Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

16 Ocak 2010 Cumartesi

Martynas Pocius Röportajı

Perşembe günü Fenerbahçe Ülker'i yıkan oyunculardan biriydi Pocius. Maç günü takımın kamp yaptığı otelde kendisiyle görüşme şansımız oldu. Martynas Pocius'un çok az kişinin bildiği ilginç bir hikayesi var. Kendisi 12 yaşındayken üç parmağını metal kesme makinesinde kaybediyor ve sadece iki parmağını kurtarabiliyor. Seyircilerin çok büyük kısmı farketmemiştir ama Pocius'un sol elinin orta parmağı yok. Pocius buna rağmen asla vazgeçmiyor ve çalışmaya devam ediyor. Belki de bir mucizeyi başararak ülkesinin en önemli yıldız adaylarından biri oluyor. Gerçi ondan çok daha fazla şey bekleniyordu ama sakatlıklar yakasını bırakmadığı için bugün neredeyse sıfırdan tekrar başlıyor. Kendisiyle kamp yaptıkları otelde fazlasıyla eğlenceli bir röportaj gerçekleştirdim. Aynı zamanda sitenin de ilk röportajı en çok tuttuğum oyunculardan birine denk geldiği için çok özel oldu. Röportajın da çok özel ve duyanların "yok artık" dediği bir hikayesi var ama kendisiyle maçtan hemen önce bu konuyu konuştuğumda bunu bana bıraktığını ama yazmasam daha iyi olacağını söyledi. Ben de bu yüzden bu bölümü atlıyorum, bilen 4-5 kişiden de bunu en azından Zalgiris'ten ayrılana kadar bir sır olarak saklamalarını istiyorum. Tek parmağı olmadan yıldız olmayı başarabilen bu müthiş karakterli, iyi kalpli insanla sizi başbaşa bırakıyorum. Umarım keyif alırsınız..

Maliano : Önce hayatın ve kariyerinle başlamak istiyorum. Baban Gintaras Pocius'un da koç olduğunu biliyoruz.

M.Pocius : Evet ben küçükken Avrupa'da basketbol oynadı. Şu anki adıyla Lietuvos Rytas için oynadı. Aslında hayatı boyunca sadece Avrupa'da oynadı diyebilirim, bırakınca da koçluğa başladı.

Maliano : Seçimine öncülük eden en önemli sebep nedir ? Baban mı, ülkendeki basketbol kültürü mü veya başka bir şey mi? Takımın Zalgiris Kaunas sen daha 13 yaşındayken Avrupa Şampiyonu olmuştu. Bu da etkili oldu mu?

M.Pocius : Basketbol oynamaya babam nedeniyle başladım. Onun bütün maçlarını izledim. Hep basketbol oynamak istemiştim ve bu yüzden basketbol okuluna gittim. Sanırım bu şekilde başlamış oldum. Ailem hep sporun içinde oldu. Büyükbabam disk atıcıydı, annem koşucuydu, babamı biliyorsun basketbol oynadı. Etrafım sporcularla çevrilmişti. Ben de onlar gibi olmak istedim.

Maliano : Anneniz aynı zamanda öğretmen değil mi?

M.Pocius : Evet beden eğitimi öğretmeni kendisi..

Maliano : Bu soruyu sordum çünkü 12 yaşındayken çok talihsiz bir kaza geçirdin. Metal kesme makinesinde 3 parmağını kaybettin ve yalnızca ikisini kurtarabildin. (Bu soruyu iptal edebilirim teklifime önemli değil diyerek cevap verdi)

M.Pocius : Çok uzun zaman oldu. O zamanlar unutmaya çalışıyordum ama şu anda neredeyse hatırlamıyorum bile. Benim için çok zorlu bir 6 aydı. Ondan sonra hemen basketbola geri döndüm. Kaza zamanlarında kafamdaki tek soru tekrar basketbol oynayıp oynayamayacağımdı. Sonuç olarak düzeldi. Babam o zamanlar bana çok destek verdi. Bu kaza yüzünden artık iki kat daha fazla çalışmam gerektiğini, insanlara başarabileceğimi göstermem gerektiğini söyledi. Tekrar basketbol oynayabildiğim için bile şanslıyım.

Maliano : Çünkü 9 parmakla basketbol oynamak mucize gibi birşeydir. Dürüst olmak gerekirse ben aynı durumda olsam basketbol oynamayı bırakabilirdim.

M.Pocius : Ben de oynayıp oynayamayacağım konusunda çok endişeliydim. İlk denediğimde biraz garip hissettim ama zamanla alıştım. Ve bir süre sonra sorun olmaktan çıktı ve ben de devam etmeliyim dedim.

Maliano : Ve Duke yılların. Resimlerine baktığımda sanki en iyi zamanların üniversite zamanlarınmış gibi görünüyor. Nasıldı o yıllar? Kendi kendine "Evet doğru bir karardı." diyor musun ?

Pocius : Aslında söylemek çok zor. 6 yıl boyunca Amerika'da yaşadım. 2 senesi liseydi, daha sonra Duke'e gitmeye karar verdim. Gerçekten çok güzel zamanlardı ama aynı zamanda da çok zorlu bir dönemdi. Zordu çünkü ordayken iki bilek ameliyatı geçirdim ve istediğim kadar basketbol oynayamadım. Aynı zamanda çok şey öğrendim çünkü Krzyzewski çok iyi bir koçtu ve ondan çok dersler aldım. Tamamına baktığımızda benim için iyi bir deneyim oldu. Tekrar geriye dönme şansım olsa ne karar verirdim bilemiyorum çünkü şu anda Avrupa'ya geri döndüm ve kendimi geride kalmış gibi hissediyorum. Zamanda geriye dönebilsem çok zor bir karar olurdu.

Maliano : Seninle röportaj yapacağımı duyan site takipçileri Krzyzewski ile ilgili birçok soru gönderdiler. Krzyzewski ile diyaloğun nasıldı ve onunla çalışmak nasıl bir duygu? Duke'de antrenmanlar nasıl geçerdi ?

Pocius : İlk olarak gerçekten çok çok profesyonel bir koç. Gerçekten ne yaptığını çok iyi biliyor. O kadar uzun zamandır basketbolun içinde ki çok fazla tecrübesi var. Tabi kapalı kapılar ardında ne olduğunu kimse bilemez.Krzyzewski çok ateşli bir koç ve herşeyin mükemmel olmasını istiyor. Onun için oynamak ve antrenman yapmak çok zor çünkü antrenmanda %110 performans vermek zorundasınız. Gerçekten çok çok ateşli biri. Çok bağırırdı ve küfür ederdi. (Sizin koçunuz gibi yani diyorum gülüyor) Aynı zamanda dediğim gibi o mükemmelliği beklediği için onun sahaya çıkardığı tüm takımlar iyi oynar, çünkü oyuncular %110 performans vermeye çalışırlar. Herkes onu dinler ve saygı duyar.

Maliano: Yabancı bir sitede bir anı okumuştum. Biri sana "Hangi üniversitede oynamak istersin?" diye sorduğunda "Coach K. (Krzyzewski) nerdeyse orda." demişsin ve 1 gün sonra seni arayıp davet etmiş. Bu doğru mu?

Pocius : Takıma alınma sürecim çok ilginçti. Duke'ten önce Kansas,Arizona gibi birkaç okulu ziyaret ettim. Sonra Duke'a gittim. Ordan sonra başka okullara da gidecektim ama onunla tanıştıktan sonra artık tek amacım Duke'e girmek oldu.

Maliano : Bileğindeki sakatlıklar senin ve Amerika kariyerin için ciddi problem oluşturdu. Peki sen bu sakatlıkların senin kariyerini ne şekilde etkilediğini düşünüyorsun? Bu sakatlıkları yaşamasaydım kolejde star olup NBA'e gidebilirdim diye hiç düşündüğün oldu mu?

Pocius : Muhtemelen. Çok değişik şeyler olabilirdi çünkü liseden sonra üniversiteye ilk başladığımda kendime çok güveniyordum. Herşey çok iyi gidiyordu ve ben NBA'de bir geleceğim olacağını düşünüyordum. Ondan sonra sakatlıklar yaşadım ve istediğim kadar oynayamadım. Ve bu kendime olan güvenimi azalttı. Eğer oynayamıyorsanız kafanızda şöyle düşünceler oluşuyor: " Belki de düşündüğüm kadar iyi değilim." O dört yıl beni etkiledi ama şimdi tekrar Avrupa'ya dönüp oynadığımda kendime güvenim yerine geldi ve bundan memnunum.


Link

Maliano : Mike Krzyzewski birçokları için efsane bir koç ve senin sakatlık zamanlarında her zaman arkanda durdu. Seni ve basketbol zekanı ne yönde etkiledi?

Pocius : Söylediğim gibi basketbolu çok iyi biliyor ve o kadar deneyimli ki onun antrenmanlarına çıkmak, onun basketbol toplantılarına katılmak benim basketbol zekamı geliştirmemde çok etkili oldu. Krzyzewski'nin basketbol okuluna gittikten sonra. Bildiklerimle basketbol koçu bile olabilirim diye düşündüm.


Link

Maliano : Ve bu yaz Zalgiris'e transfer oldun. Ama ben birkaç yıl geriye gitmek istiyorum. 2004 Zaragoza ve 2006 İzmir Ümitler şampiyonalarında iyi performansın sebebiyle yeni Macijauskas olarak gösteriliyordun. Şu anda bulunduğun noktaya bakınca neler düşünüyorsun? Aynı seviyede olduğunu düşünüyor musun ?

Pocius : Bunu söylemek zor çünkü ben 18'li 20'li yaşlarda hala çok gençtim ve biraz toy gibiydim. Hayal ve ümit ettiğim şeyler vardı ama sonuçta bunlar sadece hayal ve ümitti. O yıllardan sonra çok olgunlaştığımı biliyorum. Çok fazla tecrübe kazandım. O zamanlar kendime çok güveniyordum ama Duke zamanları benim için düşüş zamanları gibiydi çünkü eskisi kadar fazla oynayamıyordum. Şimdi Avrupa'ya geri dönüp oynamaya başladığım için kendime güvenim ve kendi oyunuma güvenim geri geldi. Birkaç sene içinde nerede olduğumu göreceğiz.


Link

Maliano : Bu soruya ek olarak hiç kendine "Bu yetenekle Litvanya'da kalsaydım daha iyi bir oyuncu olabilirdim." dediğin oluyor mu? Çünkü sen alışıldık bir Litvanyalı oyuncu değilsin. Direk skora gitmeye çalışıyorsun ve bunu çok hızlı yapabiliyorsun. Kazlauskas'ın da bir sözü var "Litvanyalı gençler çok duygusal. ABD'deki kolejlere gitmek hiçbirine yaramıyor." şeklinde. Onunla aynı fikirde misin? Duke dönemleri senin için pozitif mi oldu negatif mi?

Pocius : Her zaman söylerim Amerika'ya gitmek bir piyango gibidir. İlk nereye gittiğin, ne tür bir liseye gittiğin, insanların size nasıl davrandığı, orda hangi düzeyde basketbol oynandığı önemlidir. Bence ben çok şanslıydım,gerçekten iyi bir liseye gittim, koç beni gerçekten beğendi. Benimle çok ilgileniyordu ve kolej takımlarına girebilmem için çok yardımcı oluyordu. Dediğim gibi herşey ne kadar şanslı olduğunuza bağlı. Hangi koleje gittiğiniz, koçun sizi sevip sevmeyeceği.. Çok daha iyi bir oyuncu olup olamayacağımı söylemek çok zor çünkü dört yıl boyunca orda istediğim kadar fazla oynayamadım. Avrupa'da kalsam daha farklı bir yerde olabilirdim ama dediğim gibi söylemesi zor. Şu anda hala çok iyi bir oyuncu olduğumu biliyorum çünkü çok şey öğreniyorum ama artık geri dönüp oynayarak bunu herkese göstermeliyim.

Maliano : Bu soruyu daha sonra soracaktım ama bu konulardan bahsedince sormak istedim. Enes Kanter'i tanıyor musun? O da bizim yıldız adayımızdı hatta Avrupa'nın en büyük yıldız adaylarından biriydi ve ani bir kararla lise ve üniversite eğitimi için ABD'ye gitti.

Pocius : Hayır hakkında birşey duymadım çünkü uzun süredir Avrupa Basketbolu'ndan çok fazla uzağım. Daha yeni yeni Avrupa sitelerine girip takip etmeye ve oyuncuları tanımaya başladım.

Maliano : Zalgiris'le sözleşme imzaladığında son dönemdeki düşük istatistiklerin sana soruldu. Senin cevabın "Kendime güveniyorum ve katkı yapabileceğime inanıyorum." oldu. Şu ana kadar da iyi gidiyorsun. En son haftasonu 28 sayıyla galibiyeti getirdin. Bu kadar ciddi sakatlıklardan sonra böyle bir geri gönüş bekliyor muydun?

Pocius : Evet çünkü oynarsam skor üretebileceğimi ve iyi oynayacağımı biliyordum ama Duke'teyken oynayamıyordum ve oynayamadığım yıllarda kötüye gitmediğimi biliyordum sadece insanlar beni unutmuştu. Beni oynarken görmedikleri için hala oynayıp oynayamayacağımı bilmiyorlardı. Ama ben kendimi biliyordum ve oynarsam iyi oynayabileceğimi biliyordum. Böyle bir performansı kendimden bekliyordum. Kaybedecek bir şeyim yoktu çünkü iyi oynamasam kimse beni umursamazdı. Beni zaten hatırlamıyorlardı. Ama iyi oynarsam pek çok kişiyi şaşırtabileceğimi biliyordum.

Maliano : Artık herkes Avrupa ve NBA arasındaki farkı biliyor, bu klasik bir soru o yüzden sormayacağım. Benim merak ettiğim senin hangisini tercih ettiğin. Kolej basketbolu da dahil olmak üzere.

Pocius : Çok farklı türde basketbollar. NCAA hızlı tempoda oynanan, Avrupa takım oyununun ön planda olduğu, NBA ise daha bireysel, bire bir performansların olduğu ligler. Ben Avrupa ve NCAA'yi daha çok seviyorum.

Maliano : Duke'de 2 ve 3 numaralarda oynuyordun. Şimdi Zalgiris'te 3 numara oynuyorsun. Hangi pozisyonu tercih ediyorsun?

Pocius : 2 ve 3 arasında çok fazla fark görmüyorum. Benim için neredeyse ikisi de aynı, hangisinde daha rahat oynuyorum bilmiyorum. Belki 2 benim için daha iyi diyebilirim çünkü Avrupa'daki 3 numaralar daha uzun, daha güçlü mesela Siena'dan Sato veya Barcelona'dan Pete Mickeal. Bu tip oyunculara karşı oynamak gerçekten çok zor. Ama 2 numaralar daha kısa ve hızlı olabiliyor ve ben bu tip oyunculara karşı daha rahat oynuyorum.

Maliano : Senin için bu Zalgiris'te zor çünkü Marcus Brown ölene kadar oynayacakmış gibi duruyor.

Pocius : (Gülüyor) Evet olabilir.

Maliano : NBA geleceğin hakkında ne düşünüyorsun? Bodiroga gibi Avrupa'da yıldız kalıp gitmemeyi tercih edebilir misin ? Veya vatandaşın Jasikevicius diyelim. O da kolejde oynadı, Avrupa'ya dönüp yıldız oldu, gitti NBA'de başarılı olamadı ve tekrar Avrupa'ya dönüp kupaları kaldırmaya devam ediyor.

Pocius : Gençken NBA hayallerim çok fazlaydı ama şimdi hayal bile etmiyorum. Şu anda oynadığım sezonu düşünüyorum, bu seneyi iyi tamamlamak istiyorum. Artık kafamdaki tek şey oynayıp kendime güvenimi yeniden kazanmak ve şu anda milli takımda bile değilim. Adımı herkese duyurmak istiyorum, koçlar beni izliyor. Avrupa'da kendimi çaylak gibi görüyorum çünkü çoğu insan adımı bile bilmiyor. (Maliano: Ben de bunun için burdayım , Pocius : Teşekkürler) Avrupa'da oynadığım her maç benim için bir tecrübe, birşeyler öğreniyorum çünkü son 6 yıldır oynadığım tarzdan farklı bir basketbol oynuyorum. Her maçı bir ders olarak görmeye,bir adım daha ileri gitmeye birşeyler öğrenmeye çalışıyorum. Hayat beni nereye götürür bilemem.

Maliano : "Kesin Avrupa'da kalırım veya hedefim NBA" gibi sınırlandırmaların yok yani.

Pocius : Yok hayır. Herkes tabi ki bir gün NBA'de oynamayı hayal eder çünkü oradaki basketbolun mükemmelliğini biliyorsun. Gidersem bu çok iyi olur ama olmazsa da önemli değil.

Maliano : Butautas'ın adını bile duymak istemiyorum aslında ama sıradaki soru onunla ilgili. (Gülüyor) O geldikten sonraki tüm maçlarınızı kazandınız. Butautas takımda neyi değiştirdi ? Krapikas'la arasındaki fark neydi?

Pocius : Her zaman yeni bir koç geldiğinde yeni bir hava oluşur, enerjiniz artar ve daha hırslı oynarsınız. Takımdaki değişikliklere bakacak olursak artık daha hızlı basketbol oynuyoruz, artık ribaundları kapıp hızlı hücumlarla kolay sayılar bulmaya çalışıyoruz. Oyunun diğer tarafında daha agresif savunmaya yapmaya, her pası engellemeye, rakibi top kaybına zorlamaya çalışıyoruz. Sanırım bu sonuçlarda yardım ediyor.

Maliano : Donetsk'te de aynı oyunu oynatmaya çalışıyordu ve orda Amerikalı oyunculara bağlı bir oyun sistemi vardı.

Pocius : Evet. Kesinlikle bu tarzı seven bir hoca Butautas.

Maliano : Son 10 yılda yıldız adayları arasında gösterilen biri olarak Pocius'un yeni dönemdeki yıldız adayları kimler?

Pocius : Çok fazla genç yetenekli oyuncu var ve hergün daha iyiye gidiyorlar. Rubio diyebilirim ama o zaten star oldu. Kendi yaşında gibi oynamıyor, çok çok daha olgun oynuyor. Çok etkileyici bir oyunu var. Başka kişileri düşünüyorum da (Maliano: Mesela Ömer Aşık) Evet evet o da çok iyi (Maliano : Veya Milan Macvan) Evet iyi oyuncular bunlar. Mesela Fenerbahçe'de oynayan Emir Preldzic de çok genç ve çok iyi bir oyuncu.

Maliano : Fenerbahçe'de 5 numara hariç tüm pozisyonları oynadı ve iyi de oynadı.

Pocius : Evet çok etkileyici bir oyuncu. Genç oyuncular için iyi bir takımda, özellikle de Eurolig'de oynayan bir takıma gitmek, süre alıp ordaki zorlu mücadeleye katılmak çok büyük bir fırsat.

Maliano : Tanjevic için ne düşünüyorsun? Türkiye'de çok eleştirilen bir hoca ve sisteminin modern basketbola uymadığı, eski çağlarda kaldığı söyleniyor.

Pocius : Onunla ilgili çok az bilgim var. 80'ler gibi oynatmasına yanlış diyemeyiz çünkü takım için işe yarıyorsa o şekilde oynatması doğrudur.

Maliano : İşe yaramadığı için eleştiriliyor zaten..

Pocius : Yaramıyorsa birşeyleri değiştirmesi gerekebilir dediğim gibi çok tanımıyorum.

Maliano : Bizim için Top 16'ya kalmak zor olmazdı son yıllarda ama özellikle bu sene çok ince hesaplara kaldık sizinle.

Pocius : Evet çok farklı hesaplar var. Ama ilk hedef olarak en az 6 sayıyla kazanmamız gerektiğini biliyoruz. Daha az farkla kazandığımız takdirde Cibona'nın maç sonucunu bekleyeceğiz. Ama sayıdan ziyade ilk hedefimiz maçı kazanmak olacak.

Maliano : Biraz da Milli Takım hakkında konuşalım. Polonya'da büyük bir başarısızlık yaşadınız. O turnuva hakkında neler söylemek istersin ?

Pocius : Öncelikle iyi bir turnuvaydı. İspanya,Sırbistan gibi iyi takımlar vardı. Ama Litvanya'ya gelecek olursak ilk veya ilk iki maçı kaybeden takım kendine güvenmemeye başlar. Litvanya'nın başına gelen de buydu. Eğer Türkiye maçını kazansaydık belki Polonya maçı da farklı olurdu. O mağlubiyet tamamen sürprizdi. Gidişat tamamen farklı bir yönde olabilirdi ama bu gibi büyük turnuvalarda böyle şeyler olabiliyor. Gelecekte Litvanya çok daha iyi olacak. Bu Litvanya'nın ilk kötü turnuvası değildi. Geçmişte bu tip kötü sonuçlardan sonraki turnuvadalarda başarılı oldukları oldu.

Maliano : Jasikevicius da dönecek..

Pocius : Umarım..

Maliano : Siskauskas'ın da dönme ihtimali var mı?

Pocius : Oynamak istemediğini ve dinleneceğini söylüyor çünkü Litvanya basketbolu için yeteri kadar şey yaptığına inanıyor. Litvanya için iyi olan çok genç basketbolculara sahip olması çünkü Sırbistan için de birkaç sene önce "İyi değiller, iyi şeyler yapamıyorlar" deniyordu ama beraber oynamaya devam ettiler ve geldikleri nokta ortada.

Maliano : Sonuçta imkansız diyemeyiz çünkü Stombergas bile basketbola geri döndü..

Pocius : Evet Marcus Brown bile hala oynuyor (gülüyoruz). Ne olacağını bilemeyiz. Bu tip zorlu turnuvalarda ne olacağı önceden kestirilemez. Her iki yöne de gidebilir.

Maliano : Ülkenizin basketbol için yaratıldığını düşünüyorum. Mükemmel oyuncular, iyi bilinen bir ekol ve seyircilerde basketbola müthiş bir tutku var. Bazen tribünlerde yaşlı teyzeler hakemlerden önce kalkıp hatalı yürüme işareti yapıyor. Tüm bunlar ülkemizdeki şampiyona için wildcard almanızda etkili oldu. Dünya Şampiyonası ile ilgili ne düşünüyorsun? Seçilebileceğini düşünüyor musun, bu konuda Kemzura ile hiç konuştun mu?

Pocius : Bu konuda gidecek çok yolum var,çok çalışmalıyım. Henüz hiçbir oyuncuyu hazırlık kampı için davet etmediğini biliyorum. Bugüne kadar iyi oynadım ama bundan sonraki bütün maçlarımı da iyi oynamam gerekir ki milli takıma gireyim. Sadece seçilmem değil oynayabilmem de önemli. Tecrübeli ve başarılı oyuncular varsa giremeyebilirim. Daha önce de dediğim gibi artık maçları birer birer düşünüyorum ve oyunumu geliştirmeye çalışıyorum. Eğer seçilirsem takıma girebilmek için bütün yaz deliler gibi çalışırım. Ama giremezsem de bu benim cesaretimi kırmaz ve oyunumu oynamaya devam ederim. Şu anda o dönemi pek düşünmüyorum.

Maliano : Belki ülkenizdeki 2011 turnuvasında olabilir.

Pocius : Umuyorum tabi ki, neden olmasın.


Link

Maliano : 2006'da İzmir'deki turnuvada Kalnietis'le beraber takımın en iyisiydin. Ülkemizde İzmir seyircisi gerek basketbolu bilmeleri, gerekse yarattıkları atmosfer yönünden Litvanya seyircilerine en yakın seyirci olarak bilinir. Orda her zaman müthiş bir atmosfer vardır ve Milli takıma seçilirsen bu yaz ikinci defa İzmir'de oynayacaksın. Türkiye'ye, İzmir'e , taraftarlara dair anıların nelerdir?

Pocius : Hatırlıyorum İzmir'de oynamıştık ve özellikle Türk Milli Takımı oynadığında çılgın bir atmosfer vardı. Bu iyi birşey çünkü birçok ülkede basketbol birinci spor değildir ama Litvanya'da basketbol tek spor. Bu yüzden herkes basketbolu çok seviyor. İzmir de buna benziyordu. Ordaki taraftarların da basketbolu sevmesi çok güzel birşey. İzmir'e tekrar gitmek çok güzel olacak çünkü orada birçok insan maçları izleyecek ve güzel bir atmosfer olacak.

Maliano : Bu soruya politik bir cevap değil tamamiyle dürüst bir cevap bekliyorum. Eğer Türkiye'den iyi bir kontrat alırsan gelmeyi düşünür müsün yoksa oynayacağım takım Eurolig'de mücadele etmeli gibi kriterlerin var mı ? Bildiğin gibi Jasaitis Galatasaray'da oynuyor. Aynı şekilde Praskevicius, Stombergas gibi oyuncular burada oynadı.

Pocius : Bildiğin gibi benim ilk kontratım ve önümde daha birkaç yıl var. Bu sebeple şimdiden birşey söylemek çok zor ama asla hayır gelmem diyemem. Karar aşamasında Eurolig tabi ki önemli bir nokta ama benim için Zalgiris'in orda oynuyor olması büyük bir şanstı. Çünkü pek çok kolejden gelen oyuncular Eurolig'de oynayan takımlara girme şansı bulamıyorlar ama bu yüzden ben çok şanslıydım. Birkaç sene içinde karar verme zamanı gelince para önemli bir etken. Aynı şekilde takımın bulunduğu yer de (ülke ve şehir) önemli. Bu ikisinin ortasını bulmak en iyisi olacaktır. İyi bir kontrat ve güzel bir şehir bunlar en önemli noktalar.

Maliano : Elinde bir wildcard daha olsa hangi ülkeye verirdin?

Pocius : Bilmiyorum turnuvaya giremeyen çok iyi Avrupalı takımlar var. (Arkadan söze giren Butkevicius İtalya diyor) Evet İtalya olabilir çünkü iyi oyuncuları var. İtalya çok güçlü bir takım olabilir.

Maliano : Ve artık Pianigiani ile daha tehlikeliler..

Pocius : Evet kesinlikle..

Maliano : Eurolig'den bir beş yapmanı istesem kimleri seçersin ?

Pocius : Çok fazla iyi oyuncu var. Oyun kurucu için muhtemelen Rubio olabilir çünkü takımı nasıl kontrol etmesi gerektiğini biliyor. 2 numara için çok fazla seçenek var. (Maliano : Marcus Brown olabilir mi? (gülüyoruz) Butkevicius Litvanyalıları seç diye söze giriyor tekrar) Evet tüm Litvanyalıları seçebiliriz bu bölgeye. Zorlu bir seçim ama sanırım Navarro diyeceğim. Şimdiden iki Barcelona oyuncusu oldu. 3 numara için Sato olabilir,bilemiyorum yine çok fazla iyi oyuncu var. (Maliano : Panathinaikos veya Real Madrid'den biri olabilir) Evet ordan herhangi birini seçseniz olabilir. 4 için çok değişik tarzda oyuncular var. Oraya Litvanya'lı seçeceğim, Ksistof Lavrinovic. 5 numara için (Maliano : Oraya da kardeşini mi seçeceksin? (gülüyoruz) Butkevicius yine söze giriyor Splitter diyor.) Evet Splitter diyeceğim. Çünkü çok iyi basketbol oynuyor. Ama tekrar söylüyorum birçok farklı ve önemli ismi seçebilirsiniz.


Link

Maliano : Son olarak genç basketbolculara tavsiyelerini almak istiyorum..

Pocius : Öcelikle şunu söylemeliyim ki basketbolcuysanız veya genç bir basketbolcuysanız en önemli şey ne istediğinizi bilmeniz ve onu çok fazla istiyorsanız başarmak için gerçekten çok fazla çalışmalısınız çünkü çok çalışmak her zaman çok iyi sonuçlar verir. Burdan basketbolcu olmak isteyen çocuklara söyleyebileceğim şey ne olursa olsun kimsenin ne dediğine,ne düşündüğüne bakmadan çok sıkı çalışın. Söyleyeceğim en önemli şey bu olacak.

Maliano : Keyifli röportaj için ve ayrıca yaptığın fedakarlık için çok teşekkür ederim.

Pocius : Ben teşekkür ederim, akşam maçta görüşürüz.

Bu röportajdaki her kelimenin hakkı saklıdır. Kaynak göstererek alıntı yapılabilir ancak kaynak göstermeyen kim olursa olsun burada teşhir edilecektir, bilginize...

20 yorum:

hasanerdem dedi ki...

Pocius'un kafada yamuk olsaymış :))

Ellerine sağlık kardeşim. İzmir bölümü için ekstra teşekkürler...

lovegame dedi ki...

maliano , süper röportaj..bunlar için daha fazla vakit ayırabilirsen harika olur..ilgi ile takip ediyoruz..başarılar.

Atakan dedi ki...

Mali'cim tebrik ediyorum mütiş bir söyleşi olmuş, ülkede ki "spor" gazetecisiyim diyenlere de selam olsun.

başarılarının devamını diliyorum.

saLsa dedi ki...

Eline emeğine sağlık kardeşim.. Muazzam bir emek yatıyor burada.. Alnından öpesi geliyor adamın okurken seni..

saLsa

Gökhan Soylu dedi ki...

polonyadan önce yenmedik mi biz bunları mali :)

Radagast dedi ki...

çok güzel olmuş keyifle okudum, ellerine sağlık.

burnovic dedi ki...

Pocius çok özel bir oyuncuydu benim için bundan sonra daha da özel...

Seni takip ediyor olmaktan gurur duyuyorum dostum...

eginli88 dedi ki...

süper bir ropörtaj olmuş,ellerine sağlık ;)

dejavu dedi ki...

Ellerine sağlık kanka, muhteşem olmuş.

İlk röportajın böyle bir hikayesinin olması da bize güzel bir anı olarak kaldı işte, fena mı? :)

Cahey dedi ki...

harika.. ellere,emeğe sağlık.

Cemil Günel dedi ki...

Eline sağlık. Çok güzel bir röportaj olmuş.
Saygılar.

Adsız dedi ki...

Harika roportaj. Affinla kucuk bir ukalalik yapayim. 2006'da izmir'de umitler sampiyonasi yapilmisti, gencler diye yazmissin.

Tebrikler.

Bestbasketballpicks.com dedi ki...

tebrikler mali, pocius'un bize karşı iyi oynaması dışında çok güzel bir röportaj olmuş :)

sabonis dedi ki...

çok güzel röportaj olmuş eline sağlık. ben de konyalıportlandlılar'da lebron ile yapıcam böyle =P

$afak dedi ki...

Çok güzel röportaj, eline sağlık. Çok ciddi emek var...

maliano dedi ki...

Teşekkürler mesajlar için..

@tarski
Estağfurullah dostum ne demek,hemen düzelttim sağol..

@Gökhan
Benim bildiğim Polonya'da ilkti valla,yanlışım varsa düzelteyim hemen..

HotSauce21 dedi ki...

mali,bi solukta okudum,harika röportaj olmuş biladerim,eline sağlık

avrupa basketbolu bilginide röportajda bol bol konuşturmuşsun,gözlerden kaçmadı.

vselcuk dedi ki...

Guzel roportaj olmuş, tebrikler, bi de bıraktıgım 2 soruyu da sorsaydın daha mutlu olacaktım

cuckoo dedi ki...

nasıl yani, sahiden sol elinde bir parmak eksik mi??!

maliano dedi ki...

Evet malesef.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...