenman isteği... Yaşantısını da düzeltmişti, birkaç defa ikaz ettik, tamam koç dedi ve düzeltti. O konuda hiçbir şey yok. Ama sakatlığı onun istediği harekerleri yapmasına biraz engel teşkil ediyordu. İyileştirme için zamana ihtiyacı vardı ama bizim de zamanımız yoktu.<br />
<br />
<i><b><span style="color: #990000;">Daha sonra gitmeyişi, kalışı negatif bir etki yaptı diyebilir misiniz?</span></b></i><br />
<br />
Tabi, bir kişi eksik oynadım. Mesela Alex'i aldığımızda onu hemen göndermemiz gerekiyordu. Alex üç aşağı beş yukarı onunla aynı pozisyonda. İkinci devreye başladık Omar da geldi takıma, ama tam gelemedi. Karşıyaka maçını kaybettik, arkadan uzatmada Tofaş maçını kaybedince biz hemen Alex'le anlaştık zaten.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-fZT2So9ry0w/Uc9SRfxRuCI/AAAAAAAAH_U/wOU6-bdqjdk/s670/OmarSneed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://4.bp.blogspot.com/-fZT2So9ry0w/Uc9SRfxRuCI/AAAAAAAAH_U/wOU6-bdqjdk/s400/OmarSneed.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Playoffa kalan son takım Tofaş oldu. Onların galibiyet olarak baya bi altında kaldık.</span></i></b><br />
<br />
12 galibiyetleri var, dört galibiyet aşağıda kaldık. Ben söylüyorum biz ikinci yarıda burda 8 maç kazansaydık onların üzerindeydik. Ben 14 galibiyet olarak hesap ediyordum ama herkes birbirini yendiği için 12'ye kadar düştü.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Şurda "doğrudan hata yaptım" veya "şurda şunu yapsaydım sonucu değiştirebilirdim" dediğiniz maç oldu mu?</span></i></b><br />
<br />
Solomon'u hemen göndermemiz gerekiyordu ve Alex gibi daha skorer bir oyuncu almamız gerekiyordu. Omar'ın yerine de hareketli bir pivot almamız gerekiyordu. Ben bunu defalarca söyledim. Ama maddi imkansızlıklar bize bu hamleleri yapmaya izin vermedi.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Rotasyon anlamında soruyorum yani spesifik olarak böyle bir maç var mı?</span></i></b><br />
<br />
Öyle bir maç yok. Takımın ben performansından memnunum. Basketbolda şöyle bir şey var. Herkes müdafaa takımı olabilir ama kimse bu kadar iyi hücum takımı olamaz. Hücum basketbolu oynatmak bir, antrenörün becerisi; iki, oyuncuları kullanma yeteneğiyle doğru orantılıdır. Bizim takım sezon başladığında 70'lerde olan skor gücünü 90'lara kadar getirdik. Ama bizim sıkıntımız Ali'nin yanına bir tane daha hareketli, sağlam blokçu bir uzunu koyamadık. Hep JP ile orayı geçmeyi çalıştık, JP de pivot değil. Artı o söylediğim özelliklere sahip bir savunma oyuncusu değil.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Omar gibi bir oyuncunun sıkıntısı çekildi orada...</span></i></b><br />
<br />
Omar dizindeki sakatlıktan sonra tam randımanlı gelemedi zaten. Omar'ı gönderme nedenlerimizden biri de budur.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Ben sezon boyunca hemen hemen bütün maçlara gelmeye çalıştım. Türk oyuncu rotasyonu müthiş dar. Burada bahsettiğiniz bütçe mi devreye giriyor?</span></i></b><br />
<br />
Türk rotasyonunun dar olması tamamen bütçe ile alakalı. Bizim oyuncu seçimimizle ilgili değil.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Siz de ucuz ABD'lilerle mi o boşluğu doldurmaya çalıştınız?</span></i></b><br />
<br />
Madem ki biz bütçemizden dolayı yerli rotasyonumuzu dar tuttuk, yabancıları tecrübeli, hata yapmayacak türde oyunculardan kuralım diye konuştuk. Zaten David olsun, JP olsun, Alex olsun, Ali olsun hepsi son derece tecrübeli oyuncular.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Omar'ın çocuğunun ölümü de sıkıntılı bir süreç oldu.</span></i></b><br />
<br />
Çocuğu vefat etti, özveriyle kaldı oynadı. Ben gitmesini çok istedim. Orayla ilgilenmesini söyledim. Kafası orda, bedeni burada verimli olamayacağını biliyordu. Nitekim Tofaş maçında oynamak istedi ama kafası orada olduğu için katkı veremedi. Omar'daki sorun ligin yedinci haftasında bağlarındaki kopmaydı. Yaşından dolayı dönüp dönemeyeceği konusunda kuşkularım vardı. Biz onu 8 hafta bekledik. Rehabilitasyonuyla birlikte 10 hafta sürdü. Kolay bir sakatlık değildi geçirdiği sakatlık. Aklı sürekli dizindeydi. Önümüzdeki sene belki çok rahat oynayabilir ama o dönemde bize katkı veremedi. Ama malesef maddi durumdan dolayı o dönemde bir değişiklik yapamadık. Yönetim paramız yok dediğinde ikinci defa gündeme bile getirmedim, saygı duydum. Çünkü yönetimle aramızda her zaman kulübün menfaatlerini düşünen, kulübün mali yapısını düşünen bir bakış açımız var. Aynı yere bakıyoruz. Ben kendi şahsi kariyerimi kullanıp isyan etmedim. Kendi şahsi kariyerim aşağı gidiyor diye hiç bir yere demeç bile vermedim.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Tribünden sahaya bakınca Mutlu ve Altan dışında sahaya yüreğini koyan bir oyuncu yok gibi görünüyor. Yabancılardan bunu beklemek zaten zor da takım bir Türk lider oyuncunun eksikliğini hissetti mi?</span></i></b><br />
<br />
Tabi sen bunu söylerken son 15 maçı baz alarak söylüyorsun. Halbuki biz ilk 15 maçta inanılmaz iyi oynadık ve ilk 15 maç içinde kazandığımız Aliağa, Olin ve Antalya maçlarında Hakan Köseoğlu'nun muazzam bir katkısı oldu oralarda. Siz son 15 maçı seyrettiğiniz için öyle düşünüyorsunuz ama ilk 15 maçtaki deplasman tablosuyla burdaki tablo çok farklı. Farklı iki takım oldu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-qZS9rMAP0zQ/Uc9g-Wogj3I/AAAAAAAAH_k/yGw4fP1wy0k/s540/mutlu4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://3.bp.blogspot.com/-qZS9rMAP0zQ/Uc9g-Wogj3I/AAAAAAAAH_k/yGw4fP1wy0k/s400/mutlu4.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Siz zaten daha önce de 15 maçın üstüste içerde olmasının dezavantaj olduğunu söylemiştiniz.</span></i></b><br />
<br />
Sıkıntılı yani. Hiçkimse oynamadı. Hiçbir takımın başına böyle bir şey gelmedi. Kimse yorum bile yapamıyor. Herkes avantaj olarak gördü ama ben hep dezavantaj olarak görüyordum. Ve ikinci yarı böyle gitmez, çok farklı bir lig bizi bekliyor demiştim.<br />
<br />
<i><b><span style="color: #990000;">Çok örneği yok, aklıma gelenleri söylüyorum. Antep'te Dorsey, Karşıyaka'da Dixon... Biraz da sanki yabancıların takımı ve şehri sahiplenmesi de performansı arttırıyor gibi. Bizde bu pek olmadı gibi. Bizim yabancılar daha mı profesyonel bakıyorlar olaya?</span></b></i><br />
<br />
İşin hücum tarafına bakarsak Ali müthiş bir iş çıkardı. Son derece profesyonel, son derece çalışkan, hiçbir antrenmanda kaytarmadan, hiç hasta olmadan çok iyi bir sezon geçirdi. Buna biraz da öyle bakmak lazım. bir oyuncu eğer hem hücumu, hem savunmayı, hem ribaundu, hem bloğu aynı anda yapsa zaten Lebron James olur NBA'de oynar. Ali işin hücum yönünde müthiş bir iş çıkardı ve sayı lideri olarak bitirdi normal sezonu.<br />
<br />
<span style="color: #990000;"><b><i>O zaman şuraya bağlamak da gerekir. "Hücum maç kazandırır, savunma şampiyon yapar."</i></b></span><br />
<br />
Takıma göre değişir. Ben az önce söyledim. Oyuncu profiline göre takım savunma yapabilir. Biz oraya 4 numaraya blokçu, sert, iyi bir pivot koyabilseydik Omar'dan sonra biz o 90'lı skorları tekrar 70'lere çekerdik. Çünkü biz Omar sağlam olduğunda sezona 70-75'lerde başladık. Sezon başında 90 yemiyorduk.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">O zaman şunu sormak gerekiyor hocam. Sizin istediğiniz 95 atan bir takım değildi ama takım kadrosu mı buna zorladı?</span></i></b><br />
<br />
Tabi her antrenör elindeki malzemeye göre takım çıkarır, oyun düzenini kurar. Beş tane atıcıyla eğer oynuyorsan o takım savunma yapamaz zaten. Resimdeki eksik yerleri sana söyledim, oraları eğer tamamlayabilseydik biz farklı bir takım olurduk.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Mete Babaoğlu bir sonraki sezon da takımı böyle oynatacak diyemeyiz o zaman?</span></i></b><br />
<br />
Ben hücumcu bir takım sevmem. Hep hücum edelim, hep atalım, run & gun oynayalım hiç yapmadım onu ben. Hep %60 savunma, %40 hücum felsefesiyle geldim buraya kadar.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-e7iv2-I3XnM/Uc9hLA0XyRI/AAAAAAAAH_s/4zvWlT6R3KQ/s540/hakan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://3.bp.blogspot.com/-e7iv2-I3XnM/Uc9hLA0XyRI/AAAAAAAAH_s/4zvWlT6R3KQ/s400/hakan.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Bu takım neden savunma yapmıyor diye ciddi bir eleştiri var. Yanlış hatırlamıyorsam çok kritik Olin maçında ilk çeyrekte 30'dan fazla sayı yedik. Sonraki 10 dakika baya iyi savunma yapıldı ve maç kritik anlarda döndü. İstediğinde takım zaman zaman savunmayı ortaya koyabiliyor demek ki.</span></i></b><br />
<br />
Bu bir takım kişiliğine girmiyor. İnsanların zorda kalınca can havliyle yaptığı savunmaya giriyor. Savunma kişilikli bir takım maçın başında sert savunmayı koyar, 40 dakika gider. 10 sayı geriye düştüm ben savunmayı biraz daha artırayım mantığı savunma kişilikli bir takımın mantığı değil. Zorda kalınca takım savunma yapıyordu. Galatasaray maçında üçüncü periyod geriden geldik ortak olduk maça. Dediğin gibi Olin maçı, Antep maçı üçüncü periyod, Karşıyaka maçı ikinci periyod. Savunma kişilikli bir takım değildik biz bu sene. Ama o da benim dediğim şartlardan dolayı oraya geldi. Sezon başladığında böyle bir sıkıntımız yoktu, 90 sayı yemiyorduk.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">O zaman kaldığınızı varsayarsak bir revizyondan bahsedebilir miyiz?</span></i></b><br />
<br />
Tabi canım bir revizyon olması gerekiyor.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">İstediğiniz kadroyu kurabilirseniz seneye daha ısıran, daha savunma yapan bir takım mı göreceğiz Mersin'de?</span></i></b><br />
<br />
Benim önümüzdeki sene birinci ligde 24. senem. Bana bir tane 24 yıldır başantrenörlük yapan bir koç göstersene. Benim adım Mete Babaoğlu. Ben A Milli Takım'da oyuncu değildim. Ben buraya tırmalayarak geldim, hiçkimse bana burayı altın tepside sunmadı. Onun için eleştiriler olabilir tabi ben saygılıyım ama o niye yok, şu niye yok, bu takım neden savunma yapmıyor... Her şart bir neticeyi doğurur. Ben başarısız bir antrenör olsaydım kimse bana 23 sene birinci ligde ekmek vermezdi. Ben bu ligde 34 yaşında Türkiye finali oynadım. 32 yaşında A takım antrenörü oldum. Türkiye Kupası kazandım. İki defa Cumhurbaşkanlığı finali oynadım. Bir defa lig ikinciliğim var. Eurochallenge'da Final Four'da üçüncülüğüm var Tuborg'la. 2005'te eurobasket.com yılın koçu seçti o sene. Biz buralara tırmalayarak geldik. Burdaki son 15 maç bizim kariyerimizi yansıtmıyor yani.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Kalıp kalmayacağız net değil. Son durum nedir? </span></i></b><br />
<br />
Yönetim istiyor, kalmamda istekli. Bunun da nedeni A takım antrenörlüğü yanında oyuncu yetiştirme özelliklerim de var. Ben geldiğim günden beri söylüyorum. Burası çok verimli bir çevre, bunu kullanmamız gerekiyor. Altyapı derken alıp da küçük çocukları yukarı yetiştirmeye zamanımız yok. Ben yönetime şunu söyledim. Piramide uçtan başlayalım. Yetiştirebildiğimiz kadar hali hazırda oynar vaziyetteki gençleri yetiştirelim, yavaşça aşağı doğru yayılalım. Kısa periyodda altyapıdan oyuncu getirebilmek için mantığın öyle olması gerekiyor. Geçen sene Temmuz'un ortasında ben çalışmalara başladım. Bir duyuru yaptım. O duyuruya 30'a yakın oyuncu itibar etti. O duyuruyu bu sene çok daha farklı bir şekilde yine yapacağız. Gelen 30 kişiyi bir hafta boyunca çalıştırdım. Ordan dört tane oyuncu seçtim. O çocukların hepsi de kimi üniversite takımından, kimi kolejden, bir tanesi Telekom'un altyapısından, bir tanesi Banvit'ten tekrar Mersin'e gelen bir oğlumuz. Dördünden iki tanesi önümüzdeki sezon 10 ay boyunca 10 dakika süre alacak noktaya geldi.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Tibet ve Berkay değil mi?</span></i></b><br />
<br />
Evet onların önü daha açık. Fizikler 2 metreye yakın. Her ikisinin de şut özelliği var ve çok iyi çalıştılar bu sene. 10 ayda geldikleri yer buysa, 20 ayda gelecekleri yerin BBL'de minimum 10 dakika oynar vaziyette olması lazım. Bunlar yönetimin de gözünden kaçmıyor. Onlara da cazip ve hoş geliyor. Kaldığım takdirde bu çemberi biraz daha genişletmemiz lazım. Bu sene genç takımımız Mersin'de birinci oldu, gruplarda birinci oldu. Anadolu Kupası'nda kılpayı kaçırdılar. Keşke ben de oraya gidebilseydim, ordan da çıkardık. Orada Berkay en iyi forvet ödülünü aldı. Bunlar güzel gelişmeler. Önümüzdeki sene bu yetmez, çemberi biraz daha genişletmemiz lazım. Kesinlikle gençlerden oluşan bölgesel lig takımı yapmamız lazım. Ben bunu yönetime diretiyorum, onlar da sıcak bakıyorlar hepsi. Eğer istikrar olursa iki sene içinde hiç dışardan oyuncunun gelmesine de gerek yok. Mersin takımı 10 tane Mersin'liyle çıkabilecek duruma gelir. Ama iki sene içinde.<br />
<br />
( Not : Bu arada Mete Babaoğlu Mersin BŞB ile sözleşme yeniledi.)<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Kaldığınız takdirde yabancı oyuncularla ilgili tasarrufunuz ne olacak? Kalmasını özellikle istediğiniz oyuncu var mı?</span></i></b><br />
<br />
Yönetimle oturuyoruz konuşuyoruz, oyuncu bazında tartışıyoruz. Karşılıklı fikirlerimiz oluyor. Onlar beni dinliyor, ben onları dinliyorum. Oturup birlikte karar vereceğiz, birlikte bir yol haritası çizeceğiz. Kaldığım takdirde tabi.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-bRCnFHTBC1o/Uc9vIFxWTVI/AAAAAAAAH_8/hAHlcfrEJbA/s540/ali3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://4.bp.blogspot.com/-bRCnFHTBC1o/Uc9vIFxWTVI/AAAAAAAAH_8/hAHlcfrEJbA/s400/ali3.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Ali Karadeniz bu planların içinde mi?</span></i></b><br />
<br />
Her oyuncunun bir maliyeti var. Her maliyet bütçe içerisinde bir yer kaplıyor. Bir oyuncunun ne yaptığı ne yapacağı değil de bunları tartışıyoruz.<br />
<br />
<b><span style="color: #990000;"><i>Kulüp Ali için bu maddi rekabete girer mi yani?</i></span></b><br />
<b><i><span style="color: #990000;"><br /></span></i></b>
Rekabet olacak bir şey yok çünkü Ali önümüzdeki sene şartlar nerede nasıl olursa olsun benimle çalışmak istiyor. Giderken bunu deklare etti. Tatilini yapmasını, henüz bir şeyin net olmadığını söyledim ama Ali Mersin'de kalmak istiyor.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">David'le ilgili özel bir soru sormak istiyorum. Güçlü fiziği olan, sırtı dönük oynayabilen, yüksek fundementali olan çok fazla örnek yok mesela ilk akla gelen Diamantidis. O çok uçuk bir örnek mesela ama oyun kurucu çıtası bu noktaya kadar gelmişken David'in boyuyla alakalı bir sıkıntı var. Evet hızı avantaja dönüşüyor ama en basitinden şut çekerken bile mesafeyi uzun alması gerekiyor el üstünden atabilmek için. David'in performansıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Memnun musunuz yoksa daha farklı bir oyun kurucu tipine yönelecek misiniz?</span></i></b><br />
<br />
Kuracağınız takıma çaylak bir guard getirmek çok riskli. Mesela Antalya'nın getirdiği oyuncu kötü mü dersen hayır, iyi oyuncu mu dersen takımı küme düştü. Herkes maliyet konuşuyor ama çaylak bir guard getirmek büyük bir risk taşıyor. David iki sene Karşıyaka'da, bir sene de Almanya'da müthiş performans vermiş bir oyuncu. Bizde zaman zaman dizinde ufak bir problemi vardı ki büyük ihtimalle sezonun sonunda ufak bir operasyon geçirecek. Çoğu zaman ağrıyla oynadı, çoğu zaman dinlendirerek oynattık ama bunu hiç dillendirmedik. Sezonun genelinde iyi performans verdi. Özellikle Hakan'la beraber oynattığımızda çok daha iyi performans verdi. İyi bir 2 numara olsaydı David'in randımanı daha fazla olurdu. Solomon'a gitme nedenimiz oydu.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Solomon'u 1 numarada oynatıp, David 2 numarada denense daha fazla verim alınamaz mıydı?</span></i></b><br />
<br />
Oyuncuları öyle 1-2 diye artık sınırlayamıyorsun.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Daha rahat şut imkanı bulabilirdi diye söylüyorum.</span></i></b><br />
<br />
Ama Willie o pozisyona gelemedi işte. Dikkat edersen David'in performansının arttığı yerlerde Hakan'ın adını saydım. Hakan o yükü aldı, onun performansını daha yukarıya çıkardı. Willie onu yapabilseydi biz çok daha iyi performans alırdık. Özellikle ikinci yarıda dizinde baya ciddi ağrılar vardı. İki hafta üstüste sadece dinlendirip maçta oynattığımız oldu.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Tüm yabancıların kontratı sona erdi değil mi?</span></i></b><br />
<br />
Evet hiçbir yabancının iki yıllık kontratı yoktu zaten.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Türk oyuncularda durum nedir?</span></i></b><br />
<br />
Mutlu'nun opsiyonlu bir kontratı var bildiğim kadarıyla opsiyon kulüpte. Altan'ın ikinci yıl kontratı var. Onun dışında herkesin bir yıllık kontratı var.<br />
<br />
<i><span style="color: #990000;"><b>Prince konusuna geleceğim. Belki de en sessiz, en faydalı oyuncu oldu. Prince 4 olarak mı alındı yoksa 3 alındı da yokluktan mı 4 oynadı?</b></span></i><br />
<br />
Omar vardı takımda. Prince için en faydalı, en sessiz, en bahtsız diyelim. Omar sakatlanınca mecburiyetten 4 numara oynattık. Prince'nin özellikle sırtı dönük oynayan oyunculara karşı çok büyük bir zaafiyeti var. Zaten her takım onu kullanmaya çalıştı. Her maçın başlangıcında Prince'nin üzerine oynayarak başladılar. Bir takım konsepti oluştururken stratejik olarak onun üstüne kuramazsın. Ama maçın içerisinde oyunu hızlandırmak için nasıl Fenerbahçe Ülker Emir'le 4 numara oynuyorsa sen de Prince ile çok rahat 4 numara oynayabilirsin.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Atletizmiyle 4 numarada değil de boy avantajıyla 3 numarada daha etkili olabilirdi ama şartlar...</span></i></b><br />
<br />
Evet Omar sakatlanınca mecburen oraya kaydırdık. Yoksa sadece maçın gidişatına göre 5-10 dakika o pozisyonda oynayacaktı.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Solomon konusuna tekrar girmek istemiyorum artık.</span></i></b><br />
<br />
Solomon çok iyi bir oyuncu, çok iyi bir profesyonel. Bunun kimse aksini iddia etmiyor. Umarım seneye istediği yerlerde olur.<br />
<br />
<i><b><span style="color: #990000;">Ben kendisine de özellikle "Bu sıkıntıları koçla konuştun mu?" diye sordum çünkü.</span></b></i><br />
<i><b><span style="color: #990000;"><br /></span></b></i>
4 defa toplantı yaptık o toplantıyı. Bir tanesinde kulüp başkanı da vardı. Ben maçın içerisinde oyunculardan gelen sözlere itibar eden bir insanım. Çünkü maçın içerisinde oynayan onlar. Dolayısıyla oyun düzenlerini kurarken oyuncunun fikirlerini alıyorum. Ya da geçmiş maçlarını araştırıyorum. Mesela David'i kullanacağım zaman Almanya'daki, Karşıyaka'daki maçlarını inceleyerek, atıyorum oyuncu solaksa ne tarafa doğru iyi gittiğini tespit ederek onu belirliyorum. Oralarda ben oyuncunun her zaman fikrini alan bir insanım. Dediğim dedik, illa bu doğrudur diyen bir insan değilim.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Verileni kabullenmek gibi bir durumu yok yani Solomon'un?</span></i></b><br />
<br />
4 kez yaptık bu toplantıyı. Bu tip toplantılar bir oyuncuyla maksimum iki kere olur. Her dakika bir oyuncuyla birebir toplantı yapılmaz. Oyun düzenleri hakkında karar verilir, uygulanır. Çok kötü giderse bir toplantı daha belki olabilir, görüntüleri kullanma yoluyla düzeltme yoluna gidersiniz. Hiçbir takım sezona başladığı setle sezonun sonunu getirmez. O setler içerisinde her zaman revizyon olabilir. O setler her zaman kalkabilir başkası gelebilir. Bunlar oyuncularla karşılıklı oturup konuşularak olur. Türk oyuncularla, özellikle guardlarla mesela en kritik molada takımın son molası ben oyun kurucuya mutlaka sorarım hangisini oynasak daha iyi olur diye. Aklıma yatıyorsa onun söylediğini uygularım, yatmıyorsa onu değil şunu yapalım gibi konuşuruz. Oyuncularla sürekli fikir alışverişinde bulunuruz.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Takımın bütçesi bu sezon ne kadardı?</span></i></b><br />
<br />
1.7 milyon euro. Biz başladığımızda 3 milyon TL idi bütçemiz.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Peki bu rakamın koyduğunuz hedefler için yeterli olduğunu düşünüyor musunuz yoksa seneye kalırsanız bütçe artışı gibi bir talep olacak mı? Şunun için soruyorum siz de hala takım iskeletinin ABD'li oyunculardan kurulu olması gerektiğini mi düşünüyorsunuz yoksa başarının artık Avrupa'lı oyunculardan geldiğini görüyor musunuz?</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #990000;"><br /></span></i></b>
Avrupalı oyuncu pahalı, Amerikalı oyuncu ucuz. Türk oyuncu pahalı, Amerikalı oyuncu ucuz. Az bütçeli takımı kurabilmen için hele de altyapıdan oyuncu getiremiyorsan bu kısır döngü içinde yuvarlanıp durursun.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-7ZzvAzyThTg/Uc9vXgVHUoI/AAAAAAAAIAM/vcuMTvmikK0/s960/537203_10151364275852118_2022847665_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://3.bp.blogspot.com/-7ZzvAzyThTg/Uc9vXgVHUoI/AAAAAAAAIAM/vcuMTvmikK0/s400/537203_10151364275852118_2022847665_n.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Bir de havuz çok geniş tabi...</span></i></b><br />
<br />
Havuz çok geniş, sürekli oyuncu geliyor. Zaten Avrupa'da çıkan tüm oyuncular kulüplerinde kontratlı oyuncular. Para verip almanız gerekiyor dolayısıyla Avrupa'lı oyuncu portföyü çok dar. Bizim son maça bakıyorum ben Beşiktaş'la, bizim bütçemiz 1.7 milyon euro karşıya bakıyorsun 8 milyon euro. Bir yere kadar mücadele ediyorsun. Anadolu Efes'le kafa kafaya oynadık bakıyorsun 20 milyon euro. Herşey sahada belli bir noktadan sonra bütçeyle. Ama yine de orta bütçeli bir takımla ciddi bir ses de getirebilirsin.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Yeni sezonda hedef ne olacak? Çünkü yepyeni bir salon var ve tesis sıkıntısı da olmayacak.</span></i></b><br />
<br />
Benim gönlümden geçen üç tane kriter var Mersin için. Birincisi o salonun organizasyonunu çok iyi yapıp, orayı bir basketbol mabedi haline getirmek. İkincisi altyapıdan başını uzatmaya çalışan oyuncularımızın oynadığını görmek. Üçüncüsü de bu takımın ama öyle ama böyle Avrupa kupalarında Mersin'i temsil etmesi. Bunlar benim hayallerim. Çünkü ben bunları yaşadım. Avrupa'da Tofaş'ı çalıştırdığım yıllarda Türk basketbolunda ilk defa bir İspanyol, bir İtalyan takımını elemeli grupta eleyen bir takımdık. Eurochallenge'da Avrupa üçüncülüğüm var. Tofaş'ta Avrupa altıncılığımız var Eurocup'ta. Banvit'te son 12 var. Tuborg'da son 8 var. Ben buraları görmüş bir antrenör olarak kendi ligimde oynamak istemiyorum. Yani bu potansiyel Mersin'de var. Bunu görmek en büyük arzularımdan bir tanesi.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Altyapıyla ilgili nasıl bir çalışma olacak?</span></i></b><br />
<br />
Hiç kıvırmadan söyleyeyim kafamdan geçen anlaştığım gün çok kısa bir tatil yapıp hemen altyapı çalışmalarını bütün çevreye yaymak. Çünkü 96-97 doğumlu gözüme kestirdiğim, aileleriyle görüştüğüm, kulübe kazandırmak istediğim bazı oyuncular var. Onları burada toplayıp A takımın hemen altında çok iyi genç bir jenerasyon yaratmak istiyorum. Oradan kısa sürede hemen yukarıya ne kadar oyuncu gelirse kardır.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Peki bu oyuncuları elinizde tutabileceğinizi düşünüyor musunuz?</span></i></b><br />
<br />
Tabi düşünüyorum kurallar buna elveriyor. 18 yaşına gelen bir oyuncuya zaten 5 yıllık kontrat yapman gerekiyor. Bu kontratı yaparsan olur.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Yukardaki canavar bütçeli takımlar buna müsade edecek mi?</span></i></b><br />
<br />
Futbolda da var aynı sıkıntı. 1-2 tanesini satarsın ama alttan fabrikadan geliyordur, öbürleriyle devam edersin.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Ama futbolda bunun bir karşılığı oluyor hocam. 5 milyon euroya satıyor mesela, basketbolda bu yok.</span></i></b><br />
<br />
Olabilir neden olmasın.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Emekler boşa gidiyor gibi sanki.</span></i></b><br />
<br />
Öyle düşünme mesela Furkan kaça gitti Galatasaray'a.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Birkan 100 bin dolara mı 100 bin TL'ye mi ne öyle bir maddeyle gitti mesela.</span></i></b><br />
<br />
Sertaç da mesela 125 bin dolara satılmıştı Telekom'dan o zaman. O tip alışverişler olur. Ben bu genci çıkardım 10 sene bende oynasın mantığı zaten yok.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Burada bir ateş yakıldı neticede. Devamının gelmesi önemli bana kalırsa.</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #990000;"><br /></span></i></b>
Bana iki yıl versinler bir tane takım çıkartırım buradan. O kadar net konuşuyorum.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Yönetimle çalışmanız, uyumunuz nasıl?</span></i></b><br />
<br />
Her kulübün kendi içerisinde dinamikleri var. Eğer bu açıdan, bardağın dolu tarafından bakarsan bence kulübümüz yönetim bazında son yılların en başarılı kulüplerinden bir tanesi oldu. Kadın basketbolunda iddialı bir takım var, erkek basketbolunda 8 yıldır çabalayan, hiç geri adım atmayan, kötü bitirdiği senede bile hep ertesi seneyi düşünebilen dinamik bir yapısı var. Bir kere Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Macit Özcan bu konuda Türkiye çapında bir çok yöneticiye örnek olabilecek düşünceye sahip bir insan çünkü şehrin bu kadar problemi arasında spora, basketbola yatırım yapabilmesi önemli. Başka branşlar da var. Engelli takımından tut da tekvandosuna, karatesine dünya çapında önemli sporcuları barındıran bir yapı kurdu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-i02MqAr2m6c/UdCkr5tIlfI/AAAAAAAAIAc/GpS6FPt9tKA/s550/macit-ozcan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://3.bp.blogspot.com/-i02MqAr2m6c/UdCkr5tIlfI/AAAAAAAAIAc/GpS6FPt9tKA/s400/macit-ozcan.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Ben kendisini hemen hemen her maçta tribünde gördüm.</span></i></b><br />
<br />
Bir de o var yani bana söyler misin kaç tane belediye takımı var, hangisinin başkanı her maça gidiyor.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Bir anım var hatta. Siz tabi çalıştığınız yerden göremezsiniz ama bu kadar gergin geçen bir sezonda Alex'in Hacettepe maçında attığı basketten </span></i></b><b><i><span style="color: #990000;">sonra </span></i></b><b><i><span style="color: #990000;">Macit Özcan ayağa fırladı. Zaten son 10 dakikayı arkasına yaslanmadan izledi. Maçı yaşıyor adeta.</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #990000;"><br /></span></i></b>
Evet söylediler. Macit Özcan Spor Tesisleri bugün Mersin İdman Yurdu'na kucak açtı, bütün bir sezon tesislerinde misafir etti. Hemen altında Nevin Yanıt Tesisleri var. Onun yanında Akdeniz Oyunları'nın Mersin'e alınmasında yerel yöneticilerin payı bence devlet yöneticilerinin payından çok daha fazladır. Çünkü bu bir gerçektir. İzmir nasıl 2005 yılında Universiade'yi aldı o zamanki belediye başkanı rahmetli Ahmet Piriştina ile bu da aynı şekilde. Çok değerli bir başkandı, çok değerli bir spor yöneticisiydi. Bence Macit Bey'in vizyonu çok daha iyi şeyler hakediyor. Böyle belediye başkanı yok mesela.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Belediye takımında olmanın aslında riskli bir tarafı da var. Belediye takımı siyasi pencerenin meyvesi gibi bir şey. İnce bir ip üzerinde yürüdüğünüzü hissediyor musunuz?</span></i></b><br />
<br />
Biz onu hiç hissetmiyoruz burda. Mesela Macit Bey televizyonda maç olduğu zaman "Hocam gel şu futbol maçını beraber seyredelim" der. Yaklaşımları son derece insanidir. Geçmişinde de spor yapmış bir insan olduğu için spora bakışı çok farklı. O konuda biz hiçbir şekilde bir baskı hissetmiyoruz. Son derece rahatlatan bir yapısı var. Çoğu zaman ben maçı kaybettiğim zaman, o kadar bize sorumluluk vermiş ki utancımdan yüzüne bakamadığım maçlar oldu. Yine üzdük başkanı diye onun üzülmesine daha çok üzüldüğüm oldu.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Zaten çok fazla antrenör eriten, harcayan bir kulüp değil burası.</span></i></b><br />
<br />
Evet insani değerlere çok fazla önem veren bir yöneticidir.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Teknik ekibin zenginliğine ne kadar inanıyorsunuz? Mesela Oktay Mahmuti'nin yanında Emir Alkaş var, Recep Şen var. Siz imkan olsa da zengin bir ekip kurayım mı diyorsunuz yoksa kontrol hep sizde mi olsun istiyorsunuz?</span></i></b><br />
<br />
Sorunun içinde cevabı verdin zaten, imkan olsa dedin. Mesela ben çok genç bir oyuncumu yanıma asistan koç olarak aldım. Kendini bu işe yatırırsa, kafasını verirse, çalışırsa hepimiz oralardan geldik. Hiçkimse bizi getirip de A takımda antrenör yapmadı. ben A takım antrenörü oluncaya kadar küçüklerde, yıldızlarda , gençlerde defalarca Türkiye şampiyonu oldum. Öyle A takım antrenörü oldum ben. Ama ben memnunum staffımdan. Asistan koçlar iyi, çalışırız çalışmayız bilemiyorum, iyi bir kondisyonerim var, Deniz'i başlattım. Bizim gibi kulüplerde yanında dört tane asistanla gezecek hali yok. Bazen oyuncunun özel işleriyle bile benim ilgilendiğim oldu. Bu bir ekip çalışması.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-Mu4wK0s1X5U/UdClFyf0dqI/AAAAAAAAIAk/-JBLbrWdcTQ/s600/mete.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://4.bp.blogspot.com/-Mu4wK0s1X5U/UdClFyf0dqI/AAAAAAAAIAk/-JBLbrWdcTQ/s400/mete.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Şu soruyu atlamışım. Maxim Mutaf özelinde soracağım. Kiralama yöntemi Türkiye'de pek sağlıklı işlemeyen bir yöntem mi yoksa piyasada kiralanacak bir oyuncu mu yok?</span></i></b><br />
<br />
Yüksek bütçeli takımların altyapıları var, belli bir potansiyelleri var. Ama bu takımlar oyuncularını kiralamazlarsa onların hiçbiri oyuncu olamazlar. Bölgesel lig takımıyla, ikinci lig takımıyla oynasın mantığı doğru değil. Eğer sen oyuncunu birinci ligde oynatacaksan birinci ligde bir takıma kiraya vermen gerekir. Geçen sene bunun çok güzel örneğini Mersin, Türkiye basketboluna sundu. Maxim'in gelip de bizde fırlayıp gitmesi. Ligin bitiminde A Milli Takım'a çağrılması, orda da kısa da olsa süre alabilmesi oyuncunun patlayıp gittiğini gösterir. Sene başlamadan önce Aydın Örs'le konuştuğumuzda "Mete sen geldikten sonra Can'ın gelişimi çok daha iyi oldu, bir sene daha sana kiralayacağız. Kadronu ona göre düşün." dedi. Biz de seve seve dedik. Can hakikaten sevdiğimiz bir oyuncu, inandığımız, güvendiğimiz de bir oyuncu. Can'ı tutmak istedik fakat Aydın ağabey gidip de diğer grup geldiği zaman yeni gelen antrenör önce bir görmek istedi. Biz bekledik. Eylül'ün sonuna kadar gördü. Ben Ankara'ya gittim birebir görüştüm Pianigiani'yle. Kemal Dinçer'le, Nedim Karakaş'la, Ertuğrul'la birebir kendim konuştum. Hepsi tekrar bize vermelerinden yanaydı fakat İtalyan antrenör ben sakatlık vs. olur bekleteceğim dedi. Sonra çocuk Avrupa kupalarına girememeye başladı. Biz sezon başladıktan sonra ısrarlı bir şekilde isteğimizi sürdürdük. Can da ayrılmak istedi, bize gelmek istedi fakar Pianigiani izin vermedi. Ondan sonra zaten ayrıldı ve bir hafta sonra da Karşıyaka'ya gitti. Biz o dönemde çok istekli olduk, çok peşinden koştuk, Can da bize çok gelmek istedi. Ama bunu büyük takımların hepsinin yapması lazım. Ben Anadolu Efes'ten sezon başında Gökhan Şirin'i istedim. Gökhan Şirin girdi, çıktı bizim maçta. Bize vermiş olsalardı veya çocuk gelmiş olsaydı şimdi çok başka bir konumda olacaktı. Bunu yapmazlarsa "pilot takımda oyuncu yetiştireceğiz" sözleri hep hikaye. Bu iş Avrupa'da da var. Yugoslav oyuncu parlamaya yakın İtalya'ya, İspanya'ya yolluyorlar daha sonra geri alıyorlar. Hakları sende oluyor zaten. Kiralık oyuncu bulamadık. Banvit'in kapısını çaldım. Ben bizzat Bandırma'ya kadar gittim, başkanla birebir görüştüm. Ama koçlar izin vermediler.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Birkaç kısa sorum var konularımızdan ayrı olarak. Öncelikle milli takımda yerli koç mu yabancı koç mu?</span></i></b><br />
<br />
Yerli koç. Bu oyuncuları yetiştiren Türk koçlar. Basketbol federasyonunun uyguladığı politikalar doğru politikalar ama çalışan Türk koçlar. Bizim bunda hiç mi katkımız yok? Net bir şekilde şunu söyleyeyim. Bunu Yalçın Granit sürekli yazıyor Türk Milli Takımı'nın soyunma odasında Türkçe konuşulur. Türk insanının motivasyona ihtiyacı vardı. Türk insanı ne kadar düzgün, doğru çalışsa da hep bir itici güce ihtiyacı vardır ve o gücün de dili İngilizce değildir. Bir Türk antrenörün orda başarılı olması en çok beni mutlu eder. Eğer bir Türk antenör işin başına gelirse hepimizin ona elbirliğiyle karşılıksız destek olmamız gerekir.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Eurolig'deki favoriniz kim?</span></i></b><br />
<br />
CSKA Moskova olur gibi geliyor bana.<br />
<br />
(Not : Soru da cevap da eskidi haliyle.)<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Şu isim önümüzdeki döneme damga vurur dediğiniz bir genç koç var mı?</span></i></b><br />
<br />
Ufuk Sarıca'dan ümitliyim.<br />
<br />
<b><i><span style="color: #990000;">Hocam benim sorularım bu kadar. Sizin eklemek istediğiniz şeyler var mı?</span></i></b><br />
<br />
Ben yaptığım işte her zaman açık yüreklilikle cevap vererek, işimi şeffaf yaptığım için buralardayım. Birilerinin arkasına geçeyim, laf üreteyim gibi bir yapım olmadığı için her zaman alnım açıktır. Başarıda başım diktir, başarısızlıkta da evet çocuklar kusura bakmayın suç bende derim. Kendimle bu konuda çok barışık bir insanım. 24 saat bu işi yaşayan bir insanım.<br />
<div>
<br /></div>
</div>
malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-11787178062837534632013-05-01T16:14:00.001+03:002013-05-01T16:16:31.077+03:00Solomon: "Mersin'e Gelmek Tamamen Zaman Kaybı Oldu."<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-qRpwpvQYmZ0/UYESQG7bSQI/AAAAAAAAH8U/OrZ0MTid4p0/s1600/solomon4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="http://1.bp.blogspot.com/-qRpwpvQYmZ0/UYESQG7bSQI/AAAAAAAAH8U/OrZ0MTid4p0/s400/solomon4.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bizim buralarda sözkonusu basketbolsa bir oyuncunun gelişi de, gidişi de pek olay yaratmaz. Yerel basın tamamen futbola odaklanmıştır, ajanslar birkaç kelime haber geçerse ancak kendine öyle yer bulur basketbol satırlarda. Bu negatif durumun aksine şehrin büyüklüğüne oranla bana göre Türkiye'de basketbolculara en kolay ulaşılabilen şehirdir Mersin. Bir cafede yanyana oturursunuz, alışveriş merkezinde aynı ürüne bakarken farkedersiniz basketbolcu olduğunu. Antrenman için salona gidersiniz, salon görevlileri dışında kimse olmaz, en sevdiğiniz basketbolcularla resim çektirir, sohbet edersiniz. Maç sonunda yan çıkış kapısında yarım saat beklemeniz ancak Eurolig'de izlediğiniz oyuncularla görüşebilmek için yeterlidir. Oldukça temiz ve seviyeli bir basketbol ortamı olduğu için de hiçkimse müdahale etmez size. Rakibin smacını tüm salon alkışlayabilen ender salonlardan biridir burası. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşte böyle bir ortamda Willie "King" Solomon da sadece iki kez haber olabildi; gelişiyle ve kadro dışı kalışıyla... Gidişi bile haber olmadı. Taraftar temsilcisi(!) arkadaşın Solomon için "Bu da mı basketbolcu?" diye sorduğu bir yerde daha fazlasını beklemek de hayal olurdu zaten. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Geçtiğimiz hafta çarşamba günü oynanan TED Kolejliler maçında kadroda olmayınca tüm Türkiye Solomon'un kadro dışı kaldığını öğrendi. Aslında Solomon haftasonu kadro dışı kalmış ve hiçbir antrenmana katılmamıştı. Türk Telekom maçının ertesi günü de ülkesine döndü. Solomon'la ilgili çok daha geniş ve ayrıntılı bir röportaj planım vardı ama olaylar bu kadar hızlı gelişince ancak veda öncesi bir görüşme yapabildik. Bazı sözleri tabi ki "off the record"...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Öncelikle ne hissettiğini öğrenmek istiyorum Solomon? Üzgün müsün, mutlu musun, kızgın mısın?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Açıkçası hiçbir şey hissetmiyorum diyebilirim şu anda. Çok daha fazlasını verebileceğimi düşündüğüm bir yerden ayrılıyorum ama ayrıldığım için de mutluyum çünkü bu düzende başarılı olma imkanım yoktu. Kızgın değilim. Koç veya yöneticiler böyle bir karar verdiler ve bu karara saygılıyım. Bu konuda yapabileceğim bir şey yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Avrupa'nın en üst düzey kulüplerinde forma giydin. Çok da iyi rakamlar yakaladın. Yaşını bir kenara bırakırsak Mersin gibi hücumu ön planda tutan takımlarda çok daha iyi rakamlar yakalayabilirdin. Yanlış olan neydi peki?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Kendimle ilgili konuşmak gerekirse ben hayatımın hiçbir döneminde 2 numara olarak oynamadım. Her zaman 1 numara oynadım, saha içini yönettim ve skora katkı yaptım. Ben perdeden çıkıp şut bulabilecek tarzda bir oyuncu değilim. Bana topu ve sorumluluğu verirseniz ancak başarılı olabilirim. Burada ise hep 2 numara oynamak zorunda kaldım. Bu hiç bana göre değildi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Takımdaki neredeyse tüm yabancılar topla oynamayı seviyor. Alex, Prince, David, Wright. Belki de koç bu durumda top paylaşımında sıkıntı olabileceğini düşünmüştür.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Ben pick & roll oynayabilen de, içeri penetre edebilen de bir oyuncuyum. Daha önce hiçbir takımımda bu konuda top paylaşımında sorun yaşanmadı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Peki koçla bu konuyu konuştunuz mu hiç?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Evet birkaç kez konuştuk ama dediğim gibi bu onun tercihi ve benim de buna saygı göstermekten başka yapacak bir şeyim yok. Ama söylediğim gibi ben 1 numarada 2 numaradan daha başarılı bir oyuncuyum. Solomon'dan 18 sayı, 7 asist, 6 ribaund gibi rakamlar bekliyorsanız ona topu ve sorumluluğu vermeniz gerekiyor. Yine de dediğim gibi kararlara saygılıyım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">"Sorumluluk" burada anahtar kelime sanırım senin için?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Evet kesinlikle. Bir oyuncuyu kazanmak istiyorsanız ona sorumluluk vermeniz gerekiyor. Oyuncu doğru pozisyonda oynadığı zaman verimi mutlaka daha fazla olacaktır. Houston'da Beverley'in durumuna bak mesela. Gerçek yerine geldiğinde katkısı bir anda nasıl arttı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-4Nivm0hyta8/UYEVnyoPfsI/AAAAAAAAH8k/T3S3MS_v13s/s1600/solomon5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="348" src="http://1.bp.blogspot.com/-4Nivm0hyta8/UYEVnyoPfsI/AAAAAAAAH8k/T3S3MS_v13s/s400/solomon5.jpg" width="400" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Peki fizik olarak ne durumdasın? 1 numarada o tempoyu kaldırabileceğini düşünüyor musun?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Fizik olarak oldukça iyi durumdayım. Antrenmanlarımı aksatmıyorum ve herşeyden önemlisi isteğim, hırsım var. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Senin durumunda olan bazı isimler ikinci, hatta üçüncü baharını yaşıyor. Jasikevicius, Papaloukas gibi isimler Londra'da Final Four oynuyor. Örneğin böyle bir teklif gelse kendini şu anda oralarda oynayabilecek kadar iyi durumda görüyor musun?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Ben o seviyede oynayabileceğimi düşünüyorum. Şimdi play off dönemini ve yazı iyi geçirirsem her seviyede oynarım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Play off dönemi dediğine göre Avrupa liglerinden teklifler var.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Evet bir sonraki durağım İtalya gibi görünüyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Takım ismi belli mi? Gizli değilse tabi.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Takım belli ama şu anda ismini söylemem doğru olmaz. Menajerim o işlerle ilgileniyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-7_IvwBmepB8/UYEPzdIXVRI/AAAAAAAAH70/2xylur997Cs/s1600/solomon3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="229" src="http://3.bp.blogspot.com/-7_IvwBmepB8/UYEPzdIXVRI/AAAAAAAAH70/2xylur997Cs/s320/solomon3.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Peki TBL'den teklif gelse tekrar bu ligde oynar mısın? Ben açıkçası rakip olarak da gelsen burada tekrar seni izlemek isterim.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Oynarım tabi. Ben profesyonelim ve gelen tekliflere göre değerlendirme yaparım. Ama burası oynayacağım kulüplerden biri olmayacak sanırım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Mersin'e geldiğin için büyük pişmanlık var sözlerinde.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Mersin'e gelmek hayatımın en büyük hatasıydı. Tamamiyle bir zaman kaybı oldu benim kariyerim için. Bir de burda daha önce yaşamadığım şeyleri yaşadım. Ben Fenerbahçe'de, Efes Pilsen'de, Avrupa'nın büyük kulüplerinde forma giydim. Oralarda hiçbir oyuncuyla, hiçkimseyle en ufak bir problem yaşamadım. Burada da hiçkimseyle problem yaşamadım ama oralarda örneğin akşam bir yerde takım arkadaşınla karşılaştığında birbirine selam verirsin ve yoluna devam edersin. Sabah tekrar antrenmanda karşılaşırsın. Burada biriyle karşılaştığımda hemen başkaları durumdan haberdar oluyor. Sabah antrenmanda nerede ne yaptığım konuşuluyor. Ben böyle bir şeyi daha önce hiç yaşamadım. Bu hiç normal bir şey değil.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Burada taraftar da çok fazla takımını itemiyor. Bunun sizin üzerinizde, özellikle de taraftarla coşan ABD'li oyuncularda negatif bir etkisi oluyor mu?</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Tabi olmaz olur mu. Ben özellikle taraftarla bütünleşip performansımı katlayabilen bir oyuncuyum. Tribün azıcık canlandığında bizim de performansımız artıyor. Ama buranın da tarzı bu, söylenecek bir şey yok. Örneğin ben Aris'te oynarken taraftar sanki bizimle birlikte sahada oynuyordu. Zaten o tip atmosferlere sahip olduğun zaman büyük hedeflere oynayabiliyorsun. Keza Fenerbahçe'de ve Maccabi'de de öyleydi. Taraftar bizi zafere itiyordu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-RNdmh1bMaKA/UYEKVHK1BzI/AAAAAAAAH7k/n7Km4-3eloE/s1600/solomon2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://3.bp.blogspot.com/-RNdmh1bMaKA/UYEKVHK1BzI/AAAAAAAAH7k/n7Km4-3eloE/s400/solomon2.jpg" width="266" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Ben bu seneki performansına ve sözlerine bakınca en uygun tercihin senin için Beşiktaş olabilirdi diye düşündüm. Onlar da o bölgede çok sorun yaşadılar ve üç kulvarda zorlandılar.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Aslına bakılırsa Beşiktaş'ın da benimle ilgilendiğini biliyorum. Ama menajerim orada maddi kriz olduğunu ve anlaşmanın pek sağlıklı olmayacağını söyledi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #990000;">Şimdi keşke Beşiktaş'a gitseydim diyor musun ? Orada istediğin pozisyonda daha çok süre alıp vitrinde kalabilirdin.</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Burada da süremde bir problem yok. 25 dakika ortalamayla oynuyorum istatistiklere bakıldığında. Ama dediğim gibi oyun kurucu olarak oynamadığım için rakamlarda karşılığı yansımıyor. Şimdi tabloya bakınca evet keşke gitseydim diyebilirim. Ama dediğim gibi şu anda bir aksilik olmazsa İtalya'ya gideceğim. Belki bir gün buraya tekrar rakip olarak gelirsem o zaman gerçek Solomon'u herkese gösterebilirim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yaklaşık bir saat sohbet ettik Solomon'la ve Kral'a veda ettik. Belki iyiydi, belki kötüydü, belki haklıydı, belki haksızdı orasını bilemiyorum ama Solomon kariyerinin en sakin ve en olgun günlerini yaşıyor orası kesin. Sessizce geldi ve sessizce veda etti Mersin'e. O akşam orada, şehrin en kalabalık alışveriş merkezinde otururken bile kimse onu farketmedi. Bobby Dixon'a maç sonrası <i>"Eurolig'de oynarken bu seviyelere kadar geldin. Şimdi amaç burayı bir basamak olarak kullanıp tekrar oralara çıkmak mı?"</i> dediğimde <i>"Karşıyaka'da çok mutluyum, herşeyden önce çok iyi bir taraftarı var. Burada seviliyorum ve kalmak isterim."</i> demişti. İyi oyuncuları, güzel günleri görmek için Mersin'li basketbolseverlerin daha çok çaba sarfetmeleri gerekiyor. </div>
malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-35248856381892802912013-02-03T01:00:00.000+02:002013-02-03T01:00:04.967+02:00Döndüm Hakeme Doğru Açtım Ellerimi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-92lOqV1w1r0/UQ2Yauoy-6I/AAAAAAAAH6s/za7nueoNuCI/s1600/obra1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="272" src="http://3.bp.blogspot.com/-92lOqV1w1r0/UQ2Yauoy-6I/AAAAAAAAH6s/za7nueoNuCI/s400/obra1.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b>(Obradovic 1992)</b></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-4I9nyO0Iw2Q/UQ2W6vU2WeI/AAAAAAAAH6k/OqaJjaO2CAk/s1600/obra2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="278" src="http://1.bp.blogspot.com/-4I9nyO0Iw2Q/UQ2W6vU2WeI/AAAAAAAAH6k/OqaJjaO2CAk/s400/obra2.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b>(Obradovic 2012)</b></div>
<div style="text-align: center;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: left;">
Aradan 20 yıl geçse de Obradovic'in açılan kolları ve o kolların kucakladığı kupalar hiç değişmedi. Avrupa basketbolu, efsanesini fazlasıyla özlüyor.</div>
malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-22763800740829677392012-10-11T17:56:00.002+03:002012-10-12T00:57:17.222+03:00THY Euroleague 2012-2013 Sezonu İlk Hafta Sakatlık Raporu<div style="color: #990000; text-align: justify;">
<b>A GRUBU</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>BC Khimki : </b>Paul Davis dizindeki sakatlık yüzünden sezon öncesi hazırlık döneminin tamamında forma giyemedi.<br />
<b>Fenerbahçe Ülker :</b> Herhangi bir eksiklik yok. Eurolig için JR Bremer transfer edildi. Kadrodan üç isim bu akşam 12'nin dışında kalacak.<br />
<b>Cantu : </b> Scekic kadroya döndü ama haftasonu oynamadı. Durumu net değil.</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Panathinaikos :</b> Derwin Kitchen 10 gündür sakattı ama Madrid'e götürüldü. Oynaması bekleniyor.<br />
<b>Real Madrid : </b>Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Union Olimpija : </b>Aron Baynes ve Alen Omic'in durumları şüpheli.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #990000; text-align: justify;">
<b>B GRUBU</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Alba Berlin :</b> Nathan Peavy dizindeki sakatlık yüzünden 6 ay yok. Brian Randle ile iki aylık sözleşme imzalandı.<br />
<b>Asseco Prokom :</b> Drew Viney and Roszyk bu haftasonu oynamadılar. Durumları şüpheli.<br />
<b>Chalon :</b> Denmon sakatlığı yüzünden 6 hafta yok. Yerine Brion Rush transfer edildi.<br />
<b>Maccabi Tel Aviv :</b> Devin Smith oynamayacak.<br />
<b>Montepaschi Siena :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Unicaja Malaga :</b> Sergi Vidal 6 hafta daha yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #990000; text-align: justify;">
<b>C GRUBU</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Anadolu Efes</b><b> :</b> Kerem Gönlüm ve Jamon Lucas takımdaki yerlerini alacak. Kerem Tunçeri sakatlığı sebebiyle 10 gün yok.<br />
<b>Caja Laboral</b><b> :</b> Rochestie, Calbarro ve Pleiss yok.<br />
<b>Cedevita</b><b> : </b>Marko Tomas sakat, durumu net değil.<br />
<b>Emperio Armani</b><b> : </b>Langford düzeldi ve oynaması bekleniyor.<br />
<b>Zalgiris</b><b> : </b>Javtokas ve Klimavicius sakatlıkları sebebiyle normal sezonda oynayamayacaklar. Takımdan ayrılan Kalnietis'in yerine Bobby Brown transfer edildi.<br />
<b>Olympiakos</b><b> :</b> Perperoglou'nun durumu maç saatinde belli olacak. Sakatlığı sebebiyle Acie Law'ın dakikaları da azalabilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #990000; text-align: justify;">
<b>D GRUBU</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Beşiktaş :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Brose Baskets :</b> John Goldsberry'nin durumu şüpheli. Ogilvy sakatlığı sebebiyle oynamayacak.<br />
<b>CSKA Moskova :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Barcelona :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Lietuvos Rytas :</b> Herhangi bir eksiklik yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Partizan :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<br />
<b style="color: #cc0000;">NOT:</b> Sakatlık raporu THY Euroleague resmi sitesindeki bilgilere göre düzenlenniştir. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<b>BAŞLIYORUZ... </b></div>
malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-24325736576027632332012-05-15T00:20:00.001+03:002020-06-12T09:31:36.549+03:00Ve Şampiyon Atina'ya İner<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-Tf6zrCm5XXQ/T7F1bb_A7eI/AAAAAAAAHdw/ipq8ZzOfO3E/s1600/kutlama22.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="248" src="http://4.bp.blogspot.com/-Tf6zrCm5XXQ/T7F1bb_A7eI/AAAAAAAAHdw/ipq8ZzOfO3E/s400/kutlama22.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bugün Olympiakos resmi sitesi gibi olduk ama madem böyle bir zafer var ortada, bize de bunları paylaşmak düşer. Olympiakos bu seneki Panathinaikos maçlarını saymazsak sanırım en yüksek seyirci sayısına önce İstanbul'da ulaştı, ardından da çıtayı havaalanında yükseltti. Ben bu sahnelerde en çok Angelopoulos kardeşlere seviniyorum. Zaman zaman eleştiriyoruz, hatta dalgasını da geçiyoruz ama böyle bir tutku, böyle bir sahiplenme de az görülür cinsten..</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;"><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-j49JD8jgop0/T7F1QJ9pgPI/AAAAAAAAHcE/NXenD4aXiEM/s1600/kutlama1.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="285" src="http://3.bp.blogspot.com/-j49JD8jgop0/T7F1QJ9pgPI/AAAAAAAAHcE/NXenD4aXiEM/s400/kutlama1.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-vAWXJdNAJyU/T7F1QgmxUbI/AAAAAAAAHcM/9--wDmuSZZE/s1600/kutlama10.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="267" src="http://1.bp.blogspot.com/-vAWXJdNAJyU/T7F1QgmxUbI/AAAAAAAAHcM/9--wDmuSZZE/s400/kutlama10.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;"><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-wffzi12Qgd4/T7F1SAjlImI/AAAAAAAAHcY/5jcql_HNQPg/s1600/kutlama12.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="282" src="http://3.bp.blogspot.com/-wffzi12Qgd4/T7F1SAjlImI/AAAAAAAAHcY/5jcql_HNQPg/s400/kutlama12.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-kj5zGqFNdHM/T7F1TL5W3xI/AAAAAAAAHcg/QxMYOUOZR0w/s1600/kutlama13.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="http://1.bp.blogspot.com/-kj5zGqFNdHM/T7F1TL5W3xI/AAAAAAAAHcg/QxMYOUOZR0w/s400/kutlama13.JPG" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-_aIppkfBotw/T7F1T7qdgnI/AAAAAAAAHco/viXblWgMXM8/s1600/kutlama14.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="http://1.bp.blogspot.com/-_aIppkfBotw/T7F1T7qdgnI/AAAAAAAAHco/viXblWgMXM8/s400/kutlama14.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-fEVfB8dZKIQ/T7F1VcE81hI/AAAAAAAAHc4/XKH5RXO2Xhk/s1600/kutlama16.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="253" src="http://4.bp.blogspot.com/-fEVfB8dZKIQ/T7F1VcE81hI/AAAAAAAAHc4/XKH5RXO2Xhk/s400/kutlama16.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-u3gbF9uSNqg/T7F1WLfFAUI/AAAAAAAAHdA/38_MvfBBxlk/s1600/kutlama17.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="253" src="http://3.bp.blogspot.com/-u3gbF9uSNqg/T7F1WLfFAUI/AAAAAAAAHdA/38_MvfBBxlk/s400/kutlama17.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-BnYBsP04GZg/T7F1Wn1qSKI/AAAAAAAAHdE/C-GCBYowJVw/s1600/kutlama18.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="252" src="http://1.bp.blogspot.com/-BnYBsP04GZg/T7F1Wn1qSKI/AAAAAAAAHdE/C-GCBYowJVw/s400/kutlama18.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-Ck8kMXok4fM/T7F1XOlUiXI/AAAAAAAAHdM/F89yO464lpI/s1600/kutlama19.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="270" src="http://3.bp.blogspot.com/-Ck8kMXok4fM/T7F1XOlUiXI/AAAAAAAAHdM/F89yO464lpI/s400/kutlama19.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;"><br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-u-sC6A1Dyjc/T7F1ZlYj-sI/AAAAAAAAHdo/752XNm7-7fA/s1600/kutlama21.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="271" src="http://1.bp.blogspot.com/-u-sC6A1Dyjc/T7F1ZlYj-sI/AAAAAAAAHdo/752XNm7-7fA/s400/kutlama21.jpg" width="400" /> </a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-yF2R9UIVKfk/T7F1cXCplnI/AAAAAAAAHd4/uYMPQWg69-k/s1600/kutlama23.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="246" src="http://4.bp.blogspot.com/-yF2R9UIVKfk/T7F1cXCplnI/AAAAAAAAHd4/uYMPQWg69-k/s400/kutlama23.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-2UuWWPUrG5k/T7F1dnhZHCI/AAAAAAAAHeA/SFJ9EiAnnVQ/s1600/kutlama24.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="252" src="http://4.bp.blogspot.com/-2UuWWPUrG5k/T7F1dnhZHCI/AAAAAAAAHeA/SFJ9EiAnnVQ/s400/kutlama24.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-clBEb4ntUKY/T7F1ef4bcSI/AAAAAAAAHeE/eiMNDfP76-c/s1600/kutlama25.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="256" src="http://1.bp.blogspot.com/-clBEb4ntUKY/T7F1ef4bcSI/AAAAAAAAHeE/eiMNDfP76-c/s400/kutlama25.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-FHmJw9E99JE/T7F1fG_omJI/AAAAAAAAHeM/ltwyY64wvxg/s1600/kutlama26.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="http://4.bp.blogspot.com/-FHmJw9E99JE/T7F1fG_omJI/AAAAAAAAHeM/ltwyY64wvxg/s400/kutlama26.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-FsyGXogH46I/T7F1f-myA4I/AAAAAAAAHeY/ycd4MXB-37A/s1600/kutlama27.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="288" src="http://3.bp.blogspot.com/-FsyGXogH46I/T7F1f-myA4I/AAAAAAAAHeY/ycd4MXB-37A/s400/kutlama27.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;"><br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-UwWbOg8caY0/T7F1in5zk5I/AAAAAAAAHek/ga7ULZ8Xpfc/s1600/kutlama3.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="271" src="http://3.bp.blogspot.com/-UwWbOg8caY0/T7F1in5zk5I/AAAAAAAAHek/ga7ULZ8Xpfc/s400/kutlama3.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-3ieiggOiIVs/T7F1jWTD-0I/AAAAAAAAHeo/LX2j3tM1I-U/s1600/kutlama4.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://4.bp.blogspot.com/-3ieiggOiIVs/T7F1jWTD-0I/AAAAAAAAHeo/LX2j3tM1I-U/s400/kutlama4.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-GYHX9OpqUos/T7F1kHsDy7I/AAAAAAAAHew/E3EHG4W3qao/s1600/kutlama5.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="287" src="http://1.bp.blogspot.com/-GYHX9OpqUos/T7F1kHsDy7I/AAAAAAAAHew/E3EHG4W3qao/s400/kutlama5.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-I_UnUg-BOH4/T7F1lQASSYI/AAAAAAAAHe8/esZMi7uwjr4/s1600/kutlama6.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="311" src="http://3.bp.blogspot.com/-I_UnUg-BOH4/T7F1lQASSYI/AAAAAAAAHe8/esZMi7uwjr4/s400/kutlama6.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;"><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Resimler ve video için kaynak <a href="https://www.rednews.gr/">https://www.rednews.gr/</a></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-31072326836483526012012-05-14T22:37:00.001+03:002012-05-14T22:38:40.697+03:00Yunanistan'da Manşetler Kırmızı Beyaz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-m_mm8K-Zhpw/T7FdoICDv8I/AAAAAAAAHa0/-fpllya4Q7c/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="425" src="http://3.bp.blogspot.com/-m_mm8K-Zhpw/T7FdoICDv8I/AAAAAAAAHa0/-fpllya4Q7c/s400/1.jpg" width="300" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-sY2sSkumJ3c/T7FdqpPs7KI/AAAAAAAAHa8/ZO8RYh3DecQ/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="440" src="http://2.bp.blogspot.com/-sY2sSkumJ3c/T7FdqpPs7KI/AAAAAAAAHa8/ZO8RYh3DecQ/s400/2.jpg" width="300" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-OyLTPNDoGfs/T7FdsnzVX0I/AAAAAAAAHbE/Kh9wUpIvBG0/s1600/3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="425" src="http://3.bp.blogspot.com/-OyLTPNDoGfs/T7FdsnzVX0I/AAAAAAAAHbE/Kh9wUpIvBG0/s400/3.jpg" width="350" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-FUNrLFQh0YY/T7Fdvkr8SoI/AAAAAAAAHbM/2mElTBKu52s/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="425" src="http://4.bp.blogspot.com/-FUNrLFQh0YY/T7Fdvkr8SoI/AAAAAAAAHbM/2mElTBKu52s/s400/4.jpg" width="350" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-Qhq8PKA3USs/T7FdyA13-kI/AAAAAAAAHbU/miKowkJuNVk/s1600/5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="425" src="http://1.bp.blogspot.com/-Qhq8PKA3USs/T7FdyA13-kI/AAAAAAAAHbU/miKowkJuNVk/s400/5.jpg" width="350" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-ILvYxxW0gsU/T7FeExYWuBI/AAAAAAAAHbk/F6GL6Wifm1A/s1600/6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="425" src="http://1.bp.blogspot.com/-ILvYxxW0gsU/T7FeExYWuBI/AAAAAAAAHbk/F6GL6Wifm1A/s400/6.jpg" width="350" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-76029744272677393912012-05-14T01:13:00.000+03:002012-05-14T01:13:40.418+03:00Ettore Messina & Fenerbahçe Ülker<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-bep7XsJZjoQ/T7Avqko7HEI/AAAAAAAAHZs/UrFNeRrnDfU/s1600/messinalakers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="215" src="http://1.bp.blogspot.com/-bep7XsJZjoQ/T7Avqko7HEI/AAAAAAAAHZs/UrFNeRrnDfU/s400/messinalakers.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Daha yarım saat önce <i style="color: #990000;">"Biz aynı mantıkla gittiğimiz sürece.."</i> demiştim ama son dakika gelişmesiyle şok olmuş vaziyetteyim. Ahmet Ercanlar (@chemedya) twitter üzerinden Ettore Messina ve Fenerbahçe Ülker'in biri Avrupa'da, biri ABD'de olmak üzere iki kere görüştüğünü ve prensipte anlaştığını <a href="https://twitter.com/#%21/chemedya/statuses/201792395837317120" target="_blank"><b>yazdı</b></a>. Ahmet Ercanlar'a göre takım tamamen Messina'ya emanet edilecek ve isteği üzerine baştan yaratılacak. Zaten Messina'nın çalıştırdığı bir takım için aksi düşünülemez. Ümit Avcı da özel mesajla yazılanları doğruladı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
El ayak boşalmış vaziyette, tansiyon zirvede. İmza atılmadan, %99 ihtimal %100 resmi olmadan tabi ki hiçbir şey belli olmaz ama heyecanlanmak, bu ülkede güzel şeyler de planlanıyormuş demek bedava. Olmazsa da sağlık olsun deriz, hayali bile güzel. Ama bu sefer gerçek olsun. </div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-61743583960054739222012-05-14T00:26:00.001+03:002012-05-14T00:42:16.905+03:00THY Euroleague Şampiyonu Olympiakos ! (Bana Bir Masal Anlat Duda)<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-A6rDCuE4pNc/T7AqELjuLOI/AAAAAAAAHZc/NoKoOgBSD5g/s1600/kupa2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="315" src="http://3.bp.blogspot.com/-A6rDCuE4pNc/T7AqELjuLOI/AAAAAAAAHZc/NoKoOgBSD5g/s400/kupa2.jpg" width="475" /></a></div>
Böyle bir zaferi tarif etmeye kalkmak herşeyden önce onu elde edenlere haksızlık etmek olur. Hangi masalı isterseniz Olympiakos'a ithaf edebilirsiniz ama başrolünde mutlaka bir bilge olsun, yoksa haksızlığın en büyüğü Ivkovic'e yapılmış olur. Tüm sezon yazılan hikayeyi çöpe atalım, hatta final maçının 28 dakikasını da buna dahil edelim. Yine de anlatmakla bitmiyor. Avrupa'nın en derin ve performans anlamında en istikrarlı kadrosu karşısında 28. dakikada 53-34 geridesiniz, rakip 9 oyuncusundan sayı bulurken sadece Spanoulis, Papanikolaou ve Antic ile 34 sayı bulabilmişsiniz. Bazı koçlar böyle anlarda yedeklerini "havlu atma" işareti olarak sahaya sürerken Ivkovic Mantzaris ve Sloukas'ı basketbolcuların maç sonu yaptığı açıklama gösteriyor ki "kaos yaratmak" ve maçı çevirmek için sahaya sürdü. Spanoulis'i yanında oturtup CSKA Moskova'nın hücum düzenini yerle bir etti. Siskauskas son hücumda iki serbest atış kaçırdığında eminim herkes "sanırım bu bir işaret" demişti ve işaret fişeğinin kralını Printezis yakıp potaya doğru bıraktı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Olağanüstü, tarifsiz bir sezon oldu Olympiakos adına. İçinde de birçok ders barındırıyor aynı zamanda. Sahaya yürek koyan, mücadele eden, inanan her zaman kazanır dersem klişeler klişesi yapmış olurum bu yüzden bunu demeyeceğim. Olympiakos sadece bazı şeyleri başarmanın imkansız olmadığını gösterdi. İyi bir koç, özür dilerim dahi bir koç ve etrafında takım kurabileceğiniz iyi bir lider ile kupalara uzanmanın imkansız olmadığını gösterdi Yunanlar. Aynı faktörlere sahip Panathinaikos'un ünvanını koruyamaması ise işin bu kadar kolay olmadığının göstergesi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İstanbul 2005 Liverpool'dan sonra İstanbul 2012 Olympiakos için unutulmaz oldu. Gözümüzün önünde kırmızı beyazlar böyle mucizeler yaratırken aradan geçen 7 senede asıl rengi kırmızı beyaz olan bir milletin hiçbir şey elde edememiş olması üzücü. Ve aynı mantıkla gittiğimiz sürece bu zaferleri yaratanlar olarak değil de sadece evsahipliği yapanlar olarak hatırlanacağız hep. Tarih şampiyonları ve mucizelerini hatırlarken onlara evsahipliği yapanlar yıllar ilerledikçe unutulacak. Evimizin bahçesinde yaşanan her olay bize bir ders olur inşallah. Burnumuzun dibinde batan bir ülkenin, anlamsız bütçeler diyarı Türkiye'ye iki takımla gelerek kupayı alıp dönmesi acı tokatların en büyüğü. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ustanın önünde eğilmek, elini öpmek lazımdı şimdi ama gidemedik, yerinde yaşayamadık malesef. Darısı diğer Final Four'lara olsun inşallah..</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-Dj79wVTxf-Y/T7AgbnVi97I/AAAAAAAAHZA/jXxkuH4jyGM/s1600/ivkovic.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://4.bp.blogspot.com/-Dj79wVTxf-Y/T7AgbnVi97I/AAAAAAAAHZA/jXxkuH4jyGM/s400/ivkovic.jpg" width="288" /> </a></div>
<div style="text-align: center;">
<b> </b><br />
<b>"Calm down..I'm still here.." </b><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-zlEw33wpxe4/T7AnziiYSEI/AAAAAAAAHZU/aWIdrG5nOcc/s1600/duda2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="268" src="http://2.bp.blogspot.com/-zlEw33wpxe4/T7AnziiYSEI/AAAAAAAAHZU/aWIdrG5nOcc/s400/duda2.jpg" width="400" /></a></div>
</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-48506812529955180802012-03-31T23:13:00.000+03:002012-03-31T23:13:22.137+03:00Biraderlerin Final Four Sevinci<div style="text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-ieVBEYGfi4E/T3dj1ILTYYI/AAAAAAAAGnQ/-uK5-8Q6niI/s1600/birader1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="252" src="http://4.bp.blogspot.com/-ieVBEYGfi4E/T3dj1ILTYYI/AAAAAAAAGnQ/-uK5-8Q6niI/s400/birader1.jpg" width="400" /></a> </div><div style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-Orqip2Sxhq0/T3dj3LgM3YI/AAAAAAAAGng/G5FirBhFSQI/s1600/birader2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="238" src="http://3.bp.blogspot.com/-Orqip2Sxhq0/T3dj3LgM3YI/AAAAAAAAGng/G5FirBhFSQI/s400/birader2.jpg" width="400" /></a> </div><div style="text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-SlKj8_gTHTI/T3dj31w-iPI/AAAAAAAAGno/YkvrJEg7D6U/s1600/birader3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="251" src="http://1.bp.blogspot.com/-SlKj8_gTHTI/T3dj31w-iPI/AAAAAAAAGno/YkvrJEg7D6U/s400/birader3.jpg" width="400" /></a> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-HGwDocMZBPw/T3dj4wtn0YI/AAAAAAAAGnw/gpFjVk2t_QU/s1600/birader4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="261" src="http://2.bp.blogspot.com/-HGwDocMZBPw/T3dj4wtn0YI/AAAAAAAAGnw/gpFjVk2t_QU/s400/birader4.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-A9TBOp1yTyU/T3dj2PcsF-I/AAAAAAAAGnY/MiiUrtQPS-g/s1600/birader10.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="248" src="http://4.bp.blogspot.com/-A9TBOp1yTyU/T3dj2PcsF-I/AAAAAAAAGnY/MiiUrtQPS-g/s400/birader10.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-dy8iLHV0mkE/T3dj81IExpI/AAAAAAAAGoQ/RK9MY-U0ye8/s1600/birader8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="290" src="http://1.bp.blogspot.com/-dy8iLHV0mkE/T3dj81IExpI/AAAAAAAAGoQ/RK9MY-U0ye8/s400/birader8.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/--YSCFuxnQ5M/T3dj-OEhZ7I/AAAAAAAAGoY/12-nh9PjY8w/s1600/birader9.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="261" src="http://1.bp.blogspot.com/--YSCFuxnQ5M/T3dj-OEhZ7I/AAAAAAAAGoY/12-nh9PjY8w/s400/birader9.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-y0Tx_WFeB7o/T3dj7AX6mPI/AAAAAAAAGoA/NhVR6QvqGmw/s1600/birader6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="236" src="http://2.bp.blogspot.com/-y0Tx_WFeB7o/T3dj7AX6mPI/AAAAAAAAGoA/NhVR6QvqGmw/s400/birader6.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-W4ZEBpOfkYk/T3dj8P3R0_I/AAAAAAAAGoI/Ny5Du6zFlt8/s1600/birader7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="251" src="http://1.bp.blogspot.com/-W4ZEBpOfkYk/T3dj8P3R0_I/AAAAAAAAGoI/Ny5Du6zFlt8/s400/birader7.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-5sgsPkD3jQk/T3dj6MB4cZI/AAAAAAAAGn4/-KqZbA9mfNY/s1600/birader5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="263" src="http://2.bp.blogspot.com/-5sgsPkD3jQk/T3dj6MB4cZI/AAAAAAAAGn4/-KqZbA9mfNY/s400/birader5.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-79075091707003138502012-03-27T22:31:00.000+03:002012-03-27T22:31:05.921+03:00Ilias Zouros FIBA Avrupa'ya Konuştu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-DHcAW58uLwU/T3IKyaaOWJI/AAAAAAAAGhU/N5CLkMmh_b0/s1600/zouros.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="295" src="http://4.bp.blogspot.com/-DHcAW58uLwU/T3IKyaaOWJI/AAAAAAAAGhU/N5CLkMmh_b0/s400/zouros.png" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Ufuk Sarıca kaosu sonrası sessiz sedasız Anadolu Efes'e koç olan Ilias Zouros basketbol anlayışını, bakış açısını ve koçluğun kendisi için ne ifade ettiğini gayet samimi cümlelerle FIBA Avrupa resmi sitesine <a href="http://www.fibaeurope.com/coid_p7uxp4RWJioOaKNOWVWwn2.articleMode_on.html" target="_blank"><b>anlattı</b></a>. Benim için dikkat çekici birkaç cümleyi aktarayım, gerisini okumak size kalsın.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;">"Bir iş teklifi ekonomik açıdan değil de basketbol açısından ilgi çekici gelirse nerede olduğunu düşünmeden dikkate alırım. Eğer projeye ikna olmazsam ekonomik koşullarını önemsemem, dikkate almam çünkü işime aşık olamazsam ve her gün %200'ümü veremezsem iyi performans gösteremem."</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;"><br />
</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;">"Öğrenmek sonu olmayan bir süreçtir, her zaman öğrenecek yeni şeyler vardır. Her zaman deneyeceğiniz ekstra birşey mevcuttur ve bu sizi güçlendiren bir süreçtir."</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;"><br />
</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;">"Bence basketbolu bir gün bile düşünmeyi bırakırsanız, geride kalırsınız. Çok hızlı gelişen bir spor ve heryerde yeni gelişmeleri takip etmelisiniz. Mümkün olduğunca fazla seyahat etmelisiniz ve yazın ara olduğunda veya boş kaldığınızda sürekli çalışmalısınız."</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;"><br />
</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;">"Önemli olan herhangi bir seviyede veya yaş grubunda düşük maaşla veya maaşsız bile olsa sahada olmak, sürekli çalışır halde olmaktır."</i></div><div style="text-align: justify;"><i style="color: #990000;"><br />
</i></div><div style="text-align: justify;"><span style="color: black;">Özellikle son cümle bence çok önemli. Belki de bol tavizli Anadolu Efes tercihinin birinci ağızdan açıklaması...</span><i style="color: #990000;"><br />
</i></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-66142518170033307962012-03-27T18:50:00.002+03:002012-03-27T19:25:02.635+03:00THY Euroleague Çeyrek Final Üçüncü Maçlar Programı (27-28 Mart)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-DxgVHLVNL7U/T3HfvFY_ekI/AAAAAAAAGhA/epIGbO4VJFs/s1600/thyel.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="120" src="http://1.bp.blogspot.com/-DxgVHLVNL7U/T3HfvFY_ekI/AAAAAAAAGhA/epIGbO4VJFs/s400/thyel.png" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: #990000;">27 Mart Salı</span></b></div><div style="text-align: justify;">19:00 Unics Kazan - Barcelona Regal <b>(0-2) </b><b><i>(NTV Canlı)</i></b></div><div style="text-align: justify;">21:45 Maccabi Tel Aviv - Panathinaikos <b>(1-1) </b><b><i>(NTV Canlı)</i></b></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: #990000;">28 Mart Çarşamba</span></b></div><div style="text-align: justify;">20:00 G. Bilbao - CSKA Moskova <b>(0-2)</b></div><div style="text-align: justify;">21:00 Olympiakos - Montepaschi Siena <b>(1-1) </b><b><i>(NTV Spor Canlı)</i></b></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><br />
Seriler bitip Final Four yolcuları belli olana kadar maçlarla ilgili karalama yapmayacağım. Hepsi bittikten sonra tek tek üzerinden geçeceğiz. Ama fırsatı olanlar özellikle Maccabi Tel Aviv - Panathinaikos serisini kaçırmasın. <b><i><br />
</i></b></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-82533127842240216012012-03-22T14:38:00.001+02:002012-03-22T22:33:23.324+02:00THY Euroleague Çeyrek Final İkinci Maçlar Programı (22-23 Mart)<div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-l0Zs3F1E2ac/T2uMiDYpkWI/AAAAAAAAGaU/2nYnBOSmK3U/s1600/thyel.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="120" src="http://4.bp.blogspot.com/-l0Zs3F1E2ac/T2uMiDYpkWI/AAAAAAAAGaU/2nYnBOSmK3U/s400/thyel.png" width="400" /></a></div><b><span style="color: #990000;">22 Mart Perşembe</span></b></div><div style="text-align: justify;">20:00 Barcelona Regal - Unics Kazan </div><div style="text-align: justify;">22:00 Panathinaikos - Maccabi Tel Aviv <b><i>(NTV Spor Canlı)</i></b></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: #990000;">23 Mart Cuma</span></b></div><div style="text-align: justify;">18:15 CSKA Moskova - G. Bilbao <b><i>(NTV Spor Canlı) </i></b></div><div style="text-align: justify;">21:45 Montepaschi Siena - Olympiakos <b><i>(NTV Spor Canlı)</i></b></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-10953233153646369732012-03-20T17:11:00.002+02:002012-03-21T21:09:31.765+02:00THY Euroleague Çeyrek Final İlk Maçlar Programı (20-21 Mart)<div class="contentImage big fl" style="text-align: justify;"><div style="text-align: center;"><br />
<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-OOs8mXL_HWU/T2j8AumB6jI/AAAAAAAAGYA/m_XRtccPX8I/s1600/thyel.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="120" src="http://3.bp.blogspot.com/-OOs8mXL_HWU/T2j8AumB6jI/AAAAAAAAGYA/m_XRtccPX8I/s400/thyel.png" width="400" /></a> </div><b style="color: #990000;">20 Mart Salı</b><br />
20:00 Barcelona Regal - Unics Kazan <b><i>(NTV Spor Canlı)</i></b></div><div style="text-align: justify;">22:00 Panathinaikos - Maccabi Tel Aviv<br />
<br />
<b style="color: #990000;">21 Mart Çarşamba</b><br />
18:15 CSKA Moskova - G. Bilbao <b><i>(NTV Spor Canlı)</i></b> <br />
21:45 Montepaschi Siena - Olympiakos</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-34016118621138629232012-02-28T21:43:00.006+02:002012-02-28T22:54:03.513+02:00David Blatt 2 Yıl Daha Maccabi'de<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-dJ1J5u0mVYM/T00pe_DMitI/AAAAAAAAGOM/KXvKHQTYiUU/s1600/blatt.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://1.bp.blogspot.com/-dJ1J5u0mVYM/T00pe_DMitI/AAAAAAAAGOM/KXvKHQTYiUU/s400/blatt.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Maccabi Tel Aviv ve David Blatt sezon sonu <a href="http://maliano.blogspot.com/2010/06/maccabinin-yeni-kocu-blatt.html" target="_blank"><b>bitecek</b></a> olan kontratı 2 yıl daha uzattılar ve bir yıl da uzatma opsiyonu <a href="http://sports.walla.co.il/?w=/151/2512679" target="_blank"><b>koydular</b></a>. Müthiş yoğun bir fikstür, hiç durmadan maç yapan ama sürekli kazanan bir takım. Blatt'ın bu sene bir nevi yeniden kurduğu Maccabi Tel Aviv hem ligde, hem Adriyatik liginde, hem de Eurolig'de yoluna devam ediyor. Aldıkları İsrail Kupası da bonus. Tamam belki Eurolig hariç diğer liglerde aşırı zor rakipler mevcut değil ama maç trafikleri de Avrupa'da her takımın kolay kaldırabileceği bir trafik değil. David Blatt <b><i style="color: #990000;">"Şu anki durumumuz pek ideal değil. Pazar ve Pazartesi maç yaptık, yorgunuz. 4 günde üç tane maç oynamak çok zor ama Barcelona maçını çok ciddiye alacağız, tüm gücümüzle oynayacağız. Bazen vücudun başarısız olduğu yerde, akıl ve yürek başarılı olabiliyor." </i></b>diyerek durumu gayet iyi anlatmış.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">İstikrar güzel şey, hele de ülkemizde başarısız olup giden koçlar böyle başarılar yakalayıp sözleşme uzattıkça insanın içi burkuluyor <i>"Hata hep mi koçlarda mı acaba?"</i> diye soruyor kendi kendine. </div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-87034002919498749832012-02-28T14:58:00.007+02:002012-02-28T15:22:28.544+02:00Efes'te Sarıca Gitti Zouros Geldi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-jZqeEmdZucI/T0zLNLRaRWI/AAAAAAAAGNk/u4L_9Dioy1c/s1600/zouros.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="287" src="http://1.bp.blogspot.com/-jZqeEmdZucI/T0zLNLRaRWI/AAAAAAAAGNk/u4L_9Dioy1c/s400/zouros.png" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Efes Pilsen'de Ufuk Sarıca dönemi resmen kapandı ve takımın başına sezon sonuna kadar Ilias Zouros <a href="http://www.efesbasket.org/Haberler/A-Takim/ufuk-sarica-gorevinden-ayrildi.aspx" target="_blank"><b>getirildi</b></a>. Bazı koçların iyi dönemleri, kötü dönemleri, formda ve formsuz dönemleri olabilir ama Ufuk Sarıca'nın henüz bu seviye için yeterli olmadığı ortadaydı. Efes Pilsen'de koç değişikliği tek başına yaraya uzun vadede merhem olmayacaktır orası ayrı ama kulüp yönetimi kangreni kesip aldı. Zouros yakın dönemde Zalgiris ve Yunanistan Milli Takımı'nı çalıştıran tecrübeli bir antrenör. Sezon sonuna kadar yapılmış olan sözleşme günü kurtarma hamlesinin bir yansıması olarak tekrar tekrar sahnede. Zouros için erkenden yorum yapmak istemiyorum ama özellikle Zalgiris'te can sıkıcı anıları var. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">İlk sözleşme imzaladığında Romanov'un odasında toplantı esnasında odada sportif direktör Grigas'ın önünde bir tahta ve tahtada yazılı notların olduğu bir resim basına sızmıştı. Kısaltma olarak görünen harflerin ve rakamların daha sonradan oyuncuların periyod periyod kaçar dakika oynayacağının talimatı olduğu ortaya çıktı. Bizzat takım sahibi tarafından oyuncuların rotasyonu hazırlanmış, tahtaya yazılmış ve koçun önüne koyulmuştu. Bu şartlarda çalışan Zouros'un daha sonra maç esnasında protokol tribününden elçi vasıtasıyla gelen kağıdı okuyup iç cebine koyduğu görüntüler medyada konuşuldu. O da sonuçta her koç gibi Romanov'un arenasında boğazı kesilen gladyatörler listesine girdi ama bu anılar biraz can sıkıcıydı. Zaten yarım dönemlik sözleşmeyi kabul edişi ve göreve getirildiği haberi resmi sitede ayrılan koçun haberinin altına sıkıştırılması (ki bana göre kabul edilemez bir uygulama) tavizkar karakterinin bir parçası. Efes'e lazım olanın ise Obradovic gibi masaya yumruğunu vurduğunda ses getirecek bir isim olduğu aşikar ama oralara sonra gireriz. Şimdilik Zouros'u Zalgiris'e gelişinde <a href="http://maliano.blogspot.com/2011/01/zalgirisin-yeni-kocu-ilias-zouros.html" target="_blank"><b>tanıttığım yazı</b></a> dursun buralarda. Bakalım Efes'te perke üzerinde neleri değiştirebilecek. Kulüp önümüze duvar koymazsa son hafta Mersin'e geldiğinde bunların hepsini sorarız kendisine.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-JJu5Ck9afV0/T0zSs7UVDHI/AAAAAAAAGNs/mvF9lUKO9xU/s1600/grigas1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="287" src="http://1.bp.blogspot.com/-JJu5Ck9afV0/T0zSs7UVDHI/AAAAAAAAGNs/mvF9lUKO9xU/s400/grigas1.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-k5-N3dOjaN8/T0zSuKr3fPI/AAAAAAAAGN0/_4nLudD46qY/s1600/grigas2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="308" src="http://3.bp.blogspot.com/-k5-N3dOjaN8/T0zSuKr3fPI/AAAAAAAAGN0/_4nLudD46qY/s400/grigas2.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-v4sZhpzyjvA/T0zSvdWkUdI/AAAAAAAAGN8/ncerOLCEYKQ/s1600/zouros1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="http://4.bp.blogspot.com/-v4sZhpzyjvA/T0zSvdWkUdI/AAAAAAAAGN8/ncerOLCEYKQ/s400/zouros1.jpg" width="400" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-b9elv2-Ledo/T0zSwRnXrWI/AAAAAAAAGOA/LSmr9PNfqw0/s1600/zouros2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="236" src="http://4.bp.blogspot.com/-b9elv2-Ledo/T0zSwRnXrWI/AAAAAAAAGOA/LSmr9PNfqw0/s400/zouros2.jpg" width="400" /></a></div> Kaynak : Talkbasket</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-87393056872017748632012-02-26T14:37:00.000+02:002012-02-26T14:37:50.435+02:00Top 16 5.Haftanın En İyi 10 Hareketi<div style="text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/P2kutVRFzAw" width="475"></iframe></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=P2kutVRFzAw" target="_blank"><b>Link</b></a></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-45410476437327619382012-02-26T02:13:00.006+02:002012-02-26T02:32:07.110+02:00Vujosevic Artık Serbest (Acaba?)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-eTYsggCysAk/T0l1xbB1P0I/AAAAAAAAGNY/MkmkVDvt-Iw/s1600/vujosevic.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="http://4.bp.blogspot.com/-eTYsggCysAk/T0l1xbB1P0I/AAAAAAAAGNY/MkmkVDvt-Iw/s400/vujosevic.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Partizan efsanesi Dusko Vujosevic'in karizması Moskova'da Vatutin tarafından çizildiğinde ikinci bir savaş da tazminat konusunda başlamıştı. CSKA Moskova'nın tazminat teklifini kabul etmeyen Vujosevic kulüple davalık oldu ve o günden beri bu sorun devam ediyordu. 2,5 milyon dolarlık kontratı feshedilen Vujosevic ve CSKA Moskova arasındaki dava sona <a href="http://www.sportske.net/vest/kosarka/skinuo-se-dule-iz-vojske-69139.html" target="_blank"><b>erdi</b></a>, kulüp 1 yıllık sözleşme bedelini ödedi. Bu da demek oluyor ki Dusko Vujosevic dünden itibaren serbest ve takım çalıştırabilir. Kendisi 26 branşta 26 kulübü içeren <b>Jugoslovensko Sportsko Društvo Partizan (</b><span lang="en"><i>Partizan </i></span><span lang="en"><i>Sports Association) </i>başkanı ama bazı isimlerin yarım kalan işleri vardır, her zaman akılları benchtedir.<i><br />
</i></span></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Düşünüyorum da acaba kadrosunda Yugolar barındıran, koçluğa getirdiği ismin bu pozisyon için erken olduğu net bir şekilde ortaya çıkan, altyapıda sürekli birşeyler üreten ama ürettiklerine o formayı giydiremeyen bir kulübümüz Vujosevic ile temasa geçerek mevcut koçunu asistanlığa kaydırarak ona da önemli bir gelişim imkanı sunar ve iş daha da geç olmadan yeni bir yapılanmaya gider mi? Bu kısım sözkonusu Anadolu Efes olduğunda kıyısından kenarından dolaşıp isim ver(e)meyenler içindi.<br />
<br />
Ben de diyorum ki acaba Anadolu Efes Vujosevic'i alıp Ufuk Sarıca'yı (kulüple ilişkisini kesmek istemiyorsa tabi) da asistan koçluğa getirir mi? <u><b>Böyle bir imkan varsa eğer</b></u> bence denemeye değer bir hamle olabilir. Üstümüze vazife değil orası ayrı tabi, bizimkisi sadece temenni.</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-88572110711998449392012-02-26T01:13:00.000+02:002012-02-26T01:13:57.233+02:00Galatasaray'a Bir İyi Bir Kötü Haber<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-jLIJC5iP3oE/T0ll9IM4dVI/AAAAAAAAGNQ/-49599D7wU0/s1600/gecevicius.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="288" src="http://2.bp.blogspot.com/-jLIJC5iP3oE/T0ll9IM4dVI/AAAAAAAAGNQ/-49599D7wU0/s400/gecevicius.png" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Haftaiçi Olympiakos ile deplasmanda tarihi bir maça çıkacak olan Galatasaray Medical Park'a Yunanistan'dan bir iyi bir de kötü haber geldi. Kötü haberden başlayalım. Medyada zaten yer aldı ama bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Olympiacos yönetimi Galatasaray'ın 1000 bilet talebine olumsuz yanıt verdi ve güvenlik gerekçesiyle sadece resmi görevliler için 30 bilet vereceğini açıkladı. İlk maçta da Olympiacos taraftarı İstanbul'da yer almamıştı ve kritik maçta saha avantajını elinde tutmak isteyen Yunanlar da buna aynı şekilde karşılık veriyorlar. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Güzel haber ise Gecevicius'tan. Bugün öğlen saatlerinde belinden bir operasyon <a href="http://www.redplanet.gr/basket/a1_basket/ektos-apostolhs-o-gketsevitsioys.1666194.html" target="_blank"><b>geçiren</b></a> Gecevicius'un Galatasaray karşısındaki durumu şüpheli. Günü hastanede geçirecek ve haftaiçindeki kontrollerden sonra durumu netleşecek. Bu kadar kritik bir maç öncesi operasyon tartışılırken koç Ivkovic ağrıların antrenman yapmasına bile engel olduğunu, operasyonun hemen yapılması gerektiği için yapıldığını söyleyerek son noktayı koydu. Olympiakos gibi ateşli seyirciye sahip takımlar maçın belli dönemlerinde alev alarak tempoyu yükseltiyorlar. Gecevicius gibi bir şutör de bunu yapabilecek potansiyelde. Umalım ki haftaiçi oynamasın. Bu arada sakat olan Printezis de iyileşerek bugünkü Aris maçında yerini aldı. Onun da son anda bir sakatlık olmazsa sahada olacağını hatırlatalım.</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-63454154443041803632012-02-25T18:50:00.001+02:002012-02-25T18:52:14.021+02:00İsteyenin Bir Yüzü Kara, Efes'in?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-QWmssyXGB2o/T0kPqMmnUMI/AAAAAAAAGNI/6SZRVQ-ME9I/s1600/banvit-efes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="http://1.bp.blogspot.com/-QWmssyXGB2o/T0kPqMmnUMI/AAAAAAAAGNI/6SZRVQ-ME9I/s400/banvit-efes.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Maçı izlemedim, pozisyonu da haliyle görmedim ama Efes'in Banvit maçına <b><a href="http://www.salsabasket.net/turkiye-basketbol-ligi/son-dakika-anadolu-efesten-banvit-macina-itiraz.html" target="_blank">yaptığı</a></b> itirazı duyunca tek kelimeyle sarsıldım. Bugün deplasmanda uzatmada kaybettikleri maç sonrası Anadolu Efes cephesi son pozisyonun Davis'ten çıktığını idda edip, gerekli parayı yatırarak maçın tekrarını istemiş. Bu sene paranın nasıl çarçur edildiğinin küçük bir örneği olması bir yana istek son derece garip. Denizde açılıp boyunu aşan yerde ayağına kramp giren teyze davranışı. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Biz de bu senenin hiç yaşanmamış olmasını istiyoruz. Kulüp parası neyse söylesin, aramızda toplayıp yatırırız. İsteyenin bir yüzü kara nasıl olsa. Vermeyenin?</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-59137732841854351322012-02-23T23:53:00.002+02:002012-02-23T23:58:16.339+02:00Fenerbahçe Ülker: 94 - Unics Kazan: 87 (Bitti Demediniz mi Lan?!)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-3oxghAxsWMg/T0ao0XWGEbI/AAAAAAAAGM4/LunHBiPLeWM/s1600/greer.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://4.bp.blogspot.com/-3oxghAxsWMg/T0ao0XWGEbI/AAAAAAAAGM4/LunHBiPLeWM/s400/greer.jpg" width="265" /></a></div><div style="text-align: justify;">Girişi yapmak her zaman zordur, ama böyle akşamlarda 3-4 kat daha zor oluyor. Rakamlara odaklanıyorsunuz, bazen sadece savunma ve hücum setine odaklanmak için 24 saniye tek bir oyuncuyu izliyorsunuz ince ayrıntıyı yakalamaya çalışıyorsunuz ama maç öyle bir hale geliyor ki herşeyi bırakıp 1000 km ötede evin içinde zıplamaya başlıyorsunuz. Fenerbahçe Ülker haftaya Eurolig'e havlu atsa bile, koç dahil birçok oyuncuyla yollar ayrılıp başarısız bir sezon yaşansa bile bu seneye dair artık onların da bir hikayesi var. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Maçın önemli sayılabilecek bazı noktaları var. Fenerbahçe Ülker darmadağın, bir türlü hangi düzende oynadığı belli olmayan görüntüsünden sıyrılarak maça başladı. Sürekli cesurca içeriye penetre ettiler ve Jawai'nin orayı kapatmadaki yetersizliğini kullanarak hemen hemen tüm hücumlarda ya kolay sayı buldular, ya da rahat atış imkanı buldular. Pashutin'in hiç uzatmadan direk Jawai'yi çıkararak Savrasenko'yu oyuna alması ve erken ikilemesine rağmen oyundan çıkarmayışı Fenerbahçe'nin cesaretini ve rahatlığını kırmak adına doğru bir hamleydi. Wilkinson'ın hücum odaklı anlayışı da parkede olunca Kazan kısaları savunmada ekstra efor sarfetmek zorunda kaldılar. Hem Lyday, hem Domercant bundan nasibini aldı ve Domercant erkenden üç faul alarak kenara geldi. Fenerbahçe Ülker Savrasenko ile boyalı alanda örülen duvarı iyi top çevirerek dış atışlarla kırmaya çalıştı.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Tabi oyunun sadece bir tarafıydı bu. Kazan cephesinde de Greer şov vardı. Fenerbahçe Ülker'deyken sahada yürümeye bile üşenen, Calderon'un efsanevi savunmasını bile mumla aratır vaziyette olan Greer, penetreleriyle Fenerbahçe guardlarını hayattan bezdirdi, aldırdığı fauller ve attığı sayılarla Kazan'ı sürekli bir adım önde götürdü. Hakemlerin her iki taraf için de savunmaya fazla müsade etmeyen, düdüğe fazla başvuran yaklaşımı erken faullerle iki takımın savunma direncini kırdı. Fenerbahçe Ülker'de Vidmar, Kazan'da da Savrasenko, Domercant ve Veremeenko maçın kaderini değiştirebilecek önemli dakikalarda sahadaki yerlerini alamadılar. Greer'in bu performansına Spahija etkisi mi yoksa Pashutin etkisi mi demek lazım orası net değil. Fenerbahçe Ülker sadece Greer'in bireysel oyunlarına teslim olmadı. Kazan'ın pick&rolllarına, tepeden uzunların içeriye indirdiği setlere uzun bir süre sadece bakakaldı. Hatta aynı hücum setini aynı savunma acizliğiyle 3-4 defa yedi bir devrede. Boş kaldığında nasıl can yaktığı Uganda'da bile bilinen Wilkinson'a çizginin gerisinde şut antrenmanı yaptırdı.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">İkinci yarıda ise kimsenin tahmin etmediği bir hikaye yazılmaya başlanmıştı. Devre arasında muhtemelen bir yönetici soyunma odasına inip "Aziz Yıldırım bile dört duvar arasında tarihi bir savunma yaparken, sizin bu savunma haliniz nedir?" diye kızmış olacak ki farklı bir Fenerbahçe Ülker vardı sahada. Domercant'ın üç faule rağmen Tomas'ı savunup aynı zamanda hücumu yönettiği bir salonda Vidmar yine kavanozun içine konulup, üstü tuzlanıp ters çevrilmiş olarak bekliyordu. Greer'in "Oldboy" u aratmayacak intikam mücadelesi Fenerbahçe Ülker'i bir ara skorbordda 13 sayı geriye düşürdü ama kara kış kapıya dayanınca kavanozdaki Vidmar ve Mirsad Spahija'nın imdat çekici oldu. Herkesin "artık bitti" dediği anda Fenerbahçe Ülker yavaş yavaş, farkettirmeden maça ortak oldu ve satranç başladı.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Maç sonu Kazan sürekli ufak farklarla önde olunca Fenerbahçe Ülker için 6 sayılık farkı yakalama şansı da ortadan kalkmıştı. O dakikadan itibaren de Murat Kosova ve İbrahim Kutluay hariç herkes uzatma hesapları yapmaya başladı. Nitekim top döndü dolaştı ve Ukic'in ellerinde hayat bularak Fenerbahçe'ye ikinci bir şans oldu. Maç sonundaki inanılmaz hatalara, akıl tutulmasından ziyade akıl erimesiyle açıklanabilecek pozisyonlara rağmen Fenerbahçe gereken farkı yakaladı ve şansını son haftaya taşıdı. Son üçlüğün girmeyişi Fenerbahçe Ülker basketbol şubesini tahmin edilemeyecek bir kaostan da kurtarmış oldu. Spahija'ya karşı çok dolu olan, oyuncuların sahadaki duruşuna tepkili olan taraftar beklenmedik reaksiyonlar gösterebilirdi. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Bu maç kazanıldı, şans gelecek haftaya bırakıldı ve tarihi bir maça imza atıldı. Ama bundan daha önemli bir nokta var. Açıkçası ben Fenerbahçe Ülker'in bugün kazanabileceğini düşünmüyordum, dün de bunu açık açık yazmıştım çünkü bu sezon o karakteri Cantu maçı hariç sahaya koyabilmiş değillerdi. Giderek Tanjevic'in "üçüncü dakikada teslim bayrağını çeken" Fenerbahçe'sine yaklaşıyorlardı. Ama bugün sahada karakter vardı, mücadele vardı. İşte o karakteri de özel oyuncular yaratıyor. Fenerbahçe'de bu isimler Ömer Onan ve Mirsad Türkcan. Ömer yoktu ama Mirsad parkeye imzasını kanla attı. Davranışları, abartılı tepkileri benim için de her zaman itici olan Mirsad bugün düşüp kafasını parkeye vurduğu pozisyonda çok rahat benche oturup bir daha sahaya çıkmayabilirdi ama o son 25 saniyede bile kaşındaki kanama tekrar başladığı için kenara alındığında üzülüyordu. Taraftarın istediği de, özellikle ezeli rakip Galatasaray bunu başarmışken oyuncuların sahaya yüreğini koymasıydı. Bugün o gerçekleşti. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Sadece bugünkü galibiyette büyük katkısı olduğu için değil, bundan sonra o formayı giyen her oyuncunun galibiyet için yapması gerekeni göstermesi adına Mirsad'ın son anlarda yüzü kan içindeyken bir an önce sahaya dönmek için çabası poster haline getirilip, Fenerbahçe Ülker Arena'nın soyunma odası koridorlarına asılmalıdır. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-CAa7zFDMLII/T0azuqaFjZI/AAAAAAAAGNA/r9bOAS4TBB0/s1600/mirsad.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="381" src="http://4.bp.blogspot.com/-CAa7zFDMLII/T0azuqaFjZI/AAAAAAAAGNA/r9bOAS4TBB0/s400/mirsad.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">İhtimalleri daha sonra tekrar yazacağız ama bugünkü galibiyete inancı olmayan ben ve diğer tüm basketbolseverler için cevap Güntekin Onay'dan gelsin, İbrahim Kutluay ve Murat Kosova'nın dilinde de tekrarlansın: <i><b>"Bitti demediniz mi lan?!"</b></i></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-23812571023865444552012-02-23T00:38:00.001+02:002012-02-23T00:41:53.400+02:00Galatasaray MP: 64 - Anadolu Efes: 56 (@2 Euroleague Terk)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-XdXIGKgVrfs/T0VfN7aJW6I/AAAAAAAAGMo/7qJ_xC0SW04/s1600/gs-efes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://4.bp.blogspot.com/-XdXIGKgVrfs/T0VfN7aJW6I/AAAAAAAAGMo/7qJ_xC0SW04/s400/gs-efes.jpg" width="265" /></a></div><div style="text-align: justify;">Galatasaray Medical Park'ın Euroleague serüvenini "peri masalı" şeklinde tanımlamak açıkçası benim içime sinmiyor. Euroleague'ye ilk defa katılıyor oluşları, dağları tepeleri aşıp çeyrek final için umutları son maça taşımaları daha özel bir ifadeyle hafızalara kazınmalı. Sene başında yine hayaller üzerine inşa edilen "Türkiye'nin Final Four'a iki banko takımla katılması" gaz vanası bizzat banko olarak görülmeyen Galatasaray tarafından kesildi. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Ne istediği, sahaya ne koyduğu, hangi amaçla oluşturulduğu sezonun büyük bölümünde belli olmayan Anadolu Efes, belki de oyun planı ilk defa bu kadar net çıktı sahaya. Sinan ve Lafayette'nin yönetimindeki beş, Vujacic ve Savanovic gibi iki silaha rağmen sürekli Batista üzerinden oynadı. İri kıyım Uruguaylı'nın fizik avantajını kullanmaya çalışan Ufuk Sarıca'nın planının bozulması için birkaç dakika yeterli oldu. Batista'nın her hücumda pick&roll'a çıkması, pota altında savaşması ve topla buluşması kaçan her yakın atışta Efes potasında hızlı hücum olarak karşılık buldu. Ardından da dahiyane <i style="color: #990000;">"Ver Vujacic'e Yaz Deftere"</i> sisteminin devreye girmesiyle oyunun kontrolü tamamen Galatasaray M.P.'ye geçti. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Galatasaray'ın bu bölümde sahadaki oyununu izah etmek için ise hiçbir özne kullanmaya gerek yok. Sabırlan dönen top ve en uygun pozisyonda X'in kullandığı hücumlar. X'in yerine ister Andric'i, ister Gordon'u, ister Lakovic'i veya bir başkasını koyabilirsiniz rahatlıkla. Oyuncu özelinde şekillenmeyen Galatasaray hücumu Anadolu Efes'in savunma isteksizliğiyle birleşince 15'e kadar çıkan farka şahit olduk. Ufuk Sarıca'nın bu bölümde sürekli denediği hücum ve savunma varyasyonları ancak devrenin sonunda takımı kıpırdatmaya yaradı. Savunmadaki hareketlenme hücumda Lafayette ve Sinan gibi farklı isimlerin de devreye girmesiyle devre sonunda farkın eritilmesini sağladı. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">İkinci yarıda Galatasaray'ın hücum ritminin biraz bozulduğunu, savunma çizgisinin ise korunduğu söylemek yanlış olmaz. Efes Pilsen'in Barac merkezli, Vujacic'in yancı olarak iştirak ettiği "ya hep ya hiç" girişimi, basit bireysel hatalar sayesinde yakalanan fırsatların gerçekçi bir baskıya dönüşmesine engel oldu. Anadolu Efes uzunlarına sürekli baskı ve ikili-üçlü sıkıştırma getirerek çare üretmekte zorlanmayan Oktay Mahmuti'ye karşı Efes'in çaresizliği bizzat esame listesinin kendisiydi. Sezona günde çift oyun kurucu arayışıyla hazırlanan Anadolu Efes Ilievski çaresizliğine teslim olmuş, Top 16'da ise Lafayette'yi getirerek bomboş olan 4 numara pozisyonunda takımı Türk hekimlerine emanet etmişti. Ersan'ın gidişinden sonra Kerem Gönlüm'ü İsmail Abi'nin gemiyi beklediği gibi "O Kerem Gelecek" umuduyla bekleyen Ufuk Sarıca Euroleague'ye havlu attığı maçta Kerem Gönlüm'ün ancak ısınmasıyla koçluk kariyerinde takım kurma konusunda da eski hocasından bedava bir ders aldı. Savovic'e Konya'lıların bile <i>"Kim ulan bu 42 numara, hemşehrimiz de değil"</i> şeklinde şaşkınlıkla baktığı bir dönemde sadece ribaundu ve savunma sertliğini, mobiliteyi arttırması için sözleşmeyi imzalatan Oktay Mahmuti, basketbolda <i>"halamın bıyığı olursa"</i> kuralının geçerli olmadığını da Ufuk Sarıca'ya göstermiş oldu.<br />
<br />
Savanovic'in Yunanistan'daki Olympiakos maçında başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen saygı duruşuna çaresizce boyun eğmek Anadolu Efes gibi büyük oynayan bir kulübe yakışmadı. Nitekim bir haller olduğu açıkça belli olan Savanovic'in yerine oyuna alacak tek bir oyuncusu bile yoktu Ufuk Sarıca'nın. Vujacic ve Barac'la sezonu bir maçta kurtarmaya çalıştı, bütün maç "eyvah eleniyoruz" telaşıyla takımı oynattı ama karşıda bu sezon bunu en son uygulayabileceği takımlardan biri vardı. Bu maçtan önce oynanan, daha ziyade sadece CSKA Moskova'nın oynadığı Olympiakos maçının sonunda Teodosic uzak dipteki boş adama attığı no look pastan yaklaşık 5-6 saniye sonra aynı topu 2-3 el değiştirmiş vaziyette elinde buldu ve üçlüğü yolladı. Bugün maçın büyük bölümünde Galatasaray MP'nin aynı sabırla ve doğru adamı bulana kadar hücum ettiğini gördük sahada. İkinci yarıda belirgin bir düşüş yaşasalar da karşıda o bölümü üstün geçirecek, farklı formüller üretebilecek bir rakip olmadığından kazanmayı bildiler.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Galatasaray için söylenecek çok fazla söz yok. Müthiş taraftar, müthiş atmosfer ve müthiş karakter sahada karşılığı alıyor. Rocky serisinden beri son ana kadar böyle direnen, savaşan bir karakter görmemiştim. Galatasaray bu karakteri koyuyor sahaya. Ama unutulmaması gereken çok önemli bir şey var. Galatasaray bu sezon çeyrek finale kalabilir, hatta F4'e bile kalabilir ama bu kağıt üzerinde 1. torba hakları olmasına rağmen Euroleague'ye girmeleri için yeterli değil. Galatasaray bu sene F4'e kalıp önümüzdeki 10 yıl Euroleague yüzü göremeyebilir. Önemli olan geçmişteki duruma bakıp gelinen noktayı övmek değil, bu noktayı bir başlangıç olarak görüp bunun sürekliliği için adımların atılmasıdır. Galatasaray Euroleague'ye renk kattı, heyecan kattı ve damgasını vurdu. Herşeyden önemlisi yarın (bence) Fenerbahçe Ülker'in de eleneceği ligde ülke hanesine puan değil gurur kattı. Belki bu sezon hiçbir takımımız evimizdeki Final Four'a kalamayacak ama Galatasaray akıllarda kalacak.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Efes için söylenecek çok şey var. Belki Türk basınında eş dost ilişkileri yüzünden kimse Ufuk Sarıca'yı eleştirmek, Anadolu Efes'i karşısına almak istemiyor olabilir lakin bizim öyle bir kaygımız yok. Kelle avcılığı tarzım değildir ama Ufuk Sarıca bu maçtan sonra istifa ederek olmayacak duaya amin diyen yönetimin önünü açmalı ve burada nokta koymalıdır. Gerek takım mühendisliği, gerekse saha içi hamleler konusunda Ufuk Sarıca'nın henüz Euroleague Top seviyesinde olmadığı görmek için zamanında Spor Sergi'de smaç basmış biri olmaya da gerek yok. Hem Anadolu Efes için, hem de Ufuk Sarıca için erken olan bu seçim başarısızlıkla sonuçlanmıştır ve sadece formaları koysan TBL'de final oynayabilecek bir takımı ligde lider yapmak da başarı sayılmamalıdır. Messina'nın yardımcısı Molin'in yıllarca yardımcı antrenörlük yaptıktan sonra Messina'nın koltuğu devralıp, daha sonra tekrar yardımcı koçluğa dönmesi örnek alınabilecek bir olaydır. Molin'in Ufuk Sarıca'dan 12, yardımcı koçluğunu yaptığı Trinchieri'den 8 yaş büyük olduğunu da ekleyeyim.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Anadolu Efes'in şu saatten sonra yapacağı en önemli transfer "özeleştiri" olacak. Yıllar önce kulüple ilişiği tek taraflı olarak kesilmişti ve o gün bugündür kulübün yakınından geçmesine bile izin verilmiyor. Yerine transfer edilen "istediğimiz şutları bulamadık" belli ki beklenen katkıyı veremedi. Kulüpteki dev aynalarını birkaç tane boy aynasıyla değiştirmek gerekiyor. Denendi, %100 çalışıyor.</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-47669419833736237732012-02-22T12:58:00.000+02:002012-02-22T12:58:18.554+02:00THY Euroleague Top 16 5. Hafta Sakatlık Raporu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-1OQ0H7zKfqg/T0TF8ff9FFI/AAAAAAAAGMg/mCUx40Hhpxc/s1600/thyel.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="96" src="http://1.bp.blogspot.com/-1OQ0H7zKfqg/T0TF8ff9FFI/AAAAAAAAGMg/mCUx40Hhpxc/s320/thyel.png" width="320" /></a></div><div style="color: #990000; text-align: justify;"><b>E GRUBU</b></div><div style="text-align: justify;"><b>CSKA Moskova : </b>Khryapa sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. .<br />
<b>Anadolu Efes :</b> Ermal Kuqo ve Kerem Gönlüm sakatlıkları sebebiyle oynayamayacaklar.</div><div style="text-align: justify;"><b>Galatasaray MP :</b> Tutku Açık ve Sertaç Şanlı sakatlıkları sebebiyle oynayamayacaklar. <br />
<b>Olympiacos : </b>Printezis, Vasilopoulos ve Keselj Moskova'ya götürülmedi. Acie Law'un da hafif sakatlığı var ama CSKA Moskova'ya karşı oynayacak.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="color: #990000; text-align: justify;"><b>F GRUBU</b></div><div style="text-align: justify;"><b>Real Madrid :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Montepaschi Siena :</b> Kaukenas sezonu kapattı. <br />
<b>Unicaja Malaga :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Gescrap B. Bilbao :</b> Tomas Hampl Cibona'ya kiralandı.<br />
<br />
</div><div style="color: #990000; text-align: justify;"><b>G GRUBU</b></div><div style="text-align: justify;"><b>Panathinakos</b><b> :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Fenerbahçe Ülker</b><b> : </b>Ömer Onan'ın sakatlığı devam ediyor.<br />
<b>Emperio Armani</b><b> : </b>Drew Nicholas takımdan ayrıldı.<br />
<b>Unics Kazan</b><b> :</b> Samoylenko ve Lyday'in durumları şüpheli.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="color: #990000; text-align: justify;"><b>H GRUBU</b></div><div style="text-align: justify;"><b>Barcelona Regal :</b> Chuck Eidson dizindeki sakatlık sebebiyle 1 ay oynayamayacak.<br />
<b>Zalgiris Kaunas :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Bennet Cantu :</b> Herhangi bir eksiklik yok.<br />
<b>Maccabi Tel Aviv :</b> Shawn James sakatlığı sebebiyle oynayamayacak.<b></b><br />
<br />
<b style="color: #cc0000;">NOT:</b> Sakatlık raporu THY Euroleague resmi sitesindeki <a href="http://www.euroleague.net/news/i/94063/180" target="_blank"><b>bilgilere</b></a> göre düzenlenniştir. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-32896254430497880832012-02-13T18:29:00.001+02:002012-02-13T22:27:17.414+02:00Körler Sağırlar<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-5Xw_7ZONF7g/TzlyDEKCw7I/AAAAAAAAGMU/WWrnt95pyJc/s1600/Fenerbahce-Anadolu-Efes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="298" src="http://1.bp.blogspot.com/-5Xw_7ZONF7g/TzlyDEKCw7I/AAAAAAAAGMU/WWrnt95pyJc/s400/Fenerbahce-Anadolu-Efes.jpg" width="400" /></a></div>Basketbol hem kısa hem uzun vadede oldukça dinamik bir spor. Dengeler 1 yıl içerisinde şaşırtacak ölçüde değişebilirken 10 yıllık bir süreçte bazen öyle yıkımlara şahit oluyoruz ki, gözler görse de inanmakta güçlük çekebiliyor. 2000'lerin Kinder Bologna'sını anıyorken 50'lerin Rock&Roll furyasından, 80'lerin Cantu hakkında konuşuyorken Mussolini’nin İtalya’sından konuşuyormuş gibi hissetmeniz olası.</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Özellikle 2000’lerin başından sonra paranın ve paranın kokusunu takip eden sponsorların Avrupa basketboluyla içli dışlı olması, Euroleague’i Şampiyon Kulüpler Kupası havasından çıkarıp artık bugün izlediğimiz NBA prototipine dönüştürdü. UEFA’nın Şampiyonlar Ligi adı altında oluşturduğu ekonomik süper gücü yaratırken kullandığı politikanın bir benzerini, ULEB basketbolun Avrupa’daki popülaritesinin sınırları çerçevesinde Euroleague markası üzerinde uygulamaya uğraşıyor. Futbolun muhasebesini yapan Deloitte ve benzerlerinin basketbol pazarına el atmasının muhtemel göründüğü yakın dönemde, değişime ayak uyduramayan yerini kaybedecek, ya da en iyi ihtimalle bir biblo edasıyla olup biteni bir köşeden izleyecek. "No Country for Old Men."</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Peki bu yeni düzende Türk basketbolu ve onun baş aktörlerinin yeri ne olacak? Hatır gönül ilişkileriyle yürüdüğü dünyanın öteki ucundan rahatlıkla görünen düzen aynı rayın üzerinde tıngır mıngır ilerleyip birilerinin ceplerini doldurmaya, birilerine ise koltuk sahibi olma tatminini sonuna kadar yaşatmaya devam mı edecek?<br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Ülkenin şüphesiz en önemli basketbol değeri Efes Pilsen, ya da son dönemdeki adıyla Anadolu Efes’in, ilk paragraftaki kriterlerin Türkiye’deki en istikrarlı tedarikçisi oluşu, şu an saha içi ve kenarındaki duruma göz ucuyla dahi bakıldığında önemsiz bir detay halini alıyor. 30 yıldır basketbolu sahada ve saha dışında tek başına domine eden bu kulübün, bugün maç önceleri liselere gönderdiği otobüsler ve bedava biletler olmasa, oynadığı salona 1000 kişi toplayabilecek bir sosyal gücü ve örgütü yok. Bunun suçunu “vasıfsız” Türk futbol taraftarına yıkmak işin kolay olanı; ancak taraftar çekmeyi geçin, oraya giden bir avuç kendini adamış insanı dahi iten bir yönetim politikasının, Efes adı altında üretilen biralardan dahi kötü bir saha içi organizasyonu yaratmayı destur edinmesi hiç sürpriz değil. Saha dışı etmenler, saha içindeki adaşlarını Türk spor tarihinden alışageldiğimiz üzere yine önemsiz detaylara çeviriyor. Olympiakos karşısında yaşanan talihsizliklerin (!) arasına serpiştirilen “Senden Daha Güzel" özür kampanyası ise kafalarda işte bu noktada somut bir forma giriyor. Ucu açık bırakılan kısım neyin ya da kimin güzel olduğu, boşlukları doldurmak ise bize kalmış. “Kafan çok güzelmiş canım, güle güle kullan.”</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Türkiye’de Ufuk Sarıca olmak zor; ancak nedense Ufuk Sarıca’yı eleştirmek daha zor. Vujacic atamıyor, Batista ve Barac tutamıyor, Kinsey çok sakatlanıyor, Efes Ersan’ı özlüyor. “Kadro yanlış kuruldu” isimli hit parça herkesin dilinde olan; ancak söz-müzik kime ait nedense hiç kimsenin haberi yok. Kadronun biçimsizliği Serdar Ortaç’ı işaret etse de sorumlular ortada; ancak yazıda birazdan sırası gelecek olan Fenerbahçe’nin aksine sorumlular parmakla gösterilip idam sehpasına oturtulmuyorlar. Koçun adı ya Ufuksz Sarıdja olsaydı farklı olur muydu, işte bütün mesele bu…</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Basketbolu 2000’lerin başından beri dikkatli takip eden herhangi birine “En çok neyi ya da kimi özlediniz?” sorusunu sorsanız size vereceği ilk üç cevaptan birinin içerisinde Bologna kelimesi geçecektir. Aynı soru bundan 10 yıl sonra sorulduğunda verilecek cevabın “Efes” olmaması, basketbolun en bağımsız değişkeni yapılmaya ve dışarıda bırakılmaya çalışılan birçok basketbol taraftarından sadece biri olan benim tek temennim.</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Ringin öteki ucunda ise şehrin diğer yakasında, bambaşka bir hikayenin öznesi olan ve bambaşka değerlere sahip bir kulüp var. Bir salon hikayesi dillerde dolanıyor, yeni ve güzel bir salon. Ataşehir’in siteleri arasında modern bir kolezyum havasıyla etrafına selam duran Fenerbahçe'nin bu yeni mabedinin mottosunun da Ali Ağaoğlu imzalı olması sürpriz değil: “Yaptım, oldu!” Fenerbahçe’nin değil, Ülker’in domine ettiği bu yapıda gözünüz sarı ve laciverti yan yana aradığında, sus payı olarak elinize bir adet Ülker Metro tutuşturuluyor. Yaptım olduculuk bu ülkede her alanda “Yaptık işte, buldun bunma” mantığıyla özdeşleştiği için artık durum kimse tarafından garipsenmiyor bile. Dolayısıyla da sevgilisinin peşinde salona gelen taraftar, karşısında şişme bebek buluyor. Kel başa şimşir tarak misali.</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Efes’in olmayan taraftarına uzaklığı ve bunu açık açık dile getirmesi, Fenerbahçe’de olan taraftara yapmacık bir yakınlık olarak tezahür ediyor ki, hangisi daha kötü karar vermek kolay değil. Fenerbahçe, ilk paragrafın da konusu olan Avrupa basketbolundaki dönüşümü şu anda en sancılı yaşayan kulüp ve saha içindeki işlerin berbat gitmesi, 7 aydır kendi Survivor’ını yazıp yöneten taraftara pek yardımcı olmuyor. Spahija’nın meşalesindeki ateş söneli epey zaman oldu, taraftar da görüntüye bakılırsa artık adadaki son günlerini yaşıyor. </div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Fenerbahçe “Ülker”in basketbolda Efes kadar güçlü bir geleneği yok. 2007’ye kadar tek lig şampiyonluğu, Euroleague’de oynanmış bir tam sezonu ve bir Türkiye Kupası olan bir takımdan bahsediyoruz. 2007’de 100. yılda gelen 2. Şampiyonluğun bir gurur değil alttan alta bir utanç vesilesi olması gerekliliği, bu ülkede kimsenin üzerine pek kafa yormadığı bir konu iken, Türkiye’nin her dalda en büyük “spor” kulübü olduğunu her fırsatta iddia eden bireylerle dolu bir oluşumun aklına basketbolun 100 yıl sonra gelişi ise kimsenin sormadığı bir soru. Ancak ve ancak, zarardan geç de olsa dönmeyi bir şekilde başaran Fenerbahçe’de yapılan hamleler 100 değil, 5 yıllık tarihi olan bir kulübe dahi yakışmayacak seviyede.</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">6 ay Vidmar’ı, 6 ay Mirsad’ı, 1 sene Engin’i, arada da kısa dönemlerde Ukic, Tomas ve Kinsey’i bekleyen, kurtarıcı olarak sürekli birinin yolunu gözleyen Fenerbahçe'de yeni moda umutları Ertuğrul Erdoğan’a bağlamak. Spahija saç stiliyle Professor X’i andırsa da ikilinin arasındaki benzerlik bununla sınırlı. Zira Spahija’nın oyuncuları üzerinde gün itibariyle hiçbir kontrol gücü kalmamış durumda. Bandırma Kırmızı mağlubiyetiyle birlikte buzdağının görünmeyen kısmı da yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı ki artık Fenerbahçe’nin kurtarıcı olarak Ertuğrul Erdoğan'dan ziyade bir süper kahramana ihtiyacı var. Stan Lee'nin boşta olduğu ve Fener koçluğuna sıcak bakabileceği gelen haberler arasında. Lee pick&roll savunabilen bir pivot, oyunu kurabilen bir oyun kurucu ve savunma yapabilen bir de forvet çizerse, işler bir anda değişebilir. Neden olmasın?</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Önemsiz bir detay, bu iki takım yarın Türkiye Kupası Çeyrek Finali’nde birbiriyle karşılaşıyor. Kırmızı köşe körlerin, mavi köşe ise sağırların. Umrunda olan?</div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><br />
</div>Unknownnoreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-59778605208305523752012-02-04T22:21:00.000+02:002012-02-04T22:21:00.411+02:00Messina'dan Avrupa - NBA Karşılaştırması<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-mNpXof7acWw/Ty2MF7OkKJI/AAAAAAAAGMM/Yr43xM-EqCE/s1600/messinalakers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="215" src="http://2.bp.blogspot.com/-mNpXof7acWw/Ty2MF7OkKJI/AAAAAAAAGMM/Yr43xM-EqCE/s400/messinalakers.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Yaz aylarında Los Angeles Lakers'da "koç danışmanlığı" pozisyonunda görev almaya başlayan Avrupa basketbolunun efsane koçu Ettore Messina düzenli olarak karaladığı Rusya blogunda bu sefer Avrupa ve NBA arasındaki farklardan kısaca <a href="http://www.sports.ru/tribuna/blogs/messina/286988.html" target="_blank"><b>bahsetti</b></a>. Genelde bu iki organizasyon için "NBA bireysel gösteri alanıdır, Avrupa takım oyunudur" klişesi artık "Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı" ile eşdeğer pozisyona gelmişti ama Avrupa'daki organizasyonun tüm ana hatlarını yalayıp yutmuş Messina'nın yaptığı bu değerlendirme oyunun kalbinden gelen biri olarak gayet değerli. Oyuncuların fiziksel farkları, atletizm farkı, alan savunması, üç sayı çizgisinin mesafesi, NBA'deki oyuncuların ellerinin çabukluğu, oyun süresi ve mola sayısı gibi birçok konuda değerlendirmelerde bulundu Messina. Ama en önemlisi Avrupa'daki şutörler hakkındaki düşüncelerinde yanıldığını açıkça söylemesi. ABD'deki sisteme teslim bayrağını ilk çektiğinde <i style="color: #990000;">"Yılda 25 milyon Dolar kazanan ve antrenmana helikopterle gelen bir oyuncuya idmanda ne diyebilirim ki? ‘Poponu yere indir, dizlerini kır’ mı diyeceğim?</i> demişti. Elektroşoku hazırlayın, Messina'yı kaybediyoruz. </div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2796398797795209889.post-20545639443318940062012-02-04T00:05:00.001+02:002012-02-04T00:07:41.824+02:00Yanlış PR Top 16'dan Döner mi?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-qLAqulcv0Vs/TyxTJJdxkPI/AAAAAAAAGLU/hKNVqHCi2K8/s1600/efesliler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="http://1.bp.blogspot.com/-qLAqulcv0Vs/TyxTJJdxkPI/AAAAAAAAGLU/hKNVqHCi2K8/s400/efesliler.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Herkes biraz Efes'lidir bu ülkede. Yıllarca Efes Pilsen'i milli takım gibi destekledik, sonra herkesten artık Anadolu Efes'li olmaları istendi. Kiminin entegrasyonu çok hızlı oldu, kimisi tedaviyi reddetti. Ama neticede herkes ortak kümede "Efes'li" olarak kaldı. Üç büyükler basketbolda yatırımı arttırdıkça kimileri küçücük de olsa içinde varolan Efes'liliğini içine attı, renklerini açıkça göstermeye başladı. Ben de rengi her zaman belli olan ama basketbol sözkonusu olduğunda Efes'liliğini de bir başka takımlılığını da ortaya koyabilen biriyim. Belki de uzun bir aradan sonra başlangıcı bu satırlarla bu yüzden yapıyorum.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Bir dakikalık bir klip izledim bugün. Anadolu Efes oyuncuları iyi bir müzik performansıyla taraftarına sesleniyor klipte. Yalnız bu projede ters giden bir şeyler var. Diyorum ya <i>"iyi bir müzik performansı"</i> diye. Ters giden şey sanırım bizzat bu. Son 5 maçta dört Final Four adayı takıma karşı kaybetmiş, dört maçta 92 sayı fark yemiş Anadolu Efes'in çeyrek final için Olympiakos deplasmanında umutlarını zora soktuğu bir maçın ertesinde bu klibin gösterilmesi biraz ilginç geldi bana. Kesinlikle artniyet anlamında söylemiyorum ama Anadolu Efes taraftarı ve diğer Efes'liler takımlarına bu kadar kırgın ve kızgınken bu felaket PR zamanlamasının kulübün tüm kanatlarından büyük bir şevkle sunulması bende inanılmaz bir hayalkırıklığı yarattı. Herkes 30 milyon dolarlık bütçenin sahaya "Avrupalı Efes"i koymasını beklerken stüdyoda oyuncularımızın taraftara şarkı söylemesinin anlamını yazının sonuna saklıyorum. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Tabi olayın bir de farklı ve bambaşka bir yanı var. Şarkı taraftara söyleniyor, klip taraftara çekiliyor ama salonda belki de hayatlarında Sinan Erdem'e, Abdi İpekçi'ye yolu düşmemiş yüzlerce genç oynatılmış. Efes taraftarına seslenirken salonda daimi taraftar olan <b><i>"Efesliler"</i></b> yok. Seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı bir konu ama bu <i><b>"Efesliler"</b></i> gerçeğini değiştirmez. Bugün o klipte salona atıyorum 2000 kişi koyup içine Efesliler'i koysalar, herkese de emniyetteki gibi teşhis numarası verseler ben sade bir basketbol seyircisi olarak o salonda Pınar'ı, Fahir'i, Ahmet'i , Didem'i, Özlem'i, Önder Abi'yi, Burhan'ı ve diğerlerini 2 dakika içinde rahatlıkla seçerim. Bunu ben yapabiliyorsam Anadolu Efes kulübünün çok rahat yapması gerekirdi. Bilmediğimiz şeyler varsa birşey diyemem bunu ancak taraflar açıklar ama kulüp gel deseydi o salona işini gücünü bırakıp koşarak gidecek onlarca insan tanıyorum. Üstelik birçoğuyla tanışmamış, tek kelime bile muhabbet etmemiş olmama rağmen.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">İsterdik ki Efes Top 16'da fırtına gibi eserken şu klip yayınlansın, her maç tribünler bu şarkıyla coşsun ama şu şartlarda klip bana bir türlü sevimli gelmedi malesef. Çünkü Anadolu Efes ve Ufuk Sarıca parkeye mucize koymazsa klipte oynayan ve oynamayan oyuncular Mayıs'ta belki de o seslendikleri taraftarların bazılarının yerine salonda oturarak onları o keyiften mahrum edecekler. İronik ama ütopik değil. Klipte sahaya koyulan oyun gibi Kerem'in tek başına başrolde olması, uzunların hiçbir katkısının olmaması da ayrı bir ironik tablo oluşturmuş.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Şu klibin şu zamanda yayınlanması <i style="color: #990000;">"karısını aldatan adamın aynı akşam eve elinde çiçeklerle gelmesi"</i> gibi birşey. Her ikisinde de niyet güzel, malzeme güzel, düşünce güzel lakin zaman yanlış. Efes'liler kendisi aldatılmış hissediyor şu an, bir demet çiçek kimseyi memnun etmez.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/_NjuPpNmQJM" width="480"></iframe></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.blogger.com/goog_1420357156"><br />
</a></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=_NjuPpNmQJM" target="_blank">Link</a></div>malianohttp://www.blogger.com/profile/10207879079706586288noreply@blogger.com5