Haftanın önemli sürprizlerinden biri Fernando Buesa Arena'daydı. Bu sene güzel şeyler yapacağının işaretini sene başı hamleleriyle gösteren Zalgiris bu sonuçla grupta 3. galibiyetine ulaşmakla kalmadı, zirve için de altın değerinde bir adım attı. Zaferin anahtarı kesinlikle ribauntlardaki 43-21 üstünlükleri. Öyle ki Kalnietis'in (4) Barac'tan (3) fazla, Teletovic (4) ile aynı ribaundu alması akıl alır gibi değil. Keza kırılgan dediğimiz Jankunas'ın 13 ribaundu da aynı şekilde. Pota altında Travis Watson'ın 11 sayı, 7 ribauntluk oyunu maçın başında Zalgiris'in ağırlığını koymasını sağlarken, Pocius 16, Begic 18, Kalnietis 14 ve Jankunas 12 sayıyla hücumda Zalgiris'in etkili isimleri oldular. Aslında Caja Laboral top kayıplarında 16-7 avantajlı olsa da, pota altını bir türlü savunamamaları sonlarını hazırladı. Rancik 24 sayıyla hücumda istekleri karşılasa da, savunmada Barac'ın katetmesi gereken uzun bir yol olduğunu bu maçta da tekrar anladık. San Emeterio'nun 22 dakikada 5 faul alıp, sadece 5 sayıda kalması kritik mağlubiyetin kilit noktalarından biri.
Partizan deplasmandaki ilk galibiyetini Gdynia'da alarak toparlamış gözüküyor. Pota altına alınan Nathan Jawai uyum sürecini atlatırken, guard Oliver Lafayette ise Avrupa basketboluna giderek uyum sağlıyor. Bunların ışığında Partizan belki geçen sene gösterdiği efsanevi performansın altında kalacak ama tünelin sonu karanlık değil. Yine de bu maçta son 3 dakikaya kadar skorda denge sürerken James Gist, Nathan Jawai ve Dusan Kecman'ın hücum performansları ve savunma biararaya gelince buradan galibiyeti çıkardılar. Prokom'da ilk oynadığı maçlarda spektaküler oyunu ve istatistik kağıdının her alanını dolduran performansıyla öne çıkan JR Giddens bu maçta kenardan geldi ve etkisiz oldu. Bobby Brown'ın 16 ve Ratko Varda'nın 14 sayısı Asseco adına öne çıkan performanslar olurken, Partizan'da James Gist'in 16, Nathan Jawai'nin 15 , Rasko Katic'in 10 ve maçın ikinci yarısındaki etkili oyunuyla Dusan Kecman'ın 9 sayısı öne çıktı. Geçen senenin sürpriz takımı Asseco'nun ilk galibiyetini ne zaman alacağı merak konusu.
Moscow Region'da 16-2 gibi sert bir başlangıçla giren Maccabi, maçın 3. çeyreğine kadar güvenli bir farkla önde kalmasını bildi. Ancak, Lopez-Langford-Fridzon-Monya-Loncar 5'i 10 dakikada 15 sayılık farkı kapatıp Khimki'yi öne geçirdi. 9 dakikada gelen 27-10'lık seri gücünü savunmadan alıyordu. 4. çeyrekte bu seri devam etti ve Khimki, özelinde Loncar'ın hücum performansıyla farkı 6 sayıya kadar çıkardı. Maçın sonlarına doğru Khimki düşmeye, Maccabi tutunmaya başladı. Pargo'nun kaçırdığı, Perkins'in ribaundu aldığı ve Blu'nun yolladığı şutla 0.4 saniye kala Maccabi galibiyeti cebine koydu ve A grubunun zirvesine yerleşti. Khimki skorda homojen bir dağılımı sağlarken, Kresimir Loncar'ın 15 sayı, 8 ribauntu ve Planinic'in 8 sayı 7 ribaunt 6 asisti öne çıktı. Schortsanitis 16 sayı 7 ribaunt, Doron Perkins 4 sayı 6 ribaunt ve Chuck Eidson 16 sayı 4 ribauntla maçı İsrail ekibine getirdi.
A Grubu'nda gelecek hafta oynanacak Partizan-Caja Laboral maçı iki 2 galibiyetli takımın karşılaşması olacak ve grubun nasıl şekilleneceği konusunda bize bir fikir verecek. Jawai'nin yükselen performansını Caja Laboral'de durduracak biri görünmüyor. Üstelik ev sahibi avantajı da olan Partizan, Caja Laboral'i şimdiden zor durumlara düşürebilir. Zalgiris'in 3-1'lik derecesi ise bu satırların sahibini gururlandırıyor. Aco Petrovic'in iyi işler yapacağını önceden görmüş biri olarak, bu durum sürpriz değil. Evlerinde Khimki karşısında zorlu bir maç oynayacaklar ve kazanırlarsa hedef büyütebilirler. Scariolo'lu Khimki ise bu maçı kanlarının son damlasını akıtmadan vermeyecektir. Haftanın kesinlikle en güzel maçlarından biri Kaunas'ta oynanacak. Maccabi ise Prokom karşısında olacak. Bu hafta bay çekti diyebiliriz.
B Grubu
Aslında sonucu çok önceden belli bir maç. Olympiakos giderek ısınıyor, Spirou ise Euroleague heyecanıyla mutlu oluyor. Muhteşem üçlüden Papaloukas bu maçta oynamazken, Teodosic de rölantideydi. Spanoulis ise 8 asistle Ivkovic'in sistemini işleten kişi. Pota altında Mavrokefalidis'in 7 sayı 7 ribauntu, Ioannis Bourousis'in 7 sayı 8 ribauntu Olympiakos'un oyunun her alanında etkili olduğunu Spirou'ya da gösterdi. Spirou'da yıldız Demond Mallet 10 sayıda kalırken, Hill 14, Gomis 13, Broyles 12, Brent Wright 11 sayı kaydetti. Olympiakos bu maçta galibiyeti daha yüksek yüzdeyle şut atarak kazandı ve fazla terlememeyi tercih etti. Bu bazen Brose örneğinde olduğu gibi ters tepebiliyor. Her şeye rağmen Olympiakos, Fenerbahçe'yle birlikte Euroleague'in en formda takımı.
Maliano'yla bir sohbetimizde Alman basketbolunun tıpkı futbol gibi giderek büyüyeceğini ve Avrupa'nın önde gelen liglerinden biri olacağını söylemiştim. Bu 10 seneyi bulabilir. Ancak, Almanlar altyapıyı burada da kuruyorlar. Brose önce Olympiakos'u yendi, şimdi de Caja Magica'da hakettiği bir maçı uzatmalarda son topla Madrid'e verdi. Brian Roberts'in 21, Kyle Hines'ın 6/7'yle 17 sayısı Brose'yi sonuna kadar maçın içinde tuttu. Sergio Llull'un kaçan turnikesini tipleyen D'Or Fischer Madrid'de maçın kahramanı ve Ettore Messina'nın kurtarıcısı. Savaşçı Fischer kenardan gelerek 10 sayı 7 ribauntluk katkı yaptı. Diğer öne çıkan isimse 18 sayıyla Felipe Reyes. Brose bu lige inanılmaz bir renk katmaya devam ediyor. Messina içinse sanki her hafta sona doğru yaklaşıyormuşuz hissi veriyor.
Bir Tanjevic prodüksiyonuna daha hoş geldiniz. Maça Terrell McIntyre'den yoksun olarak çıkan Aito Reneses, Panchi Barrera ve genç yetenek Rafa Freire'ye geniş süreler vererek başladı. Berni Rodriguez'in 6/9 üçlük attığı maçta, denge ikinci çeyrekte Berni'nin üçlüklerini yağdırdığı bölümde koptu ve tıpkı Tanjevic Fenerbahçe'si gibi Tanjevic Roma'sı da şeker gibi çözüldü. Berni'nin 24 sayısının yanında, Tripkovic'in 21 sayısı Unicaja'nın rahat kazanmasını sağladı. Ribauntlardaki 44-26'lık üstünlüğünün yanına 14/23 gibi bir 3'lük yüzdesinin olması Roma'nın çabuk çökmesini sağlayan diğer etmenler.25-5 asist farkı birçok şeyi anlatıyor sanırım.
B Grubu'nda Brose ve Spirou'yu yenerek 2-0 başlayan Roma, giderek düşüyor. Olympiakos ve Real Madrid 3-1'lik dereceleriyle grupta ilk 2'de. Unicaja, zorlu Brose deplasmanına gidiyorken hem Unicaja'nın seviyesi test edilecek hem Brose'nin direnci. Galibiyeti kapan 3. lük için önemli bir avantaj elde edecek. Bu grupta haftanın maçı anlayacağınız üzere Brose-Unicaja olacak. Olympiakos, Roma deplasmanına, Real Madrid ise Belçika'ya gidiyor. Türlü sürprizlerle Euroleague'e katılan Spirou'nun topallayan Madrid'e bir çelme takması olası.
C Grubu
Maç yazısı için buraya.
Geçen hafta Palau Blaugrana'da uzun süreli namağlup ünvanını temsilcimiz Fenerbahçe Ülker'e kaptıran Barça, bu hafta Rytas'a karşı maçın ilk 15 dakikasında zorluk yaşasa da, savunmada kendini bulması ve hücumda eski akıcılığından bölümler sergilemesi ile maçın kopmasını sağladı. Rytas maçın dengede kaldığı ilk 15 dakikada El Amin ve Valanciunas'la etkili olurken, 10-0'lık Barça serisinde Perovic'in üstün oyunu kritikti. Maçın kalan bölümünde denge devam etti ve Barça sürekli güvenli bir farkla önde kalarak kazandı. Pete Mickael'in 16, Perovic'in 12, Morris'in 10 ve Erazem Lorbek'in 6 sayı 6 ribauntu Barça'nın kazanması için yetti. Rytas'da ise bütün oyunculardan verim alınamama problemi baş gösteriyor. Milko Bjelica'nın 13, Valanciunas, El Amin ve Milosevic'ten 10 sayı geldi.
Erman Kunter'in adamları kötü başladıkları Euroleague serüvenlerine Rytas galibiyetinden sonra Drazen Petrovic'te yaralı Cibona'yı yenerek güzel bir kayıt daha düştüler. Maçın hemen başında skorda öne geçmeyi başaran Cholet, çift hanelere yakın bir fark yakaladı. Robinson, Mejia ve Avdalovic'le etkili olan Cholet, maçın sonunda bir tempo daha yaparak Cibona'yı yendi. Antywane Robinson 20 sayı, Sammy Mejia 17 sayı 11 ribaunt, Vule Avdalovic 15 ve Luc-Arthur Vebobe 12 sayıyla Cholet'nin öne çıkan isimleri. Cibona'da Leon Radosevic 19 sayı, Barça'nın gündemindeki guard Bojan Bogdanovic 15 sayı, Rok Stipcevic 12 sayıyla ayakta kalabilen isimler.
C Grubu'nda temsilcimiz Fenerbahçe Ülker Euroleague'in tek namağlup takımı olarak yoluna devam ediyor. Evinde oynayacağı Barcelona maçına kadar deplasmanda Cholet ve Rytas'la, evinde Cibona'yla oynayacağı maçlar grubun kaderini belirleyecek. Öncelikle Cholet maçındaki performansı temsilcimizin liderlik karakterini ortaya koyması için kritik. Montepaschi ise Barcelona'yı Palaestra'da yenmek için daha iyi bir zaman bulamaz. Barça düşüşte ve toparlanmak istiyor. Montepaschi her ne kadar kadro kalitesi açısından seviye olarak düşse de, sistemleri olduğu gibi duruyor. Lietuvos için galibiyetsiz geçen zamanlar bu hafta sona erecek gibi görünüyor. Cibona'nın çilesi henüz bitmedi.
D Grubu
Maç yazısı için buraya.
Maç yazısı için buraya.
İtalya'dan Montepaschi hariç iyi bir takımın çıkması bütün Avrupa basketbolunu sevenler için iyi haber. Bu skorda Manuel Hussein idaresindeki Valencia'nın kötü performansının da rolü büyük. Takımın lideri saha içinde kim belli değil ve bu durum bu maçta da İspanyollar için can sıkıcı oldu. Piero Bucchi'nin öğrencileri San Luis Arena'dan çıkarken Jonas Maciulis'in 26 sayı 7 ribauntluk performansı etkileyici. Maçın belli bölümleri hariç sürekli dengede giden bir oyun söz konusu. Fakat, Valencia oyunun bazı bölümlerinde seviye olarak çok aşağılara düşüyor. Milano da bu bölümleri çok iyi değerlendirdi. Bir ara 20 sayıya kadar çıkan ve Valencia'nın daha da kötü görünmesini sağlayacak farkı indiren Jeremy Richardson'ın 12 sayılık oyunu önemli. Milano'da Maciulis'e yardımcı olarak, Petravicius'un 18 sayısı ve Hawkins'in 17 sayısı gösterilebilir.
D Grubu'nda, başta deplasman galibiyetleri öne çıkacak gibi görünse de, hata yapan takımların çokluğu grubu matematik hesapların işlemediği bir duruma soktu. Union Olimpija iyi bir seriyle 3-0 öne geçse de, düşmeye devam edecektir. CSKA'nın 1-3'lük derecesi de kalıcı değil. Temsilcimiz Efes Pilsen'in iç saha ve dış sahada birbirinin kontrastı performansı bize CSKA maçıyla ilgili kesin bir hüküm vermekten alıkoyuyor. Yine de ne olursa olsun kazanmak zorunda Efes. Olimpija ise kaos ortamındaki Valencia'dan faydalanıp 1 galibiyet daha alırsa, bu gruptan çıkma şansını çok yükseltir ki bu bizim için kötü haber. Milano ise evinde Panathinaikos'la oynuyor. Panathinaikos, CSKA'nın sancılı zamanlarının da yardımıyla liderlik için çok büyük bir avantaj yakaladı. Milano ise kendini ispatlamak istiyor. Bu grupta işler gerçekten çok karışık.
2 yorum:
Merhaba
Birsey sorucaktim.Bu sene Eurolig Final Four´u hangi tarihlerde yapilacak biliyor musun?
Biletler ne zaman satisa cikar assagi yukari?
Bilet olayini maille üye olup takip edebilecegimiz herhangi bir Site var mi?
Tesekkürler..
6-8 Mayıs 2011'de Barcelona'da yapılacak. Bilet konusunda bir bilgim yok malesef.
Yorum Gönder