a.Eurolig'de bugün 5 maç oynandı ve gecenin bombasını Partizan patlattı. Sonuç bomba ama benim açımdan hiç sürpriz olmadı. Zaten tahminimde de Malaga'nın yenilmezliğinin sona erebileceğini söylemiştim. Nitekim öyle oldu ve Partizan deplasmanda Unicaja'yı mağlup edip hem bu senenin rövanşını aldı,hem de geçen sene yaptığını tekrarladı. Gecenin sonuçları şöyle ;
Entente Orleanaise vs.Olympiacos : 84-88
Unicaja vs. Partizan Belgrade : 64-72
CSKA Moscow vs. Maroussi BC : 78-65
Caja Laboral vs. Lottomatica : 67-60
Real Madrid vs. BC Khimki : 70-59
Günün ilk maçında CSKA Moskova Maroussi'yi rahat geçti. Maçın büyük bölümünü izledim. CSKA üç sayılık atışlardaki isabetiyle bir ara farkı yakaladı bir daha da maçı bırakmadı. 10/18 isabetle %55 üçlük yüzdesine sahiptiler ve pota altını da iyi kullandılar. Pota altından bahsetmişken Kaun'a değinmemek olmaz. Geçtiğimiz hafta Caja Laboral deplasmanında mükemmeldi,bugün de inanılmaz savaştı,çok olumlu oynadı. Bu saatten sonra Sokolov'un birinci tercih olması zor görünüyor. JR Holden da bugün çok sorumluluk aldı ve 4/5 üçlük atarak Maroussi'nin fişini çeken isimlerden biriydi. Siskauskas bugün biraz suskundu ama onun varlığı bile takımdaki havayı değiştiriyor. Maroussi'de hem Mavroeidis hem de Keys düşük yüzdeyle atınca onların da tutunma şansı kalmadı. Zaten Rusya'dan galibiyet çıkarmaları beklenmiyordu,sonuç da sürpriz olmadı.
Caja Laboral geçen hafta evinde CSKA'ya kaybetmişti, bu hafta aynı hatayı tekrarlamadı ve gruptaki önemli rakiplerinden Lottomatica Roma'yı mağlup etti. Caja Laboral tüm maçı 8 kişilik rotasyonla tamamladı. Eliyahu'nun yokluğunda Teletovic 39 dakika sahada kaldı ve geçen hafta yaptığı sorumsuzlukları bu hafta yapmayınca 17 sayıyla maçın en skorer ismi oldu. Roma'nın düşüşü de büyük bir hızla devam ediyor. 5 dakika oynayan Tonolli'yi saymazsak onlar da 8 kişi kullandılar ama oyun yapıları itibariyle bu rotasyonu onlar kadar verimli kullanamadılar. Jaaber ve Winston düşük yüzdeyle attılar,Hutson da ön plana çıkamayınca yenilgi de kaçınılmaz oldu.
Günün en ilginç maçı Fransa'da oynandı. Orleans mükemmel bir ilk devrenin sonunda 10 farkla ikinci yarıya başladı ama son periyodda Kleiza'yı durduramayınca gecenin sürprizi ihtimali de kursaklarında kaldı. İlk yarı müthiş bir yüzdeyle oynadılar ve aklıma hemen Asvel-Siena maçı geldi. Bunda Olympiakos'un kafasının hala derbide olması ve savunmadan bihaber olmasının da etkisi büyüktü. Olympiakos'un konsantrasyondan yoksun oluşu Vujcic'in pota dibinden kaçırdığı bomboş turnikede dönen topla üçlük yemelerinden net bir şekilde anlaşılıyordu. Ama maçın sonlarında dış atışlar girince maç zor da olsa kazanıldı. Papaloukas 35 dakika sahada kaldı ve 14 asistle eşeğin kulağına su kaçırmayı başardı. Olay bu kadar sadeyken koçlar neyin peşinde anlamış değilim. Şu adamı saha kenarına sadece dinlendirmek için almak gerekiyor,onun dışında benchte geçirdiği her dakikaya yazık oluyor. Halperin de 22 sayıyla maçın yıldız isimlerinden biri oldu,fark kapanırken o devreye girdi,galibiyeti de Kleiza getirdi. Orleans için söylenecek fazla söz yok. İnsanüstü bir ilk devre oynadılar,48 sayı attılar ama Banks çok kötü oynayınca maçın sonunu getiremediler. Bir daha da bu kadar dirençli bir maç çıkaracaklarını sanmıyorum.
Partizan gecenin en önemli ve değerli galibiyetini aldı. Unicaja'nın bekaretini alıp aynı zamanda Top 16 için çok önemli bir adım attılar. Jimenez ve Archibald olmayınca Unicaja ne yaptıysa da bir türlü Partizan'ı yakalayamadı. Çakma Jordan Taquan Dean bugün yine klasik harakirilerinden birini yaptı ama nedense kılıcı kendisine değil her seferinde takımına saplıyor. Lima da kendini aşmaya çalıştı ama kapasitesi 4/13 isabetten öteye gidemedi. Omar Cook da takımı katleden isimlerden biri oldu. Partizan'a 100 kere 1000 kere helal olsun. Ellerindeki kadro ne kadar oynayabilirse onu fazlasıyla oynuyorlar,hatta kapasitelerinin üstüne çıkıyorlar. Kecman yine iyiydi,17 sayısına 10 da ribaund ekledi. Maric de bugün hem oynadı hem oynattı,zaten karşısında durabilecek kimse de yoktu. Vesely nihayet bir maçı 5 faul almadan tamamlayabildi. 20 hücum ribaundu aldılar ki Unicaja'nın toplam savunma ribaundu sayısı 24. Toplamda 47-31 ile pota altında Unicaja'yı paramparça ettiler. Çok kritik anlarda üçlükleri sokunca da çok değerli bir galibiyet aldılar. Vujosevic'i ne kadar takdir etsem azdır,inşallah bir gün Abdi İpekçi'de dünya gözüyle kendisiyle tanışabilirim. Gönül ister her haftasonu Abdi İpekçi'de olsun ama bizim yöneticilerimiz bu tip hocaları istemezler,yazık ki onlara ne yazık.
Gecenin en kaliteli maçında da Real Madrid Khimki'yi 11 sayıyla yenip ikili averajda üstünlüğü eline geçirip liderlik için bir sağlam adım daha attı. Khimki'de Javtokas 17 sayıyla takımın en iyisiydi ama hem geçen haftanın MVP'si Langford,hem de McCarty çok kötü atınca Real Madrid'e direnemediler. Bir ara Real Madrid tempoyu çok arttırdı ve Khimki ne olduğunu anlamadan fark çift hanelere çıktı. Messina'nın prensi Velickovic yine ilk 5 başladı ve iyi de oynadı. Reyes uzun zaman sonra sahalara döndü ama tutuktu. Formunu yakalayınca Real Madrid çok daha iyi olacaktır. Garbajosa da maçın en etkili isimlerinden biriydi,çok yüzdeli attı.
Caja Laboral geçen hafta evinde CSKA'ya kaybetmişti, bu hafta aynı hatayı tekrarlamadı ve gruptaki önemli rakiplerinden Lottomatica Roma'yı mağlup etti. Caja Laboral tüm maçı 8 kişilik rotasyonla tamamladı. Eliyahu'nun yokluğunda Teletovic 39 dakika sahada kaldı ve geçen hafta yaptığı sorumsuzlukları bu hafta yapmayınca 17 sayıyla maçın en skorer ismi oldu. Roma'nın düşüşü de büyük bir hızla devam ediyor. 5 dakika oynayan Tonolli'yi saymazsak onlar da 8 kişi kullandılar ama oyun yapıları itibariyle bu rotasyonu onlar kadar verimli kullanamadılar. Jaaber ve Winston düşük yüzdeyle attılar,Hutson da ön plana çıkamayınca yenilgi de kaçınılmaz oldu.
Günün en ilginç maçı Fransa'da oynandı. Orleans mükemmel bir ilk devrenin sonunda 10 farkla ikinci yarıya başladı ama son periyodda Kleiza'yı durduramayınca gecenin sürprizi ihtimali de kursaklarında kaldı. İlk yarı müthiş bir yüzdeyle oynadılar ve aklıma hemen Asvel-Siena maçı geldi. Bunda Olympiakos'un kafasının hala derbide olması ve savunmadan bihaber olmasının da etkisi büyüktü. Olympiakos'un konsantrasyondan yoksun oluşu Vujcic'in pota dibinden kaçırdığı bomboş turnikede dönen topla üçlük yemelerinden net bir şekilde anlaşılıyordu. Ama maçın sonlarında dış atışlar girince maç zor da olsa kazanıldı. Papaloukas 35 dakika sahada kaldı ve 14 asistle eşeğin kulağına su kaçırmayı başardı. Olay bu kadar sadeyken koçlar neyin peşinde anlamış değilim. Şu adamı saha kenarına sadece dinlendirmek için almak gerekiyor,onun dışında benchte geçirdiği her dakikaya yazık oluyor. Halperin de 22 sayıyla maçın yıldız isimlerinden biri oldu,fark kapanırken o devreye girdi,galibiyeti de Kleiza getirdi. Orleans için söylenecek fazla söz yok. İnsanüstü bir ilk devre oynadılar,48 sayı attılar ama Banks çok kötü oynayınca maçın sonunu getiremediler. Bir daha da bu kadar dirençli bir maç çıkaracaklarını sanmıyorum.
Partizan gecenin en önemli ve değerli galibiyetini aldı. Unicaja'nın bekaretini alıp aynı zamanda Top 16 için çok önemli bir adım attılar. Jimenez ve Archibald olmayınca Unicaja ne yaptıysa da bir türlü Partizan'ı yakalayamadı. Çakma Jordan Taquan Dean bugün yine klasik harakirilerinden birini yaptı ama nedense kılıcı kendisine değil her seferinde takımına saplıyor. Lima da kendini aşmaya çalıştı ama kapasitesi 4/13 isabetten öteye gidemedi. Omar Cook da takımı katleden isimlerden biri oldu. Partizan'a 100 kere 1000 kere helal olsun. Ellerindeki kadro ne kadar oynayabilirse onu fazlasıyla oynuyorlar,hatta kapasitelerinin üstüne çıkıyorlar. Kecman yine iyiydi,17 sayısına 10 da ribaund ekledi. Maric de bugün hem oynadı hem oynattı,zaten karşısında durabilecek kimse de yoktu. Vesely nihayet bir maçı 5 faul almadan tamamlayabildi. 20 hücum ribaundu aldılar ki Unicaja'nın toplam savunma ribaundu sayısı 24. Toplamda 47-31 ile pota altında Unicaja'yı paramparça ettiler. Çok kritik anlarda üçlükleri sokunca da çok değerli bir galibiyet aldılar. Vujosevic'i ne kadar takdir etsem azdır,inşallah bir gün Abdi İpekçi'de dünya gözüyle kendisiyle tanışabilirim. Gönül ister her haftasonu Abdi İpekçi'de olsun ama bizim yöneticilerimiz bu tip hocaları istemezler,yazık ki onlara ne yazık.
Gecenin en kaliteli maçında da Real Madrid Khimki'yi 11 sayıyla yenip ikili averajda üstünlüğü eline geçirip liderlik için bir sağlam adım daha attı. Khimki'de Javtokas 17 sayıyla takımın en iyisiydi ama hem geçen haftanın MVP'si Langford,hem de McCarty çok kötü atınca Real Madrid'e direnemediler. Bir ara Real Madrid tempoyu çok arttırdı ve Khimki ne olduğunu anlamadan fark çift hanelere çıktı. Messina'nın prensi Velickovic yine ilk 5 başladı ve iyi de oynadı. Reyes uzun zaman sonra sahalara döndü ama tutuktu. Formunu yakalayınca Real Madrid çok daha iyi olacaktır. Garbajosa da maçın en etkili isimlerinden biriydi,çok yüzdeli attı.
0 yorum:
Yorum Gönder