Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

19 Ocak 2011 Çarşamba

Efes Pilsen: 60 - Siena: 58 (Mağlubiyet Potadan Döndü)

Futbol camiası için kötü oyunun karşılığında gelen galibiyetlerde perde "hep iyi oynayarak kazanamayız, önemli olan böyle günlerde 3 puanı alabilmek" sözüyle kapanır. Bu akşam Efes Pilsen için bunun bir adım ilerisi olan şükretmek sözcüğünü kullanmak gerekir sanırım. Zisis'in son saniyedeki uzak mesafeli üçlüğü potaya girmiş olsa yıllar öncesindeki AEK maçına dönüp parkeye gömülebilirdik. Şansımız varmış ki girmedi, Top 16'ya 60-58 lik galibiyet ile başladık.

Siena'nın bu grupta sadece takım yapılanmasında değil, aynı zamanda Efes Pilsen maçlarında en önemli kozu Bo McCalebb idi. Onun sakatlığında Efes Pilsen daha hava atışı yapılmadan farkı kapatıp bir adım da önde başladı maça. Yapılması gereken ikili oyunlarda dikkat edip Rakovic'i mümkün olduğunca boyalı bölgeden uzak tutmak ve Kaukenas'ı da Sinan savunmasıyla durdurmaya çalışmaktı. Çünkü Rakovic potadan uzak top aldığında birebir sırtı dönük potaya devrilebilen veya orta mesafede başarılı olabilen bir uzun değildi. Kaukenas da mevcut kadroda kendi şutunu yaratabilen ve el yakan anlarda topu rahatça kullanabilecek belki de tek istikrarlı isimdi. Dönem dönem savunmada başarılı olduğumuzu söyleyebilirim ama maçın geneline, özellikle de sonuna baktığımızda hem savunmada hem de hücumda ciddi sıkıntılar yaşadık. Kötü savunmayla başlayan Siena'ya iyi hücumla karşılık verdi Efes Pilsen ama ikinci yarıyla beraber savunmanın dozunu fazlasıyla arttırıp geriden gelerek Siena öne geçti. Maç öncesi mevcut şartlarda Efes Pilsen'i yukarıda bahsettiğim iki oyuncuya dikkat ederek maçı çift hane ile kazanabileceğini düşünüyordum. Maç az sonra başlasa hala aynı sözlerin arkasında dururum. Siena her ne kadar Avrupa'nın en istikrarlı ve dirençli takımlarının başında gelse de McCalebb'li Siena ve McCalebb'siz Siena arasında çok ciddi bir fark var. Açıkça görülüyor ki Pianigiani Jaric'i alarak oyunu kurabilecek tecrübeli bir Avrupa'lı tercih ederek esas skor yükünü başkalarının üzerine yüklemiş. Yani takımın sistemini bozmadan rollerin devrine önem vermiş durumda. Siena şu haliyle Maccabi Tel Aviv, Barcelona gibi takımların karşısında McCalebb'siz tel tel dökülür ama Efes Pilsen'in zaafiyetlerini iyi değerlendirdiler. Hücumda aldıkları yarayı, en iyi yaptıkları iş olan savunmayı bir seviye yukarı çıkararak kapatmayı bildiler. Yine de Efes Pilsen kötü hücum yaptığı son bölüm hariç maçın büyük bir bölümünde iyi savunma yaptı ama maçın kırılma anlarında Siena'nın başarılı hücumlarını durduramayarak sadece 2 sayılık bir farkla galibiyete ulaştı. 1 sayı bile olsa Top 16'ya galibiyet ile başlamak, evde maç kaybetmemek çok önemli.

Efes Pilsen maçın son bölümünü Wisniewski ile bitirdi. Perasovic sanırım artık bu olayı gurur meselesi haline getirdi. Kerem Tunçeri maç öncesi hastaydı ve maçta aldığı sürelerde de çok yoruldu ama maçın son 2-3 dakikalık bölümünü çıkaramayacak kadar kötü durumda olduğunu sanmıyorum. Geçen sene Maccabi Tel Aviv'in farklı oyun anlayışına monte olmakta zorlanmayan süratli ve dış şutlarda isabetli bir Wisniewski'nin çoğunlukla sete oturan ve içeriyi besleyen Efes Pilsen'de makineyi yavaşlatan dişli olduğunu görmemek için ya kör olmak ya da at gözlüğüyle bakmak gerekir. Bazen hocalar kendi transferlerinin başarısızlığını kabullenmek istemezler. Perasovic - Wisniewski - Efes Pilsen üçgeni de bu hikayelerden sadece birisi bana göre.

Efes Pilsen'de yeni transfer Murray hiç hazır değildi ve süre aldığı 3 dakikada daha yolun başında olduğunu gösterdi. Onun erken form tutması Rakocevic'in üzerindeki yükü de azaltacaktır. Rakocevic'le yaptığımız görüşmede takımın hücum setlerinin üzerine kurulduğunu, artık genç olmadığı için oyunun her iki tarafında Real Madrid yılları gibi etkili olamadığını, fiziksel olarak düşüşte olduğunu bildiğini söylemişti. Bugün de savunmada önemli sıkıntılar yaşadı ama hücumda çok iyiydi. Son topta Rakocevic'i eleştirmiyorum çünkü el yakan anda kimse gelip topu almıyorsa ve o top Igor'un elinde kalıyorsa sonucuna katlanmak gerekiyor. Eğer yanlış duymadıysam maç sonu röportajında takımın yarısında virüs olduğunu ve hasta olduğunu söyledi ki bize maç öncesi gelen bilgi de bu yöndeydi: "Rakocevic'in hastalık yüzünden ayakta duracak hali yok."

Efes Pilsen bu sonuca rağmen halen Union Olimpija'nın verdiği ışığı dışarıya veremiyor. Bu takım rakiplerini ezer geçer, Final Four'a kalır diye rahatça, gerilerek iddia edebilen var mı aranızda?

Rakamlar üzerinden gitmek pek hoşlandığım birşey değil. Maçın tüm detaylı istatistikleri burada. Ben maç sonuda Arkadios dostumun verdiği linkle ufak bir nostalji yaptım. Eminim herkes ayağı kayıp, yerden kalkan Zisis'in üçlüğünü dün gibi hatırlayacaktır. Arkadios'un dediği gibi bugün 6 yıl sonra Zisis yeniden Efes Pilsen'in boynuna giyotin indirme şansını son topta kaçırdı ve parkenin üzerine uzandı. Kazanan Efes Pilsen ama nostalji için yine de o günlere bir dönmek gerek, hoş oluyor bir basketbolsever için. O gün Zisis galibiyet turu atmıştı, bugün sıra bizde.


8 yorum:

markar dedi ki...

Videoyu izleyince mahmuti' nin efesini baya özlemişim onu anladım

Sarıkaya dedi ki...

İçimizdeki Sienalılar bayağı üzüntülü galiba?:-)).. Eh sonuç itibariyle Ziziç %50 ile oynuyor!:-)) İkinciyi de soksaydı, yok artık LeBron James olurdu!. Böyle şeyler ancak reklamlarda olur diyorum.. Bi' de gözden kaçan bi' ayrıntı var ; Bu sefer Ender Aslan sahada bile değildi!:-))

maliano dedi ki...

Kimmiş o Siena'lılar ? Beni kastediyorsan boş laf olmuş, şaka yapıyorsan şık olmamış, başkasına diyorsan açık söyle biz de bilelim..

Sarıkaya dedi ki...

Senin de dahil olduğun, sanal alemdeki geniş bi' kitleden bahsediyorum. Teker teker bütün blogları, bütün siteleri saymam mı lazım şimdi burada?. Çoğunluk her zaman illa da haklıdır mı? ayrıca..

maliano dedi ki...

Anladım. Beni de dahil ettiğine göre dediğim gibi boş laf olmuş.

Gurhan Ul dedi ki...

Siena daha iyi takım demek Siena lılık sa eğer ne güzel memleket.
Efes kazandı tebrikler hepimizi mutlu etti.
Efes daha iyi takım diyenler sakatlandığı için McCalebb e teşekkür etsin.

Sarıkaya dedi ki...

Pardon! Bundan sonra laf ederken Mailano Standartları enstitüsünden norter tastikli onay alırım!:-))

Sienalılar da Radulica'nın sakatlığına duacı, anladığım kadarıyla..

maliano dedi ki...

Benimle ilgili böyle saçmasapan etiketler kullanmazsan daha iyi olur. Ha illa kullanacaksan da onay fena olmaz.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...