AJ Milano: 84 - Efes Pilsen: 70 (Efes Oyun Kurucusu Kadar Susar)

D grubunda zirvenin hemen altında birbirini ezme mücadelesine girişen Efes Pilsen ve Armani Jeans Milano'nun normalde kağıt üzerinde güçleri denk. Bugünkü maç kağıdında ise Efes Pilsen'in bariz üstünlüğü vardı. Pecherov, Maciulis ve Petravicius'un yokluğu AJ Milano için telafi edilemez eksiklikler. Haftasonu Siena Milano'yu 99-67 ezerken bunu net bir şekilde ispatlamıştı. Efes Pilsen de bugün akşam bunların o kadar önemli eksiklikler olmadığını bize ispatladı. Hawkins'in bileği, Rocca Mason'ın yüreği Efes Pilsen'i sahadan silmeye yetti.

Hücumda etkili, savunmada istekli başlayan AJ Milano ilk dakikaları oldukça rahat geçirirken vidalar biraz gevşeyince Efes Pilsen'i ensesinde buldu. Efes Pilsen aslında çok da iyi hücum etmediği bir maçta öne geçmeyi başardı. Ama ikinci yarının ortalarından itibaren gelen AJ Milano baskısı ve bunaltıcı savunması Efes Pilsen'i kısa sürede çözmeye yetti. Bu takım hücum lideri Igor Rakocevic'siz oynadı ama esas olarak direksiyon koltuğu boştu. Bu tip deplasmanlarda, özellikle de AJ Milano gibi tempolu oyunu çok rahat oynayabilen takımların sahasında mutlaka çok iyi ve akıllı bir kaptana ihtiyacınız var. Efes Pilsen'de toplamda 60 dakika süre alan Wisniewski - Kerem Tunçeri ikilisi 9 top kaybı ve 4 asistle oynadı. 8 asist yapan Mancinelli'nin oyun kurucu olmadığını söylememize gerek yok herhalde? 

Pota altında Pecherov ve Petravicius'u olmayan AJ Milano savunma anlamında başarılı iki uzun; Mason Rocca ve Van Den Spiegel'e sahipti. Efes Pilsen'in bu ikiliye karşı hücum edememesi kabul edilebilir bir gerekçe ama bu ikiliden 21 sayı yemesi kabul edilemez bir rezalet. Onlara karşı hücum etmenin yolu birebir bırakıp içeriye top indirerek Vujcic ve Kerem Gönlüm gibi oyun zekası yüksek iki uzunla faule zorlamaktı. Her ikisi de kolay faul alan oyuncular çünkü. Ama bırakın bu dezavantajı kullanmayı, Rocca'dan söküp ribaund bile alamadı uzunlarımız. Kısalara karşı mismatchleri bile kullanamadılar.

Perasovic'in yapması gereken yaşlı kadroyu maçın gidişatına göre kenara çekip zaman zaman Obradovic ve Pascual'in yaptığı gibi kalite olarak kısıtlı ama mücadeleci beşi sahaya sürmekti. Özellikle Ender'i Wisniewski'nin bu kadar kötü olduğu bir günde daha fazla kullanması oldukça mantıklı bir tercih olabilirdi. Jaaber, Hawkins, Finley gibi hareketli ve fundementali yüksek oyuncuları ayakları çabuk isimlerle durdurmak teoride doğru bir düşünce ama bugün Efes Pilsen'de hiçkimsenin yürüyecek hali bile yok gibiydi. Bu kadar önemli bir maçta rakipte bu kadar eksik varken bu isteksiz oyunu anlamak mümkün değil. Mersin maçında sendelediler, Türk Telekom ilk darbeyi vurdu, AJ Milano ise havlu attırdı. Üstelik sayı avantajını da kaybettiler.

Efes Pilsen'de alınacak önlemler için dönüm noktası olması gereken bir maç. Fenerbahçe Ülker'den teslimiyet bayrağını devralan Efes Pilsen sürekli geriye gidiyor ve buna dur demesi gereken insanlar sadece her maç sonu "Önemli bir avantajı kullanamadık." demekle yetiniyor. Bugün bence "rezil bir oyun oynadığımız" salonda yıllar önce neler olmuştu, o kadrodaki oyuncular nereden yetişmişti onu bu insanlar gayet iyi biliyordur. Sorun Wisniewski, Rakocevic veya bir başkası değil. Efes Pilsen yavaş yavaş ruhunu kaybediyor. Kötü tercihlerin kulübü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Detaylı istatistikler burada.

ARMANI JEANS MILANO (84): Stefeno Mancinelli 12 (3 ribaund – 8 asist), Marco Mordente 2 (3 ribaund), Morris Finley 12 (3 ribaund – 4 asist), Ibrahim Jaaber 11 (3 ribaund), Mason Rocca 13 (5 ribaund), Nicolo Melli 2 (1 ribaund), Tomas Van Den Spiegel 8 (4 ribaund), David Hawkins 24 (3 ribaund – 5 asist)

EFES PİLSEN (70): Andrew Wisniewski 12, Edward Roberts 3 (2 ribaund), Kerem Tunçeri 13 (3 ribaund – 4 asist), Marvis Thornton 3 (1 ribaund), Kerem Gönlüm 11 (7 ribaund – 1 asist), Ender Arslan 1 (1 asist), Nikola Vujcic 2 (3 ribaund – 1 asist), Bostjan Nachbar 20 (3 ribaund), Sinan Güler 5 (2 ribaund – 1 asist)