Her senenin klasik sezon sonu filmi yeniden vizyona girdi. Partizan gözde olmayan oyuncuları parlatır ve son düdük çaldığında devler onları almak için sıraya girer. Bu sezonun başrol oyuncuları Bo McCalebb ve Aleks Maric. Bu yaz büyük ihtimalle NBA'e gidecek olan Pekovic'in boşluğunu doldurma arayışına giren Panathinaikos çareyi yine Partizan'ın kapısını çalarak aramayı planlıyor. Hedefleri ise Pekovic'le çok benzer özelliklere sahip olan Aleks Maric. Bu sezon başı Granada'dan transfer edilen ve oynadığı oyunla herkesi şaşırtan Maric'in aynı Pekovic gibi Vujosevic sisteminde parlamış olmasını da es geçmemek gerekir. Her iki oyuncunun da hanesinde yazan rakamlar Partizan'ın oyun anlayışının önemli bir sonucu. Yeni sezonda 26 yaşına girecek olan Maric'in sezon içinde yaşadığı sakatlık sorununu da akıllara getirince olası bir şansız sakatlıkta bir daha bu kontratı alma şansının olmadığı çok açık. Bu yüzden de başka aktörler devreye girmediği takdirde yeni adresinin Yunanistan olacağını söylemek sanırım yanlış olmaz çünkü Partizan'dan aldığı 200.000 dolarlık kontrata Yunanlar'ın bir sıfır daha ekleyeceği konuşuluyor.
Diğer söylenti ise Barcelona'nın Bo McCalebb'le prensip anlaşmasına vardığı yönünde. Onun da Mersin'den Barcelona'ya uzanan yolculuğu aynı diğer örnekler gibi Vujosevic sisteminden vizeyi alıyor. Ama bu sezon oynadığı oyunu, verdiği savaşı görünce daha yukarıları hakettiğini söylemek de yanlış olmayacaktır. Barcelona'da herşey mükemmel gitse de bu tip takımların en büyük problemi yıldızlarla dolu kadroda birkaç ismin mutlaka aldığı dakikalardan ve takımdaki rolünden rahatsızlık duymasıdır. Barcelona'da o isim Jaka Lakovic. Birkaç sene önce takımın en önemli parçalarından biri olan Lakovic'in rolü ve dakikaları Navarro'nun dönüşüyle beraber değişti ve Rubio'nun bu yaz takıma dahil olmasıyla da tepetaklak oldu. Final Four finalinde her ne kadar Halperin tavırları göstermese de teselli dakikalarıyla ödüllendirilmesinden memnun olmayacak kariyerde bir oyuncu olduğu kesin. Rubio'nun 1 yıl daha kesin olarak Barcelona'da kalacağını da hesaba katarsak Lakovic'in sezon sonu takımda kalması mucizelere bağlı. McCalebb Lakovic gibi dengesiz olmasa da, özellikle Partizan Koleji'nde tempo ayarlamayı öğrense de Lakovic'in can yakan şut potansiyeline sahip değil. Bu da onu Barcelona'da esas oğlan değil görev adamı yapacaktır. Rubio'nun ayrılmasından sonra da belki rol değişikliği olabilir. McCalebb'in tercihi ise tam bu noktada şekilleniyor. Ya Partizan'da kalıp gözönünde olmaya devam edecek, ya Maccabi gibi kendisini çok daha önemli rollerde kullanacak bir takımı tercih edecek, ya da Barcelona'ya gidip rolünü kabul ederek bütün yatırımını Rubio'nun gidişine göre hesaplayacak. Ben onun yerinde olsam kendimi 1 sene daha geliştirmek için Partizan'da kalmayı tercih edebilirdim ama konuşulan yeni kontratıyla eski kontratı arasındaki 850.000 dolarlık farkı karşılayacak gücüm olmadığından McCalebb'in bu öneriyi dikkate alacağını sanmıyorum. Amerikalılar genelde Benjamin Franklin'in sözünü dinlerler. McCalebb'in kararını merakla bekliyorum. Lakovic'in de herhangi bir söylenti olmamasına rağmen Gershon'un Maccabi'sine mükemmel uyacağını düşünüyorum.
Diğer söylenti ise Barcelona'nın Bo McCalebb'le prensip anlaşmasına vardığı yönünde. Onun da Mersin'den Barcelona'ya uzanan yolculuğu aynı diğer örnekler gibi Vujosevic sisteminden vizeyi alıyor. Ama bu sezon oynadığı oyunu, verdiği savaşı görünce daha yukarıları hakettiğini söylemek de yanlış olmayacaktır. Barcelona'da herşey mükemmel gitse de bu tip takımların en büyük problemi yıldızlarla dolu kadroda birkaç ismin mutlaka aldığı dakikalardan ve takımdaki rolünden rahatsızlık duymasıdır. Barcelona'da o isim Jaka Lakovic. Birkaç sene önce takımın en önemli parçalarından biri olan Lakovic'in rolü ve dakikaları Navarro'nun dönüşüyle beraber değişti ve Rubio'nun bu yaz takıma dahil olmasıyla da tepetaklak oldu. Final Four finalinde her ne kadar Halperin tavırları göstermese de teselli dakikalarıyla ödüllendirilmesinden memnun olmayacak kariyerde bir oyuncu olduğu kesin. Rubio'nun 1 yıl daha kesin olarak Barcelona'da kalacağını da hesaba katarsak Lakovic'in sezon sonu takımda kalması mucizelere bağlı. McCalebb Lakovic gibi dengesiz olmasa da, özellikle Partizan Koleji'nde tempo ayarlamayı öğrense de Lakovic'in can yakan şut potansiyeline sahip değil. Bu da onu Barcelona'da esas oğlan değil görev adamı yapacaktır. Rubio'nun ayrılmasından sonra da belki rol değişikliği olabilir. McCalebb'in tercihi ise tam bu noktada şekilleniyor. Ya Partizan'da kalıp gözönünde olmaya devam edecek, ya Maccabi gibi kendisini çok daha önemli rollerde kullanacak bir takımı tercih edecek, ya da Barcelona'ya gidip rolünü kabul ederek bütün yatırımını Rubio'nun gidişine göre hesaplayacak. Ben onun yerinde olsam kendimi 1 sene daha geliştirmek için Partizan'da kalmayı tercih edebilirdim ama konuşulan yeni kontratıyla eski kontratı arasındaki 850.000 dolarlık farkı karşılayacak gücüm olmadığından McCalebb'in bu öneriyi dikkate alacağını sanmıyorum. Amerikalılar genelde Benjamin Franklin'in sözünü dinlerler. McCalebb'in kararını merakla bekliyorum. Lakovic'in de herhangi bir söylenti olmamasına rağmen Gershon'un Maccabi'sine mükemmel uyacağını düşünüyorum.
1 yorum:
ben de lakovic'in oynadıkları oyun ve taraftar potansiyeli açısından Galatasaray veya Beşiktaş'a çok iyi uyacağını düşünüyorum ama güçleri yeter mi o da ayrı bir konu tabii.. :)
Yorum Gönder