Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

30 Kasım 2009 Pazartesi

Bu Da Mı Gol Değil

3 yorum

Genel menajer Özerhun, Real Madrid'li Axel Hervelle ile Bostjan Nachbar'ın takas edileceği yönünde çıkan haberle ilgili olarak ise, ''İspanyol ekibi 10-15 gün önce böyle bir teklifle geldi. Ancak biz bunu kabul etmedik'' diye konuştu.


Link

İtalya'da Birinci Belli İkinci Kim ?

0 yorum

Siena'nın İtalya Ligi'ni psikolojik olarak 15 gün içinde bitirebileceğini iki hafta önceki "Air Avellino,Lega A ve 15 Gün" mesajımda belirtmiştim. Siena bu dönemde Roma'yı 25 sayı farkla evine göndermişti,dün de Air Avellino'yu deplasmanda 29 sayı farkla 57-86 mağlup ederek İtalya Ligi'ne noktayı koydular. Bu noktadan sonra Siena uçağı düşmezse (Allah korusun tabi) veya Montepaschi Bankası batmazsa Siena'yı parke üzerinde durdurmanın bir yolu yok. Tabi bunu İtalya ligi için söylüyorum. Barcelona geçen hafta Siena'ya gelip 19 sayı farkla evine dönüp Siena'yı gerçek dünyaya döndürmüştü. Maçın detayları burada. Zaten en yakın rakibinize karşı Carrareto'yu 15, Ress'i 19 dakika oynatıyorsanız o ligden hayır gelmez. Commandos Tigre şimdiden "Şampiyonluk bizim,kupa bizim" diye bağırıyordur. Kendilerini Paris'te de görmek isteriz.

5. Haftada MVP Paylaşıldı

0 yorum

Eurolig'in 5. haftasında 38 puan alan Khimki'den Keith Langford ve Partizan'dan Aleks Maric MVP ödülünü paylaştılar. Langford 20 sayı,5 ribaund ve 9 asistlik performansıyla ilk gün 38 puan alınca kendini MVP saymıştır ama Maric Olympiakos karşısında 23 sayı,15 ribaund ve 5 top çalmayla oynayınca ödülü paylaşmak zorunda kaldı. Langford'un bireyselliği zaten malum ama Maric'in performansı giderek artıyor. Partizan'da ben 5 numara çıksam herhalde sezon sonu 10 sayı,5 ribaund ortalaması yakalarım diye düşünüyorum. Sistem içine aldığı 5 numarayı parlatıyor ve dışarı yolluyor. Oğuz Savaş veya Ömer Aşık keşke Partizan'da oynasa diye içimden geçirmeden edemiyorum.


Link

Travis Best Napoli'ye Gitti

0 yorum

İtalya Ligi'nde çok sıkıntılı günler yaşayan Napoli 37 yaşındaki oyun kurucu Travis Best'i de kadrosuna kattı. Sezon başında maddi sıkıntılar sebebiyle Napoli zor günler yaşadı ve birçok oyuncusu takımdan ayrıldı. Bunun üzerine Gabini, Traylor gibi isimleri almışlardı. Son transferleri de NBA'de uzun süre oynadıktan sonra son 4-5 yılda Avrupa'nın önemli oyun kurucularından biri olan Travis Best oldu. Türk basketbolseverler Best'i ULEB zamanlarından Beşiktaş'a karşı ve birkaç sezon önce Virtus Bologna formasıyla Türk Telekom'a karşı Ankara'daki müthiş performansıyla hatırlayacaktır. İyi bir oyun kurucu olmasının yanında,iyi de bir skorer olan Best'in en bilinen özelliklerinden biri çok başarılı serbest atış atmasıdır. Prokom kendisini alıp Eurolig'de oynattığında en sonuna hakettiğini buldu demiştim ama kısa süre sonra tekrar Virtus Bologna'ya dönmüştü. 3 sezon önce Eurolig'de Top 16'yı averajla kaçıran Napoli şimdi İtalya Ligi'nde kümede kalmaya çalışıyor ve bu performanslarıyla da şansları çok az. Best'in arkasından yeni isimler de gelecektir.

ACB 10. Hafta Sonuçları

0 yorum

.Fuenlabrada vs. Cajasol : 70-82
Suzuki vs. Caja Laboral : 73-70
Real Madrid vs. CB Granada : 86-69
Lagun Aro GBC vs. Valladolid : 71-74
Unicaja vs. Regal Barcelona : 57-63
CB Murcia vs. Estudiantes : 83-89
Bizkaia BB vs. DKV Joventut : 82-66
Alicante vs. G. Canaria 2014 : 74-50
Xacobeo vs. Power Elec. VLC : 73-79

Avrupa Liglerinde Sonuçlar (27-28-29 Kasım)

0 yorum

.Adriyatik Ligi 10. Hafta

FMP vs. Cedevita : 85-87
Siroki HT Eronet vs. Radnički : 96-83
Partizan vs. Union Olimpija : 80-70
Cibona vs. Zagreb CO : 113-76
Helios vs. Crvena zvezda : 66-72
Hemofarm S. vs. Buducnost : 89-71
Zadar vs. Bosna ASA BHT : 104-54

Fransa Pro A 9. Hafta

Asvel Basket vs. Le Mans : 68-80
Rouen vs. Paris-Levallois : 91-89
HyèresToulon vs. Nancy : 92-78
Cholet vs. Poitiers : 70-67
Roanne vs. Strasbourg : 86-77
Le Havre vs. C./Saone : 68-66

Yunanistan HEBA 5. Hafta

Aris BSA vs. Trikalla : 81 - 66
Panellinios vs. Panionios : 77 - 63
Kavala vs. PAOK : 75 - 70
O. Larissas vs. Peristeri : 73 - 67
Maroussi BC vs. Ilysiakos : 75 - 65
VAP Kolossos vs. AEK : 77 - 61
Olympiacos vs.Panathinaikos : 87 - 76

Rusya Superleague A 6. Hafta


BC Khimki vs. UNICS : 77 - 71
Dynamo M. vs. CSKA M. : 73 - 81

İtalya Lega A 8.Hafta

Vanoli Cr.-Sigma Coatings Montegr. : 90-69
Virtus Bologna-Pepsi Caserta : 72-84
Martos Napoli-Benetton Treviso : 64-96
Angelico Biella-Banca Tercas Teramo : 81-89
Armani Jeans Milano-Scavolini Spar Pesaro : 89-86
Lottomatica Roma-NGC Medical Cantu' : 70-81
Air Avellino-Montepaschi Siena : 57-86
Cimberio Varese-Carife Ferrara : 81-74

Olympiakos : 87 - Panathinaikos : 76 Maç Yorumu

14 yorum

Haftanın merakla beklenen müthiş derbisini Olympiakos müthiş hücum performansıyla kazandı. Hücumda o kadar çeşitli varyasyonlar ortaya koydular ki Panathinaikos savunması çaresiz kaldı ve oyunun hiçbir bölümünde rakibini yakalayamadı.

Olympiakos maça Teodosic-Childress-Kleiza-Vasilopoulos-Sofo beşiyle başladı. Perperoglou-Tsartsaris-Batiste-Diamantidis-Nicholas beşiyle de Panathinaikos başladı. İlk dakikalarda Olympiakos Sofo-Batiste eşleşmesindeki fizik avantajını kullanmak için Sofo'ya sürekli top indirdi ama Panathinaikos ikili sıkıştırmalarla bu dezavantajı kapattı. Sofo bu çetin mücadelelerin neticesinde parmağında sıkıntı yaşayınca ikinci dakikada yerini Boroussis'e bıraktı. İlk üç dakikada Olympiakos kendinden beklenmeyen derecede canlı savunma yapıp,hücumda da etkili olunca skorda 6-0 öne fırladı ve Obradovic'in molası geldi. Daha sonra da hücumda sıkıntı yaşayan Panathinaikos Perperoglou-Spanoulis ve Batiste-Pekovic değişikliğine gitti. Zaten Spanoulis ve Pekovic'in ilk beş başlamaması çok anlaşılır bir sebep değildi ve hem maça kötü başlamalarına hem de oyunun kontrolünü rakibe kaptırmalarına sebep oldu. İlk dört dakikayı sayısız geçiren Yoncalar 5:14 kala Nicholas'ın sayılarıyla durumu 6-5'e getirdi. İlk 7 dakikada takımın en iyi isimleri Spanoulis ve Nicholas oldu. Her ikisi de içeriye korkusuzca penetre ettiler ve pota altından rahat turnikeler buldular. Ama Nicholas Childress'a karşı iki faul alınca yerini Calathes'e bırakmak zorunda kaldı ve Obradovic'ten de sağlam bir fırça yedi. Teodosic de aynı şekilde erken iki faul alıp yerini Halperin'e bıraktı.İlk periyod da Papaloukas'ın son saniye üçlüğüyle 24-15 sona erdi. İlk çeyrekte Olympiakos'ta 7 oyuncu sayı bulurken,Panathinaikos'ta 15 sayı sadece Spanoulis (7), Nicholas(5) ve Pekovic(3) ten geldi. Panathinaikos ayrıca bu çeyreğe 7 top kaybı sığdırmayı başardı.

İkinci çeyrek Diamantidis'in üçlüğüyle başladı. Olympiakos pota altı Halperin-Boroussis ikilisine emanet olunca da Panathinaikos bu dezavantajı Fotsis-Pekovic ikilisiyle iyi değerlendirdi ve 24-21 ile farkı üçe indirdi. Durum böyle olunca da Giannakis bir saniye bile geçirmeden Schortsanitis'i oyuna aldı. Sofo da girer girmez kendine yapılan ikili hatta üçlü baskıyla topu dışarı attı ve üstüne de bir faul yaptı. Nicholas da içeriye bir penetreyle daha farkı bire indirdi ve derbi 6:45 kala yeniden başladı. Giannakis bu dakikada Beverley'i oyundan alıp dinlendirdiği Childress'ı tekrar oyuna aldı. Childress maça ofansif anlamda çok iyi başlamıştı ama Beverley de ikinci periyodun başından itibaren Spanoulis'i çok iyi savunuyordu. Daha farklı bir çözüm üretemez mi diye düşünmeden edemedim. İkinci çeyreğin bitimine 6 dakika kala Olympiakos Vasilopoulos'un Tsartsaris'e yaptığı faulle limitini çok erken doldurdu. Panathinaikos da Diamantidis-Spanoulis ikilisini kullanarak oyunun kontrolünü ele aldı ve bu avantajı iyi değerlendirdi ve 5:30 kala Diamantidis'in iki serbest atış isabetiyle maçın başından sonra ilk defa 26-26 ile beraberliği sağladı. Giannakis de Sofo'nun etkisiz kalmasıyla Vujcic'i oyuna aldı. Ama sorun pota altından ziyade oyun kuruculardaydı. Papaloukas ve Teodosic iki komik top kaybı yapınca Yunan koç da 5 dakika kala molayı aldı. 2:30 kala Childress'ın üçlüğüyle skor 35-30'a geldi ve bu sefer de Obradovic molayı almak zorunda kaldı. Mola sonrası Teodosic'in üçlüğüne Nicholas üçlükle cevap verdi ve skor 38-35'e geldi. Devre de Childress ve Batiste'in karşılıklı smaçlarıyla 40-37 Olympiakos üstünlüğüyle sona erdi. İlk yarının en skorer ismi 14 sayıyla Childress oldu. Nicholas da 10 sayıyla Panathinaikos'un en skorer oyuncusuydu. Evsahibi ekip ilk yarıyı aynı zamanda 8 top çalmayla tamamladı.

Olympiakos ikinci yarıya fırtına gibi girdi ve birbuçuk dakikada 9 sayı üretip skoru 49-37'ye getirdi ve en büyük farkı yakaladı. Papaloukas bu dakikalarda iki üçlükle öne çıkan isim oldu. Panathinaikos kolay pes etmeyerek ardarda 3 top çaldı ve fırtınayı dindirip hızlı hücumlarla skoru 52-45'e getirdi. Obradovic bu dakikalarda Batiste-Fotsis ikilisini oynatıp,savunmada tam saha baskı yaparak tempoyu arttırmaya çalıştı ama Batiste'in agresif oyunu yüzünden tekrar Pekovic'i sahaya sürmek zorunda kaldı. Giannakis de Sofo'yu oyuna alarak bu hamleye karşılık verdi. Çeyreğin bitimine 2 dakika kala Pekovic dördüncü faulü alınca da tekrar Batiste-Pekovic değişikliğine gidildi. Sofo fizik olarak Batiste'e çok üstün kaldı ve üstüste hücum ribaundları aldı. Schortsanitis'e faul yapma stratejisi de dev adamın başarılı serbest atışlar atmasıyla sonuçsuz kaldı. Çeyrek de 65-59 Olympiakos üstünlüğüyle sona erdi.


Son periyodun ilk sayısı maçın suskun ismi Kleiza'dan geldi ve 4. sayısını kaydederken skoru 67-59'a getirdi. 1 dakika içinde ikisi Sofo'dan,biri Boroussis'ten,biri de Halperin'den olmak üzere Olympiakos'un 4 faulü geldi ve 8:30 kala 4 faul limitlerini doldurdular. Aynı zamanda Schortsanitis de 4 faulle kenara geldi. 1 dakika sonra da Pekovic 5 faulle oyunun dışında kaldı. Panathinaikos ayağına gelen fırsatı tepti ve 6:30 kala faul hakkını doldurdu. Kleiza'nın üçlüğüyle de skor 71-63'e geldi. Obradovic bu dakikalarda Calathes-Diamantidis-Spanoulis üçlüsünü aynı anda oynatarak pota altında kaybettiği avantajı kısalarda elinde tutmaya çalıştı çünkü bu dakikalarda takımın kontrolden çıkması geri dönülmez sonuçlara sebep olabilirdi. 3 tane bir numara oynayabilen, baskılı savunma yapabilen isimle de tam saha baskı geldi. Ama önce Papaloukas'ın son saniyedeki zor atışı, ardından Kleiza'nın aynı şekilde üçlüğü skoru 76-68 yaptı ve bitime 4 dakika kala büyük avantajı Olympiakos'a getirdi. Childress'ın basket faulüyle de skor 80-70'e geldi ve Panathinaikos'un umutları tükendi. Kalan süre de karşılıklı basketlerle sona erdi ve büyük derbiyi Olympiakos 87-76 kazandı.

Panathinaikos bugün hiç beklemediğim kadar kötü savunma yaptı ve pota altında Batiste,Fotsis,Tsartsaris,Shermadini gibi hareketli uzunlarını hiç kullanamadı. Pekovic'in erken 5 faulle oyun dışı kalmasıyla da dengede olan boyalı alanı tamamen rakibine kaptırdı. Olympiakos bugün kritik anlardaki dış isabetiyle ezeli rakibinin kendisini yakalamasına hiç izin vermedi. Özellikle Papaloukas ve Kleiza'nın arka arkaya iki hücumda çok kritik atışları sokması Yoncalar'ın da direncini kırdı. İlk üç periyod sadece 2 sayı atan Kleiza son periyoda damgasını vurdu ve 11 sayı üretti. Toplamda 22 sayı bulan Olympiakos'un sayılarının yarısı da haliyle ona aitti. Papaloukas da kısa süre sahada kaldı ama sessiz sedasız 20 sayı kaydetti ve öne çıkan Childress'ı bile geçerek maçın en skoreri oldu. Bu adamı alıp 35 dakika ortalama ile oynatacak herhangi bir kulübe ömür boyu dua etmeye hazırım. Ailevi sıkıntıları sebebiyle mental sıkıntı yaşaması beklenen Childress da 19 sayı attı. Büyük maçlarda öne çıkmaması ile eleştiriliyordu ama belki de yeni sezonun en önemli maçındaki performansıyla takımını sırtladı. Panathinaikos'ta bugün en fazla süre alan Spanoulis-Diamantidis-Nicholas üçlüsü 49 sayıya imza attı. Belki de Obradovic gibi bir hocanın asla tekrarlamayacağı bir tabloya şahit olduk. Diamantidis 36,Spanoulis 34 ve Nicholas 30 dakika sahada kaldı. Shermadini hiç oyuna girmedi,Golemac da 12 saniye oynadı. Obradovic rotasyonları her zaman çok dengelidir ama bugün Olympiakos'un istikrarlı hücum performansı onu da çaresiz bıraktı. Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır diye düşünerek kadroyla fazla oynamadı ama büyük oyuncular bugün kırmızı beyaz forma altındaydı. Panathinaikos bu sezon oynadığı ikinci ciddi maçta da mağlup oldu ve Olympiakos hem futbolda,hem de basketbolda derbileri kazanarak tam bir zafer günü yaşattı. Obradovic de maça Spanoulis ve Pekovic'i kenarda başlatarak neyi amaçladığını bugün yatmadan bir daha düşünsün. Hem maçın başında kontrolü rakibine kaptırdı,hem de Pekovic'i oyuna bir türlü adapte edemeyerek oyundan kopardı. Pekovic belki de kariyerinde yaşamadığı bir şeyi yaşayarak 15 dakikada 5 faulle dışarı çıktı.


29 Kasım 2009 Pazar

Eurolig 5. Hafta En İyi 10 Hareket

0 yorum

.


Link

Olympiakos - Panathinaikos (Büyük Derbi Maç Yazısı ve Günün Tahmini)

1 yorum

Sezonun en önemli derbisinde Olympiakos ve Panathinaikos Pire Barış ve Dostluk Salonu'nda saat 22:00'de karşı karşıya gelecekler. Bugün aynı zamanda saat 19:30'da iki kulübün futbol takımları da karşılaşacağı için Yunanistan'da tam bir derbi günü olacak.

İki takımda da derbi öncesi önemli eksikler bulunmuyor. Panathinaikos'ta Tepic'in durumu şüpheli ve oynayıp oynamayacağına maç saati karar verilecek. Olympiakos'ta yabancı sınırı yüzünden bugün Wafer sahada olmayacak. Domuz gribine yakalanan Papaloukas tamamen iyileşti ve bugün sahada olacak. Ayrıca PAOK maçında rakip tribüne hareket yapan Sofo da korkulan cezayı almadı ve para cezasıyla bir nevi yırttı. Bir tek dün babasını kaybeden Childress'ın mental durumu can sıkıyor.

Her iki takıma baktığımızda kadro olarak mükemmele yakın isimler göze çarpıyor ama takım oyunu gözönüne alındığında Panathinaikos 1 hatta 2 adım önde duruyor. Panathinaikos'ta oyunu kuran ve organize eden Spanoulis,Calathes ve Diamantidis Olympiakos'a oranla daha fazla kader tayin edebilen isimler. Olympiakos oyununu daha çok Kleiza'nın ve pota altında Sofo-Boroussis ikilisinin üzerine kurmuş durumda ve bu isimlere Childress,Beverley,Vasilopoulos gibi oyuncular katkı yapmazsa Olympiakos çok zorlanıyor. Ama Panathinaikos'un hücum opsiyonları çok daha fazla çeşitlilik gösteriyor. Spanoulis ve Diamantidis oyunu yönlendirmenin yanında rahatça skor bulabilen,kendi şutunu yaratabilen isimler. Yine Nicholas gibi çok etkili bir skorer,Perperoglou gibi savaçşı bir isim,pota altında Batiste gibi boyalı alanı etkili kullanabilen,Fotsis gibi dışarı çıkıp skor bulabilen,Pekovic gibi pota altını domine eden isimler Panathinaikos'a büyük zenginlik katıyor.

Olympiakos'un Partizan önündeki oyununu maçtan 1 gün sonra izledim. Bir kere dış alan savunmasını inanılmaz kötü yaptılar ve hem Maric'in içeriden oyununa,hem de Partizan kısalarının içeriye yaptıkları driplinglere çok fazla izin verdiler. Olympiakos Belgrad'ta "Atarım,kazanırım" taktiğini benimsedi ama Partizan'dan beklemedikleri savunma direncini görünce maçı da kaybettiler. Panathinaikos da Oldenburg önünde maça rahat başladı ama daha sonra kötü hücumlarla geriye düştüler. Devre arasından sonra da müthiş savunmalarıyla 60-21 gibi bir seri yakalayarak farklı galip geldiler.

Panathinaikos'ta ne olursa olsun değişmeyen bir şey var o da müthiş savunma. Bunun sebebi de tamamen Obradovic'in maça konsantrasyonu ve müdahaleleri. Bugün iki takım için de "Hücum maç kazandırır,savunma şampiyon yapar." felsefesinin sorgulanacağı bir maç olacak. Müthiş savunmasıyla büyük başarılar yakalayan Panathinaikos veya hücum ederek maçı kontrol altında tutmaya çalışan Olympiakos'un sistemleri sahada çarpışacak.Batiste'in etkili olduğu bir maç izleyebiliriz. Yine aynı şekilde Kleiza'nın çok fazla şut denemesini ve maça ağırlığını koymasını bekliyorum. Ben form durumu ve daha fazla takım oyunu benimseme gibi etkenleri gözönüne alarak muhtemel bir Panathinaikos galibiyeti bekliyorum. Panathinaikos sezon başından beri kötü başladığı maçları çevirme başarısını gösterdi. Bir tek Real Madrid'e mağlup oldular ki onda da maça çok iyi başlayıp daha sonra kaybettiler. Olympiakos da iyi başladığı Partizan maçını kaybederken,kötü başladığı Malaga ve Efes Pilsen maçlarında sadece Efes Pilsen'in kötü oyununu değerlendirerek galip gelebildi. Maçı Panathinaikos'un baştan sona kadar kontrol altında tutmasını ve Olympiakos'un savunma zaaflarını değerlendirerek galip gelmesini bekliyorum.

PANATHİNAİKOS +2.5 @ 1.70 (İddaa)
PANATHİNAİKOS 76.5 SAYI ÜSTÜ @ 1.75

Büyük Derbi Yaklaşıyor #4

0 yorum

.


Link

Full Maçlar #2 (Montepaschi Siena - Barcelona)

0 yorum

.


Link


Link


Link


Link


Link


Link


Link


Link


Link


Link

28 Kasım 2009 Cumartesi

Olympiakos'ta Wafer Sıkıntısı

1 yorum

Haftaiçi Giannakis'in Von Wafer'i antrenmandan kovduğu yazıldı. Buna sebep olarak da yardımcı koçlardan biriyle kavga etmesi gösterildi. Yeni gelen haberler ise Wafer konusunda daha büyük sıkıntıların yaşanacağı yönünde. Giannakis Yunanistan Ligi'ndeki 6 yabancı kısıtlaması sebebiyle Wafer'ı tercihdışı bırakıp yerine Beverley'i aldı. Giannakis sezon başı Vujcic'i bu listenin dışında bırakmak istemişti ama Sofo'nun sakatlığı sebebiyle Halperin'i tercih etmişti. Ardından Beverley uzun süreli sakatlık yaşayınca,Halperin tekrar listeye dahil edilmişti. Beverley'in sakatlıktan tam anlamıyla kurtulmasıyla da bu sefer listenin dışında Von Wafer kaldı. Bu tercihte performansın mı yoksa hafta arası yaşananların mı daha etkili olduğunu bilmiyorum ama neticede Wafer bir değişiklik olmazsa bundan böyle sadece Eurolig'de forma giyecek. Para NBA'den gelen oyuncular için önemlidir ama Wafer bunu tercih etmezse ilerleyen dönemde forma konusunda Olympiakos'un başını fazlasıyla ağrıtabilir.

Büyük Derbi Yaklaşıyor #3

4 yorum

.
Panathinaikos'un ateşli tribünü GATE 13'ün meşhur Horto Magiko'su..


Link

Unicaja Malaga : 57 - Barcelona : 63

0 yorum

ACB'de haftanın maçında Barcelona deplasmanda Unicaja Malaga'yı 57-63 mağlup etti. Perşembe günü namağlup Siena deplasmanında rahat kazandılar, bugün de Eurolig'in bir diğer namağlup takımı Malaga'yı deplasmanda yenerek form açısından Nirvana'ya ulaştıklarını ispat ettiler. Maçın en dikkat çekici detayı iki takımın da yaptıkları top kaybıydı. Maçta Malag 19,Barcelona 15 top kaybıyla oynadı. Bunların yarısından çoğunun çok basit top kayıpları olduğunu söylesem sanırım yanılmış olmam. Geri kalanlar da iki takımın yaptığı sert savunmadan kaynaklandı. Ben yüksek skorlu bir maç bekliyordum ama bu maçta hem savunmalar konuştu,hem de iki takım hücumda çok düşük yüzdeyle attı. Oyun olarak Siena maçının bir kopyası oldu. Barcelona ilk periyodda öne fırladı ve kolay kolay Unicaja'nın yakalamasına izin vermedi. Bir ara Jimenez'in arka arkaya iki üçlüğüyle fark 1 sayıya kadar indi ve Malaga seyirciyi de arkasına aldı ama Victor Sada'nın tam top kaybı yaparken topu kurtarıp attığı üçlük maçın belki de en kritik anı oldu ve Barcelona'yı rahatlattı. Navarro 18 sayıyla Barcelona'nın ve sahanın en skorer ismiydi ama 5 top kaybı yaptı. Birçoğu da kendine yakışmayacak türden hatalardı. Yine Rubio da 4 top kaybıyla oynadı. Maçın önemli bölümünde de formayı Grimau'ya kaptırdı. Lorbek de benchten gelip 13 sayı ve 6 ribaundla oynadı,takımın en verimli oyuncusuydu. Malaga'da da Welsch çok iyi başladı ama daha sonra duruldu,maçı da 12 sayıyla tamamladı. Freeland de 10 sayı atmasına rağmen pota altında çok kaçırdı,birçoğu da pota dibinden kolay atışlardı. Carlos Jimenez de 8 sayısının 6'sını çok kritik iki üçlükle buldu,6 da ribaund aldı. Keşke Printezis'le aynı takımda olmasalar da Jimenez'i her maç 30 dakika izleyebilsek. Türkiye'de izlemek istediğim oyunculardan biri de Carlos Jimenez. Cabezas-Berni-Jimenez üçlüsünden Cabezas'ı Khimki kaptı,inşallah kalan ikisine de bizim takımlarımız kanca atar. Jimenez'in yaşı çok ilerledi,Berni Rodriguez de Malaga'nın simge isimlerinden biri ama artık spor piyasasından para konuşuyor,olmayacak işler değiller. Barcelona'nın bu form durumunu görünce haftaiçi için çok endişeleniyorum. Fenerbahçe Ülker'i gerçekten çok zor bir maç bekliyor. En ufak bir konsantrasyon kaybında Barcelona maçı erkenden koparıp alır,çünkü hiçbir hatayı affetmiyorlar. Maçın detaylı istatistikleri burada

Unicaja (57) : Cook (4) , Dean (7) , Welsch (12) , Archibald (2) , Guillem Rubio (-) , Williams (7) , Berni Rodríguez (-) , Lima (2) , Freeland (10) , Saúl Blanco (5) , Jiménez (8).

Regal FC Barcelona (63) : Rubio (2), Navarro (18), Mickeal (4), Morris (5), N'dong (7) , Sada (5), Lakovic (3), Grimau (6), Rabaseda (-), Trias (-), Lorbek (13) , Vázquez (-)



Link

Büyük Derbi Yaklaşıyor #2

0 yorum

.



Link

Büyük Derbi Yaklaşıyor #1

7 yorum

.En büyük derbinin 2009'daki son randevusu yarın akşam Barış ve Dostluk Salonu'nda Olympiakos ve Panathinaikos arasında gerçekleşecek. Yarın akşama kadar birçok video ve resim ekleyeceğim. Futbolun El Clasico'su varsa bizim de derbimiz var kardeşim !




Link

27 Kasım 2009 Cuma

Eurolig'de İkinci Günün Özet Görüntüleri

0 yorum

.



Link

Siena : 65 - Barcelona : 84 Maç Yorumu

0 yorum

A Grubu'nun,hatta bu sezonun Eurolig'de en önemli maçı dün İtalya'da oynandı. Beklentilerin bir kısmı Regal Barcelona'nın yeneceği,bir kısmı da Siena'nın yeneceği yönündeydi. Netice olarak ortada,başa baş,maçın sonuna kadar çekişmenin gideceği bir maç bekleniyordu ama öyle olmadı. Regal Barcelona üstün formunu devam ettirerek Siena'yı deplasmanda 65-84 mağlup etti ve rakibinin yenilmezliğine son noktayı koydu. Bu nokta sadece Eurolig'i kapsamıyor aslında. Siena hazırlık maçları dahil yaklaşık 20-25 maçtır yenilgi yüzü görmüyordu ve dün bu seri bitti.

Xavi Pascual maça klasik diyebileceğimiz Rubio-Navarro-Mickael-Morris-Ndong beşiyle başladı. İlk beşteki tek şaşırtıcı isim Morris'ti. Pascual Lorbek yerine Morris'i tercih etmişti ki bunun sebebi aslında çok açıktı. Karşıda Stonerook gibi dışarı çıkabilen, hareketli ve dışarıdan iyi üçlük atan bir isme karşı Lorbek biraz ağır kalabilirdi. Morris hem Stonerook'tan daha atletik, hem de ondan daha isabetli dış atış bulabilen bir isimdir. Yani normalde Stonerook'la mismatch yaratan Pianigiani'yi kendi silahıyla vurmayı,ondan daha fazla mismatch yaratacak bir ismi sahaya sürmeyi Pascual tercih etmişti. Pianigiani'nin beşi de McIntyre-Zizis-Sato-Stonerook-Eze idi. Normalde Hawkins'i beşte başlatan ve Zizis'i McIntrye ile değişmeli oynatan İtalyan koç Zizis-McIntyre ikilisini oyuna beraber sürerek Rubio-Navarro dezavantajını ortadan kaldırmayı,oyunun temposunu ve kontrolünü elinde tutmayı amaçladı. Regal Barcelona'nın yaptığı katı savunmayı da top kullanabilen iki oyun kurucuyu kullanarak pasifize edip,hücumda oluşabilecek organizason sıkıntılarının önüne geçmeyi,bir yandan da savunmada Zizis'in enerjisini kullanmayı hedefledi.

İlk mola geldiğinde süre 4:58'i gösteriyordu. Bu dakikaya kadar Regal Barcelona Sato ve Eze'nin savunma hatalarını iyi değerlendirerek Mickeal ve Ndong ile sayılar buldu. Barcelona'nın 13 sayısının 7'si Mickael'den,6'sı da Ndong'dan geldi. Buna karşılık Siena hücumda Stonerook ve Eze'yi hiç kullanamadan sadece kısalarla sayı buldu. Mola sonrası da ofansif sıkıntıyı farkeden Pianigiani de Zizis-Hawkins değişikliğine gitti. Siena mola sonrası hücumda üç topu üstüste Eze'ye indirince İtalyan koçun molada hangi noktaya vurgu yaptığı da rahatça anlaşıldı. Ama hücumda bu kadar efektif olan Eze için savunma daha önemliydi çünkü kendisinden daha çevik ve ofansif yönü kuvvetli Fran Vazquez mola sonrası oyundaydı. Zaten iki basit pick and roll'le takımına da 4 sayı kazandırdı. İlk çeyreğin sonlarında Rubio-Navarro ikilisi kenara gelip takımı Lakovic-Grimau ikilisi yönetti. İki deli fişek aynı anda sahada olunca da tempo bir anda arttı. Ama Pianigiani'nin Vazquez'in etkili oyunu sonrası Eze'yi çıkarıp Lavrinovic'i alması savunma sertliğini arttırdı ve çeyrek de 18-20 Barcelona üstünlüğüyle sona erdi.

İkinci çeyrekte Sato'nun yerine Domercant sahadaydı. Hücumda takımını üstlenmesi gerekirken hem bunu başaramayan hem de savunmada ciddi hatalar yapan Sato'ya Pianigiani 10 dakika dayanabildi. Domercant'ın girişiyle de Siena savunması canlanmaya,daha da sertleşmeye başladı ve Barcelona bu çeyrekteki ilk sayılarını 7:45 kala Lorbek'in üçlüğüyle buldu. Bu arada Lorbek'in üçlüğündeki Hawkins'i yaptığı savunma hatasını da videoda göreceksiniz. Kendisini ıslak sopayla dövse sanırım koça kimse ses çıkaramaz çünkü bu hatanın ardından bir de hücumda hata yaparak Barcelona'nın hızlı hücumla üç sayı bulmasına sebep oldu ve fark 6 sayıya çıktı. Bu 6 sayılık farkı da Siena bir türlü indiremedi. Mola sonrası Pascual Rubio'yu oyuna aldı. Aslında Barcelona için skora bakıldığında işler yolunda gidiyordu ama hücumlar esasında hep zorlamaydı. Lakovic'in organizasyon yönü Rubio'nun çok aşağısında olduğu için Pascual bu tehlikeyi sezdi ve Rubio'yu oyuna aldı. Barcelona da onun girişiyle beraber daha derli toplu oynamaya başladı. Zaten günün bonusu Eze de mola sonrası oyundaydı ve hemen onun üzerinden 6 sayı buldular. Siena savunmadaki etkisizliğinin yanında hücumda da bir türlü istediklerini yapamadı. Domercant ve Lavrinovic'le zorlama atışlar buldular ve ayakta kalmaya çalıştılar ama takımda ciddi bir lider eksikliği vardı. Pianigiani de 4 dakika kala McIntrye'ı oyuna aldı. Ama takımı ayakta tutsun diye oyuna alınan McIntrye'da dün birşeylerin ters gittiği belliydi. Önce hücumda 2 top kaybı yaptı,arkasından da savunmada Rubio'yu unutup 3 sayılık basket ve faule sebebiyet verince fark da tekrar 8 sayıya çıktı (32-40). Siena her kritik kırılma anında olduğu gibi bu anda da direnç gösteremedi. Ardından savunmayı serleştirip durumu 34-41'e getirdiler ve son 18 saniye topu ele geçirdiler ama bu sefer de Stonerook'un top kaybı devreyi belki 4 sayı geride kapatabilecekken,Mickael'e yapılan faulle 9 sayı geride girmelerine sebep oldu. Devre de 34-43 Barcelona üstünlüğüyle sona erdi.

Siena maça başladığı beşten Zizis-Hawkins değişikliğiyle ikinci yarıya girdi. Bu beş zaten Siena'nın ideal beşiydi. Barcelona da Ndong-Morris ikilisi yerine daha çok verim aldığı Vazquez-Lorbek ikilisini başlangıçtan farklı olarak tercih etti. Bu beşlerde de ilginç eşleşmeler oldu. McIntrye 1.75 lik boyuna rağmen Mickael'i savunurken Sato da Rubio ile eşleşti. Sato Rubio'ya üstünlük sağlayınca Lakovic de genç yıldızın yerine oyuna girdi. Daha sonra sebebini anlamadığım bu kumar da yerini mantık sınırları içindeki eşleşmelere bıraktı. Siena bu çeyrekte yaptığı sert savunmayla Barcelona'ya üç dakikada sadece serbest atıştan iki sayı imkanı tanıdı ama hücumda bu avantajı değerlendiremeyince Barcelona normal ritmine kavuştuğu anda fark da artmaya başladı. McIntrye bu periyod çok istekliydi ve 3 tane de top çaldı ama takım arkadaşları,özellikle de Sato ve Hawkins etkisiz olunca bunun da anlamı kalmadı. Siena bu çeyrekte fark 8 sayı iken Stonerook'la bomboş üçlük kaçırdı ve dönüşünde durum 40-50'ye geldi. Maçın yine kırılma anlarından biriydi. Tıpkı bu andan tam 3 dakika sonra fark 6'ya indiğinde McIntrye'ın savunmada yaptığı hata sonrası Lakovic'ten yedikleri üçlük anı gibi. Fark 10 sayıya çıkınca Pianigiani pek alışık olmadığımız birşeyi yapıp 4 kısaya döndü. Lavrinovic sahadaki tek uzundu ve bu da Siena'nın hareketli savunma yapmasını sağladı. Dört kısa aslında işe yaradı ve 1 dakika kala farkı 4 sayıya indirdiler. Ama 1 dakika içinde ne yapıp edip farkı yine 8'e çekmeyi başardılar ve üçüncü çeyrek de son saniyede dört kısanın avantajını kullanıp Mickael'in yaptığı tiple 53-61 sona erdi.

Pianigiani son çeyreğe Stonerook'la girdi ve dört kısadan vazgeçti. Çeyrek de Mickael'in basket faul kazanıp,faulü kaçırdıktan sonra aynı topla attığı üçlükle açıldı. Üstüste hatalarla fark da 7 dakika hala 53-68 ile 15 sayıya çıktı ama Siena 2 dakika içinde 10-2 lik seri yakalayarak farkı 7 sayıya indirdi. Ama bu dakikadan sonra yine hücumda etkili olamadı ve son dakikada yaptığı hatalarla da 19 sayı farkla 65-84 mağlup oldu ve liderlik şansını zora soktu.

Siena aslında bu maçta çok istekliydi ama üzerlerinde büyük takıma yakışmayacak derecede stres vardı. Tahminim liderlik hesapları bu stresi yarattı ve Siena kendinden beklenmeyen hatalar yaptı. Tabi Siena'nın hatalarla rakibe maçı hediye ettiği düşünülmesin. Barcelona müthiş bir savunma yaptı ve oyunun belli bölümlerinde Siena'ya potayı göstermedi. Pascual'in de takım yönetimi açısından bu maçta Pianigiani'nin birkaç adım önüne geçtiğini söyleyebilirim. Pianigiani McIntrye'ı ilk yarıda çok fazla kenarda oturttu ve maçın sonlarında işe yarayan dört kısalı sistemden tekrar Stonerook'lu iki uzuna dönünce farka da davetiye çıkardı. Barcelona gibi bir takıma karşı dört kısayla oynamak herzaman çok zordur ama Siena o tempoyu koruyabilirdi.

Siena'nın bu kadar farklı yenilmesindeki en önemli etken rakibini yakalayacağı 4-5 fırsatı değerlendirememesi ve Barcelona'nın bu fırsatların hiçbirini geri tepmemesiydi. Ne zaman Siena kendilerine yaklaştı,hemen farkı arttırdılar ve ikini çeyreğin başında Navarro'nun üçlükleri ile yakaladıkları farkı hiç erittirmediler. McIntrye bu maçın en ilginç isimlerinden biriydi. Müthiş derecede hırslıydı ve zaman zaman bu yüzden çok basit top kayıpları yaptı. Hiç süre alamayan Marconato bu hırsı yapmış olsabir nebze anlayabilirdim ama McIntrye'ın neden bu kadar hırslandığına bir türlü anlam veremedim. Siena adına bir kötü not da Stonerook'a aitti. Maç boyu takımına ne hücumda ne de savunmada hiç katkı vermedi. Sato ve Hawkins de aynı şekilde tutuk bir oyun oynadılar. Siena savunması da oyunun büyük bölümünde beklemediğim kadar yumuşaktı. Ne zaman kendi sert savunmalarına döndüler,o bölümlerde Barcelona hücumda çok zorlandı. Siena'nın maçta yaptığı 16 önemli hatayı bir videoda topladım. Bunların bir kısmı hücumda,bir kısmı savunmada yapıldı ama hepsi çok kritik hatalardı.



Link


Barcelona açısından söyleyecek çok fazla söz yok. Müthiş alternatifli bir kadro ve sahada yer alan tüm oyuncular maksimum katkı sağlıyorlar. Pascual da rotasyonda büyük başarı sağlıyor ve formda oyuncuları mümkün olduğunca sahada tutmaya çalışıyor. Dünkü maçta Mickael,Morris ve Ndong çok başarılıydılar. Siena pota altına hükmettiler ve rakibin içeriyi kullanmasına asla izin vermediler. Bir pozisyonda ilk defa Siena Zizis'le pota altında boş pozisyon yakaladı,onda da hemen tepesinde 4 tane Barcelona'lı belirdi ve Zizis'e atış şansı vermedi. İşte Barcelona savunmasını özetleyen o pozisyon ;



Link

Maçta iki tane de çok güzel pozisyon yaşandı. Bir tanesi Navarro-Ndong ikilisinin alleyhoop'u, diğeri de Navarro'nun son saniyede uzak mesafeli imzasıydı.



Link



Link

Bir güzel detay ve akabinde alkış da Siena'ya gelsin. Tüm takımlar seksi kıyafetlerle güzel kızları molada sahaya yollarken onlar bir çiftin dansıyla tribünleri mest ettiler. Genç ve güzel kızların bedenleri ve danslarıyla tribünleri etkilemek yerine çiftin estetiği ve dansı bunu fazlasıyla yaptı. Bu müthiş ve radikal tercihe tebriğimle yazımı sonlandırayım.

ACB TRT (28-29 Kasım Programı)

0 yorum

28 Kasım Cumartesi
19:00 Unicaja vs. Regal Barcelona (TRT 3)

29 Kasım Pazar
13:30 B. Bilbao vs. DKV Joventut (TRT 3)

ACB 10. Hafta Programı (28 - 29 Kasım)

0 yorum

28 Kasım Cumartesi

19:00 Unicaja vs. Regal Barcelona
20:00 Fuenlabrada vs. Cajasol

29 Kasım Pazar

13:30 ReaMadrid vs. CB Granada
13:30 CB Murcia vs. Estudiantes
13:30 B. Bilbao vs. DKV Joventut
13:30 Meridiano vs. Gran Canaria
13:30 Xacobeo vs. P. E. Valencia
18:00 Lagun Aro vs. Valladolid
19:00 Suzuki M. vs. Caja Laboral

Avrupa Ligleri'nde Haftasonu ( 27-28-29 Kasım )

0 yorum

İtalya Lega A 8.Hafta

28 Kasım Cumartesi


20:45 Vanoli Cr.-Sigma Coatings Montegr.
21:30 Virtus Bologna-Pepsi Caserta
21:30 Martos Napoli-Benetton Treviso

29 Kasım Pazar

13:00 Angelico Biella-Banca Tercas Teramo
19:15 Armani Jeans Milano-Scavolini Spar Pesaro
19:15 Lottomatica Roma-NGC Medical Cantu'
19:15 Air Avellino-Montepaschi Siena
19:15 Cimberio Varese-Carife Ferrara

Adriyatik Ligi 10. Hafta

28 Kasım Cumartesi


18:00 Helios vs. Crvena zvezda
19:00 Hemofarm vs. Buducnost
19:00 FMP vs. Cedevita
20:00 Cibona vs. Zagreb CO
20:00 Zadar vs. Bosna ASA BHT
20:30 Partizan vs. Union Olimpija
21:15 Siroki HT vs. Radnički

Fransa Pro A 9. Hafta

27 Kasım Cuma


21:30 Asvel Basket vs. Le Mans

28 Kasım Cumartesi

21:00 Rouen vs. Paris-Levallois
21:00 Hyères-Toulon vs. Nancy
21:00 Cholet vs. Poitiers
21:00 Roanne vs. Strasbourg
21:00 Le Havre vs. C./Saone

29 Kasım Pazar

18:30 Dijon vs. Orléans

Yunanistan HEBA 5. Hafta

28 Kasım Cumartesi


17:00 Aris BSA vs. Trikalla
20:00 Panellinios vs. Panionios
17:00 Kavala vs. PAOK

29 Kasım Pazar

16:30 O. Larissas vs. Peristeri
17:00 Maroussi BC vs. Ilysiakos
17:00 VAP Kolossos vs. AEK
22:00 Olympiacos vs.Panathinaikos

Rusya Superleague A 6. Hafta

28 Kasım Cumartesi


18:00 BC Khimki vs. UNICS

29 Kasım Pazar

13:30 Dynamo M. vs. CSKA M.

TBL 7. Hafta Programı (28-29 Kasım)

0 yorum

28 Kasım Cumartesi

15:00 Mersin B.Ş.B – Kepez Belediyesi (Edip Burhan Spor Salonu)
15:00 P. Karşıyaka – Galatasaray C.C. (Karşıyaka Spor Salonu) Spormax
16:00 Antalya Büyükşehir Belediyesi – Erdemir (Antalya Atatürk Spor Salonu)
16:00 Türk Telekom – Oyak Ranault (Ankara Atatürk Spor Salonu)
16:00 Beşiktaş Cola Turka – Bornova Belediyesi (Cola Turka Arena) Sky Türk
17:00 Darüşşafaka Cooper Tires – Banvit (Ayhan Şahenk Spor Salonu)

29 Kasım Pazar

13:30 Tofaş - Fenerbahçe Ülker (Gemlik Spor Salonu) Spormax
16:00 Aliağa Petkim - Efes Pilsen (Aliağa Enka Spor Salonu)

Eurolig'de 26 Kasım Görünümü

0 yorum

.
Eurolig'de 5. hafta 7 karşılaşmayla tamamlandı. Önce sonuçları görelim ;

Montepaschi - Regal FC Barcelona : 65-84

Partizan - Olympiacos : 86-80
Unicaja - Lietuvos Rytas : 91-84
Efes Pilsen - Entente Orleanaise : 77-64
Maccabi Electra - Maroussi BC : 75-67
Caja Laboral - CSKA Moscow : 67-71
Real Madrid - Armani Jeans Milano : 82-69

Haftanın maçında Regal Barcelona deplasmanda Montepaschi Siena'yı ezip geçti. Barcelona gaibiyeti bekleniyordu ama 19 sayılık fark bu ligin takipçileri için fazlasıyla sürpriz oldu. Maçın belli bölümlerini gözucuyla izledim. Siena sürekli büyük bir istek ve mücadeleyle rakibini yakalamaya çalıştı ama Barcelona 7-8 sayılık farkı sürekli koruyup,maçın sonunda da öldürücü darbeyi vurdu. McIntrye kritik anlarda yaptığı top kayıplarıyla Siena'ya biraz fren oldu. Maçı indirip detaylıca izledikten sonra gereken analizi yapacağım. Ndong 15 dakikada attığı 19 sayıyla pota altını karartmış. Siena'da da Domercant-Sato-Hawkins üçlüsünün 29 sayısı oldukça düşük kalmış. Bu üçlünün 50'lere çıkamadığı büyük maçlarda Siena'nın maçı kazanması zaten çok zor. Grupta liderlik açısından büyük avantajı Barcelona yakaladı. Grubu namağlup bitirmeleri de gayet olası görünüyor.

Unicaja inişli çıkışlı performanslardan sonra ritmini bulmuş gözüküyor. Bugün de Rytas'ı bol skorlu bir maçta 91-84 geçmeyi başardılar. Unicaja'da 10 oyuncu sayı bulurken, 5 oyuncu da çift hanelere ulaştı. Omar Cook 16 sayı 6 asistle,Freeland de 15 sayı 4 ribaundla oynadı. Rytas'ta tablo birebir aynı. 10 oyuncu sayı bulup,5 oyuncu çift hanelere ulaştı. Jomantas 37 dakika sahada kalıp 16 sayıyla takımın en skorer ismi olurken,Sinica 0/7 üçlükle oynayarak gönüllerde taht kurdu. Unicaja'da ayrıca yeni transferlerden Lewis 5,Shammond Williams 7 sayıyla oynadı. Unicaja bu sonuçla grupta 5 maçta 5. galibiyetine ulaştı ve koşar adım grup liderliğine gidiyor.Olympiakos da bugün kaybedince 2 galibiyet öne geçtiler.

Haftanın sürprizle sonuçlanmayan maçlarından bir diğeri de İsrail'de oynandı. Maccabi Tel Aviv beklendiği gibi Nokia Arena'da Maroussi'yi devirdi ama zorlandı. Oynatan adam Wisniewski bu sefer sazı eline alıp 20 sayı üretmiş. Lampe de 19 sayı 9 ribaundla takımın bir diğer yıldızı oldu. Bu ikilinin takımın skorunun yarısından fazlasını atacağını maçtan önce biri söylese deli diye salonun dışına çıkarırlardı herhalde. Alan Anderson'un 4 sayısı oldukça düşündürücü. Maroussi'de de aynı adamlar yine skoru üstlenmiş; Keys,Lucas ve Mavroeidis. Bu sefer tek fark Kaimakoglou biraz suskun kalmış. Maccabi de sezon başında beklediğim gibi grubun zirvesinde. Kazanma alışkanlığını kazanabilirlerse yılın sürprizini gerçekleştirme potansiyelleri var.

Real Madrid de dün Panathinaikos'un yaptığı gibi iki farklı devre oynadı ve farklı galip geldi. İlk yarıyı 39-45 geride kapattılar ama maçı 13 sayı farkla kazandılar. AJ Milano'nun Acker ve Petravicius olmadan bu kadar direnmesi,hatta ilk yarının sonunda maçı alacak noktaya gelmesi fazlasıyla şaşırtıcı oldu. Messina'nın prensi Velickovic yine geceye damga vurdu. 21 sayı ve 7 ribandun yanında Sırp yıldızın dakikaları da giderek artıyor. Sene sonunda en yüksek dakika ortalamasına ulaşması sürpriz olmaz. AJ Milano'da Maciulis 20 sayıyla fazla fazla katkı verdi ama iki yıldızından yoksun AJ Milano'nun daha fazla direnmesi çok abartı olurdu.

CSKA Moskova'da beni fazlasıyla yanıltarak eksiklerine rağmen Caja Laboral deplasmanında galip gelmeyi başardı. Maçın tamamına yakınını izledim. CSKA Moskova Messina ile birlikte kazandığı takım olgusunu bugün fazlasıyla sahaya yansıttı. Özellikle Siskauskas inanılmaz yüzdelerle attı ve takımını galibiyete taşıdı. Maçı da 24 sayıyla tamamladı. Kaun da kendinden beklemediğim bir performans göstererek 14 sayı 8 ribaundla maçın gizli kahramanı oldu. Splitter'e de potayı göstermedi. Caja Laboral da zaman zaman gerilere düştü,rakibini tekrar yakaladı ve öne geçti ama maçın sonunu iyi oynayamayınca mağlup olmaktan kurtulamadı. Kısalar çok iyi attılar ama uzunlardan beklenen katkı sağlanamadı. Halbuki en büyük avantajları o bölgedeydi. English attığı 14 sayı ve kritik anlarda sahneye çıkmasıyla takımın en iyisiydi ama Teletovic potansyelinin dışına çıkıp kahramanlığa soyununca takımını da yakan isim oldu.

Gecenin en sürpriz sonucu Belgrad'dan geldi. Partizan yine bombayı patlattı ve geçen sene Panathinaikos'a yaptığını bu sene de Olympiakos'a yaptı,rakibini eli boş gönderdi. Vujosevic ve taraftarlar için ayrı bir yazı yazacağım ama bu Partizan'da isimler değişirken değişmeyen şeyler varsa bu sistemin marifetidir. Maric 23 sayı,15 ribaund ve 5 top çalmayla oynadı. Bizim takımlarımızda olsa maç başı 10 sayıyı zar zor görür. Ama adamlar şiir gibi oynatıyorlar uzunlarını. Efes Pilsen'de süre bulamayan Rasic de 25 sayı 5 asistle oynadı. Bo McCalebb de bu maç oynatmayı bırakıp oynatınca 19 sayı da o buldu. Zaten üç oyuncunun ürettiği 67 sayı da fazlasıyla ekstraydı. Olympiakos'ta Kleiza 18 sayısının 14'ünü faullerden buldu,Childress da uzun bir aradan sonra 18 sayı üretti. Ama Yunanlıların 3/19 'la %15 üçlük yüzdesi tabelayı bu noktaya getirdi. Maçın son iki dakikasını izledim. Tribünlerde en az 10-15 bin seyirci vardı ve takımlarını mükemmel destekleyip direnmelerini sağladılar. Bu taraftar da böyle galibiyetleri fazlasıyla hak ediyor.

26 Kasım 2009 Perşembe

Efes Pilsen : 77 - Orleans : 64 Maç Yorumu

2 yorum

Efes Pilsen B Grubu'nun en güçsüz takımı Orleans'ı Ayhan Şahenk'te ağırladı. Maç başlamadan önce Efes Pilsen grupta 1-3,Orleans 0-4 durumundaydı. Maç öncesi Rakocevic'in domuz gribi sebebiyle sahada yer almayacak denmesine rağmen oynaması ve Roksan Kunter'in Fransızcasını konuşturup Herve'yle röportaj yapması dikkat çekiciydi. Türkiye'de maç öncesi yayınlarda görevli arkadaşlar İngilizce'yi daha doğru dürüst konuşup çeviremezken Roksan Kunter'in Fransa deneyimleriyle yaptığı röportaj çok hoştu ve sanırım ilk oldu. Haftaya da Kurtinaitis'le Litvanyaca bir röportaj bekliyorum :) 240 nabzını da en azından ilk etapta 150'ye düşürebilirse herşey çok daha güzel olacak.

Efes Pilsen maça Kerem-Sinan-Thornton-Kaya-Kasun beşiyle çıktı. Avrupa'da çok çok az süre alan Sinan'ın ilk 5 başlaması oldukça sürpriz oldu. İlk hücumlarda Efes Pilsen Kaya ve Kasun'u kullanmaya çalıştı ama bunda pek başarılı olamadı. Orleans da tepedeki boşluğu rahat kullanarak Banks'le içerden dışardan kolay sayılar üretti. Bu dakikalarda Thornton devreye girerek hücumdaki sıkıntıyı sona erdirdi. Kasun'a yaptığı iki güzel asistle de 5. dakikayı en azından 8-10 geride geçirmemizi sağladı. Orleans'da ilk dikkat çeken Kasun'a top aldığı anda yapılan ikili sıkıştırmaydı. Kasun'a mümkün olduğunca top aldırmamaya ve içerdeki dezavantajlarından faydalandırmamaya çalıştılar ama bunda pek başarılı oldukları söylenemez. Televizyon molasından sonra toparlanan Efes Pilsen Sinan'ın üçlüğüyle de 3:30 kala ilk kez 13-10 ile öne geçti. Kaya-Kasun ikilisinin müthiş alleyhoop'uyla da Orleans'a ilk molasını aldırdı. Bu dönemde Sinan'ın müthiş savunması da çok etkiliydi. Moladan sonra da Kaya-Nachbar değişikliği,başka bir deyişle Efes Pilsen klişesi sahadaydı. Thornton'un asisti,Nachbar'ın üçlüğüyle de Efes Pilsen çeyreği 20-14 önde kapattı. Efes Pilsen'in son 5 dakikada 12-4 lük seri gerçekleştirdiğini de ekleyelim. Ayrıca bu çeyreği Efes Pilsen faul yapmadan tamamladı.

Efes Pilsen ikinci çeyreğe Rakocevic,Smith ve Santiago'yu alarak başladı. Orleans ikinci çeyreğe kötü hücumlar ve top kayıplarıyla başlayınca Smith'in üçlüğüyle skor bir anda 27-17'ye geldi ve maçtaki en büyük fark oluştu. 7:14 kala da Herve'nin molası geldi. Mola sonrası Smith,Ender ve Nachbar'ın üçlükleri 5:30 kala skoru 36-19 yapınca Orleans da maça erkenden havlu attı. Çeyreğin kalan bölümünde Orleans pota altında Santiago'nun üzerine giderek sayı ararı ve bunda da başarılı oldu. Hatta Santiago bir pozisyon üçlük çizgisinin dışına kadar çıkıp Nichols'a faul yapınca gereksiz sayılara mal oldu ve Ergin Ataman da Santiago-Nachbar ikilisini çıkarıp Kaya-Thornton ikilisini sahaya sürdü. Efes Pilsen 4 dakika boyunca gereksiz şutlarla oyun disiplininin dışına çıkınca da toparlayıcı Sinan oyuna 1 dakika kala dahil oldu. Devreye de Orleans'ın 10-0 lık serisiyle 40-29 Efes Pilsen üstünlüğüyle girildi.

İlk devrede Efes Pilsen adına dikkat çeken notlar 8 oyuncunun sayı bulması,toplamda sadece 4 faul yapmaları ve 12 asiste imza atmalarıydı. Orleans da ilk yarıyı 11 top kaybıyla tamamladı.

Efes Pilsen ikinci yarıda sahaya,maça başladığı beşten sadece Sinan-Smith değişikliğiyle çıktı. Hücumlardan boş dönünce ilk iki dakikada 5-0 lık seri yemekten de kurtulamadı ve skor 40-34'e geldi. Yanlışını farkeden Efes Pilsen pota altından yüklenmeye başlayınca skor bulmaya başladı ve maçı tekrar 15 sayı farka 49-34'e getirdi. Efes Pilsen daha sonra tekrar hücumda zorlanmaya ve kolay top kayıpları yapmaya başlayınca başroldeki Smith yerini Sinan'a bıraktı. Çeyrek de karşılıklı basketlerle 58-44 sona erdi. Efes Pilsen'in bu periyodun büyük bölümünde iyi savunma yaptığını söyleyebilirim.

Son çeyrek de Eurolig havasından uzakta çok rahat geçti. Efes Pilsen'de fazla forma şansı bulamayan Ermal son çeyrek uzun bir süre sahada kaldı ve Thornton'un katkılarıyla sayılar üretti. Maç da iki takımın karşılıklı üç sayılık basketleriyle 77-64 sona erdi.

Efes Pilsen'in mutlak kazanması gerekiyordu ve çok rahat oynayarak kazandı. Kendini hiç sıkmadı. İstediği zaman tempoyu yükseltip,istediği zaman düşürdü. Diğer maçlara göre daha derli toplu gözükseler de hücumda zaman zaman başlarına buyruk atışlar yaptılar ve kontrolü kaybettiler. Thornton düşük yüzdeyle oynadı ama 5 ribaund ve 7 asistle önemli katkı yaptı. Efes Pilsen'de 10 oyuncu sayı buldu ama maça bir türlü ısınamayan Shumpert ve fazla top kullanmayan Kerem sayı bulamadı. Bu galibiyet zaten beklenen bir sonuçtu ama şimdi çok kritik bir süreç başlıyor. İlk maç içeride Lietuvos Rytas'la. Efes Pilsen'in ilk maçın dezavantajını kapatıp ikili averajla rakibini altına alması gerekiyor. Detaylı istatistikler burada.

EFES PİLSEN (77): Mario Kasun 8 (6 ribaund- 1 asist), Charles Smith 8 (2 ribaund), Igor Rakocevic 9 (6 asist), Preston Shumpert (2 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri (2 asist), Bootsy Thornton 8 (5 ribaund- 7 asist), Kaya Peker 7 (3 ribaund- 1 asist), Bostjan Nachbar 12 (3 ribaund), Ermal Kurtoğlu 4 (3 ribaund), Daniel Santiago 6 (5 ribaund- 1 asist), Sinan Güler 8 (3 ribaund- 2 asist), Ender Arslan 7 (1 ribaund- 2 asist)

ENTENTE ORLEANAİSE (64): Cedrick Banks 12 (3 ribaund- 1 asist), Ryvon Covile 8 (3 ribaund), William Herve 5 (1 ribaund), Justin Doellman 9 (6 ribaund), Johwe Casseus, Aldo Curti 3 (1 ribaund- 4 asist), Austin Nichols 16 (3 ribaund), Ludovic Vaty 4 (6 ribaund), Adrien Moerman 2 (2 ribaund), Anthony Dobbins 2 (4 ribaund), Elio Sadiku 3

Eurolig'de Günün Tahminleri (25 Kasım)

5 yorum

Bugüne dair 3 tane tahminim olacak. İki tanesi özel bahis,bir tanesi de alt seçeneği.

CSKA'da haftasonu Sokolov ve Vorontsevich'in sakatlandıkları açıklanmıştı. Ben de blogda haberi verirken haftaiçi Splitter'in kariyer rekoru kırabileceğini ifade etmiştim. Zaman çok hızlı geçiyor,maç günü geldi çattı. Splitter'in ufak bir sakatlığı olduğu söylendi ama bugün gruptaki ciddi rakiplerden CSKA'yı yenip avantaj sağlamak istiyorlarsa,üstüne bir de pota altında bu kadar ciddi bir avantajları varsa Splitter'i bir şekilde oynatmak zo-run-da-lar. Ne Kaun ne de Radenovic Splitter ile boğuşabilecek seviyede değiller. Biraz Radenovic mücadele edebilir ama ona karşı da Splitter'in önemli bir boy+kol uzunluğu avantajı var. Dusko Ivanovic kurt bir hocadır,rakibin açıklarını kullanmasını iyi bilir. Barcelona ile oynanan lig maçında bile oyunu Splitter'in üzerine kurmuştu,uzunsuz bir CSKA'ya karşı fazlasıyla Splitter'i kullanır. Splitter'in bugün en az 7-8 faul atışı kullanacağını düşünüyorum. Eğer sakatlık sıkıntısı yaşamazsa tahminim 20 sayının üstünü göreceği şeklinde.

SPLİTTER 14.5 ÜSTÜ @ 1.80

İkinci seçenek Efes Pilsen - Orleans maçından. Rakocevic'in domuz gribi olduğu ve bugünkü maçta oynamayacağı birkaç yerde yazıldı. Konu ile ilgili resmi bir haber olmadığından bloga girmedim ama söylentilerin doğru olduğunu ve Rakocevic'in de bugün sahada yer almayacağını düşünüyorum. Durum böyle olunca da esas işi savunma yapmak olan Thornton herzamanki gibi Jordan rolüne bürünecek ve takımı sürüklemeye çalışacaktır. Rakip de Orleans olunca Efes Pilsen'in maç içinde tempo yükseltmesini ve Olympiakos-Orleans maçının bir benzerinin yaşanmasını bekliyorum. Bu tempoda Thornton hem birebir zorlamaları,hem de dış atışlarıyla ciddi bir skor üretebilir. Onun önünde de birkaç engel var tabi. Rakocevic haberinin gerçek olmaması ve Thornton'un çok kötü başlayıp kenara alınması onun rakamlarını düşürebilir. Ama Sinan Güler'in Avrupa maçlarında forma şansı bulamamasından dolayı Thornton'un bir şekilde 12 sayıyı göreceğini düşünüyorum.

THORNTON 11.5 ÜSTÜ @ 1.80

Malaga ve Rytas tempolu oynayan ama aynı zamanda iyi savunma yapan iki takım. Malaga'nın da kendi sahasında seyircisiyle beraber iyi savunma yaptığına çok defa şahit oldum. Haftasonu oynanan Zalgiris-Rytas maçını izledim. Rytas dışarıdan iyi attı ama içeriyi iyi kullanamadı. Bugün karşılarında kısaları da iyi savunan bir Malaga var. Eğer ikisi de tempoyu arttırıp koş koş'a dönmez,olağanüstü yüzdeler yakalamazlarsa maçın düşük skorlu geçeceğini düşünüyorum. İddaa'nın açmış olduğu 151.5 sınırı alt oynamak için gayet ideal.

MALAGA - RYTAS 151.5 ALT @ 1.70 (İddaa)

Gecenin maçında Siena'nın Barcelona'yı yeneceğini düşünüyorum. Çoğunluk Barcelona'yı üstün görse de ben Pianigiani'nin Barcelona kısalarına özel önlem almasını bekliyorum. Maccabi ve Real Madrid de galibiyete yakınlar ama 16-17 lik farkları kapatabilirler mi emin değilim. Eğer AJ Milano'da Acker ve Petravicius oynarsa Real Madrid'e direnebilirler. Olympiakos kısalarda sıkıntıları olsa da Partizan deplasmanını uzun oyuncularının performansıyla geçecektir. Boroussis,Kleiza,Schortsanitis ve Vujcic dörtlüsü maça damga vururlar diye düşünüyorum. Unicaja Malaga evsahibi avantajıyla,Caja Laboral da pota altındaki üstünlüğüyle bir adım önde duruyorlar. Efes Pilsen'in de kazanmaktan başka yolu yok. Evinde zaten kaybetme lüksü yokken bir de Orleans'a maç kaybetmesi felaketten öte olur.

Nachbar Real Madrid'e, Hervelle Efes Pilsen'e

0 yorum

Bundan 1 ay önce Bilbao - Real Madrid maçı sonrası postumda "Benim dikkatimi çeken yine Hervelle oldu. Hiç süre alamamış,Messina "Ya benimsin ya toprağın" diyor herhalde. Oynatmıyorsan yolla gitsin be adam,benim gibi özel hayranları var o adamın mahrum kalıyoruz." demiştim. Efes - Pilsen Fenerbahçe maçı yorumumda da "Ben ısrarla Messina'nın gözden çıkardığı Hervelle'i istiyorum ama tabi benim isteklerimin hiçbir önemi yok." diye hayıflanmıştım ki sanırım dualarım kabul olmuş, mutlu haber geldi. Efes Pilsen ve Real Madrid Nachbar-Hervelle takası için çalışma içindeymiş. Ettore Messina bugün basına yaptığı açıklamada bu takastan haberi olduğunu ve menajerlerin gerçekleşmesi için uğraştığını söyledi.

Nachbar Efes Pilsen'de çok tutuk oynuyor ve performans açısından da istikrar gösteremiyordu. Hervelle ona göre çok daha savaşçı ve pota altını zorlayan bir isim. Gerçek bir 4 numara. Aynı zamanda üçlük çizgisinin gerisinden Nachbar'dan daha etkili olduğunu söyleyebilirim. Kollarının uzunluğu sayesinde çok da iyi ribaund alabiliyor. Hervelle'i burda çok defa konuk ettim,istiyordum da ama takımlarımızın böyle başarılı hamleler yapabileceği konusunda umudum yoktu. İnşallah Efes Pilsen bu takası gerçekleştirir,tanımayanlar da Hervelle'in ne kadar başarılı olacağını görür.

Takasın ne durumda olduğu konusunda bir fikrim yok ama böyle bir çalışma varsa en kısa zamanda gerçekleşecektir. Hem Efes Pilsen'in Nachbar'ın kontratından kaynaklanan maddi bir avantajı da olacaktır. Gelişmeler yakında basına yansır,hep beraber sonucunu görürüz. Son olarak Messina'ya: "Bu sefer bırak artık Hervelle'i de kalbimde bir kere daha taht kur."

Eurolig'de İlk Günün Özet Görüntüleri

0 yorum

.



Link

Xavi Pascual'la Yola Devam

0 yorum

Regal FC Barcelona yönetimi Pascual yönetimindeki başarılı sonuçlar sebebiyle genç koçun sözleşmesini 2011 yılına kadar uzattı. Pascual 2007-2008 sezonunda takımın başına geçmişti. O döneme kadar Barcelona'yı basketboldan uzaklaştıran Dusko Ivanovic'in asistan koçuydu. Ivanovic'in ayrılmasıyla Pascual head koçluğa getirildi ve geçtiğimiz sene şampiyon olup,takımı da uzak geçen 3 yıldan sonra Final Four'a taşımaya başardı. Sezona da Süper Kupa ile başlayan Pascual'in kontratının yenilenmesindeki sebep bana kalırsa kupalar değil takımın oynadığı pozitif oyundur. Şu anda her Barcelona taraftarı Avrupa'da yenemeyecekleri takımın olmadığı konusunda müthiş bir özgüvene sahip olmalılar. Barcelona aynı zamanda göze hoş gelen basketbol da oynuyor ki Ivanovic'ten sonra gelecek her koç için bu ciddi bir sınavdı. Ben bile detaylı analizini yaptığım 2007 ACB Finalleri'ni izlerken Barca'dan pek zevk almamıştım,taraftarların neler hissettiklerini düşünemiyorum. Neticede Pascual aşısı tutmuş gibi görünüyor. Ama artık onun da işi zor çünkü çıtayı ilk yılında yükseltti ve gelebilecek ACB ikinciliği veya Final Four'dan uzak kalmak işine son verilmesine neden olabilir.

Eurolig'de 25 Kasım Görünümü

1 yorum

Eurolig'de bu akşam 5 karşılaşma oynandı. Günün en kritik maçını Fenerbahçe Ülker Zalgiris deplasmanda galibiyetle noktaladı ama günün en büyük sürprizi tartışmasız Union Olimpija'dan geldi. Önce günün sonuçlarını verelim ;

Zalgiris vs. Fenerbahce Ulker : 78-84
Asvel Basket vs. Cibona Zagreb : 71-68
Union Olimpija vs. Lottomatica : 87-70
BC Khimki vs. Asseco Prokom : 89-67
Panathinaikos vs. EWE Baskets : 96-63

Günün ilk maçında BC Khimki kendi sahasında Prokom'u 89-67 mağlup etti. Prokom ilk yarı rakibine direndi ama özellikle üçüncü ve dördüncü periyodda Khmki'nin yüksek yüzdeli üçlük atışları maçı da kopardı,Ruslara götürdü. Khimki'de Langford 20 sayı,5 ribaund ve 9 asistle maçın yıldızı oldu. Cabezas da kırılma anlarında attığı üçlüklerle rahat galibiyette önemli pay sahibiydi. Prokom'da Woods'un çok fazla içeri zorlaması ve sonuca gidememesi onların da erken teslim olmasına sebep oldu. Maçın 20 dakikasını izledim ve şunu rahatça söyleyebilirim ki maç sabaha kadar oynansa Prokom'un kazanma şansı yoktu. Savruk oyunlarına Khimki çok organize hücumlarla cevap verdi ve boş adamı bulana kadar topu çevirince rahat atışlarla sonuca gittiler. Khimki bugün isteği ve mücadelesiyle Top8'i zorlayabileceğinin sinyalini verdi.

Asvel'in bugün Cibona'yı rahat geçmesi bekleniyordu ama tam tersi oldu. Maçın büyük bölümünü Cibona büyük farkla önde götürdü. Bir ara son periyodda farkı 15 sayı görünce takip etmeyi bıraktım ama son dakikalarda tekrar takibe başladım. Son periyoddaki 28-10'luk Asvel üstünlüğü maçı Fransızlar'a getirdi. Yeni transfer Marshall etkisiz kaldı ama Dixon 17 sayıyla ve maçın sonunda sazı eline alışıyla olaya noktayı koydu. Cibona'da Graves'in yokluğunda Marko Tomas öne çıkmış ama maçı Asvel kazanmayı başarmış.

Panathinaikos ilk yarı kendi görüntüsünden çok uzaktı. İlk yarıyı da Oldenburg karşısında 42-36 yenik kapattı. Ama Obradovic devrede gereken etkiyi yapmış olacak ki ikinci yarıda 60-21'lik seri geldi ve Panathinaikos maçı 33 sayıyla kazanmayı başardı. Son periyoddaki 30-7 lik bir skor var ki aman aman. Sakatlıktan dönen Batiste zımba gibi oynamaya devam ediyor. Dün de 25 sayı ve 6 ribaunda oynamış. Haftasonu derbi var ve yeşillerin kafası tamamen orda.

Gecenin sürprizini Roma'yı şut manyağı yapan Olimpija gerçekleştirdi ve ilk galibiyetini aldı. Maçın büyük bölümünü izledim. Olimpija'da bütün oyuncular "on fire" durumdaydı ve çok yüksek yüzdelerle oynadılar. İkinci çeyrekteki 25-7 lik skorla da maçı kazandılar. Roma'da biraz Winston ayakta durdu ama hücumda felaketlerdi. Öyle olunca da mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Roma zirve yarışında çok büyük bir yara aldı,Olimpija da şeytanın bacağını kırdı.

25 Kasım 2009 Çarşamba

Zalgiris : 78 - Fenerbahçe Ülker : 84

0 yorum

Fenerbahçe Ülker her sene yaptığını bu sene de tekrarladı ve gruptaki en büyük rakibini deplasmanda yenmeyi başardı. Fenerbahçe maçın büyük bölümünde kontrolü elinde tutamadı ama son çeyrekteki hatasız performansıyla maçı kazanmayı başardı. Zaman zaman rakibe çok fazla içeriyi kullanma şansı verdik,zaman zaman da savunmayı sertleştirip rakibi dış atışlara zorladık. Bugünün en büyük alkışları uzun zamandır süre bulamamasına karşın son maçlarda süre bulan Damir Mrsic'e ve eleştirilerin odak noktası haline gelen Giricek'e gidecek. Damir Mrsic 16 sayı üretti ve bunların 9'u kritik anlardaki üçlüklerdi. Son üçlüğünü de son saniyede imza olarak Zalgiris potasına bıraktı. Giricek de hücumda inisiyatif aldı,savunmaya yardım etti,pota altında ribaund çekti. Kısacası bugün yapması gereken ama daha önce yapamadığı herşeyi yaptı. 12 de sayı üretti. Zalgiris'te de beklediğim gibi Pocius yine muazzam oynadı. Zaman zaman hatalar yapsa da cesur oyununu göstermekten çekinmedi,çok yüksek yüzdeyle 19 sayı attı. Salenga da bugün öne çıkan isimlerden oldu. Hücumda çok etkiliydi. Bir önemli nokta da kritik anları kötü oynayan Fenerbahçe Ülker'in bugün son dakikaları hatasız oynaması,serbest atışlarda çok yüksek yüzde sağlamasıydı.

Fenerbahçe Ülker bu kritik galibiyetle gruptaki durumunu 3-2'ye getirdi ve üçüncülük yolunda büyük avantaj sağladı. Artık Zalgiris'i içerde de yenmek gerekiyor ki bu galibiyetin bir önemi olsun. Tanjevic de bu galibiyetle sanırım bir nefes aldı. Gitti,gidecek deniyor ama kulüpte o yönde bir hava yok. Bu galibiyetin bir diğer önemi de fikstürle ortaya çıkıyor. Fenerbahçe Ülker haftaya İspanya'ya gidecek ve buradan bir galibiyet çıkaramamış olsa takımı psikolojik olarak da zor zamanlar bekleyebilirdi. Tabi takım olarak hala önemli eksikler var. İçeri iyi kapatılmıyor ve rakiplere çok fazla boyalı alandan ikinci şans veriliyor. Böyle olunca da zaman zaman takımın direnci düşebiliyor. Hücumda da çok acele atışlar kullanıp gereksiz top kayıpları yapılıyor. Greer'in düşük savunma performansı onun dakikasını azaltıyor. Yine de bu galibiyet çok kritikti ve geleceğe dair umut aşıladı. Detaylı istatistikler burada.

ZALGİRİS KAUNAS
(78): Marcus Brown 16 (1 ribaund), Martynas Pocius 19 (7 ribaund- 1 asist), Mantas Kalnietis 4 (2 ribaund- 6 asist), Tadas Klimavicius 2 (2 ribaund), Mirza Begic 8 (6 ribaund), Dainius Salenga 17 (3 ribaund), Arturas Milaknis, Povilas Cukinas (1 ribaund), Travis Watson 12 (9 ribaund)

FENERBAHÇE ÜLKER (84): Ömer Onan 13, Rasim Başak, Semih Erden 12 (6 ribaund), Gordon Giricek 12 (5 ribaund- 1 asist), Damir Kaan Mrsic 16 (1 ribaund- 5 asist), Lynn Greer 7 (5 asist), Oğuz Savaş 2 (3 ribaund), Tarence Kinsey 2 (1 ribaund), Ömer Aşık 10 (4 ribaund), Emir Preldzic 10 (3 ribaund- 3 asist)





Link

Union Olimpija - Lottomatica Roma (Günün Tahmini)

1 yorum

Lottomatica Roma geçtiğimiz hafta kendi sahasında kaybettiği Maccabi maçından sonra bir öenmli maçı da liginde kaybetti. Aslında kaybetti demek yanlış olur çünkü Roma Siena karşısında 83-58 ile ezildi. Union Olimpija da Adriyatik Ligi'nde Walsh'un oynamadığı, Vidmar'ın yıldızlaştığı maçta Siroki'yi 86-82 mağlup etti.

Bugün için Roma'da Gigli sakat,Olimpija'da ise Walsh'un durumu belirsiz. Ayrıca Sloven takımında uzun bir aradan sonra iyileşen Ilievski forma giyecek. Makedon oyuncu Siroki maçında 13 dakika sahada kaldı ama etkili olamadı.

Union Olimpija'nın henüz Eurolig'de galibiyeti yok. Bunun yanında Roma'nın zirve için kapıştığı üçlüye karşı da kaybetti. Bu sebepten bu deplasman maçı Roma'nın gruptaki sıralaması için çok önem taşıyor. Grubun en zayıf takımına karşı puan kaptırmak Roma'yı zirveden uzaklaştırabilir. Gigli'nin yokluğunda Hutson ve Toure daha fazlasüre buluyorlar ve Union Olimpija uzunlarına baktığımızda Vidmar,Bavcic,Slokar gibi daha çok 4'e kayan oyuncular var. Bu da Roma'ya karşı avantaj kurmalarını engelliyor. Kısalarda da Roma Winston,Jaaber,Minard gibi önemli skorerlere sahip. Olimpija Becirovic ve Walsh'la ayakta durmaya çalışıyor. Bugün Walsh oynamazsa Roma'nın çok fazla zorlanacağını sanmıyorum,oynasa bile deli fişek olduğu için Roma kadro üstünlüğüyle bunun üstesinden gelebilir.

Ben bu deplasmandan Roma galibiyeti bekliyorum,oranların neden bu şekilde açıldığını da anlamış değilim. Bilmediğimiz bir sıkıntı varsa bunu ancak sahada görebiliriz ama ben Roma'nın 1.80 lik oranıyla her türlü almaya değer olduğunu düşünüyorum. Sıkıntı yaşanabilir ama Roma'nın maçı koparmasını bekliyorum.

ROMA KAZANIR @ 1.80

BC Khimki - Prokom (Günün Tahmini)

1 yorum

D Grubu'nda bu akşam Khimki kendi sahasında Prokom'u ağırlıyor. Evsahibi Ruslar'da Raul Lopez'in durumu maç saatinde belli olurken,Prokom'da Zamosjki ve Sow kesin olarak oynamayacaklar. Harrington ve Ewing'in durumları da maç saatinde belli olacak.

Khimki Eurolig'de oynadığı 4 karşılaşmada potasında 322 sayı gördü ki bunun zaten 101'i Panathinaikos deplasmanında gerçekleşti. Yedikleri sayı ortalaması 80.5, Panathinaikos maçını çıkarırsak bu ortalama 74'e düşüyor. Ligde oynadıkları 5 karşılaşmada 341 sayı yediler,bu da ortalama 68.2 ediyor. Son olarak bu haftasonu deplasmanda Lokomotiv'i 63-69 mağlup ettiler.

Misafir Prokom da oynadığı 4 Eurolig maçında 306 sayı kaydetti. 76.5 sayı ortalaması ile oynuyorlar. Onların da Panathinaikos maçını çıkarınca ortalamaları 80.3'e yükseliyor. Panathinaikos'a karşı 65, deplasmanda Real Madrid'e karşı 72 sayı atmayı başardılar. Kendi liglerinde de 9'da 9 ile gidiyorlar. Ligde toplam 798 sayı attılar ki bu da ortalama 88.6 ediyor. Ama ligleri kalitesiz olduğu için bunu bir ölçü olarak alamayız.

Prokom hızlı hücumu seven,bireysel yeteneklerin ofansta ön plana çıktığı bir takım görüntüsünde. Takımın iki starı Logan ve Woods hücumda başı çekiyorlar. Ewing,Burrell ve Jagla da onları takip ediyorlar. AJ Milano ve Oldenburg maçlarını izledim. Savunmadan bihaber değiller ama enerjilerinin büyük bir kısmını hücuma harcıyorlar ve çok fazla süreyi kullanmıyorlar. Bugün karşılarında Khimki var. Ruslar da aslında savunma odaklı bir takım ama onlar da zaman zaman rakibin stratejisine kendilerini kaptırabiliyorlar. Bugün Khimki kazanıp 4-1 yapmak isteyecek,bu yüzden de maça çok sert savunma yaparak başlayacaktır. Bunun iki olumlu yanı var. Top sürekli Jagla ve Woods'da buluştuğu ve bu oyuncuların da fundementali yüksek seviyede olduğu için kolay faul alarak Khimki savunmasını yumuşatabilirler. Bir diğer avantaj da Khimki yapacağı sert savunmayla farkı açarsa sahaya daha rahat bir oyun yansıyabilir. Ewing'in durumunun şüpheli olması biraz sıkıntı verici ama o olmayınca da bu ikili,özellikle de Logan daha fazla top kullanacaktır. Jagla da bugün eşleşme sıkıntısı yaratacak oyunculardan biri olabilir. Ben bugün beklentilerin aksine çok kısır bir maç beklemiyorum. Prokom'un 75-80 arası bir skor üretmesini bekliyorum. Belki attıklarından fazlasını yiyebilirler ama Khimki savunmasının kilidini bir şekilde açacaklardır. Eğer Raul Lopez de oynamazsa Logan çok rahat top kullanabilir.

PROKOM 70.5 ÜSTÜ @ 1.85

Eurolig 5. Hafta Sakatlık Raporu

1 yorum

Asvel : Borchardt elinden ameliyat oldu,sezonu kapattı.T.J. Parker iyileşti.
Cibona : Bagaric sakat,Gordon'un durumu maç saatinde belli olacak.
Fenerbahçe Ülker : Mirsad dışında eksik yok.
Siena : Herhangi bir eksiklik yok.
Regal FC Barcelona : Lubos Barton ve Basile sakat.
Zalgiris : Hasta olan Brown'un durumu maç saatinde belli olacak.

Efes Pilsen : Herhangi bir eksiklik yok.
Entente Orleans : Milic takımdan ayrıldı.
Lietuvos Rytas : Ginevicius'un elinde kırık var,3 hafta oynamayacak.
Olympiakos : Mavrokefalides ve Beverley sakat,Papaloukas domuz gribi oldu.Vujcic'in durumu şüpheli.
Partizan : Bozic yok.
Unicaja Malaga : Gomis ve Printezis yok.Lewis transfer edildi.

Caja Laboral : Walter Hermann ve Huertas sakat.
CSKA Moskova : Sokolov,Vorontsevich ve Smodis yok.
Lottomatica Roma : Gigli sakat.Datome ve Vitali iyileşti.De La Fuente'nin durumu şüpheli.
Maroussi : Arigbabu,Diamantopoulos,Kendall ve Koumpouras yok.Nadjfeji transfer edildi.
Maccabi Tel Aviv: Herhangi bir eksiklik yok.
Union Olimpija: Ilievski iyileşti,Walsh'ın durumu şüpheli.

AJ Milano : Petravicius ve Acker şüpheli.
Prokom :
Zamojski ve Sow yok,Ewing ve Harrington şüpheli.
EWE Baskets : Jason Gardner yok,Bailey transfer edildi.
BC Khimki :
Raul Lopez'in durumu şüpheli.
Real Madrid : Van Den Spiegel ve Reyes yok.
Panathinaikos : Batiste ve Tsartsaris iyileşti.Jasikevicus sakat.


UYARI : Bu bilgiler resmi siteye göre derlenmiştir.Her an bir değişiklik yaşanabilir.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...