Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Kırmızılar "Cevap" Bekliyor

Son yıllarda Yunanistan ve basketbol denince akla iki şey geliyor. Birincisi Dream Team karşısında aldıkları unutulmaz galibiyet, ikincisi de Panathinaikos. Ezeli rakipleri Avrupa basketboluna damga vurmaya devam ediyor ama medyanın gündeminde hep Olympiakos ön sırada. Gershon'un gidişi ve Giannakis'in başa gelişiyle Yunan ekibinde kesenin ağzı açılmıştı ve Avrupa'nın ilk 5 ismi arasında yer alan Vujcic ve Papaloukas transfer edilmişti. Ama bunlardan daha fazla sükse yaratansa Josh Childress transferi oldu. 3 senelik 20 milyon dolar bugüne kadar bir Avrupa takımının ödediği en yüksek kontrat bedeliydi. Aynı takımdan Papaloukas'ın 3 milyon dolarlık sözleşmeyle Avrupa'nın en pahalı oyuncusu olduğunu düşünürsek Childress'in mukavelesi bir kez daha önem kazanıyor.

Olympiakos bu sene Final Four'a kalmayı başarmış (ben herşeyden bihaber askerdeydim o sıralar) ama yine ezeli rakibine boyun eğmiş. Kulüpte sular ısınadursun medya yine Kırmızılar'ın transfer girişimiyle çalkalanmaya başladı. Bu seferki hedef daha sansasyonel;Allen "The Answer" Iverson...

Teklif gerçek veya değil orası bilinmez ama Olympiakos bu sene de bir NBA yıldınızı kadrosuna katmaya niyetli orası kesin. Sitelere Kleiza'nın da adı düşmeye başladı. Bunlar bir yana gerçek olan bir şey var ki o da Avrupa'nın en önemli oyuncuları 1-2 milyon euro civarı kontratlar alırken hiçbir Avrupa klubünün NBA'in süperstarlarına ABD'de verilen rakamları verebilme lüksünün olmayışı. Ne basketbolda da Galacticos peşinde koşan Real Madrid ne de paralarının kaynağı belli olmayan Rus takımları bu ücretleri asla vermezler. Bunda bütçe farklılıklarının payı çok büyük. NBA takımlarının senelik bilet hasılatları en iddialı Avrupa klüplerinin neredeyse 2-3 yıllık bütçesine denk durumda.

Bence esas mesele Avrupa Basketbolu'nun tarzı ve bu tip oyuncuları sistemin dışına itmesi. Iverson belki bu örneğin dışında kalabilir ama süperstar seviyesinde olmayan bir NBA oyuncusu Avrupa'ya geldiğinde ilk tokadı kurallardan yiyor. İkinci olarak da ABD'de hiç alışık olmadığı takım oyunu ve savunma karşısına çıkıyor. Bugün baskı kaldıramayan, savunmadan hoşlanmayan bir NBA yıldızına Eurolig'de Sergi Vidal, Diamantidis, Marko Tomas ve hatta Ömer Onan gibi savunmacılarla kelepçeyi vurduğunuzda ilk uçakla ABD'ye dönme hissini yoğun olarak yaşayabilir veya Iverson 4 hücum üstüste topu getirip kullandığında 5. hücumda Schortsanitis'in saldırısına maruz kalarak basketbol hayatına yorumcu olarak devam edebilir. Bunlar olası ihtimaller.

İşin reklam,pazarlama vb boyutlarını düşündüğümüzde bu tip transferler olaya başka hava katıyor ama yıllık 7 milyon dolara Kaukenas+ Lavrinovic+ Prigioni'yi veya Diamantidis+ Jasikevicius+ Pekovic'i oynatmak varken Childress'ı oynatmak sadece Olympiakos'un yapabileceği bir iş olarak görünüyor. Eurolig'de başarıyı ancak Avrupa'nın sistemine alışkın oyuncularla yakalayabilirsiniz. Bunu bütçesine oranla en fazla idrak etmiş klüp olarak şu anda Real Madrid gözüküyor. Olympiakos bunu farkettiğinde ezeli rakibi PAO'nun müzesi dolup taşmış olabilir.

Olympiakos'un amacı şampiyon olmak mı yoksa adından söz ettirmek mi işte soruları cevaplayacak kısım da bu...

Son olarak. Keşke Iverson gelse de 7 Ocak'ta Abdi İpekçi'de kendisini izlesek.

0 yorum:

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...