Gece keyifli bitti. McCalebb komutasındaki Vujosevic ve savaşçıları, Pini Gershon'un generallerini devirerek Paris biletini ayırttı. Daha önce grupta yendikleri Olympiakos ile eşleştiler. Bütün seneye renk kattılar, keyif verdiler. Final Four'un da en renkli takımı ve tribünü olacaklar. O seyircinin karşısında F4 yapmasalardı zaten ayıp olurdu. Şimdi uyku zamanı. Final Four'a 1 aydan fazla süre var. Alttan girer üstten çıkarız o güne kadar. Diğer maçları izleyen arkadaşlar varsa değerlendirmelerini merakla bekliyorum.
2 Nisan 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Sene başında kağıt üzerinde Barca, Real, Pana, Oly f4 tahmini yapmıştım. Lakin şuan Partizan ve Cska var. Partizan bize kağıt üzerinde top oynanmayacağını, mücadele ederek nerelere kadar gelinebileceğini gösterdi. Mevcut kadroyla maksimum performans ve mücadele sergiliyorlar, maçlardan kopmuyorlar. Mental olarak çok ileri düzeydeler bikere, bu onların en büyük artısı. Başlarında da Vujosevic gibi bi şahsiyet olunca çok da şaşırmamak gerekir aslında. Her sene giden oyunculara, transferlere rağmen hep üst düzeydeler. Partizana bacasız sanayi diyip olayı kapatalist boyuta sokmak çok yakışı kalmaz ama spor ,basket onlar için bir yaşam biçimi.
22.000'den fazla basketbolu bilen seyirci ama öyle Nba'de ki gibi melün melün maçı izleyen zengin züppelerden değil, itiraf ediyorum maçı sadece taraftar şovunu görebilmek için izledim, spormax türkçe anlatımda tribünün sesi az geliyordu orjinal dile döndüm, hala etkisindeyim, büyüksün partizan, büyüksün Dule ...
3 çeyrek idare etti durumu Partizan, çok da kasmadı aslında. 3.çeyreğin ortasından sonra bir hamle yaptılar fakat Maccabi çeyrek sonunda buna cevap verebildi. Son çeyreğin başında ise Mccalebb çekti fişi, hem oyunu domine edişi hem de ürettiği 10 sayı ile.
Ben böyle bir şehirde doğmalıymış dedim kendi kendime maçı izlerken. Basketbolu bilen, seven ve bu sevgiyle yaşayan insanlar... Maçta 6 dk oynayan Miloseviç in mücadele hırsını gören var mıydı bilemiyorum.. Kapasitesi çok yüksek olmayan bir oyuncudan 6 dakikada nasıl en yüksek verimi alabilirsiniz sorusunun cevabını Vujoseviçe bırakıyorum. Sanki Efes Pilsen'i izliyormuşum gibi heyecanlandım maçı izlerken...
Bir de, alakasız olucak ama maç sırasında spormax spikerlerin 1995 avrupa şampiyonasını anmaları çok güzeldi. Savaşın ortasındaki iki ülke podyumdaydı... Kukoç ve arkadaşları podyumdan hemen ayrılmışlardı çünkü Sırp oyuncular çetnik işareti yaparak kutluyorlardı şampiyonluğu.. Amerikalı hakem ve Sabonisin ağlayışı... Marciliounis - Djordeviç kapışması... Bunları da hatırlattıkları için sonsuz teşekkürler.
Burda yüzüne bakılmayan Rasiç,Kecman ve Vranes le adamlar Fİnal Four yaptı.Ergin Ataman, Tanjeviç'in bu konuda düşüncelerini çok merak ediyorum.
Bu arada Messina'sız Final Four kötü oldu be.Geçici olarak CSKA'ya dönemez mi acaba :))).
Yorum Gönder