Resmi bir çok başlıkta olduğu gibi yine özellikle seçtim. Aynı kare içinde Barcelona'nın yeni transferi olduğu iddia edilen Rafa Martinez ve onun gelişiyle takımdan ayrılacağı söylenen Basile var. Daha önce Rafa Martinez'in Valencia'dan izin aldığı ve Eurocup Final Four'unda alınan sonuca göre Barcelona ile görüşebileceği konusunda bir yazı okumuştum ama bu blogun mesajı şu ana kadar sessiz kalan Barcelona için en iddalı transfer söylentisi oldu. Avrupa'da başarı için çok net bir formül var: "İyi işler yapan takıma en fazla 2 veya 3 takviye yaparak kadro iskeletini bozmamak". Barcelona da her zaman olduğu gibi uzaklara gitmek yerine yanıbaşındaki büyük marketin nimetlerinden faydalanıyor. Geçen sene Rubio, N'dong ve Mickael'i ACB içinden transfer ettiler ve geldikleri durum ortada. Ayrıca futboldaki hatalardan ders çıkaran bir kulüp olarak basketbolda kadroyu tazeleme çalışmaları olması da gayet doğal. Rafa Martinez bu sezon ligde Barcelona'nın yenildiği iki maçın birinde başroldeydi. Hatırlanacağı üzere son saniye üçlüğüyle Barca'yı yıkmayı başarmıştı. Çok güçlü, savaşçı ve skorer bir oyuncu. O pozisyonda perdeye takılıp Martinez'i kaçıran isim Gianluca Basile idi. Tam bir istikrar abidesi Basile ama yaşı 35 oldu ve sene sonunda kontratı bitiyor. Her ne kadar Avrupa'nın en öldürücü dış atıcılarından biri olsa da savunmada aksaması Barcelona'nın Basile ile kontrat yenilememesindeki temel etken. Basile hala genç görünse de performans olarak yaşının etkilerini yavaş yavaş göstermeye başladı ve Pascual'in de onun yerine takviye arayışına girmesi mantıklı bir sebep olarak görünüyor.
Barcelona ile adı geçen bir diğer oyuncu da Matt Nielsen. Rafa Martinez - Basile kıyası gibi Nielsen'in yerine düşünüldüğü isim Terrence Morris de karşılaştırma yapıldığında benzer özelliklere sahip. Yani Pascual mantığında düşününce gönderilmesi düşünülen isimlerin yerine çok benzer tipte oyuncular seçilmiş. Tabi söylentiler ışığında. Ama Rafa Martinez'deki verimli düşünce bu kıyas için geçerli değil. Rafa Martinez Basile'den daha genç, diri, formda ve güçlü. Nielsen ise Morris'ten daha yaşlı. Üstelik Morris'in bu seneki "kader değiştiren" performansı göz önüne alınınca Pascual'in Morris'ten vazgeçme ihtimali bana pek mantıklı gelmedi. Arkasında başka sebepler var mı bilmiyorum ama Morris'ten vazgeçerek Nielsen'i alma düşüncesi bana pek uygulanabilir bir söylenti olarak gelmedi. Yine de ilerleyen zamanda gelişmeleri beklemekte fayda var.
Barcelona'nın en taze ama bana göre en önemli girişimi ise Nemanja Bjelica konusunda. Genç yıldızın transferi için Barcelona'nın girişimi olduğu son günlerde sıkça yazılmaya başlandı. Bjelica daha önce Benetton ve Repesa ile ilgili haberler çıktığında sene sonuna kadar Kızılyıldız'da kalacağını, görüşmelere sezon bittiğinde başlayacağını açıklamıştı. Kızılyıldız'ın iflas eşiğinde yaşadığı kriz de 1 yıllık kontratı bulunan Bjelica'nın satılması önündeki bütün engelleri kaldırıyor. Bjelica sezon sonunda kontratındaki opsiyonla başka bir takıma gidecek orası kesin ama bu NBA mi olur yoksa İspanya ve İtalya gibi Avrupa ligleri mi olur orası henüz net değil. Zaten menajeri Tanjevic de hemen hemen aynı şeyleri söyleyip Bjelica'nın yazın NBA draftlarına gireceğini, durumunun ondan sonra şekilleneceğini bugün Sırp basınına söyledi. Tabi bunu söylerken de Barca'nın ilgisini doğruladı. Esasen 3 - 4 numara oynayan Bjelica 1 - 2 numaraları oynamakta da zorlanmıyor. Saha görüşü, pas yeteneği, top kullanma kabiliyeti, dripplingi, dış atışı , ribaundu vs kısacası basketbolun hemen hemen her yönünde önemli bir yetenek Bjelica. Çok atletik ve biraz da ince olduğu için 2.09 boyuyla çok rahat eşleşme problemi yaratıp hem dışarıdan hem de postup oynayabiliyor. 22 yaşında olduğu için kariyerinin en parlak dönemi öncesi çok iyi bir seçim yapmak zorunda. Ya Teodosic gibi yeteneklerini zirveye çıkaracak bir kadroya gidecek ya da Velickovic gibi gerektiğinde rotasyonun en altına düşme riskini alacak. Bjelica'nın kafasındaki birinci opsiyonun NBA olduğunu tahmin etmek zor değil ancak Avrupa'da kalırsa gerçekten damga vuracak bir oyuncu olabilir. Özellikleri itibariyle Hidayet'i andırdığını söylersem kendisini izlememiş olanlara da bir nebze tarif etmiş olabilirim sanırım. Bana kalırsa gitmesi gereken ilk takım Barcelona, son takım da Real Madrid olmalıdır. Benetton'da mutlaka daha fazla forma şansı bulacaktır ama hem onun gelişimi ve vitrini açısından, hem de bizlerin izleyebilme imkanı olarak inşallah Barcelona'ya gitmesini istiyorum. Bir dönem Bjelica'nın Bogdan Tanjevic tarafından listeye alındığını da unutmadan ekleyelim. İspanya'da transfer sezonu müthiş hareketlenmiş durumda. Resmi açıklama oldukça yine güncelleme yaparız.
Barcelona ile adı geçen bir diğer oyuncu da Matt Nielsen. Rafa Martinez - Basile kıyası gibi Nielsen'in yerine düşünüldüğü isim Terrence Morris de karşılaştırma yapıldığında benzer özelliklere sahip. Yani Pascual mantığında düşününce gönderilmesi düşünülen isimlerin yerine çok benzer tipte oyuncular seçilmiş. Tabi söylentiler ışığında. Ama Rafa Martinez'deki verimli düşünce bu kıyas için geçerli değil. Rafa Martinez Basile'den daha genç, diri, formda ve güçlü. Nielsen ise Morris'ten daha yaşlı. Üstelik Morris'in bu seneki "kader değiştiren" performansı göz önüne alınınca Pascual'in Morris'ten vazgeçme ihtimali bana pek mantıklı gelmedi. Arkasında başka sebepler var mı bilmiyorum ama Morris'ten vazgeçerek Nielsen'i alma düşüncesi bana pek uygulanabilir bir söylenti olarak gelmedi. Yine de ilerleyen zamanda gelişmeleri beklemekte fayda var.
Barcelona'nın en taze ama bana göre en önemli girişimi ise Nemanja Bjelica konusunda. Genç yıldızın transferi için Barcelona'nın girişimi olduğu son günlerde sıkça yazılmaya başlandı. Bjelica daha önce Benetton ve Repesa ile ilgili haberler çıktığında sene sonuna kadar Kızılyıldız'da kalacağını, görüşmelere sezon bittiğinde başlayacağını açıklamıştı. Kızılyıldız'ın iflas eşiğinde yaşadığı kriz de 1 yıllık kontratı bulunan Bjelica'nın satılması önündeki bütün engelleri kaldırıyor. Bjelica sezon sonunda kontratındaki opsiyonla başka bir takıma gidecek orası kesin ama bu NBA mi olur yoksa İspanya ve İtalya gibi Avrupa ligleri mi olur orası henüz net değil. Zaten menajeri Tanjevic de hemen hemen aynı şeyleri söyleyip Bjelica'nın yazın NBA draftlarına gireceğini, durumunun ondan sonra şekilleneceğini bugün Sırp basınına söyledi. Tabi bunu söylerken de Barca'nın ilgisini doğruladı. Esasen 3 - 4 numara oynayan Bjelica 1 - 2 numaraları oynamakta da zorlanmıyor. Saha görüşü, pas yeteneği, top kullanma kabiliyeti, dripplingi, dış atışı , ribaundu vs kısacası basketbolun hemen hemen her yönünde önemli bir yetenek Bjelica. Çok atletik ve biraz da ince olduğu için 2.09 boyuyla çok rahat eşleşme problemi yaratıp hem dışarıdan hem de postup oynayabiliyor. 22 yaşında olduğu için kariyerinin en parlak dönemi öncesi çok iyi bir seçim yapmak zorunda. Ya Teodosic gibi yeteneklerini zirveye çıkaracak bir kadroya gidecek ya da Velickovic gibi gerektiğinde rotasyonun en altına düşme riskini alacak. Bjelica'nın kafasındaki birinci opsiyonun NBA olduğunu tahmin etmek zor değil ancak Avrupa'da kalırsa gerçekten damga vuracak bir oyuncu olabilir. Özellikleri itibariyle Hidayet'i andırdığını söylersem kendisini izlememiş olanlara da bir nebze tarif etmiş olabilirim sanırım. Bana kalırsa gitmesi gereken ilk takım Barcelona, son takım da Real Madrid olmalıdır. Benetton'da mutlaka daha fazla forma şansı bulacaktır ama hem onun gelişimi ve vitrini açısından, hem de bizlerin izleyebilme imkanı olarak inşallah Barcelona'ya gitmesini istiyorum. Bir dönem Bjelica'nın Bogdan Tanjevic tarafından listeye alındığını da unutmadan ekleyelim. İspanya'da transfer sezonu müthiş hareketlenmiş durumda. Resmi açıklama oldukça yine güncelleme yaparız.
4 yorum:
buradaki telekom-kızılyıldız maçında izlediğim kadarıyla bjelica gerçekten müthiş oyuncu. umarım kendisini geliştirmeye devam eder.
Messina konusunda biraz ukalalik ediyorsun. Bu adam Kinder'den sonra Benetton'da Tau'dan playoff serisinde kendi evinde 40 fark yemisti. Sonra geldi CSKA'yla 4 senede 2.75 (Siskauskas) Euroleague kazandi.
Bullock'u kullanmadigindan dem vuruyorsun. Kinder'de Rigaudeau-Danilovic-Sconochini vardi once, sonra Jaric-Ginobili-Rigaudeau oldu, Benetton'da once Edney-Langdon-Pittis sonra Bulleri-Garnett-Soragna oldu 1-2-3 starterlari. Ortak ozellik nedir? 1 organizator, 1 sutor(skorerliginden once nokta sutor), 1 savunmaci.
Peki Real'de bunlara sahip mi? Organizator Prigioni (zaman zaman Jaric), sutor Bullock, Llull, Kaukenas, savunmaci Hansen, Jaric( NBA'de ust tarafi baya kalinlasmis).
Sorun nerde peki?
1) Yeni bir Smodis bulamamasinda. Cok net. Garbajosa Benetton'da Messina'nin geldiginde cok isleyen ve fazla oynama yapmadigi, cok tempolu, erken hucuma dayanan duzeninin oyuncusuydu. Hele Nicola-Garbajosa oynadi mi kabus oluyorlardi rakip icin. Simdi buradaki sert savunma-efektif yari saha hucumu (Messina'nin Benetton disinda yillardir oynattigi duzen) sisteminde daha bir yavaslamis ayaklariyla net siritiyor.
Reyes'in oyun zekasinin yetersizligi Messina duzeninde aciga cikti bence.
2) Messina'nin hucumlari CSKA'daki son doneminde neredeyse tamamen post-uplara dayanmisti. Lorbek ve Smodis bu konuda uzmanlardi. Siskauskas'in post up yaptigi bir seti bile zaman zaman kullaniyordu.
Gel gelelim bu takimda kimin post-upina Lorbek ve Smodis kadar guvenirsin. Bir tek Tomic. Plaza donemindeki Reyes de asagi yukari bu kategorideydi ama sakatlik onu baya geriye goturmus.
Lavrinovic'in salakliklarina ve yedigi fircalara hic girmiyorum. Vazquez'in uzerinden hic bir fake kullanmadan sol hook atmaya calisan bir adam neticede. Ondan Smodis olamayacagini soyleyen bir yorum vardi bir yerlerde. http://www.sports.ru/tribuna/blogs/messina/ Buradaki yazilardan birinde bir yerlerde Lavrinovic'i Andersen rolu icin aldigini soyluyor Messina. O yuzden de yuzu donuk oyununa agirlik verdi onun.
Velickovic'i 3e cekerek iflas bayragi cekti demissin. Velickovic'e yeni Smodis yakistirmasi daha uygun, belki bu yuzden boyle dusundun. Ama Smodis'ten cok Khryapa rolunde kullaniyor Messina onu. Kullanmak da zorunda cunku futboldaki Raul benzeri Reyes var orada. Kesip atmak kolay degil. Ve Velickovic'in 3 oynadigi dakikalarla CSKA'da Khryapa'nin 3 oynadigi dakikalari karsilastirirsan ayni setin oynandigini gorebilirsin. Orada Dasic'i denedi, ancak ne post up yapabildi adam, ne de topu yere vuran 3 numaralari tutabildi. Aldigi 3-5 dkydi zaten.
Sen de herifi sevdigin icin, basarisizligina kizdigin icin elestiriyorsun tahmin ediyorum.
Bence duzen ne zaman oturacak biliyor musun. Velickovic iyice kasarlanip, kalinlasip, post-upini gelistirip Smodis ayarina geldiginde ve Llull biraz daha dominant bir rol alacak duzeye geldiginde, Turk basini tabiriyle isler Llull-Velickovic A.S. seklinde yurumeye basladiginda oturacak. Prigioni- Llull-Almond-Velickovic-Tomic gibi bir 5 kafamdaki. Prigioni haric 86, 87 dogumlu hepsi.
Bir ihtimal daha var o da Splitter'i almasi. Cunku guvenilir post-up oyuncusu lazim adama. O zaman Velickovic-Splitter-Tomic yapar ki Velickovic'i bireysel idmanlarda Smodis degil de Khryapa tarzi oynamak uzere calistirmasi anlamina gelir bu. A.S. deki rolu de Splitter alir. Bakalim, yazin gorecegiz.
Bence almasi gereken bir adam daha var o da Dario Saric. Bodiroga'nin genclesip sahalara donmus hali.
Messina'nin er ya da gec bu takimi "Kinder dominasyonu" yapar hale getirdigini gorecegiz, bunda hemfikiriz sanirim.
"Ukalalık" kısmı hariç güzel yazı için teşekkür ederim, asla öyle bir üslubum olmadı çünkü. Olan da çarpılır. Böyle bir incelemenin bir basketbolseverden çok daha farklı bir rolden kaynaklandığını düşündüğümü de söylemeden geçmeyeyim :)
Sevgili Ettore, enfes bi değerlendirme yapmışsınız. Eurolig finalini izler kadar keyif aldım yazıyı okurken. Sizden basketbol adına öğreneceğim çok şey olduğuna eminim. Eğer uygun görürseniz bir şekilde temasa geçmek isterim sizinle. carter15_6@hotmail.com
Yorum Gönder