Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

21 Ekim 2010 Perşembe

Renaldas Seibutis Röportajı

Ülkemizde düzenlenen dünya şampiyonasında Litvanya formasıyla bronz madalya kazanan Renaldas Seibutis, turnuva sonrası sürpriz bir şekilde Olin Gençlik ile sözleşme imzaladı. Daha önce Olympiakos ve ACB'de Bizkaia Bilbao formaları giyen Seibutis'in madalya sonrası ikinci ligden gelen bir takımla sözleşme imzalaması kuşkusuz herkesi aynı şekilde şaşırtmıştır. Litvanya'nın üst seviyelere çıkamayan ama önemli görev adamlarından biri olan Seibutis'le Mersin maçı öncesi değişik bir röportaj yaptık. Genelde röportajlar için klişe olan "keyifli" sözcüğü kullanılır ama bu röportajın zaman zaman buz kestiği, gerginleştiği anlar oldu. Özellikle Kleiza ile ilgili sorumu muhtemelen yanlış anlayan Seibutis alınganlık gösterse de genel anlamda güzel ve samimi bir sohbet oldu. Zaten röportaj sonrasında da 31 sayıyla takımına galibiyeti getirdi Litvanyalı oyuncu. Elim bir başka Litvanyalı'ya daha uğurlu geldi sanırım.

Bazı noktaları anlamsız olduğu için birebir çevirmek yerine kendimden birşeyler katarak anlamlı hale getirmeye çalıştım bazen bazı noktaları atladım. Yine de çeviri için elimden geleni yaptığımı söyleyebilirim. Hatalarımız olmuşsa affola. Röportajlarda önem verdiğim video olayına bu sefer de devam ettim. Umarım beğenirsiniz. Röportaj için izin veren Gökhan Taştimur'a ve Erdem Can'a da ayrıca teşekkür ederim. Seibutis'le başbaşasınız.

Öncelikle ülkemize, ligimize ve bugün de güzel şehrimize hoşgeldin demek istiyorum. Türkiye'de senin gibi kaliteli oyuncuları izlemek tüm basketbolseverler için büyük bir keyif.

Teşekkür ederim. Benim için de Avrupa'nın en güçlü liglerden birine sahip olan Türkiye'ye gelmek, burada yer almak iyi bir fırsat ve iyi bir tecrübe olacak. Eğer oyunumla birilerini mutlu edebilirsem ben de bundan mutlu olurum.

Dünya Şampiyonası ile ilgili sorular soracağım ama öncelikle Olin tercihinle başlamak istiyorum. Herkesin en çok merak ettiği konulardan biri Olin tercihin...

Neden Olin'i seçtim ? Eğer benim kısa basketbol kariyerimi takip ettiysen son iki yılda iniş çıkışlarım olduğunu ve sahada aldığım dakikalar yüzünden mutlu olmadığımı biliyorsundur. Kendime olan güvenimi kaybettim ve geri dönüş yapmak istedim. Oyunumu iyi seviyelere çıkarmak istedim ve Olin bunu yapmak için en iyi fırsatlardan biriydi. İkinci ligden geldikleri için heyecanları büyük ve birinci ligde güzel şeyler yapmak için büyük hedefleri var. Umarım ben de oyunumla buna yardım ederim. Bu en önemli şeylerden biri ve tabi diğer şeyler de var; koç, takım arkadaşlarım (Vidas diye araya girip soruyorum) , tabi ki Vidas ve finansal sebepler. Bunlar Olin'i seçmemdeki en önemli nedenler.



Bunu sormamdaki sebep şu; süperstar olarak bilinmesen de Yunanistan'da, İspanya'da geçen bir kariyerin var.  Dünya şampiyonasından önce veya sonra bir Eurolig veya Eurocup takımından teklif var mıydı?

Bir kaç tane vardı evet ama bu sene Avrupa basketbolu için durgun ve zor bir transfer pazarı vardı. Bir çok oyuncu için, iyi oyuncular için zor bir durumdu. Türkiye'deki dünya şampiyonası Olin'le alakalı bana yardımcı oldu. Belki de beni orada gördüler. Benim için en iyi olan fırsatlardan biriyle imzaladım. Daha önce bahsettiğim nedenlerden dolayı, hem eskiden hem de şu anda benim amacım dakika alıp oynayarak takıma edebildiğim kadar yardım etmek olacak. Umarım bütün takımla beraber iyi bir sezon geçireceğiz.



Türkiye'de bazı yabancı oyuncular taraftarlar için efsane haline geldiler. Senin de Olin'le ilgili uzun dönem planların var mı yoksa Olin, tekrar yükselip Avrupa'da yer edinmek için bir basamak mı ?

Çok fazla ileriyi düşünmüyorum. Sadece bu günü, bu seneyi düşünüyorum. Herşey çok hızlı değişebiliyor, ben bu konularda tecrübeliyim. Olin'le ulaşabileceğim iyi şeylere ulaşmak istiyorum. Belki de Olin, bir diğer Efes Pilsen veya Beşiktaş olacak bunu bilemeyiz. Bir yıllık anlaşmam var ve sadece bu seneye konsantre olmuş durumdayım. Ne olacağını göreceğiz. Öncelikle iyi bir sezon geçirmeliyiz. Tüm takım arkadaşlarıma, takımıma sakatlıksız bir yıl diliyorum.


Avrupa'da bir sıralama yapsan Türkiye ligini nereye koyarsın ?

Bunu yapmak zor. Kişisel fikrim ACB muhtemelen en iyi lig. Sonra Türkiye, İtalya, Yunanistan. İtalya'da hiç oynamadım. Bu ligleri karşılaştırmak benim için zor çünkü sadece üç ligde oynadım. Bu benim üçüncü ülkem. Hangisinin seviyesi yüksek veya değil söyleyemem çünkü henüz burda oynamadım. Sadece birkaç maça çıktı ve birşeyler söylemem zor. Ama iyi oyuncuların, iyi takımların olduğu, seviyesi yüksek bir lig, bu kesin.



Koçunla ve takım arkadaşlarınla yaptığınız konuşmalarda Olin'in hedefini ne olarak belirlediniz? İlk etapta ligde tutunmak için mi yoksa ilk sezonunuzda Avrupa kupaları için mi mücadele edeceksiniz ?

Şu kesin ki hedefler her zaman en yüksektir. O dönem milli takım koçumuz olan bir koçun bize söylediği sözü hatırlıyorum ; "İmkansız hedefler belirleyip, en yükseğe ulaşmalısınız." demişti. Olin basketbol organizasyonu da yapabildiğinin en iyisini yapmayı hedefliyor. Biz de bu yüzden buradayız. Adım adım, gün gün göreceğiz. Şu anda ne kadar iyi veya ne kadar kötü olduğumuzu söylemek için çok erken. Tabi ki hedeflerimiz maksimum seviyede olacak. İyi bir takımız ve ulaşabileceğimizin en iyisine ulaşmayı diliyorum.

Koçun Gökhan Taştimur için neler söyleyeceksin ? Sert antrenmanları seviyor ve oldukça disiplinli bir hoca.

Koçun sertliği hoşuma gidiyor. İşinde bu kadar ciddi olması iyi bir şey çünkü insanın bu seviyelerde kendine olan güvenini kaybetmesi çok kolay ve koçumuz da bunu kaybetmememiz için elinden gelenin en iyisini yapıyor. Kesinlikle iyi bir iş çıkarıyor. Henüz üç haftadır burdayım ve hala birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Benim için güzel bir duygu.

Gelelim Dünya Şampiyona'sına. Polonya'dan daha güçsüz bir kadroyla beklenmedik bir şekilde bronz madalyaya uzandınız. İstanbul'daki finallerde her maç sonu röportajlarınızda oradaydım. Genelde rakım ruhu ve inanç üzerinde durdunuz. Sen de Sırbistan maçı sonrası röportajında "Buraya Avruşa Şampiyonası öncesi antrenmana geldiler dediler ama biz başardık." dedin. Hatta Pocius'la konuşurken gülerek "Biz de bunu beklemiyorduk." dedi. Neler söylemek istersin şampiyonayla ilgili.

Martynas Pocius onu sessizce söylerken muhtemelen şaka yapıyordur. Ben ve takım arkadaşlarım ilk günden beri inandık. Bildiğiniz gibi basketbol Litvanya'da ikinci din ve ülkedeki insanlar için çok önemli. Bütün ülke bu duyguyu içinde hissediyor çünkü biz, ülkemiz için iyi bir şeyler yapmaya çalışan tek bir parça gibiyiz, amacımız ve karakterimiz bu. Ve ben böyle bir tunuvada, Türkiye'deki Dünya Şampiyonası'nda oynama şansı bulduğum için gerçekten çok mutluyum. Takımla beraber olma şansım oldu ve çok özel bir atmosfer vardı. Bu benim kalbimde çok uzun bir süre kalacak. Bu çok önemli.



Litvanya olarak altyapılarda ve yetenekli oyuncular yetiştirmekte herhangi bir probleminiz yok ama olay son adıma geldiğinde Karnisovas, Marculianis, Sabonis ve Kurtiniatis gibi süperstar, lider karakterli oyuncuları son dönemde çıkaramadığınız görülüyor. Dünya şampiyonasında da tek süperstarınız Kleiza'ydı. Sence bunun sebebi nedir ?

Bilemiyorum. Neden oyuncu yetiştiremediğimiz gibi bir soru pek bana göre değil. Şimdi basketbol farklı ve hedeflere takım olarak ulaşıyoruz. Dediğin gibi liderimiz Kleiza'ydı ama diğerleri de oldukça iyi oyuncular ve çok iyi takımlarda oynuyorlar. Bu yüzden bu onların kötü olduğu anlamına gelmez. O yüzden bu sorunun cevabını bilemiyorum.

Ülkemizde dünya şampiyonası sonrası verilen primler çok konuşuldu, çok eleştirildi. Sizin bronz madalya için 4000 euro aldığınızı okuduk.

Para hiç önemli değil.



4000 euro rakamı gerçek mi?

Gerçekten hiç önemi yok. Çok büyük bir para değildi. Türklerin aldığına yakın bile değil (gülüyor) ama bizim için paranın önemi yoktu ve biz de para için oynamadık. Devletin vereceği ödül için oynamadık ve bunu hiç düşünmedik. Litvanya milletinin birliği önemliydi bizim için. Bronz madalyayla birlikte Litvanya'ya geldiğimiz zaman, binlerce insan gece bizi bekliyordu ve Litvanya! şeklinde tezahürat yapıyorlardı. Bu çok özel ve değerli bir şey, ve hayatımın sonuna kadar da benim için öyle kalacak, eminim. Ve hala bizi karşıladıkları o meydana ara sıra gidiyorum, tüylerim diken diken oluyor. Bu hem benim hem de ülkem için çok şey ifade ediyor. Bunu başarabildiğimiz için çok mutluyuz.

Evinizdeki 2011 Avrupa Şampiyonası tüm Litvanya'lı oyuncular için ekstra özel bir anlam taşıyacak ve herkes bu turnuvada çılgın seyircinin önünde forma giymek isteyecek. Olin tercihinin bu noktada pozitif mi negatif mi etki yapacağını düşünüyorsun? Gözden uzak kalarak negatif mi yoksa daha çok süre alıp öne çıkarak pozitif mi?

Umuyorum olumlu olacak. Ama yine de 2011 Avrupa Şampiyonası'na kadar uzun bir zaman var. Nasıl ifade edilir bilmiyorum, bir şey söylemek zor. Bu koçun seçimi ve. o an için ülkedeki en iyi oyuncuları seçecektir tabii ki. Bunun için, oldukça fazla çalışmamız gerekiyor. Ben her zaman için çok çalışırım ve o an ulaşabileceğim maksimum noktaya ulaşmak için tüm yüreğimi ortaya koyarım. Bu bence çok normal.

Sen de 3 milyonluk bir ülke olduğunuzdan bahsettin. Bu kadar küçük bir potansiyelle böylesine büyük oyuncuları, ekolü ve arkadan gelen yetenekleri gençleri yetiştirmeyi nasıl başarıyorsunuz? Devletin bunda payı nedir ?

Çünkü küçük bir ülkeyiz, çünkü basketbola karşı büyük bir aşk besliyoruz. İşte bu nedenle Litvanyalılar bu konuda fazlasıyla motive olmuş durumdalar. Belki bu oradaki insanların karakterinden ileri geliyordur, kim bilir. Tüm bu sıkı çalışma, çocuklar için yapılan iyi planlama bence geleceğin basketbolcularının yetişmesinde olumlu etkiye sahip olan şeyler. Tüm bu küçük şeyler, Siskauskas, Karnisovas gibi büyük oyuncuların yetişmesinde fazladan katkı sağlıyorlar. Tüm o eski kuşağı saymıyorum bile. Sabonis, Kurtinaitis, Marciulionis, Homicius.. Tüm bu iyi oyuncular bizim de adım adım daha yüksek yerlere ulaşabilmemiz için çabalamamıza sebep oluyor.

8 yorum:

saLsa dedi ki...

Fırından çıkar çıkmaz sıcak sıcak okudum bir çırpıda.. Ellerine sağlık kardeşim, videoları da yarın izlerim kısmetse. Sevgiler..

saLsa

luke dedi ki...

Harika bir yazi olmus ellerine saglik.

Mindė dedi ki...

Goodluck Renaldas :]

fairfax dedi ki...

eline saglik.

Unknown dedi ki...

Gayet başarılı bir söyleşi olmuş, tebrikler. Bu tür söyleşilerin devamını dilerim.

hasanerdem dedi ki...

Eline sağlık kanka...

mel dedi ki...

cok güzel bir yazı. ellerine sağlık..

bahadır dedi ki...

harika bir yazıymış yeni gördüm,Aga litvanyalılarla aran çok iyi ,en yakın zamanda saras röportajı bekliyorum.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...