Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

22 Ocak 2011 Cumartesi

Olympiakos: 70 - Fenerbahçe Ülker: 84 (Kemerleri Bağlama Vakti)

Fenerbahçe'nin maçın başında planı, kesinlikle 2'li oyunlar ve 2-3 numaraların içeri drivelarıyla pozisyon bulma üzerineydi. Bu noktada, Spanoulis ya da Teodosic'in savunduğu Kinsey veya Marko Tomas'ın hızlı ayakları ve fiziksel avantajları, planın gayet tutarlı olduğunu gösteriyor. Savunmada ise bu oyuncuların yakın savunmaları ve gerektiğinde yapılan switchler çok avantaj sağladı. Ancak, kenarda Ivkovic gibi bir kurdun, saha içinde ise Teodosic ve Spanoulis'in olduğu bir takımın eksik veya yumuşak bölgeyi görmesi zor olmadı. Bir oyuncuyu dip çizgide bırakılıyor ve bu oyuncu genelde Zoran Erceg gibi ayakları hızlı ve dış şut tehlikesi zayıf olan biri seçiliyor ki savunan oyuncu bir kaç adım geri çekilsin, sonrasında yardım savunmasına gitsin. Bourosis'in içinde bulunduğu sahte ikili oyunlarla savunmanın dikkati buraya çekiliyor, sonrasında ise dip çizgideki oyuncuya topu geçirip, içeri rahat bir şekilde drive edilmesi isteniyor. Alttaki resimde buna bir örnek görebilirsiniz. Ivkovic'in bu taktiği oldukça güzel ama çok uzun süre işleyemedi. Top çizgiye geçtiği zaman tamam ama ikili oyunlarda sürekli adam değiştiren ve bundan çekinmeyen Fenerbahçe Ülker, Olympiacos hücumunu yine durdurdu. Roko Ukic'in savunduğu guard dışındaki guardın Kinsey ve Tomas'ın üst düzey savunmaları karşısında ezilmesi, pozisyon ve efektif pas festivali yaşatan Olympiacos oyun sisteminin henüz oyunun başında bir "error" vermesini sağladı.


Sonrasında gelen değişikliklerle, Fenerbahçe Ülker savunmada Ömer Onan'ın gücünden, hücumda Saras-Oğuz ikili oyunlarından ve getireceği avantajlardan faydalanacaktı. En azından plan buydu. Savunma tamam ama hücumda hem Saras'ın oyun olarak henüz bu seviyeye çıkamamış olmasının sıkıntısını hem Oğuz'un istikrarsızlığının zararlarını yaşadık. Olympiacos, Fenerbahçe Ülker'in hücumda kaybettiği toplar sayesinde rahat hücum edebildi ve skorda denge bu sırada geldi. İstatistiklerde ise top kayıplarında Fenerbahçe Ülker'in 9 top kaybı yaptığını görüyorduk.

Sean May'in süre aldığı ve Fenerbahçe'nin savunma ribauntlarında sıkıntı yaşadığı bölümde, diğer oyuncuların (özellikle Emir Preldzic) ribaunta katkısı bu sorunu daha hafif yaşamamızı sağladı. Olympicos'ta ise Mavrokefalidis'in sahada ve genellikle Sean May'i savunuyor olması ise dezavantajların karşılıklı yaşanmasını sağladı. Sean May'in hücumda yaptığı basit hataları konuşup, olaya kendi açımızdan bakabiliriz ama Mavrokefalidis'in kaçırdığı pozisyonlara bakarsak bu karşılıklı dezavantaj olayını daha net anlayabiliriz. Ayrıca, bu bölümde formsuzlardan Darjus Lavrinovic ve Matt Nielsen'in karşılıklı oynamasında daha formsuz olan Nielsen'in takımı Olympiacos kaybetti. Lavrinovic'in önce Nielsen'i blokladığı sonra, Nielsen'in savunmada dalıp Lavrinovic'i kovalayamamasından kaynaklı bir üçlük ve faul kazandık.

Papaloukas, Spanoulis ve Teodosic'in bir arada bulunduğu ikinci çeyreğin son 2.30 dakikasında Fenerbahçe Ülker, savunmayı hücum kaynaklı kurdu diyebiliriz. Savunmada tembel Olympiacos oyuncularının aksine, her yere yetişmeye çalışan Keselj'nin 4 dakikada 3 faul alması Ivkovic'i çok kızdırdı, kenara gelince Keselj'i epeyi fırçaladı ama Ivkovic'in de asıl sorunu çözememenin sinirini Keselj'nin üstünden çıkardığını da anladık. Spanoulis Ukic'i savunabiliyordu ama Papaloukas-Tomas ve Kinsey-Teodosic eşleşmeleri, Ivkovic açısından çok sıkıntı verici oldu . Savunmada fiziksel ve mental olarak yıpranan guardların hücumda bir türlü ritm sağlayamaması ise bu durumun bir sonucu oldu. İlk yarının sonunda Fenerbahçe Ülker 7-0'lık bir seri yemiş olsa da oyun olarak Olympiacos'dan daha doğru ve planlı işler yapıyor olduğunu gördük. Şut girer ya da girmez ama Fenerbahçe Ülker'in oyun olarak daha önde olduğunu anlamak için Tomas'ın ve Kinsey'nin içeri ne kadar rahat girdiğini görmek yetiyor. Nesterovic'in ortayı kapatması yüzdeyi çok düşürdü, kabul. İşte bu noktada Vidmar olsa, onunla Oğuz Savaş veya Kaya Peker'den daha rahat boğuşabilir, Tomas ve Kinsey daha çok sayı çıkarıyor olabilirdi.

2. yarıya Fenerbahçe Ülker topu hızlı dolaştırıp doğru şutu bulmayı ve Marko Tomas'ın drivelarından faydalanmayı amaçladı. Buradan da 2 hücumda 6 sayı çıkardı. Kostas Papanikolau genç ve yetenekli olabilir ama ne savunmada ne hücumda bu seviyeleri kaldırabilecek durumda değil. Marko Tomas, Papanikolau'yu sürekli ezdi. Kaya Peker'in 3. faulü erken alıp Bourosis'e karşı savunmada etkisiz kalışı sorunlu noktaydı. Olympiacos sürekli Kaya Peker'in üstüne Bourosis'le hücum etti. Ardından Kaya Peker'in basit faulünün yanı sıra teknik faul alması ise hiç buralarda yapılacak iş değil. Ona güvenen ve "zamanı geldiğinde süre bulacaksın" diyen Spahija ve Aydın Örs'ü utandırdı diyebiliriz. 3. çeyrekte skor patlaması yaşayıp 25 sayı bulan Olympiacos'un, sıklıkla Spanoulis'in tercihlerine güvendiğini ve Yunan guardın ikili oyunları sonrası bulduğu doğru şutları cezalandırdığını gördük. Bu da sürekli eleştirilen Fenerbahçe Ülker'in pick and roll savunmasının, doğru ellerde ve doğru şekilde nasıl cezalandırıldığının, nasıl can sıktığının göstergesi. Paragrafın başında bahsettiğimiz konu, Marko Tomas'ın hücum performansı ve Ukic'in yardımları en azından skor olarak tutunmamızı sağladı. Ömer Onan'ın Spanoulis'i etkili savunmaya başlaması ise bu durumu tam tersine çevirdi. Mavrokefalidis'i savunan oyuncunun sürekli yardım savunmasına koşması, bunaltıcı savunmanın da etkisiyle topun Mavrokefalidis'e geçmesi, oyuncunun da kötü gününde olması derken Olympiacos sağlam tökezledi. 4. çeyreğin 4.30 dakikalık bir bölümünde Mavrokefalidis 6 şut kullanıp, 1'i hızlı hücum olmak üzere 2 isabet buldu. Mavrokefalidis'in şut olarak kullanmayıp, başka oyuncuya pas verdiği zaman da pasın efektif olmayışı veya Spanoulis'in içeri girdikten sonra, dışarıya topu kötü vermesi Olympiacos'u daha da bozdu derken Fenerbahçe Ülker hücumu da doğru oynayınca, 2.16 kala 10 sayılık bir fark çıktı ortaya. Bu arada Olympiacos'un son çeyrekte, kendi evinde 5.20 dakika boyunca sayı üretemediğini de, daha çok uzun bir süre göremeyebiliriz. Sonrasında ise maç zaten karşılıklı sayılarla bitti.

Ivkovic'in takımı 3 üst düzey guardıyla hücum IQ'sunu tavana vurdurmuş olabilir ama Fenerbahçe Ülker'in sahaya her şeyini verdiğinde o hücum IQ'sunu ezebilecek kadar iyi savunma takımı olduğunu gördük. Herşeyden önemlisi bu. 3. çeyreğin son 5-6 dakikalık bölümü hariç Fenerbahçe Ülker maç boyu savunmada taş olurken, Olympiacos hücumda makastı. Olympiacos savunmada kağıt oldu, Fenerbahçe Ülker makas. Bu sezona kadar büyük maç kazanamayan takım, önce şampiyonu, sonra finalisti deplasmanda yendi. Bu yolun sonu çok güzel olacak. Detaylı istatistikler burada.

0 yorum:

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...