İspanya bunu hep yapıyor demek için erken ama şu an için aynı Polonya gibi yükseliş trendine girmeye aday olduklarını söylemek yanlış olmaz. Kötü başlayan İzmir grubunda biraz da şansla yerleştikleri ikincilik koltuğunda kendilerinden Jerry gibi kaçan Yunanistan'ı Tom misali yine yakaladılar ve yine eli boş gönderdiler. Çeyrek finale yükselen ikinci takım oldular. Yunanistan'ın ikinci yarı yakaladığı müthiş şut yüzdesine karşılık veremeseler belki komşu kaçıp kurtulacaktı ama İspanya takımını maç içinde düşürmek çok zor. Geniş rotasyonda bir yolunu bulup mutlaka maça tutunuyorlar. Gasol olmamasına rağmen her oyun şekline ve rakip hamlesine uygun, oldukça ideal 12 kişilik kadroları var. Esas olarak ise açık alanda, tempoyla etkili oldular ve dar kadroyla maçı bitiren Yunanistan'ı enerjileriyle bitirdiler.
Kazlauskas'ın önce Rusya maçında yaptıkları, dün de 4 oyuncuya 32 dakikanın üzerinde süre vermesi çaresizlik örneğiydi. Yunanistan'ın hesap yapması normal karşılanabilir, bunu profesyonellikle aynı çizgide yorumlayanlar olabilir ancak bana göre Yunanistan gibi bir basketbol ülkesinin, çok daha güçlü ABD'yi yenmiş bir Yunanistan'ın rakiplerinden kaçması kabul edilemez. Nitekim kaçamadılar ve yine kaderlerine razı oldular. Üstelik bu kadar üst düzey mücadelenin olduğu bir maçta Diamantidis'i 38 dakika, Spanoulis'i 36 dakika, Zisis'i de 35 dakika oynatmak ürkütücü bir tablo. Kazlauskas topa hükmetmek istemiş olabilir ancak her gün maç oynanan bir tempoda oyunculara bu kadar yüklenmek "İspanya'yı bir şekilde geçelim de sonrası ne olursa olsun" mantığından başka bir şey değildir. Yeri geldiğinde Tsartsaris'i 5 numaraya çekip Gasol'a karşı dış şut, Vazquez'e karşı fizik avantajını kullanabilirdi. Printezis'in ofansif gücünden, Kaimakoglou'nun farklı özelliklerinden de faydalanabilirdi ama o bunu seçmedi. Maçın sonunda da takımının parça parça dökülmesini izlemekten başka şansı kalmadı. Yunanistan için hazırlık döneminde mükemmel giden ama turnuvayla beraber felakete dönüşen bir yaz oldu. Maçın bitimiyle beraber Yunan basını da Kazlauskas'a yüklenmeye başladı. Kazlauskas'ın kontratı bu turnuvayla beraber sona erdi. Yenileneceğini de pek sanmıyorum.
İSPANYA (80): Rudy Fernandez 14 (2 ribaund), Ricky Rubio 6 (2 ribaund- 6 asist), Juan Carlos Navarro 22 (1 ribaund- 1 asist), Raul Lopez 5 (1 ribaund- 3 asist), Felipe Reyes 6 (10 ribaund- 1 asist), Fran Vazquez 6 (7 ribaund), Sergio Llull 9, Marc Gasol 4 (2 ribaund- 1 asist), Alex Mumbru 3 (2 ribaund), Jorge Garbajosa 5 (1 ribaund)
YUNANİSTAN (72): Ioannis Bourousis 2 (4 ribaund), Nikolaos Zisis 16 (4 ribaund- 1 asist), Vasileios Spanoulis 12 (2 ribaund- 3 asist), Nick Calathes 1, Antonios Fotsis 12 (7 ribaund),Efstratios Perperoglou (1 asist), Konstantinos Tsartsaris (1 asist), Dimitrios Diamantidis 16 (4 ribaund- 2 asist), Sofoklis Schortsanitis 13 (4 ribaund- 1 asist)
Kazlauskas'ın önce Rusya maçında yaptıkları, dün de 4 oyuncuya 32 dakikanın üzerinde süre vermesi çaresizlik örneğiydi. Yunanistan'ın hesap yapması normal karşılanabilir, bunu profesyonellikle aynı çizgide yorumlayanlar olabilir ancak bana göre Yunanistan gibi bir basketbol ülkesinin, çok daha güçlü ABD'yi yenmiş bir Yunanistan'ın rakiplerinden kaçması kabul edilemez. Nitekim kaçamadılar ve yine kaderlerine razı oldular. Üstelik bu kadar üst düzey mücadelenin olduğu bir maçta Diamantidis'i 38 dakika, Spanoulis'i 36 dakika, Zisis'i de 35 dakika oynatmak ürkütücü bir tablo. Kazlauskas topa hükmetmek istemiş olabilir ancak her gün maç oynanan bir tempoda oyunculara bu kadar yüklenmek "İspanya'yı bir şekilde geçelim de sonrası ne olursa olsun" mantığından başka bir şey değildir. Yeri geldiğinde Tsartsaris'i 5 numaraya çekip Gasol'a karşı dış şut, Vazquez'e karşı fizik avantajını kullanabilirdi. Printezis'in ofansif gücünden, Kaimakoglou'nun farklı özelliklerinden de faydalanabilirdi ama o bunu seçmedi. Maçın sonunda da takımının parça parça dökülmesini izlemekten başka şansı kalmadı. Yunanistan için hazırlık döneminde mükemmel giden ama turnuvayla beraber felakete dönüşen bir yaz oldu. Maçın bitimiyle beraber Yunan basını da Kazlauskas'a yüklenmeye başladı. Kazlauskas'ın kontratı bu turnuvayla beraber sona erdi. Yenileneceğini de pek sanmıyorum.
İSPANYA (80): Rudy Fernandez 14 (2 ribaund), Ricky Rubio 6 (2 ribaund- 6 asist), Juan Carlos Navarro 22 (1 ribaund- 1 asist), Raul Lopez 5 (1 ribaund- 3 asist), Felipe Reyes 6 (10 ribaund- 1 asist), Fran Vazquez 6 (7 ribaund), Sergio Llull 9, Marc Gasol 4 (2 ribaund- 1 asist), Alex Mumbru 3 (2 ribaund), Jorge Garbajosa 5 (1 ribaund)
YUNANİSTAN (72): Ioannis Bourousis 2 (4 ribaund), Nikolaos Zisis 16 (4 ribaund- 1 asist), Vasileios Spanoulis 12 (2 ribaund- 3 asist), Nick Calathes 1, Antonios Fotsis 12 (7 ribaund),Efstratios Perperoglou (1 asist), Konstantinos Tsartsaris (1 asist), Dimitrios Diamantidis 16 (4 ribaund- 2 asist), Sofoklis Schortsanitis 13 (4 ribaund- 1 asist)
4 yorum:
ispanya futbolda da basketbolda da gruplarda hem rehavet içinde oynayıp,sonradan toparlayan bir yapıya sahip.2008 olimpiyatlarında da 2009 avrupa şampiyonasında da hatta futboldaki 2010 dünya kupasında aynı şeyi gördük.ama gruplarda ders niteliğindeki bir kaç yenilgiden sonra inanılmaz bir yükseliş trendine geçip finale kadar gidebiliyorlar.bana göre ispanya sırbistan'ı da rahat geçer.umarım yarı finalde de bizle eşleşirler:)
Bence yunanistan bu maçta bu kadar dar rotasyonla oynamak zorunda değildi. Zaten ispanya gibi 10 kişiyle oynayan bir takımı 6 kişiyle yenemezsiniz. calathes, tsartsaris ve perperoglu çok az oynadı. sanıyorum printezis(son saniyeleri saymıyorum) ve kaimakoglu hiç oynamadı. aslında gayet rotasyonda yer alabilecek oyuncular.
Yorumlara katılıyorum, Spanoulis de iyi bir gününde değildi üstelik. Ayrıca Fran Vazquez de Marc Gasol'ün kötü oynadığı maçta iyi performans gösterdi. İspanya çok komple bir takım. Pau da olsaydı kesin şampiyonlar derdim şahsen.
İspanya turnuva takımı olduğunu bir kez daha gösterdi. Ertan Ürkmez
Yorum Gönder