ACB'de ev sahibi takımlar genellikle etkili olurlar. Bizkaia'da maça böyle başladı. Ya Omar Cook'un gereksiz penetreleri ve dengesiz atışları, ya Savanovic'in 1'e 1'lerini kullanmaya çalışan bir Valencia vardı. Bu bölümde takım olarak etkili hücum ve savunma yapan Bizkaia, Valencia'nın dengesiz hücumları sonrasında hızlı hücumlarla kolay sayılar buldu. Bu bölümde pota altında direnciyle Lischuk, Valencia'nın yine de maçın içinde kalmasını sağladı. 2. çeyrekte Lischuk kenara gelince, Javtokas oyuna girdi. Javtokas'la içeriyi kapatamayan Valencia, sürekli içeri drive eden Bizkaia kısalarına çözüm bulamadı. Özellikle hareketli uzun Rancik ile düşen Xacobeo'dan transfer edilen ve o takımın en etkileyici ismi Vasileiadis'in patlayıcı oyunuyla farkı çift hanelere kadar çıkarmaya başladı. Bu bölümde dikkati çeken bir kaç nokta var. Bizkaia koçu Katsikaris'in Savanovic'in önünde alan bırakmayıp, dikkatli savundurdu. Omar Cook'a optimum özgürlüğü verdi.Bu sebeplerden Valencia bir türlü ritmini bulamadı. Cook topu getirip, ilk pası Savanovic'e attığı zaman, Savanovic'i çok yakından savundular ve topu elinden çıkarmasını sağladılar. Rafa Martinez ve De Colo'da kötü günlerinde olunca her şey Katsikaris'in istediği gibi gitti. İkinci çeyreğin bazı bölümlerinde Victor Claver'in savunmayı yukarı çeken hareketliliği sayesinde Valencia zaman zaman oyunun kontrolünü ele alsa da top Cook'a geçer geçmez o ritm kayboldu. Katsikaris'in taktiklerini bence Velimir Perasovic'in dikkatli bir şekilde incelemesi lazım. İkinci yarıda Bizkaia giderek farkı açmasına rağmen, hücumda yorulmaları ve aslında hücumun dengeli olmasını sağlayan anahtar isim Mumbru'nun kenara gelmesi sebebiyle bir ara 15-16 civarında seyreden fark çeyreğin sonunda 11'di. Bu bölümde şunu da irdelemekte fayda var. Manuel Hussein, hem Lischuk hem Javtokas'ı aynı anda oynatarak pota altını biraz daha sertleştirdi ve en azından burada bir direnç sağladı. Fakat, ayakları hızlı uzun Rancik bunu avantaja çevirip, alçak postta zaman zaman sayılar bulmayı başardı. Maçın son 4-5 dakikasında Valencia doğru hücumu oynamaya başladı. Bu bölümde Savanovic'i akçak postta topla buluşturmaları ve Bizkaia'nın da maçı aldık havasına girmesi, son 2 dakikaya girilirken Valencia farkı 6 sayıya kadar indirdi ve maça tekrar ortak oldu. Javtokas'ın kullandığı 2 serbet atışın kaçması, yakalama fırsatlarını kaçırdığını düşündürdü. Ancak, Savanovic'in üçlüğü acaba dedirtti. Bizkaia'da hücumda doğru şutlarla skor bulan Chris Warren (6/6 2'lik ve 2/4'le 18 sayı) bu 3'lüğe cevap verdi. Daha sonra Valencia'ın topu hızlı dolaştırarak De Colo'yla dip çizgiden bulduğu 3 sayıya rağmen, savunmada hareketliliği sağlayan ve farkın düşmesinin saha içindeki mimarları Claver ve Jose Simeon'un kenara gelmesiyle Bizkaia'nın kolay sayılarını gördük. Zaten fark 3'e düşmüşken, bir türlü box-out yapmayan Valencia uzunlarının bu hatası üstüne gelen Mavroeidis'in tipi maçı bitirdi. Bu maçtan sonra temsilcimiz Efes Pilsen'in Valencia'ya karşı dikkat etmesi gereken bir kaç nokta var. Yazdık ama tekrarda fayda var. Öncelikle Savanovic'in yakın ve dikkatli savunulması, Omar Cook'a optimum özgürlüğün verilmesi, pota altında hareketli uzunlarla alçak posttan sayı bulunması veya içeri penetre eden oyuncularla yine pota altında uzunların topla buluşturulması. Lischuk ve Javtokas belli bir sertliği getirse de ayakları çok yavaş. Claver 4 numaradayken savunmada hareketliliği sağladı Valencia evet ama Rancik'de bu bölümde altın madenini buldu. Bizkaia'nın gördükleri eksiklikleri değerlendirebilecek oyuncu sayısı çok az. Eğer, Mumbru gibi bir tane daha oyuncuları olsa fark dramatik de olabilirdi. Spahija sonrası Valencia'nın aynı olmadığını söylemek lazım. Elbette Manuel Hussein'de zamanla kendi oyun anlayışını takıma kabul ettirecek ve Valencia daha iyi noktalara gelecektir ama şu an hiç iyi durumda değiller. Bizkaia karşısında da 77-70 kaybetmeleri ilk uyarı, bu şekilde oynarlarsa uyarılar artacaktır.
10 Ekim 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder