
Valencia, yukarıda da bahsettiğimiz üzere maça özellikle hücumda çok iyi başladı. İlk çeyrek sonunda Barcelona potasına bıraktıkları sayı 28 idi, hatta bunun 26'sını yanlış hatırlamıyorsam ilk 7 dakikada attılar. Yüksek yüzdeyle hücum ettiler ve Barcelona'nın savunmasını bir türlü oturtamamasını cezalandırdılar. Bu dönemden itibaren Valencia'nın, zaten sorunlar yüzünden daralan rotasyonunda, faul problemi yaşaması ve Barcelona'nın savunmada ritm bulmasıyla birlikte dengeler değişmeye başladı. Vazquez ve Navarro ile skor üreten Katalan temsilcisi rakibini yakaladı, tüm ritmi lehine çevirdi. Onlarda da Mickeal'in özellikle maçın başında gününde olmaması (zaten Pascual maça onunla değil Grimau ile başladı, bir sakatlık durumu olması muhtemel) ve Rubio'nun yine felaket bir hücum performansı sergilemesi olumsuz notlardı. Ricky'nin özgüveni giderek sarsılıyor, genç oyuncu "genç"likten sıyrılmaya başladıkça o konuda eli zayıflıyor. Zaten iyi olmayan şutu, çemberden daha da uzaklaşan oyun alanıyla birlikte iyice değersizleşmiş durumda; bir anne eli, memleket havası, sihirli değnek ya da herhangi bir şey... Genş guarda bir müdahale şart...
Maçın gidişatından kopmuşken Fran Vazquez'in performansının ve kıymetinin de altını çiziyor olalım. Çok geniş ve çok değerli oyunculardan kurulu bir uzun rotasyonu var Barcelona'nın ama burada belki de en önemli oyuncu Vazquez. Savunma direnci ve takibi muazzam, potaya uzak, yüzü dönük oyunda da etkili, ribaund onun işi falan... Her şeyden önemlisi, bir oyuncunun takımıyla bütünleşmesi ve o takımın karakterini yansıtan bir parça olması çok önemlidir. İşte bana göre Vazquez bu oyunculardan biri, diğeri de Navarro'dur. İkisi de çok kıymetli oyunculardır ama bu takımda, bu takımla daha kıymetlilerdir; tıpkı bu takımın onlarla birlikte daha kıymetli olduğu gibi... Dün de bu 2 oyuncunun sırtında yükselen ve istediğini alan bir Barcelona gördük, sene içinde de daha çok göreceğiz...
Parantezi kapatıp devam edelim. Sorunlu Valencia maçı kaybetti ancak maçtan hiç de erken kopmadı; bu bir alkış vesilesi olmalı. Savanovic'in Lishchuk'a eşlik edemeyen bir performans sergilediğini ekleyelim, bu da önemliydi. Barcelona'nın deplasmanda olmasına rağmen hakem düdükleri konusunda hiç de şikayetçi olamayacağı bir maç geçirdiğini belirtelim, bu da ikinci önemli not. Diğer önemli not yine Valencia'dan, Lishchuk. Maç boyunca Murathanoğlu ve Uluğ'un sıklıkla bahsettiği üzere kendini çok geliştiren bir uzun var karşımızda; potaya yakın ya da uzak, her türlü tehlike bir isim. Evlerinde her daim tehlike Valencia, Claver'den biraz daha istikrarlı katkı da şart elbette. Barcelona adına söyleyecek çok bir şey yok; 7 dakikada 26 sayı yedikten sonra 33 dakikada sadece 43 sayıda tuttular rakibi (tabii Valencia'nın faul problemini tekrar vurgulayalım). Bu takımın birkaç oyuncunun kötü gününü tolore edebilecek isimleri-gücü her zaman var.
Bu sonuçla Barcelona 3-0, Valencia 1-2 yaptılar. Maçın istatistikleri şurada, hatta dünün diğer önemli maçı Bilbao-Real Madrid de burada. Madrid de zorlu deplasmandan çok kritik bir galibiyet çıkarmayı bilmiş, Messina'nın ekibi Estudiantes'ten sonra burayı da kayıpsız geçti; iyi başlangıç...
Link
Link
0 yorum:
Yorum Gönder