Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

14 Ekim 2009 Çarşamba

Regal FC Barcelona (Eurolig Takım Analizleri)

Barcelona yaz sezonunu en hareketli geçiren kulüplerden biriydi. Yıllardır kısalarıyla ayakta duran, pota altında istediği istikrarı bir türlü yakalamayan Katalanlar boyalı bölgeyi baştan aşağı değiştirdi. David Andersen,Santiago ve Ersan Ilyasova'yı gönderip yerine Malaga'dan N'dong'u, Caja Laboral'dan Pete Mickael'i, CSKA'dan da Erazem Lorbek ve Terrence Morris'i aldılar. Ama kuşkusuz yazın en çok ses getiren transferi Ricky Rubio oldu. İspanya ve belki de Avrupa tarihine geçecek bir bonservis bedeliyle (3.5 milyon euro) Barcelona'ya geçen Rubio güçlü olan kısa rotasyonuna daha da güç kattı.

2007-2008 sezonu Barcelona'nın performans anlamında en fazla gel-git yaşadığı sezondu. Bunun tek sebebi de Navarro'nun NBA yolculuğu ve Barcelona'nın her zaman varlığına alıştığı liderinden yoksun oluşuydu. Tüm basketbol kariyerini Barcelona'da geçiren Navarro Barcelona kısalarının bana göre en değerli oyuncusudur. Hem hücumda hem de savunmada Avrupa'nın sayılı oyuncularından biri olmakla beraber, çok yüksek yüzdeyle attığı dış şutlar ve kendine has "Bomba" atışıyla (gözyaşı damlası diye de geçer) Barcelona'nın aynı zamanda tartışmasız 1 numaralı skor opsiyonu konumundadır. Deliciliği ve saha görüşüyle de vazgeçilmez bir oyuncudur.Lakovic de Navarro'ya benzer özellikleri olan bir oyuncu ama oyun kontrolü anlamında Sloven yıldız biraz daha savruktur. Penetreleri,dış şutları,savunması ve hırsıyla Barca'nın her zaman ilk beşinin vazgeçilmez ismiydi ki Sada ve Rubio bu takıma katılana kadar. Zaman zaman takım düzenini bozduğu için takımdaki varlığı bile tartışılan Lakovic zaten Basile ve Grimau'nun varlığıyla bol alternatifli olan kısa rotasyonunda bu iki oyuncunun gelişiyle epey bir dakika kaybedebilir. Sada da Barcelona'nın yetiştirip basketbola kazandırdığı isimlerden biri.2 yıllık Girona tecrübesinin dışında o da tüm kariyerini Barcelona'da geçirdi. Geçen sene takıma katılan Sada, Grimau ile hemen hemen aynı stilde oynayan bir oyuncu. Her ikisi de müthiş delici,aynı zamanda yılmaz savunmacılar. Sada'nın özelliği Grimau'dan farklı olarak biraz daha oynatmayı sevmesi ve çok boş kalmadıkça üçlükten kaçınması. Grimau bireysel oyuna ve şuta daha yatkın bir oyuncu. Basile de üç sezondur bu takımda ve takımın askerlerinden biri olarak sessiz sedasız işini yapıyor. Tempolu basketbola daha yatkın. Çok süratli ve sıkı bir savunmacı olan Basile, ceza atışlarında da Avrupa'da isim yapmış oyunculardan biri. Yanılmıyorsam Eurolig'in de en fazla üçlük isabeti bulan oyuncusu. Navarro ve Lakovic'e odaklanıp onu boş bırakan takım sahadan muhtemelen boynu bükük ayrılır.

Ve gelelim şımarık yıldız Rubio'ya. Çok konuşuldu,çok yazıldı,en sonunda Barcelona formasını giydi. Bu yaşında adından bu kadar söz ettiren Rubio bunu müthiş oyun kuruculuk özelliklerine, 30 küsür yaşlarındaki tecrübeli oyuncuların ancak kazanabilecekleri oyunu okuma ve saha görüşü yeteneğine, korkusuz deliciliğine ve isabetli atışlarına borçlu. Zaten 18 yaşında olup da bu kadar özelliğe sahip bir oyuncunun konuşulmaması haksızlık olurdu. Daha az kısa opsiyonu olan bir takımda 30 dakikanın üzerinde ortalama yakalayıp, 1 numara olabilirdi ama Barcelona'da bunu yaşaması imkansız. Zaten Xacobeo maçındaki boynu bükük görüntüsü de bu sıkıntısının bir işareti. Yine de bu seviyede bir takımda 15-20 dakika da küçümsenecek bir rakam değil onun için. Anlaşılan o ki Navarro her zaman sahada kalacak,diğerleri de süreleri bölüşecek. Aralık ayına kadar sakat olan Barton da iyi bir ribaundçu ve iyi bir atıcı ama Barcelona'da geçtiğimiz sezon beklentileri hiç karşılayamadı.

Barcelona her zaman başını ağrıtan pota altına bu sene harika hamleler yaptı. Lorbek geçtiğimiz sezon CSKA'nın en verimli oyuncusuydu ve Eurobasket 2009'da da herkesi kendisine hayran bırakarak en iyi beşe seçildi. Pota altında teke tek sırtı dönük ve yüzü dönük çok iyi oynayabiliyor. İyi bir bitirici ve güçlü bir ribaundçu,aynı zamanda boş kaldığında da uzak mesafeli ceza atışları yapabiliyor. Morris de müthiş atletik bir oyuncu ve o boyuna rağmen çok hareketli. Tam bir ribaund canavarı ve çok çok iyi bir dış atıcı. Rakipler için tam bir mismatch kralı diyebiliriz.Takıma bu sene katılan Pete Mickael de çok iyi bir ribaundçu. Savunma ve hücumda bütün pis işleri yapabiliyor. Yeni transferlerden N'dong da 2.13'lük boyu ve boğa gibi gücüyle pota altını karartacak isimlerden biri. Bench'in önemli isimleri Trias ve Vazquez de Barcelona pota altını mükemmele tamamlayan diğer isimler. Trias'ın Vazquez'e göre dış şutu var ama daha güçsüz bir oyuncu. Yine Barcelona'nın önemli isimlerini dinlendirmek için kullanılacak gibi görünüyor. Vazquez pivot hareketlerini iyi yapabilen,pota altında savaşan bir oyuncu. Yüksek posttan da isabetli atışlar yapabiliyor. Tek kusuru yenilenen basketbol anlayışında var olan üçlükçü uzun profilinden uzak olması. Vazquez NBA draftlarında seçilmesine, herhangi bir takımda ilk 5 oyuncusu olabilecek konumda olmasına rağmen ısrarla Barcelona benchinde oturmayı seviyor. Koltuklarda ısıtma falan var herhalde çözebilmiş değilim.

Barcelona'nın bu seneki Süper Kupa maçlarını ve ligdeki ilk maçını izledim. Şu an herşey sorunsuz gözüküyor. Sakatlık sorunu yaşasalar bile her pozisyonda bol alternatifleri var. Sadece Barton'un yokluğunda Mickael de sakatlanırsa kısa forvet pozisyonunda biraz sıkıntı yaşayabilirler. Barcelona bu sene şampiyonluğun en büyük adaylarından biri ve oynadıkları basketbolla da bunu kanıtlıyorlar. Müthiş takım savunmaları ve hücum opsiyonlarıyla bu sene top 4 takım hariç içeride dışarıda oynadığı maçların tamamında favori olacak çıkacaklar ve çoğunda da galip geleceklerini düşünüyorum. Paris yolunda en büyük adaylardan biri olarak sezona başladılar.

0 yorum:

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...