Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

31 Ağustos 2010 Salı

Dünya Şampiyonası'nda 4. Gün Sonuçları

0 yorum

C Grubu

Rusya 72-66 Fildişi Sahili
Porto Riko 74-66 Çin
Yunanistan 65-76 Türkiye

Fildişi Sahili ilk yarı yine aynı takımdı da ikinci devre toparlandı, sebat etti, direndi son 40 saniyede farkı 2'ye indirdiler. Fakat, işte tecrübe çok başka bir şey. Biz yıllardır bu tecrübe neyse sürekli ediniyoruz mesela. Elleri titredi, basit hatalar yaptılar ve belki uzatabilecekleri maçı kaybettiler. Yine de Rusya karşısında başarılıydılar.

Porto Riko ise bugün biraz daha toplu ve düzenliydi. Gerçi maçın ilk 5 dakikası oynanıp, Porto Riko koçu Cintron molayı aldığında dedim Çin götürecek galiba. Çin koçu Denewald rakibi iyi analiz etmiş, savunmada iyiler falan derken Ramos oyundan çıktı, Balkman girdi işin rengi değişti. Porto Riko o dakikadan sonra Barea'sız bölümleri de çok iyi oynayarak maçın sonuna kadar üstün olan taraftı.

Yunanistan maçıyla ilgili çok daha uzun bir yazı geldi fakat, burada bir kaç cümle etmek istiyorum. Hakemlere hiç bir şey söylemiyorum. İzleyen herkes görmüştür. Rezilliğe varan kararlar çıktı. Bir pozisyondan Hidayet'e 3 kişi kalça çıkardı, bir sonraki pozisyonda Ender'e çelme taktılar, ribauntlara uzunların sırtlarına tırmanarak çıktılar, el-kol her türlü oyun dışı müdahaleyi yaptılar fakat herhangi bir düdük duyamadık. Murat Didin'in maç öncesi dediği gibi onları saha içinde dövmeliydik belki de. Ersan, Kerem Tunçeri ve Ömer Aşık'ın göze batan inanılmaz oyunlarının yanısıra Ömer Onan'ın tuttuğu adamı bitirmesi bizim için en olumlu noktalar. Gruptan lider çıktık gibi. Küçük nüans farklarını da halledip eleme maçlarına geçmeye hazırız.

D Grubu

Yeni Zelanda 108-76 Lübnan
Fransa 68-63 Kanada
İspanya 73-76 Litvanya

Okyanusya ve Asya arasında ki taş-kağıt-makas oyununda Okyanusyalılar daha iyiymiş bunu anladık. Yeni Zelanda maçın henüz başında farkı bir açtı, bir daha kapanmadı. Her şey bir yana Tab Baldwin'in takımının biraz daha dirençli olmasını beklerdim. Lübnan için söylenecek pek bir söz yok. Yeni Zelanda güçleri ölçüsünde inanılmaz iyi oynuyorlar. Kapasiteleri sınırlı fakat, inatçılar, zorluyorlar. Enteresan bir mağlubiyetle turnuvaya veda etmeleri çok olası.

Fransa öyle yada böyle yoluna devam ediyor. Kanada karşısında zorlandılar, strese girdiler ama kazandılar. Kanada'da bu sefer biraz daha istikrarlı, derli toplu ve savunmada gayretliydi ancak onların da güçleri Fransa ne zaman işe asılsa yetersiz geldi. İspanya - Litvanya maçını bizim maç dolayısıyla seyredemedik fakat Litvanya'da Martynas Pocius'un 19 dakikada 13 sayısı etkileyici. İspanya nereye gidiyor, ne yapmaya çalışıyor anlam veremiyorum. Yarın bütün medya onları haşlayacak zaten, bir de biz üstlerine gitmeyelim.

Yunanistan - Türkiye Maçına Doğru

0 yorum

Grubun kaderi bugün Ankara'da bu maçla çizilecek. Türkiye'de eksik bulunmuyor, Yunanistan'da Fotsis ve Sofo'nun cezaları bitti, bu maç oynayabilecekler. Ayrıca, pazartesi idmanına sakatlığı dolayısıyla çıkamayan Perperoglou da bu maçta oynayabilecek. Kazlauskas bu maçı Litvanya-Rusya maçlarına benzetmiş, öneminin farkında olduğunu söylemiş ancak, "fikstürün sıradan ve oynanması gereken bir maçı" diye eklemiş. Belli ki amacı stresi ve gerginliği azaltmak ama bu maç Litvanya-Rusya maçına benzemiyor. Biz hem Akdenizliyiz, hem çok çok uzun bir tarihi olan sürtüşmemiz var. Konu tabi ki basketbol, Ender'in turnikesiyle uzatmış, yine Ender'in kaçan 3 sayılık şutuyla kaybetmiştik. Madalya çıkaracağımız bir turnuvadan 8. döndük. Yunanistan her zaman belli bir seviyenin üstündedir. Fakat, son yıllarda düşen bir grafikleri var. Bence bu turnuva ABD'yi yenen jenerasyonun kalıntılarının da son iyi olduğu turnuva olacak. Sallanıyorlar, yıkabiliriz. Şu an en formda oyuncuları Tsartsaris. Bugün Rusya maçına oranla bir kaç seviye daha yukarı çıkmamız gerekiyor. Ömer Onan ve Sinan Güler'in ön alanda topa baskı yapmasına, arka alanda Ömer Aşık ve Semih'in caydırıcılığına ihtiyacımız var. Eurobasket 09 Polonya'da Sofo çok sorun yaratıp, uzunlarımızı faul problemine sokmuştu. Topu potadan ne kadar uzak aldırıp, alçak postta ikili yardımları ne kadar etkili getirebilirsek Sofo da o kadar işe yaramaz olur. Ayrıca Sofo oyundayken, onun savunmadaki yetersizliğinin üstüne inatla gidersek oyundan düşürürüz. Ve taraftar, bugün biz İstanbul'da kırmızıyız, onlar da Ankara'da öyle olacak.

Dünya Şampiyonası'nda 4. Gün Programı

1 yorum

C Grubu

16.00 Rusya - Fildişi Sahili Ntvspor
18.30 Porto Riko - Çin Ntvspor
21.00 Yunanistan - Türkiye Ntvspor

Rusya'nın Fildişi Sahili karşısında Çin maçının son hazırlığını yapacağını düşünüyorum. Çin ise Porto Riko karşısında "Daha fazla ne yapabiliriz ?" sorusunun cevabını bulacak. Porto Riko ayakta kalmak ve klasman maçlarına girmek istiyorsa mutlaka Çin'i yenmek zorunda. Aslında ismen çekici gelmese de bu maçın çok çekişmeli ve mücadele dozunun yüksek olacağını düşünüyorum. Yunanistan - Türkiye maçını 2 cümlede değil daha geniş yazacağım.

D Grubu

16.00 Yeni Zelanda - Lübnan
18.30 Fransa - Kanada
21.00 İspanya - Litvanya HD-en

Turnuvada bir şey çok net belli. Bunu daha önceki yazılarda da dile getirdim. Kıtalararası basketbol farkı çok fazla. Bir Okyanusya ve bir Asya takımının maçı gerçekten sonucu bilmediğim bir taş-kağıt-makas oyunu gibi. Günden güne değişen performansları iki ülke arasında net bir kıyas yapmamızı engelliyor. Fransa ise Kanada karşısında sürpriz yaptırmaz. Kanada için daha önce tavşan atlet dedik, maçın sonunu getiremezler. Litvanya her ne kadar ısrar etse, mücadele etse, dirense de turnuvanın bence en ağır favorisi İspanya kalibre farkını net olarak ortaya koyacaktır.

Dünya Şampiyonası'nda 3. Gün Sonuçları

1 yorum

A Grubu

Ürdün 69-112 Sırbistan
Avustralya 78-43 Almanya
Angola 70-91 Arjantin

Sırbistan ve Arjantin hiç bir sürprize yer vermediler ve maçlarını rahatça kazanarak olması gerekeni yaptılar. Almanya hakkında hiç bir yorum yapmaya cesaretim yok. Heyecanlandırdılar ve hayalkırıklığına uğrattılar şahsımı, utandırmalarını da unutmayalım. Yine de Almanya koçu Dirk Bauermann'ın "yorgunduk" mazereti geçerli. Sırbistan'la dişediş 50 dakika geçiren her takım 1-2 gün dinlenmek ister. Almanya böyle bir şansı yoktu. Almanya'dan bahsederken bugün öncekilere nazaran daha iyi savunma yapıp, topu daha iyi paylaşan Avustralya'nın hakkını yememek lazım. 17 asistlerinin yanında ki 13 top kaybı ne çok kötü ne çok iyi. Arjantin'i yenmek istiyorlarsa daha az top kaybı yapmaları lazım.

B Grubu

Slovenya 91-84 Hırvatistan
Tunus 58-71 İran
ABD 70-68 Brezilya

Slovenlere hakkında ki tahminimin doğru çıkması sevindirdi ama bundan çok daha fazla sevindirici olan kesinlikle bu turnuvanın İstanbul ayağına farklı bir hava getiren, seyirci katkısı olarak turnuvanın en iyi ülkesi olan Sloven taraftarların, böylesine yakın bir rakibe karşı aldıkları bu net galibiyet. Maçın içeriğine geçersek, Hırvatlar topu pota altına indirerek sonuca gitmek istedi. Bunu bir yere kadar başardılar da fakat, Tomic ve Andric'in faul problemine girmesi bir duraklamalarına sebep oldu. Kenardan Zoric'in getirdiği beklenenden fazla katkı üçüncü çeyreğin başında oyuncunun 4. faulünü almasıyla son buldu. Bu dakikadan sonra Dragic, Nachbar ve Zupan 3'lüsüne karşı Hırvatları maçın içinde tutan Ukic ve Popovic'di. Hırvatlar sürekli ayakta kalıyor ve gardını bir şekilde yukarıda tutuyordu, ancak Slovenler son darbeyi Dragic'in 4. çeyrekte 4 dakika kala attığı 3'lükle vurdu ve maçı aldı.

Brezilya'nın sürpriz yapma ihtimalinin daha fazla olduğunu düşündüğümü dile getirmiştim. Ruben Magnano'nun tempoyu düşük tutarak ABD'nin en önemli silahını yani tempoyu düşürme planı doğruydu ama ne kadar başarabilecekleri söz konusuydu. Belli noktalarda ABD'nin tam saha baskısı ve hücumda vitesi artırması Brezilya'yı zorladı. Yine de Huertas serbest atışları atsa veya Barbosa o şutu soksa Brezilya işi uzatmaya götürüp, şansını devam ettirebilirdi. ABD'nin bu maçta ki zayıflıklarını gören daha komplike İspanya karşısında neler yapabileceğini görmüştür umarım. Brezilya salladı, bence bu turnuvada biri ABD'yi yıkacak. ABD'nin 8 asistine karşılık 22 top kaybı yapması, tempoyu inatla düşük tutacak ve bunu Brezilya'dan daha iyi başarabilecek takımların Avrupa'da var olduğunu biliyoruz.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Dünya Şampiyonası'nda 3. Gün Programı

0 yorum


A Grubu

16.30 Ürdün-Sırbistan
19.00 Avustralya-Almanya
Ntvspor
21.30 Angola-Arjantin

Bu grupta sonucu belli olmayan bir tek maç var bugün, Avustralya ve Almanya arasında. Almanlar yenerse daha da iddialı hale gelir ki bence de öyle olacak. Her turnuvanın bir peri masalı vardır. Bu turnuvada onu Almanya yapıyor sanki.

B Grubu

16.30 Slovenya-Hırvatistan Ntvspor
19.00 Tunus-İran

21.30 ABD-Brezilya
Ntvspor

Bu grubun en keyifli günündeyiz. Açıkçası Brezilya'nın sürpriz yapma ihtimali diğerlerinden daha fazla ve ben o sürprizi görmek istiyorum. Slovenya-Hırvatistan maçında bence Slovenler güçlü taraftarları, daha motive ve agresif olmalarıyla bir iki adım önde ama top havaya atıldığında her şey değişebilir.

Dünya Şampiyonası'nda 2. Gün Sonuçları

0 yorum


A Grubu

Angola 79-65 Ürdün
Almanya 82-81 Sırbistan

Avustralya 72-74 Arjantin


Arjantin 2. günde tıpkı ilk gün olduğu gibi maçı uzun süre geride götürdü, son çeyrekte savunma sertliğini artırdı ve maçı kazandı. Ya performanslarını turnuvanın sonraki günlerine saklayıp şu an ekonomik oynuyorlar ya da Arjantin'in bu turnuvada geleceği karanlık. Kazanmak, kazanabilmek önemli ancak Arjantin şansının da yardımıyla yürüyor. Son saniyelerde kaybettikleri topla maçı verebilirlerdi. Arjantin'de öne çıkan isim tabii ki Scola, 33 dakikada 31 sayı 9 ribaunt yaptı.

5. kim olacak sorusuna aranan cevabı Angola-Ürdün maçında bulduk. Belli bir düzeyin üstünde olmayan takımlar 1500-3000 m koşularında ki tavşan atletler gibi oluyorlar. Ürdün ilk günün tavşan atletiydi, Avustralya karşısında son topu soksalar, sonrasında tipleseler kazanacaklardı. Bugün, dün Sırplardan 50 fark yemiş Angola karşısında hiç bir varlık gösteremediler. Kayseri'de büyük bir felaket olmazsa Ürdün galibiyetsiz kapatmayı garantiledi.

Belki de günün en güzel maçı Almanya-Sırbistan maçıydı. 2 uzatmaya giden maçtan galip gelen Almanlar oldu. Sırbistan'ın yarası baskılı savunmaya karşı çok kolay top kaybetmesi oldu. Tabii ki Teodosic ve Krstic gelince toparlarlar. Zaten 2 uzatmada birden hücum edememeleri hem Teodosic gibi bir guardın eksikliği hem yorgunlukla açıklanabilir. Bu yorgunluğu değerlendirebilecek kadar enerjik ve dinamik olan genç Almanlar ilk gün yaşadıkları şanssızlıkları 2. günde yaşayabilirlerdi. Onları İstanbul'da canlı seyretmek isterim.

B Grubu

Hırvatistan 75-54
İran
Tunus 65-80
Brezilya
Slovenya 77-99 ABD

Bu grupta bazı takımların çok güçsüz, bazıları tepenin altında biri en tepede. Böyle olunca grubun ilk sırası belli, sıralama için Slovenya, Brezilya ve Hırvatistan arasında ki maçlar belirleyici olacak. Tunus ve İran'la oynanan maçlar hazırlık maçından bile daha kolay. Tembellikten değil gerekmediğini düşündüğümden sadece Slovenya-ABD maçına değinmek yeterli olur sanırım. Slovenya ilk 2 çeyrek inanılmaz baskılı bir savunma yaptı. Eğer, Dragic erken faul problemine girmese, Lakovic'de sahadayken bu kadar savruk olmasa Slovenya ilk iki çeyrek sonunda inanılmaz gerginleşen ABD karşısında ilk yarıda daha net hücumlar yapabilirdi. Sloven seyircisi, kesinlikle Ankara'da ki seyirciden çok daha fazla efektif. Bunu da ilk yarıda arkasına aldı Slovenya ama bir türlü şutları sokamadılar. Lakovic haric zorlama şut atan da pek yoktu açıkcası. Memi Becirovic takımını çok iyi hazırlamış. Belli bir düzen içerisinde oynuyorlar. Ancak, Vidmar'ın Prezec'in yerine 5'e yerleşmesi daha doğru olur. Vidmar sahaya girdiğinde Slovenya bariz bir şekilde daha iyi savunma yapıyor. Vidmar pick&roll hücumda Prezec'den daha dengeli ve iyi. Sözü fazla uzatmadan maçın ikinci yarısına bakarsak ABD sürekli attı, Slovenya yine atamadı. Fark açıldı, Sloven taraftarlar maçtan ne olursa olsun keyif almasını bildi. ABD karşısında bizim milli takımımız olsaydı aynı güzel tepkiyi koymazdı sanırım.

C Grubu

Rusya 56-65 Türkiye
Yunanistan 83-80 Porto Riko

Çin 83-73 Fildişi Sahili


Rusya-Türkiye maçıyla ilgili ayrıntılı yazıyı bir aşağıda bulacaksınız zaten. Maliano yazılabilecek herşeyi yazmış. Salı günü rakibimiz olacak Yunanistan hakkında ne düşünsem bilemiyorum. Ya bizim maça sakladılar enerjilerini, ya da bundan önceki turnuvaların Yunanistan'ı giderek düşüyor. Bu hallerinin Sofo ve Fotsis'le düzeleceğini sanmıyorum, kaldı ki düzelirse sebeplerinden en küçüğü bu dönüşler olur. Çin, sadece Selçuk Ernak'ın twitterda dediği gibi marsı kesti. Porto Riko'yu yenebilecek kadar düzenli, disiplinli ve istikrarlılar. Biraz da şansları yanlarında olursa bu gruptan çıkacak kadar iyiler.

D Grubu

Fransa 86-59 Lübnan
Litvanya 70-68 Kanada

İspanya 101-84 Yeni Zellanda


Fransa turnuvanın dengesini bozabilir. Atletizmleri kötü başlayan İspanya karşısında işe yaradı. Lübnan'a zorlanmamaları normal. Bir kez daha anlıyoruz ki ABD'nin bir altında Avrupa kıtası takımları, sonra da diğer kıtanın ülkeleri geliyor. Fark çok fazla. Kanada Lübnan'a yenildikten sonra bugün Litvanya'yı yenmeye çok yaklaştı. Tavşan atletlerimizden biri de Kanada. Litvanya'nın Fransa ve İspanya'yla oynayacağı maçlara kaldı grup. Orta vadede turnuvanın kaderini de bu maçlar çizecek.

Türkiye: 65 - Rusya : 56 (Tereciye Tere Sattık)

2 yorum

JR.Holden ve Kirilenko'nun yokluğunda Rusya için "hücumda yaratıcılıktan uzak ama savunmada herzamanki disiplininde" demek sanırım yapılacak en doğru yorum olur. Bu iki yıldızın yokluğuna bir de Khryapa eklenince, milletçe "biz bunları yeneriz ama ya bir kaza olursa" kuşkusu dün herkesi sarmıştı. Milli takımın özellikle hazırlık maçlarında yaşadığı hücum sıkıntısı ve düzensiz görüntüsü Rusya karşısında bizleri maç öncesi doğal olarak şüpheye düşürmüştü. Geriye düştükçe itmek yerine homurdanan Türk basketbol seyircisi de bu senaryoya eklenince liderliğin hayati önem taşıdığı grupta farklı etkenlerin devreye girmesi gerekiyordu. Bu da tabi ki A Milli takımımızın bu zamana kadarki tablosundan farklı bir görüntü çizmesiydi. Tam da öyle oldu. Maçın başlamasıyla beraber her iki takım da boyalı bölgeyi ölümüne kapatıp rakibi dış atışlara zorladı. Maç öyle bir başladı ki bir ara en çok üçlük isabeti yapan taraf kazanacak gibi görünüyordu. Ama mantıklı olarak çok da uzun sürmedi bu durum. Hem Türkiye hem de Rusya uzunlarıyla bu ambargoyu delmeye çalıştı. İlk etapta sertlikten taviz vermeyen, hatta faul rakamlarına rağmen dozu düşürmeyen taraf Türkiye'ydi. Mozgov'un da erken üçlemesiyle üstünlük çok çabuk lehimize döndü. Maçın büyük bölümünde uyguladığımız alan savunması da maçın son anları hariç Ruslar için büyük sıkıntı yarattı. İstikrarlı üst düzey şutörü bulunmayan Ruslar uzun beşle zone yapan takımımızın inadını kıracak ardarda üçlükler bulamayınca da takım düzenini bozmadı. Tanjevic'in son dönemlerde en çok eleştirilen yönü eskiden beri sık sık yaptığı değişikliklerde son dönemlerde uzunları fazlaca kullanmasıydı. Dün bunu yapmadı koç. İyi giden takımı yorulmasına rağmen bozmadı. Bazen bu tip hamleler İspanya'daki Real Madrid - Efes Pilsen Top 16 maçındaki gibi ters tepebilir ama dün karşı cephede bu yorgunluğa cevap verecek geniş rotasyon olmayınca milli takım Hidayet'in dirilmesiyle maçı hakederek kazandı.

Kötü başlamıştı turnuvaya Hidayet. İlk saha içi isabetini ikinci maçın üçüncü çeyreği biterken buldu ve sonra da sazı eline aldı. Yunanistan maçı öncesi ve turnuva genelinde Hidayet'in yüksek formu hem milli takımı yukarıya taşıyacak, hem de takımın diğer skor silahlarını rahatlatacaktır. Ender'in de dün büyük katkısı vardı. Kritik anlarda kritik isabetler buldu.

Tablonun tamamına baktığımızda ise dün adına en sevindirici şey yapılan savunmaydı. Bu turnuvadaki en büyük silahı savunma olan bir takımı 56 sayıda tutmak büyük başarıdır. Çünkü aynı bu senenin Barcelona'sı gibi Rusya'ya da sayı atmanız önemli değil, önemli olan onları savunabilmeniz. Kendi adıma da milli takım adına da dün harikaydı. Ama bu tempoyu, bu savunma sertliğini esas olarak Yunanistan'a karşı göstermemiz gerekiyor çünkü onların kadrosu Rusya'dan çok daha geniş ve oyunun iki yönünü de ilk iki maçta kötü olmalarına rağmen çok iyi oynayabiliyorlar. Onların kazanmalarına rağmen ilk iki maçta gösterdikleri düşük performansı bu sporun değişkenliğine bağlamak en doğrusu olacaktır. Tıpkı bize karşı da bu değişkenliğin olumsuz anlamda karşımızda olabileceği gibi. Çin'in Diamantidis'in şutlarını riske ederek onun pas trafiğini kitleme çabası bir yerde sonuç vermiş olabilir ama Yunanistan liginin final serisini izleyen herhangi biri için Diamantidis'i riske etmek çılgınlıktır. Bizim Yunanistan'ı bozmamız, sertlikle yıldırmamız gerekiyor çünkü Salı günü pota altını silindir gibi ezebilecek Sofo ve dış şutlarıyla fazlasıyla can yakabilecek Fotsis de takıma dönüyor. Tsartsaris, Fotsis ve Borousis üçlüsünün tamamının dışardan rahat şut bulabilmesi bizim için en büyük handikap olarak görünüyor.

Selçuk Ernak'la Fildişi Sahili Maçı Sonrası Kısa Röportaj

0 yorum

İlk gün acemilikten bunu yapamamıştım ama ikinci gün pas geçmek olmazdı. Kazanılan Fildişi Sahili maçı sonrası Selçuk Ernak'la Çin'in -benim gözlemlerime göre- değişen hedeflerini konuştuk.



29 Ağustos 2010 Pazar

Türkiye-Rusya Maçına Doğru

0 yorum

Dünkü 86-47'lik Fildişi galibiyeti hiçbir şey için ölçü değil, bugün oynayacağımız Rusya maçı ise tunuvada ki geleceğimiz için ilk ölçüt olabilir. Rusya dün oynadığı ve 75-66 kazandığı Porto Riko maçında çok iyi hücum edemese de tek bir an bile düşmeyen savunmasıyla oldukça etkili oldu. Bizim de genel olarak kalibre olarak daha iyi takımlara karşı hücumda sıkıntı yaşayıp, savunmayla kendimizi tanımlamaya çalışmamız Rusya'yla benzer yönlerimiz. Fakat, yetenek ve potansiyel olarak Rusya'dan çok öndeyiz. Yetenekli ve modern uzun Victor Khryapa'nın yokluğu Rusya için çok önemli bir eksik, hele ki Holden ve Kirilenko yokken. Bugüne kadar oynadığımız 8 maçın sadece 1'ini kazanabildiğimiz Rusya'nın pota altında ki sert silahları Sasha Kaun ve Polonya'da ki turnuvaya muhteşem başlayıp formu giderek düşen Timofey Mozgov, Blatt'ın takımında istediği dinamik, agresif ve sert oyun tarzının arka alanda ki isimleri. Elbette, fizikli guardlarıyla dün Barrea ve Arroyo'ya rahat nefes aldırmayan Rusya'nın en büyük problemleri Ponkrashov, Fridzon ve Bykov'un oyun kurmakta zorlanmaları ve oyun içinde efektif hücum edememeleri. Bugün Ankara seyircisinin de desteğiyle Rusya'yı yenip, Salı günü Yunanistan karşısına daha formda ve huzurlu çıkalım.

Maç Sonu Görüşler (Video)

0 yorum

Zisis, Kaun ve Ersan'ı da çektim ama Zisis Yunanca, Kaun Rusça konuştuğu için , Ersan'ın söyledikleri de gürültüden duyulmadığı için ekleyemedim. Şimdilik eldekiler bunlar...



Link



Link



Link



Link




Link



Link

İlk Günden Görüntüler

1 yorum

Basın tribününde olsak da organizasyonun ciddiyeti ve kuralları nedeniyle saha kenarında resim çekmemiz yasak. Hatta oturduğumuz yerden bile yasak ama birçok gazeteci oradan resim çektiği için ses çıkaramıyorlar. Zaten abartmaya da gerek yok. Karma alanlarda resim, video ve röportaj serbest. Zaten oralarda da maç sonu oyuncular çok fazla kalmıyorlar. Bu yüzden maç sonlarında bazı fotoğraflar ve videolar çekebildim. Paylaşmamız da umarım yasak değildir :) Videolar biraz gecikebilir...
















Dünya Şampiyonası'nda İlk Günün Sonuçları

0 yorum

A GRUBU
Avustralya: 76 - Ürdün: 75
Angola: 44 - Sırbistan: 94
Almanya: 74 - Arjantin: 78

İlk gün için Kayseri grubunda herhangi bir sürpriz yok. Ürdün'ün üstün götürdüğü maçı son anda kaybetmesi ve Arjantin'in maç sonunda ağırlığını koyup genç Almanlar'ı yenmesi Kayseri'de ilk gün için beklenen sonuçların gelmesini sağladı. Maric ve David Andersen Avustralya adına, Delfino ve Scola da Arjantin adına kazayı önleyen isimler oldular. Sırbistan'ın 44 yediği rakibine 50 sayı fark atması da ilerleyen günlerde sıkça göreceğimiz kıtalararası farkın ilk yansımasıydı.

B GRUBU
İran: 65 - Brezilya: 81
Tunus: 56 - Slovenya: 80
A.B.D: 106 - Hırvatistan: 78

Sürprizsiz geçen bir diğer grup da İstanbul grubuydu. Aslında sürprizsiz demek de yanlış olabilir çünkü kimse Hırvatistan'ın ABD'den bu kadar fark yemesini beklemiyordu. Banic, Tomic ve Andric gibi kaliteli uzunları olan Hırvatistan, uzunsuz denilen ABD karşısında kısalarının düşük performansıyla ilk güne kötü başladı. Hazırlık maçlarında fazlasıyla övdüğüm ve düzgün basketbol oynadıkları kabak gibi ortada olan Slovenya da büyük taraftar gücü ile birlikte zayıf Tunus'u farklı geçti. Keşke Lorbek de burada olsaydı demeden edemiyorum. Brezilya da İran'ı geçerken zorlanmadı.

C GRUBU
Rusya: 75 - Porto Riko: 66
Türkiye: 86 - Fildişi Sahili : 47
Yunanistan: 89 - Çin: 81

Ankara grubundaki 3 maçı da canlı izledim. Çin'in müthiş mücadelesi ve Yunanistan'ın umursamaz performansı, Porto Riko'nun etkili hücumuna karşı Rusya'nın tek bir saniye bile düşmeyen direnci ve savunması, zaman zaman değişik figürlerle bizi sıkıntıya soksa da Türkiye'nin zayıf Fildişi karşısındaki rahat oyunu ilk gün için Ankara'da göze çarpanlardı. Bugünkü program daha güzel. Birkaç saate salonda olacağım.

D GRUBU
Yeni Zelanda: 79 - Litvanya: 92
Fransa: 72 - İspanya: 66
Kanada: 71 - Lübnan: 81

İlk günün en fantastik grubu D grubu oldu. Tribün atmosferi olarak en renkli olması beklenen İzmir sonuçlar açısından da ilk günün en renkli şehriydi. Fazlasıyla eksik Fransa'nın İspanya'yı mağlup etmesi ise bombalar bombası oldu. İspanya basketbolseverleri kazanmaya o kadar alıştırdı ki artık hiçbir mağlubiyetleri normal gelmiyor. Salonda yanımızdaki monitörde maç açıktı ama sahaya odaklandığımızdan sadece skoru takip etme şansı bulduk. İspanya Fransa'nın bir türlü direncini kıramayınca maç sonu giyotini boynunda buldu. Tüm takımlar açısından birçok hesabı değiştirecek bir sonuç oldu. Ama turnuva daha yeni başladı ve birçok denge yerine oturabilir. Litvanya'nın Yeni Zelanda galibiyeti de normal bir sonuç ama Lübnan'ın Kanada'yı yenmesi çok fazla şaşkınlık vermese de heyecan veren bir sonuçtu. Amerika ve Avrupa kıtaları dışında bir takımın bu tip sonuçları aldığını görmek basketbolseverleri fazlasıyla heyecanlandırmaya yetti.

Kerem Gönlüm'ün 3 Numara Mutluluğu

3 yorum

Takımın maç içinde geçirdiği fantastik evrimleri bir kenara bırakırsak içlerinde en ilginci Kerem Gönlüm'ün 3 numarada oynadığı anlar oluyor. Hidayet'in 2'si, Ersan'ın 3'ü, hatta Cenk Akyol'un topa değmesini bile gölgede bırakıyor bu tercih. Ben de maçtan çıkıp eve dönerken Kerem Gönlüm'ün ailesi ve taraftarlarla beraber bariyer arkasından vakit geçirdiğini gördüm. Uzun bir bekleyişten sonra fotoğraf çektirecek kimse kalmayınca yanına gidip bu konuyu kendisine sordum. İlginç bir diyalog oldu. Tanjevic bu tercihlerine nasıl körü körüne bağlanıp mantıklı bir açıklama getirmiyorsa aynı şekilde oyuncularına da bu sirayet etmiş. Rakiplerin 3 numaralarına karşı Kerem Gönlüm'ün bütün zaaflarını tek tek sayacaktım ama keyifli biten bir maç sonrası ailesinin yanında böyle eleştirir gibi konuşmak hoş olmazdı. Ben de tadında sordum. Hiç ellemeden diyalogu birebir yazıyorum.

M : Kerem hazırlık maçlarında bir süredir 3 numara oynuyorsun. Bu pozisyona seni çekerken Tanjevic'in getirdiği açıklama nedir? Düşünüyorum da bir türlü neden bu tercihin yapıldığını kestiremiyorum. Kime karşı seni böyle kullanmayı planlıyor?
K : Mesela Monya. Ne güzel işte uzun bir beşle sahada oluyoruz, bize avantaj sağlıyor.
M : Avantaj sağlıyor diyorsun ama bugün 4 uzunla sahada kalsak Fildişi bizi yenecekti neredeyse.
K : Abi rakip zayıftı bu maçı geç.
M : Fildişi zayıftı diyelim. Almanya maçında da böyle oldu, orda farklı mağlup olduk.
K : O maçı zaten geç abi, tam felaketti o maç.
M : Sen mutlu musun 3 numara oynamaktan?
K : Mutluyum tabi. Rahat oynuyorum.
M : Anladım, başarılar yarın.
K : Teşekkür ederim.

Baktım Kerem her maçı geçiyor ben de fazla uzatmadım. Gülümsedim ve başarılar diledim. Kerem'den hocasını eleştirmesini tabi ki beklemiyordum ama bir taktik bu kadar bariz işe yaramaz durumdayken bunu faydalı bulmak kolay iş değil. Umarım yarın öbürgün hareketli, birebirde savunması da hücumu da etkili 3 numaralar karşısındayken Kerem bunu avantaja çevirir.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Türkiye: 86 - Fildişi Sahili: 47 (Milliler Son Antrenmanını Yaptı)

2 yorum

Aslında harika başlanan bir maç mı yoksa seyrinde giden bir maç mı çözmek zor. Rakip Fildişi Sahili şu anki görüntüsüyle açık ara bu grubun en zayıf halkası. Yunanistan ve Porto Riko'nun kaliteli isimleri, Rusya'nın savunması ve oyun içindeki direnci, Çin'in kısıtlı kabiliyetine rağmen sahada savaşmasından sonra Fildişi Sahili wildcardla sırf üzülmesin diye alınmış bir takım görüntüsü çizdi. 14-0 başlayan ve rahat giden maç belki de sırf bu yüzden Tanjevic'in yine ilginç denemeleriyle neredeyse kafa kafaya geliyordu. Ender-Hidayet-Kerem Gönlüm-Ersan-Semih beşinin kafadaki hangi planla, geleceğe dönük hangi varsayımla sahada olduğunu anlamak güçtü. Bir de buna takımın bu beşle yaptığı alan savunması eklenince işler bugünün ilk maçı olan Yunanistan - Çin maçının gidişatına doğru kaymaya başladı. Kerem Gönlüm'ün 3 numara oynadığı bir takımda hem top dağıtımında, hem de hücum zenginliğinde sıkıntı olması da sürpriz olmadı. Nihayet kısa bir süre sonra takım normal düzenine kayınca kapanan fark da tekrar 20'lerin üzerine çıktı. Maç sonuna kadar da farkı koruyan A Milli Takım ilk maçından beklendiği gibi rahat kazanarak ayrıldı.

Şampiyonaya galibiyetle başlamak güzel ancak bu maçın hiçbir şekilde oynanmamış kabul edilip milli takımın konsantrasyonunu buna göre ayarlaması gerekiyor. Yarın Rusya ne Fildişi'nin yaptığı gibi hücum yapacak, ne de savunmada bu kadar boşluk bırakacaktır. En büyük özelliği maç sonuna kadar bir an olsun kopmadan mücadele etmek ve savunma dozunu düşürmemek olan Rusya karşısında bizi ilerleyen dönemde büyük sıkıntılara sokacak bir sonuç alabiliriz. Umarım Rusya'nın hareketli kısalarına karşı da aynı şekilde uzun bir beşle sahada yer almaz ve o tempoya karşılık verebiliriz. Yoksa Rus savunmasının dönüşündeki her hızlı hücum sıkıntımızı katlayabilir.

Seyirci ve salon çok güzeldi ama organizasyonda önemli aksaklıklar var. Bugün neredeyse bayılacak durumda olmama ve yanımda sağlık ekibinden biri olmasına rağmen bir başka kapıdan girebileceğimiz noktaya en yakın kapıdan sokulmadık. Tek istediğimiz içerideki tansiyon aletine ulaşmaktı sadece. Oradaki görevli arkadaşlar kapı önünde ayakta tansiyon ölçülmesine aval aval bakarken içlerinde en ufak bir üzüntü olmuş mudur bilmiyorum ama tansiyonum 16-10 çıktığında yüzlerindeki pişmanlığı okuyabildim. "Bize verilen talimat bu" diyerek özür dilemek bazen pek birşey ifade etmiyor. Porto Riko milli marşının çalınamaması ve tribündeki Porto Riko'luların buna büyük tepkisi de ders alınacak türdendi. Bunu bir ülkeye karşı yapılmış saygısızlık olarak ifade edersem sanırım abartmış olmam. Umarım ilerleyen günlerde herşey daha güzel olur ancak şu an için bazı ciddi sıkıntılar mevcut.

Ankara'dan 1. Gün (Canlı)

0 yorum

15:48 Yunanistan ve Çin son ısınma şutlarını atıyor. Salonda şu an için fazla bir kabalık mevcut değil. Kaan Kural ile birlikte basın tribününde yerimizi aldık. Malesef fotoğraf çekimi yasak olduğu için şu anda salonla ilgili resim ekleyemiyorum. Birazdan yasak kırılır :)

16:00 İlk 5 ler sahada ve maç başladı. Taraftarlar da aynı şekilde karşılıklı atışmaya başladılar.

16:13 Maça 3 guardla başladı Yunanistan ve istedikleri gibi topu dolaştırıp rahat şut şansı buldular. Borousis dışardan çok rahat pozisyon buldu ve rahat dış şut kullanabildiği için de pek affetmedi. Çin biraz daha dengeli oynayıp toparlasa da ilk molada 17-12 Yunanistan üstünlüğü var. İlk periyodun bitmesine 5:04 var.

16:26 İlk periyod Yunanistan'ın kontrolünde 25-18 sona erdi. Çin mücadele etmek istese de kapasiteleri yeterli olmuyor. Yunanistan fazlasıyla rahat oynuyor ve dış şutlara çok fazla ağırlık vermiş durumda. Karşılarında başka bir rakip olsa bu periyod canlarını acıtabilirdi.

16:50 Çin'in ilk yarıda uyguladığı kötü alan savunmasına rahat hücum eden Yunanistan oyunu kontrolünde tutarak ilk yarıyı 47-37 önde kapattı. Çin hücumda zaman zaman kolay sayı bulsa da bunun Yunanistan'ın kendini çok fazla sıkmamasından kaynaklandığını söyleyebilirim.

17:20 İlk yarıda bulduğu dış atışları kısmen de olsa değerlendiren Yunanistan 3. periyodda çok kötü dış şut atınca hücumda şanslarını iyi değerlendiren Çin geriden gelip Yunanistan'ı yakaladı ve 3. periyodu 65-62 geride kapatarak farkı indirmeyi başardı. Yunanistan bir an önce toparlanmazsa hiç beklemediği bir şokla turnuvaya başlayabilir.

17:44 Yunanistan daha akıllı hücum etmeye başlayarak farkı tekrar 9 sayıya çıkardı ama Çin'in maçı bırakmaya niyeti yok. 9-2 lik seriyle durumu tekrar 81-79'a getirdiler. İyi savunmada yapandan ziyade kötü hücum edenin kaybedeceği bir maç olacak gibi görünüyor. Son 2:33 , Çin molası..

17:55 Maçın sonunu iyi oynayan Yunanistan maçı 89-81 kazandı..

Maç sonu karma alanda Selçuk Ernak'la konuşma şansım oldu. Çin kafilesinde herkes gösterilen performanstan ve mücadeleden memnun. Selçuk Hoca yenebileceğimiz rakipleri yensek bizim için yeterli dedi. Buraya akın akın gelen Çinli basın mensupları da oldukça mutlu.

16-10 larda gezinen tansiyonum müsade etmediği için bugünlük daha fazla devam edemeyeceğim. Hatta salondan bile ayrılabilirim. Fırsat buldukça birşeyler karalamaya, görseller eklemeye çalışacağım.

Tüm Dünyaya Gururla...

0 yorum

- Güncel mesajlar için bu mesajın altındaki mesajlara dikkat ediniz. Bu sabit reklam mesajıdır. -

Dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan FIBA 2010 Dünya Şampiyonası bu yıl 28 Ağustos ve 12 Eylül tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleşecek. Ülkemiz için çok önemli olan bu organizasyonun en büyük sponsoru Beko, basketbolseverlere şampiyona heyecanını dolu dolu yaşatmak için, www.beko2010.com sitesini sunuyor.

Haziran ayından itibaren yayında olan sitede, ülke tanıtımları, şampiyona tablosu, takım kadroları ve son dakika haberleri gibi bölümler yer alıyor. Güncel bilgilerin yanı sıra, basketbolseverler için birçok farklı içerik bulunuyor. Kullanıcılar siteye üye olarak, NTV SPOR’ da yayınlanan 5’te 5 Basket adlı basketbol bilgi yarışmasına ve Basketsever programına katılma şansı elde ediyor.

Sitede bulunan basketbol bilgi yarışmasında sorulara en kısa zamanda en fazla doğru cevabı veren kullanıcılar da NTV SPOR ‘da yayınlanan 5’te 5 Basket programına canlı olarak katılabiliyorlar.

Kullanıcılar ayrıca Basketsever programına katılıp, destek mesajlarını içeren videolarını siteye yükleyerek, kendilerini NTV Spor’da izleme şansı buluyorlar. Ayrıca haftanın anketine katılarak programa yön verip, haftanın konusunu belirleyebiliyorlar. Beko2010.com, şampiyonanın başlaması ile birlikte suncağı birçok yenilik ile basketbolseverleri bekliyor.

- Güncel mesajlar için bu mesajın altındaki mesajlara dikkat ediniz. Bu sabit reklam mesajıdır. -

Takım Tanıtımları - Türkiye

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Angola

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Ürdün

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Avustralya

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Sırbistan

1 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Arjantin

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Almanya

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Slovenya

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Tunus

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - İran

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Brezilya

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Hırvatistan

0 yorum



Link

27 Ağustos 2010 Cuma

Takım Tanıtımları - ABD

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Lübnan

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Yeni Zelanda

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Kanada

0 yorum



Link

Selçuk Ernak'la 5 Soru

0 yorum

İki ay önce yapılması gereken bir çalışmayı henüz tamamlayabildik. Fırsat bulup soruları Selçuk Hoca'ya gönderememiştim ama birkaç gün önce nihayet başardım. Kendisi de yoğun temposunda beni kırmayıp süratle cevapladı soruları. Şampiyona öncesi Çin Milli Takımı'nın yardımcı antrenörü Selçuk Ernak'ın şampiyona ile ilgili görüşlerini merak edenler için küçük de olsa bir katkı olur diye düşünüyorum. Bir aksilik olmazsa yarından itibaren zaten kendisiyle yüzyüze görüşeceğiz. Detaya inme fırsatımız olursa yine ekleme yaparız. Şimdilik 5 soru...

1- Hocam öncelikle biraz geriye giderek başlamak istiyorum. Sezonun en flaş takımı Banvit'in bünyesinde çalışmalar yaparken bir anda Çin Milli Takımı ile anlaştınız. O süreci bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Banvit için yaptığımız çalışmalar dahilinde son senelerde düzenli olarak katıldığım Reebok Eurocamp'ın direktörü Pete Philo ve koç Robert Donewald Jr. Çin Milli takımının başına geçince kadroya Avrupa basketboluyla alakalı kendilerine yardımcı olabilecek bir kişi eklemeye karar verdiklerinde bana teklif getirdiler. Ben de bunu kulübümün yöneticileriyle değerlendirdikten sonra kabul ettim ve mayısta ekibe katıldım.

2- Selçuk Ernak için Çin Milli Takımı'ndaki bu görev kariyerinde hangi anlamı taşıyor? Geçici bir deneyim mi yoksa uzun vadeli bir planlama mı? Ayrıca Avrupa'dan teklifler aldığınızı da biliyorum. Dünya Şampiyonası sonrası Avrupa'da veya Çin'de kulüp takımı çalıştırmak istiyor musunuz?

Benim için bir Türk antrenörünün daha yurtdışında bir sorumluluk alması adına gurur verici bir durum. Kariyer açısından da çok önemli bir tecrübe şansı çünkü Çin'de hayat ve basketbol Avrupa gibi değil fakat potansiyel ve pazar olarak müthiş büyük. Benim kontratım 1 yıllık yani Dünya Şampiyonası ve kasımda Çin'de yapılacak Asya Oyunları'nı kapsıyor. Türkiye'ye gelmeden önce de bunu 2012 Londra Olimpiyatları'nın sonuna kadar uzatmak üzere bir teklif aldım. Tabii başta turnuva Türkiye'de olduğu için benim tercih edildiğimi düşünenler oldu bu da çok doğal fakat buradan sonra Çin'de Asya oyunları 2011'de Lübnan'da Asya Şampiyonası ve 2012'de Londra Olimpiyatları'nda kadroda olmamı istemeleri bir açıdan bu sorulara da açıklayıcı bir cevap oldu.Kulüp bazında bir kaç Avrupa takımıyla görüştüğüm doğru fakat Çin Milli takımını programı bu takımların kendi lig ve yaz hazırlık programlarına uymayacağı için somut bir şey gelişmesi mümkün olmadı. Çin ve Japonya'dan 3 kulüpten teklif aldım ama şu anda dünya şampiyonası ve sonrasında Banvit'teki görevime dönmekten başka birşey düşünmüyorum.

3- Hazırlık kampından itibaren Çin'in iyi sonuçlar aldığını söyleyemeyiz. Tabi Yao Ming'in yokluğu ve Çin basketbolunun kapasitesini düşününce aslında çok da sürpriz sonuçlar değil bunlar ama teknik kadrodaki bir isim olarak şampiyonaya çok kısa bir süre kala hazırlık kampını ve takımınızı nasıl değerlendireceksiniz?

Yao Ming 'le beraber Tang Zhendong ve Zhu Fangyu'nun sakatlıkları bizi profil olarak oldukça geri düşürdü. Kadro yapısı gereği bu oyuncuların eksikliklerini kapatacak derinliğimiz yok. Tabii Yao takımı sınıf olarak başka bir noktaya taşıyan bir lider. Bu süreci koç ve federasyon bir geçiş süreci olarak değerlendirmeye karar verdi ve bir çok uluslararası deneyimi olmayan oyuncuyu kadroya dahil ettik. Elimizdeki kadronun amacı Londra Olimpiyatları 'dır. Maalesef bu dünya şampiyonası için bir hedef koymamız gerçekçi olamazdı. Çin'de Arjantin ve Litvanya ile oynadığımız maçlarda oldukça iyi bir performans gösterdik fakat elimizdeki kadro çok yurtdışına açık bir kadro değil ve oldukça genç oyunculardan oluşuyor, seyahat ve yurtdışı maçlar başladığında biraz bocalama yaşanmasını bekliyorduk. Bu Çin oyuncusunun yapısında var. Fakat elimizde oldukça özverili ve karakterli bir sporcu grubu var. Zannediyorum şampiyonanın ilk hava atışıyla herkes sahada canını dişine takan br Çin takımı izleyecek. Belki çok yetenekli ve tecrübeli olmayabiliriz ama çok mücadeleci olacağımız kesin. Bu arada 17 yaşındaki guard Guo Ailun ve 2.20lik 22 yaşındaki Zhang 'ı seyretmenin bir çok basketbol izleyicisine heyecan vereceğini düşünüyorum. Basketbol bilgi ve tecrübelerinin çok çok eksik olmasına rağmen kapasiteleriyle çok izleyiciye kendilerini beğendireceklerini düşünüyorum.

4- Yunanistan şu an için grupta hazırlık dönemini en formda geçiren takım olarak göze çarpıyor. Türkiye, Rusya ve Porto Riko da inişli çıkışlı bir dönem geçiriyor. Size göre gruptaki sıralama ne şekilde olur? Grupta sizinle birlikte bir kapalı kutu daha Fildişi Sahili var. Bunun Çin adına rakiplere karşı bir avantaj olacağını söyleyebilir miyiz?

Bizim grupta Türkiye ve Yunanistan sınıf olarak her açıdan diğer takımların üstündeler. Ben diğer takımların kalan 2 sıra için savaşacağına inanıyorum. Biz ve Fildişi takımları en az tanınan takımlar, bahsettiğiniz gibi P.Riko ve Rusya da inişli çıkışlı bir hazırlık dönemi geçirdi ve onların da sorunları var. Bu da bizim grubu izlenme açısından bence oldukça cazip kılıyor.

5- Tanjevic ve A Milli Takım fazlasıyla eleştiriyor. Rakipten ziyade bir Türk vatandaşı olarak milli takımımızın son durumunu ve şansını nasıl görüyorsunuz?

Dünya'nın heryerinde antrenörler çok eleştiriliyor . Benim gördüğüm kadarıyla kenetlenmiş bir Türk takımı var. Biz duygusal insanlarız, kendi seyircimiz önünde oynamak çok şeyi değiştirecektir. Bir Türk antrenörü olarak bu turnuvanın Türk Spor Tarihi'ne bir altın sayfa olarak yazılmasını çok isterim. Bence Türk Milli Takımı madalya kapasitesi olan bir takımdır. Gördüğüm kadarıyla teknik kadro da oyunculardan bundan başka bir söylemi kabul edemiyorlar. Bu kararlılık onları başarılı kılacaktır. Çin maçı haricinde her Türk basketbol adamı gibi kalbim onlarla olacak.

Marca'dan Muhteşem Dünya Şampiyonası Fikstürü

0 yorum

Aynı mükemmel fikstürü yaz başındaki dünya kupası için de yapmışlardı. Rulet masası çeklindeki takvimden ayrı ayrı günler,şehirler,takımlar vs ile ilgili saatler ve tarihler yer alıyor. Maçlar oynandıktan sonra da maç haberine skorun üzerinden link veriliyor. Tek kelimeyle muhteşem. Şampiyona bitene kadar, hatta uzun yıllar silinmediği takdirde favorilerde durmayı hakeden bir çalışma. Hem ingilizce, hem de ispanyolca versiyonu olan fikstür burada.

Kavganın Cezaları Açıklandı

2 yorum

Olaylı Yunanistan - Sırbistan maçının ardından cezalar verildi ve neredeyse basında çıkan söylentilerin tamamı doğru çıktı. Fotsis'e yumruk atarak kavganın pimini çeken Teodosic 2 maç, kavgada oldukça aktif rol alıp Borousis'in kafasına sandalye atmasına rağmen "Sandalye atmak doğru bir hareket değildi ama ben sadece arkadaşlarımı savunmaya çalıştım." diyen Krstic 3 maç, Yunanistan tarafında da kavganın öne çıkan isimleri Schortsanitis ve Fotsis de 2'şer maç ceza aldılar. Tabi bunun yanında oyunculara ve federasyonlara verilen komik para cezaları da var.

FIBA'nın geçmişinde birçok eyyam kararı vardı ve yine böyle bir ceza bekleniyordu. Beklentileri de boşa çıkarmadılar. Aslında FIBA'ya yakışan bu cezaların şampiyonada geçerli olmayacağı bir ceza türüydü ama sanırım çok da abartmak istemediler. NBA'de bu tip olayların caydırıcı cezaları, bir daha benzer hadiselerin yaşanmasının önüne geçiyor ama FIBA yaklaşan Dünya Şampiyonası öncesi iki ülkenin de mağdur olmaması, kamuoyunu susturacak bir emziğin ağızlara verilmesi için belli ki titizlikle çalışmış. Gerek Sırbistan, gerekse Yunanistan gruptaki kritik maçlarında oyuncularına kavuşacaklar. FIBA'daki koltuk sahipleri de muhataplarını üzmeden işin içinden çıkmış olacaklar. Nasıl olsa oyuncular da defalarca özür diledi, şampiyona coşkusuyla unutulur gider bu kavga değil mi? Tebrikler FIBA'ya. Bir basketin bile bir ülkenin kaderini değiştirdiği bu tip elemeli turnuvalarda bu eyyam en azından Türkiye adına büyük dezavantaj yaratabilir. Basketbolun tepesinin verdiği kararı görünce Mirsad ve Haislip'e yazık olmuş diyorum sadece. Altı üstü iki yumruk attılar birbirlerine. Benzer bir cezayı vermek yürek isterdi. FIBA korkaklığıyla bir kez daha gönülleri fethetti(!).

26 Ağustos 2010 Perşembe

Takım Tanıtımları - Fransa

0 yorum



Link

Takım Tanıtımları - Litvanya

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - İspanya

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Fildişi Sahili

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Çin

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Rusya

0 yorum


Link

Takım Tanıtımları - Porto Riko

0 yorum


Link

2010 Dünya Şampiyonası Takım Tanıtımları

0 yorum

Aslında bu tanıtımların kendi yorumlarımızla parça parça her takım için yazılı gelmesi gerekiyordu ama malum vakit darlığından mümkün olmadı. FIBA'nın takımlar için hazırladığı tanıtım videoları malesef tek malzememiz olacak. Şampiyonaya iki gün kala takımların buraya nasıl geldiği ve oyuncular,koçlarla ilgili bilgiler bu kısa videolarda mevcut. İmkanlar elverdikçe yarına kadar hepsini koyma arzusundayım. En büyük rakibimiz Yunanistan ile startı verelim.

Yunanistan


Kavganın Cezaları Yarın Belli Olabilir

2 yorum

Sırplar müthiş tedirgin durumda. Krstic bir yandan, Teodosic diğer yandan özür diliyor ama bir yandan da boyunlarını eğmiş gelecek cezayı bekliyorlar. Sırp sitelerine göre karar bugün (perşembe) açıklanabilir. Esas ilginç haber ise Krstic ve Teodosic'e, aynı şekilde Yunan basketbolculara iki maç ceza geleceği ve cezanın Dünya Şampiyonası'nda geçerli olmayacağı şeklindeki söylenti. FIBA tüm isimlerin savunmalarını ve ek olarak söylemek istediklerini dinledi ve kararını görüntüleri de izleyerek verecek. Söylendiği şekilde bir ceza gelirse tam anlamıyla skandal olur. Bizi de yakından ilgilendiriyor bu durum. Hem Fotsis, hem de Schortsanitis'in bizim maçta geçerli olacak şekilde bir ceza alması bizi boyalı bölgede 2-3 adım öne çıkaracaktır. Bakalım kimin lobisi nasıl sonuç verecek.

24 Ağustos 2010 Salı

Litvanya'dan Reklam Kokan Hareketler

7 yorum

Biraz abartı olmuş sanki...

Ömer Onan da Blogger Oldu

0 yorum

Eurolig resmi sitesinin artık klasik hale getirdiği oyuncu bloglarının bu seneki ilk konuğu Ömer Onan oldu. İlk mesajı haliyle Dünya Şampiyonası ile ilgili. Hazırlık döneminden başlayarak geçirdikleri süreci kendi kaleminden bizlere aktarmış. Umarım uzun soluklu olur, sezon içinde de yazmaya devam eder. Okumak isteyenler için yazı burada.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Filistin'de Bir Basketbol Masalı

0 yorum

Ne yalan söyleyeyim kendi insanımız imkansızlıklar içindeyken asla başka bir millete hayati durumlar hariç yardım yapmayı aklımın ucundan bile geçirmem ama Serdar Gürel dostumuz rica edince değinmek istedim. Filistin'in Kadın ve Erkek Milli basketbol takımlarının başında Polonya asıllı Yahudi bir koç olan Ilan Kowalsky var. Aslında bunda bir gariplik olmaması lazım ama bazen spor ve siyaset o kadar içiçe geçiyor ki, sporun evrensel güzelliği ve birçok anlayışın üzerindeki varlığı bu tip farklı durumların altında kalıyor. Masal böyle olsa da tablo onlar için pek pembe değil. Şu anda basketbol oynamak için gerekli her şeye ihtiyaçları var. Bilgiler de Serdar Gürel'in yazdığı bu yazıda mevcut. Ben basketbolla tanışmayan yüzbinlerce çocuğumuz varken buraya tabiki de yardım yapmayacağım ama ilgilenenler için duyuruyu yapmış olalım. Şu dönemde böyle bir masala yardım yaparak farklı amaçlar güdecek birçok işadamı ve siyasetçi mevcut. En azından belki birinin dikkatini çekerse Filistin takımına da dolaylı yoldan katkımız olmuş olur.

Calderon'a Son Dakika Sürprizi

2 yorum

Merakla beklenen İspanya - ABD maçını son hücumu kötü kullanarak kaybeden İspanya için esas kötü haber Calderon'dan geldi. Maçta sakatlanan Jose Calderon şampiyona kadrosundan çıkarıldı ve yerine Scariolo'nun Khimki'den öğrencisi Raul Lopez kadroya dahil edildi. Calderon'un ortaya koyduğu tablonun çok parlak olduğunu söyleyemeyiz ama bana kalırsa Raul Lopez'in de bu İspanya'yı çok fazla yukarıya götürme şansı yok. Elde Rubio ve Sergio Llull varken, hatta zaman zaman Navarro'yu bile o pozisyona çekme şansları varken Raul Lopez işler ciddileşene kadar Rubio'nun dinlenmesine katkıda bulunur diye düşünüyorum. Bu sene takımla çalışmamış olsa da geçen seneden çok farklı bir kadronun olmaması onun için avantaj olacak. İspanya adına dezavantaj görünen durum avantaja dönüşebilir. Olayın en kötü yanı ise uzun süredir takımla kampta olan Calderon'un şampiyonanın başlamasına 5 gün kala kadro dışında kalması. Evlat acısı gibi oturmuştur adamın yüreğine kolay değil.

Turgay Demirel Spormax'ın Konuğu

2 yorum

Şampiyonanın başlamasına 5 gün kala Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel Spormax'in konuğu olacak. Son dönemdeki "İrlanda" çıkışıyla tartışma yaratan Turgay Demirel Volkan Günak'ın hazırladığı, Duygu Özşentürk'ün sunduğu programda soruları yanıtladı. Bugün akşam 18:30'da yayınlanacak röportajın tekrarı yarın 13:00 ve 20:30'da tekrar Spormax'ta olacak. Olası bir başarısızlıkta fırtınalar kopmadan artık son sözler söylenebilir. Açıklamalarda çarpıcı noktalar olursa tekrar değiniriz.

Litvanya Kadrosu Kesinleşti

2 yorum

Hazırlık döneminde inişli çıkışlı bir performans sergileyen Litvanya'da koç Kemzura 12 kişilik kadroyu netleştirdi. Lukauskis ve Eitutavicius kadronun dışında kaldılar. Açıkçası çok da sürpriz bir hamle olmadı. İspanya'ya iki defa farklı mağlup olan, dün de ABD'ye 77-61 yenilen Litvanya grup maçlarıyla beraber sürekli kaliteli takımlarla final niteliğinde maçlar yapacak ve bu maçları tecrübe anlamında kaldırabilecek oyunculara ihtiyaçları var. Son kadro şöyle ; Mantas Kalnietis, Tomas Delininkaitis, Renaldas Seibutis, Martynas Gecevicius, Martynas Pocius, Simas Jasaitis, Jonas Maciulis, Linas Kleiza, Paulius Jankunas, Tadas Klimavicius, Robertas Javtokas ve Martynas Andriuskevicius.

Litvanya için en kritik bölge Lavrinovic kardeşlerin yokluğunda Javtokas - Klimavicius - Jankunas ve genç Andriuskevicius'un performansları olacak. Andriuskevicius'un uzun boyuna rağmen henüz bu seviye için yeterli olmayışı, Klimavicius'un savaşçı yapısı ve eşleşme problemi yaratabilen dış şut avantajına rağmen oyuna ağırlık koyabilecek bir uzun olmayışı, Jankunas'ın berbat geçirdiği bir sezonun ardından hala toparlanamamış oluşu pota altındaki bütün yükü Javtokas'ın omzuna bindiriyor. Haliyle Pocius, Gecevicius, Jasaitis ve Kleiza gibi şutörlere de tabelanın belirlenmesinde büyük sorumluluk getiriyor. Ve tabi Kalnietis'e de artık patlama zorunluluğu... "Çok şey beklenen,potansiyelli ama sıradan oynayan oyun kurucu" statüsünden "Basketbol ekolü Litvanya'nın direksiyonundaki adam" bölümüne atlamak için önünde güzel bir fırsat var. İlk pasta şut atabilen bu kadar kaliteli isim varken asist rakamlarını yükseltip, takımı dengeli oynatacak iyi bir şans var önünde. Denk rakiplerini yenebilecek, güçlü rakiplere karşı çuvallayacak bir takım profili var Litvanya'nın. Kaderlerini kesinlikle pota altı performansları belirleyecek.

Bu arada sezon sonundaki veda yemeğinde "İstanbul'a tekrar Dünya Şampiyonası için dönebilirim." diyen Jasaitis'i de hazır gelmişken burada tutsak hiç fena olmaz diyorum.

20 Ağustos 2010 Cuma

FIBA'dan Kavgaya İlk Tepki

1 yorum

Dünkü olayların en çok konuşulan, merak edilen yanlarından biri de yaklaşan şampiyona öncesi FIBA'nın bu olaylara nasıl bir karşılık vereceğiydi. Videoda ortaya çıkan tablo olayları Teodosic ve Fotsis'in başlattığı, hatta Teodosic'in biraz daha temkinli duruşuna karşılık Fotsis'in olayları alevlendirdiği, arkasından da Krstic'in pusuya yatarak önce Sofo'yu arkasından yumruklayıp, akabinde de demir sandalyeyle eli sargılı Borousis'in kafasını patlattığıydı. Tabi Velickovic, Keselj ve diğer oyuncuların katkılarını da unutmamak lazım. FIBA Genel Sekreteri Patrick Bauman gerekenin yapılacağını ve her türlü önlemin alınacağını söyledi. Gürledi ama yağacak mı göreceğiz. Özellikle Krstic'in cezasız kalması FIBA'nın güvenilirliğini tamamen ortadan kaldırabilir.

Yunanistan - Sırbistan Maçında Kavga

12 yorum

Yunanistan'da düzenlenen ve Sırbistan, Kanada, Slovenya ve evsahibi Yunanistan'ın katılımıyla üç gündür devam eden Akropolis Turnuvası'na gün sonunda turnuvanın bitişiyle beraber değinmeyi planlıyordum. Yunanistan'ın Kanada karşısındaki farklı galibiyeti, aynı Kanada'nın Sırbistan'ı mağlup etmesi ve yine Yunanistan'ın Slovenya'yı farklı geçip form durumuyla herkesi ürkütmesi turnuvanın öne çıkan detaylarıydı. Ama bu akşam yaşananlar tüm bunları gölgede bıraktı. Yunanistan - Sırbistan maçının son iki dakikasında çıkan kavgada ortalık birbirine girdi. Kavgayı Teodosic ve Fotsis'in çıkardığı, daha sonra herkesin katılımıyla büyüdüğü yazılıyor. Henüz videolar düşmediği için net birşey söyleyemiyorum ama Borousis'in de kafası yarılmış. Krstic'in sandalyeyle Borousis'in kafasını patlattığını okudum. Videolar düştükçe ekleriz, herşey netleşir. Şimdilik bulabildiğim resimler..

Ekleme : Video da nihayet düştü..Aynen yazıldığı gibi..


Link







19 Ağustos 2010 Perşembe

Malaga'dan Gövde Gösterisi

1 yorum

1 ve 2 numara geçen sene Malaga'nın en sancılı bölgeleriydi. Özellikle 2 numaralı pozisyonun laneti o formayı giyen herkesi etkiledi. İki güzel hamleyle şimdilik bu sorun kaliteli bir şekilde giderilmişe benziyor. McIntrye ve Tripkovic hem kısa, hem de uzun vadeli transferler. Tripkovic McIntrye'dan kaptıklarıyla uzun süre Malaga'nın liderlik rolünü üstlenebilir. Tabi bunda Reneses'in kulüpteki geleceği de belirleyici faktör olacak. Bir de pota altına adam gibi dominant, oyunun iki yönünü de oynayabilen bir pivot alabilirlerse, ya da Vujosevic gibi kendi uzunlarını yaratabilirlerse eski Malaga'yı tekrar aynı sahnelerde görebiliriz.

Dünya Şampiyonası'nda İki Türk Hakem

2 yorum

Dünya Şampiyonası'nda görev alacak 40 hakem açıklandı. İçlerinde Türkiye'yi temsilen Recep Ankaralı ve Murat Biricik de var. Bu karar sürpriz değil tabi ki, çok önceden isimler belliydi. Hatta iki hakemimizin TBF resmi sitesine aylar önce verdikleri keyifli röportajda da bu konudan çokça bahsettiler. Röportajın tamamı burada, 40 kişilik hakem listesinin tamamı da burada. Recep Ankaralı İstanbul'da, Murat Biricik de kayseri'de ilk tur gruplarında düdük çalacak. Her iki hakemimize de başarılar diliyorum. Umarım yarı finallerde veya finalde kendilerini görürüz.

26-27 Ağustos'ta hakemlerin tamamı toplanacaklar, iki günlük toplantı ve eğitim sürecinin ardından fiziksel teste tabi tutulacaklar. Ayrıca bu şampiyonada ilk defa son saniyede atılacak basketler için monitörden hakemler pozisyonu tekrar izleyip karar verebilecek. Hataların damga vurmadığı bir şampiyona olur inşallah.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...