Türkiye'nin en güneyinden İstanbul'a uçarken havada düşündüğüm şey bir rüyanın bugün sona erip ermeyeceğiydi. Polonya'da da mükemmel başlayıp bizi moda sokan milli takım kaderini değiştiren iki atışla bir anda tepetaklak olmuştu. Bir tanesiyle hesabı grupta kesmiştik ama Slovenya bugüne kadar oynadığımız rakipler içinde en düzenli ve en etkili olanlardan biriydi. Salona girip oturduğumda hava atışı henüz yapılıyordu. (Bu arada o basın izdihamında oturacak tek bir yer yokken benimle sandalyesini paylaşan İsmail Şenol ve Caner Eler'e de bir kez de buradan teşekkür ederim.) İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Benim de iki mesaj aşağıda yer alan değerlendirmem dahil herşeyi kaldırıp çöpe atma vaktiydi. Herkes gibi biz de milli takımın inanılmaz şut yüzdesinin coşkusunu yaşıyorduk. Bir önceki çeyrek final maçının Teodosic'in son saniyelerdeki üçlüğüyle belirlendiğini söylediklerinde bizim maçın ne kadar farklı olduğu da ortaya çıkıyordu. Zaman zaman kontrolden çıksak da yine mükemmel savunma yaptık. Rakibin yeteneğini ortaya çıkaracak alan savunmamızdan uzak durduk ve hücumda olağanüstü oynayarak maçı kopardık. Bu tip geceler öyle çok sık yaşanmaz. Çok şükür ki biz bunu çeyrek final akşamında yaşadık ve son dörde kaldık. Türkiye için her şampiyonada hedef şampiyonluktur. Genelde abartı bir hedef olsa da her zaman turnuva başlamadan bulutların üzerinde uçarız. Ama bu sefer hayal değil, rüya değil. Önümüzde ekol sahibi, hırslı ve mücadeleci Sırbistan var. Bizim maçtan hemen önce İspanya'yı 92-89 yenerek Polonya'nın da rövanşını alan Sırbistan. Ama insan şu maçtaki hırsı görünce, bir de maç sonu coşkusunu, koridorlardaki heyecanı canlı gözle görünce hiç korkmuyor. Yürüyün aslan parçaları ! Madalya sizi bekliyor. Maçın detaylı istatistikleri burada.
TÜRKİYE (95): Cenk Akyol 2, Sinan Güler 12 (2 ribaund), Barış Ermiş (1 ribaund- 1 asist), Ömer Onan 10 (2 asist), Ersan İlyasova 19 (5 ribaund- 1 asist), Semih Erden 6 (5 ribaund- 3 asist), Kerem Tunçeri 10 (1 ribaund- 4 asist), Oğuz Savaş 8 (3 ribaund- 1 asist), Kerem Gönlüm 4 (2 ribaund), Ender Arslan 5 (5 asist), Ömer Aşık 9 (5 ribaund), Hidayet Türkoğlu 10 (4 ribaund- 7 asist)
SLOVENYA (68): Uros Slokar 10 (4 ribaund- 1 asist), Jaka Lakovic 8 (1 ribaund- 2 asist), Hasan Rizvic (1 ribaund), Sani Becirovic 16 (4 ribaund- 6 asist), Samo Udrih, Bostjan Nachbar 16 (3 ribaund), Goran Dragic 5 (2 ribaund- 2 asist), Goran Jagodnik, Miha Zupan 3 (1 ribaund), Gasper Vidmar (4 ribaund), Primoz Brezec 10 (5 ribaund)
3 yorum:
Dün salonda ilk yarı üçlük yüzdemizden sonra kendime çimdik attım inanmak için. Küçük yaşlarda Sabonis i Marchuniadis, Tichanenko yu Drazan Petroviç i ekranlarda izleyerek zehirlenen biri olarak en büyük hayallerimden biri Dünya şampiyonasını finalini izleyebilmekti. Bu hayalim gerçekleşmek üzere ve üstelik finalistlerden birinin benim milli takımım olma ihtimali var. Hiç olmadı 3. lük 4. lük oynayacaz. Ama bu motivasyonu görünce buna ihtimal bile vermiyorum. Şu an rüyada gibiyim. Yok hiç yıldız gelmemiş yok diğer takımlar kuvvetsizmiş hepsi hikaye. Dünya Şampiyonası Dünya şampiyonasıdır. İleride kimse yok şu gelmedi,yok falanca gelmedi ona bakmaz. Finalde ismi yazılan takımlara bakılır. Basın ve basketbol camiası-büyük bir bölümü- Tanjeviç e özür borçludur. Ben kendi adıma Hidayet'ten özür diliyorum. Saygılarımla Ertan Ürkmez
açıkçası slovenya'nın problem olabileceğini düşünüyodum ancak 15. dakikada maç bitti.
madalya falan beklemiyoruz. kupayı istiyoruz nokta!!
şu madalya söylemi beni rahatsız ediyor. buraya kadar gelmişsin, oynadığın basketbol, hırs, inanç, mücadele, taraftar desteği hatta koca bir ülkenin coşkusu, özlemi!!!
bu coşmui gelen şelalenin önünde hiçbir güç duramaz artık! kupa dışında da hiçbirşey kesmez. finali hedefliyoruz, madalya bekliyoruz tarzı açıklamalar hedef küçültmektir. oyuncuşların heyecanı ve arzusu bitmesin!
önce çetnik sırpları sonra da ukala usa'yı devirip kupayı bileğimizin hakkıyla alacağız.
ötesi yok...
Yorum Gönder