Geçen gün federasyonun resmi sitesinde bir röportaj yayınlandı, mimar Sevil Pişkin tarafından yapılmıştı. Tam bu röportaj için birkaç cümle eleştiri yazacaktım ki bugün aynı sitede Boxer dergisinden Pınar İlik'in yaptığı röportaj yayınlandı. İkisinden de ufak bölümler koyacağım fark gayet güzel ortaya çıkacak.
Sevil Pişkin röportajı ;
S.P: Bence doğru yolda. Ona bu kadar güvenmeniz ve sonunda haklı konuma gelmeniz, bazılarının işine gelmemiştir. Bence fazla sevilmemek ayrıcalıktır. Siz de bir başkan olarak ayrıcalıklı ve ulaşılmaz olun. Buna ihtiyacımız var.
T.D: Yorum yok.
......
S.P: Başkanım teşekkür ederim. Çok keyifli, içten bir sohbet oldu. Şu an içtenlikle şunu söylemek istiyorum: “Acaba Turgay Demirel bir dönem daha başkanlık görevine devam etse mi?” Ama bu, herhalde size hak ettiğiniz kariyeriniz için haksızlık olur. Her şey için teşekkürler. Yolunuz açık ve sevgi dolu olsun.
Boxer röportajı ;
P.İ : Galatasaray yeniden yapılanmaya girerken göreve Nur Gencer'i getirdi ve bir hafta sonra da geri aldı. O da bunun sizinle arasındaki sorunlardan kaynaklandığını iddia etti. Nedir aranızdaki problem?
T.D: Benim basketbola zarar veren, ahlak dışı işler yapan herkesle sorunlarım oluyor. Şimdi detaya girip saatlerce anlatmak istemiyorum ama pek çok hukuk, ahlak dışı işler yapıldığı için böyle. Ama ne Galatasaray'ın bu süreci yönetmesinde, ne de seçiminde benim bir dahlim olmadı. O kulübün kendi iç tasarrufu, benle de alakalı değil. Bunda basm da tek taraflı olarak yanlış değerlendirmeler yaptı. Spekülasyon, polemik için böyle haberler çıkü ama konunun benle bir ilgisi yok.
......
P.İ: Euroleague'de düdüklerin de yanlı olduğu söylendi. Sizin başkan olarak Olympiakos-Efes Pilsen maçını takip etmemenizin hakemleri de rahatlattığı ve aleyhte düdükler çaldıkları iddia edildi.
T.D: Ne yapacaktım, kalkıp tribünden "Dikkatli çalın" diye mi bağıracaktım. Bu çok büyük bir saçmalık. 10 bin kişilik salonda hakemlerin tribüne bakıp, başkanın olup olmamasına göre düdük çalması imkânsız. Ama zaman zaman hakemlerin kararlarında hatalar olabilir. Neresi hata, neresi art niyet bunu ayırt etmek lazım.
Boxer dergisinden Pınar İlik'in röportajının tamamı burada, Sevil Pişkin röportajının tamamı da burada. Okuyun aradaki farkı siz söyleyin. Bir insanın ofisinde röportaj yapacaksınız diye illa "Padişahım çok yaşa" mı demek gerekiyor? Basketbol ile ilgili konuşmak, bazı şeyleri cesurca sormak bu kadar zor mu? Ki buraya yazmadığım Kerem Gönlüm olayıyla ilgili, Galasataray Cafe Crown olayıyla ilgili de bir sürü önemli açıklama var "gerçek" röportajda. 4 gün içinde aynı sitede iki farklı röportaj, iki farklı zihniyet. Bir tarafı hayretle okuyor, diğer tarafı gönülden tebrik ediyorum.
Sevil Pişkin röportajı ;
S.P: Bence doğru yolda. Ona bu kadar güvenmeniz ve sonunda haklı konuma gelmeniz, bazılarının işine gelmemiştir. Bence fazla sevilmemek ayrıcalıktır. Siz de bir başkan olarak ayrıcalıklı ve ulaşılmaz olun. Buna ihtiyacımız var.
T.D: Yorum yok.
......
S.P: Başkanım teşekkür ederim. Çok keyifli, içten bir sohbet oldu. Şu an içtenlikle şunu söylemek istiyorum: “Acaba Turgay Demirel bir dönem daha başkanlık görevine devam etse mi?” Ama bu, herhalde size hak ettiğiniz kariyeriniz için haksızlık olur. Her şey için teşekkürler. Yolunuz açık ve sevgi dolu olsun.
Boxer röportajı ;
P.İ : Galatasaray yeniden yapılanmaya girerken göreve Nur Gencer'i getirdi ve bir hafta sonra da geri aldı. O da bunun sizinle arasındaki sorunlardan kaynaklandığını iddia etti. Nedir aranızdaki problem?
T.D: Benim basketbola zarar veren, ahlak dışı işler yapan herkesle sorunlarım oluyor. Şimdi detaya girip saatlerce anlatmak istemiyorum ama pek çok hukuk, ahlak dışı işler yapıldığı için böyle. Ama ne Galatasaray'ın bu süreci yönetmesinde, ne de seçiminde benim bir dahlim olmadı. O kulübün kendi iç tasarrufu, benle de alakalı değil. Bunda basm da tek taraflı olarak yanlış değerlendirmeler yaptı. Spekülasyon, polemik için böyle haberler çıkü ama konunun benle bir ilgisi yok.
......
P.İ: Euroleague'de düdüklerin de yanlı olduğu söylendi. Sizin başkan olarak Olympiakos-Efes Pilsen maçını takip etmemenizin hakemleri de rahatlattığı ve aleyhte düdükler çaldıkları iddia edildi.
T.D: Ne yapacaktım, kalkıp tribünden "Dikkatli çalın" diye mi bağıracaktım. Bu çok büyük bir saçmalık. 10 bin kişilik salonda hakemlerin tribüne bakıp, başkanın olup olmamasına göre düdük çalması imkânsız. Ama zaman zaman hakemlerin kararlarında hatalar olabilir. Neresi hata, neresi art niyet bunu ayırt etmek lazım.
Boxer dergisinden Pınar İlik'in röportajının tamamı burada, Sevil Pişkin röportajının tamamı da burada. Okuyun aradaki farkı siz söyleyin. Bir insanın ofisinde röportaj yapacaksınız diye illa "Padişahım çok yaşa" mı demek gerekiyor? Basketbol ile ilgili konuşmak, bazı şeyleri cesurca sormak bu kadar zor mu? Ki buraya yazmadığım Kerem Gönlüm olayıyla ilgili, Galasataray Cafe Crown olayıyla ilgili de bir sürü önemli açıklama var "gerçek" röportajda. 4 gün içinde aynı sitede iki farklı röportaj, iki farklı zihniyet. Bir tarafı hayretle okuyor, diğer tarafı gönülden tebrik ediyorum.
2 yorum:
maliano...
boxer röportajının öne çıkarılması gereken bir soru ve cevabı daha vardı ama muhtemel bir önceki röportaj ile eşleşmediğinden bu posta dahil etmedin...
Yorum Gönder