Yıllarca Eurolig'de değişikliğine pek tanık olmadığımız şeyler vardı. Messina'lı CSKA listenin başında yer alıyor desek pek şaşıran çıkmaz herhalde.
Messina'lı CSKA oyun disiplininden hiçbir zaman kopmayan, mükemmele yakın bazen de mükemmeli aşan savunma yapan, Papaloukas'ı benchte başlatıp sonradan oyuna alarak 18-25 dk arası süre veren, yine Andersen'i kenardan başlatarak Van Den Spiegel ve Savrasenko'yu oynatıp bizleri dehşete düşüren, kadrosuna asla süperstar denilebilecek bir 5 numara katmayan, evinde maç kaybetmeyen bir takımdı. Daha bir çok özellik sayabiliriz ama bunlar en çok akılda kalanlar. Son dönemde Lorbek, Khryapa, Planinic ve Siskauskas gibi isimleri kadrosuna katmasına rağmen ondan önceki senelerde bildiğinden pek şaşmadı Messina. Müthiş otoritesi ve tecrübesiyle bu kadar yıldızın olduğu bir takımda su yüzüne çıkan tek bir ciddi kaos ortamı oluşmasına izin vermedi. Adı NBA ile geçerken Real Madrid'le sözleşme imzaladı ve kendisini tanımayanlar için "Ben geldim" mesajlarını ve demeçlerini vermeye başladı.
"Disiplinli bir takım istiyorum."
"I have had good teams at good clubs, with people who know how to help and build a team. The way you build a team in modern day sports is more important than how you coach it."
"İyi klüplerde iyi takımlara,yardım etmeyi ve takım kurmayı bilen insanlara sahiptim.Modern sporlarda takımı kurmak onu yönetmekten çok daha önemlidir."
Gerek bu sözler, gerekse yeni takımıyla ilgili gelen bir soru üzerine verdiği cevap temizliğin de sinyalini vermiş oluyordu;
"I don't have a team because we are still building it."
"Takımım yok çünkü hala onu kurma aşamasındayız."
Göreve gelir gelmez de transferler ardı ardına geldi. Hansen, Kaukenas, Lavrinovic, Velickovic. Sırada Prigioni ve Garbajosa'nın olduğu söyleniyor. Devamı da gelecektir şüphesiz. Gidenler Raul Lopez, Alex Mumbru, Kennedy Winston. Her ne kadar ona inancım tam dese de Hervelle de gidenler listesine dahil olacak. Massey ve Marko Tomas da bu isimlerden olabilir. Hatta Tomas ve bir miktar para karşılığı Estudiantes'li genç yetenek Carlos Suarez'i kadroya katmak istediği konuşuluyor.
Messina'nın tarzı bu. Şov yapan, takım oyunundan uzaklaşan ve sadece bir konuda yetenekli olan oyuncuyla onun işi olmaz. Raul Lopez'in oyun kurması yetmez. Papaloukas gibi savunma yapabilmeli, Kaukenas gibi istikrarlı bir atıcı olmalı. Mumbru gibi "pota altına yardım ederim, boş buldum mu üçlük atarım" felsefesinde değil Smodis gibi savaşan, ribaundu söküp alan, boş buldu mu atmayıp öldüren oyuncu lazım ona. Reyes gibi her işi yapan takımın yükünü çekebilen, Bullock gibi sorumluluk alabilen oyuncuyu kadrosunda görmek ister.
Messina hedefi koymuş "Final Four". Henüz lig şampiyonluğundan pek fazla bahsetmiyor ama birkaç sene içinde tüm liglere ambargo koyması pek sürpriz olmaz. Ne Kleiza, ne Rakocevic ne de bir başkası, bana göre Avrupa'da yılın transferi Ettore Messina'dır. Avrupa'nın en iyi ve en tecrübeli koçlarından biri olmasının yanı sıra çok büyük bir avantajı daha var. Başka koçlara bu imkanları sağlayacak ikinci bir Florentino Perez yok...
Messina'lı CSKA oyun disiplininden hiçbir zaman kopmayan, mükemmele yakın bazen de mükemmeli aşan savunma yapan, Papaloukas'ı benchte başlatıp sonradan oyuna alarak 18-25 dk arası süre veren, yine Andersen'i kenardan başlatarak Van Den Spiegel ve Savrasenko'yu oynatıp bizleri dehşete düşüren, kadrosuna asla süperstar denilebilecek bir 5 numara katmayan, evinde maç kaybetmeyen bir takımdı. Daha bir çok özellik sayabiliriz ama bunlar en çok akılda kalanlar. Son dönemde Lorbek, Khryapa, Planinic ve Siskauskas gibi isimleri kadrosuna katmasına rağmen ondan önceki senelerde bildiğinden pek şaşmadı Messina. Müthiş otoritesi ve tecrübesiyle bu kadar yıldızın olduğu bir takımda su yüzüne çıkan tek bir ciddi kaos ortamı oluşmasına izin vermedi. Adı NBA ile geçerken Real Madrid'le sözleşme imzaladı ve kendisini tanımayanlar için "Ben geldim" mesajlarını ve demeçlerini vermeye başladı.
"Disiplinli bir takım istiyorum."
"I have had good teams at good clubs, with people who know how to help and build a team. The way you build a team in modern day sports is more important than how you coach it."
"İyi klüplerde iyi takımlara,yardım etmeyi ve takım kurmayı bilen insanlara sahiptim.Modern sporlarda takımı kurmak onu yönetmekten çok daha önemlidir."
Gerek bu sözler, gerekse yeni takımıyla ilgili gelen bir soru üzerine verdiği cevap temizliğin de sinyalini vermiş oluyordu;
"I don't have a team because we are still building it."
"Takımım yok çünkü hala onu kurma aşamasındayız."
Göreve gelir gelmez de transferler ardı ardına geldi. Hansen, Kaukenas, Lavrinovic, Velickovic. Sırada Prigioni ve Garbajosa'nın olduğu söyleniyor. Devamı da gelecektir şüphesiz. Gidenler Raul Lopez, Alex Mumbru, Kennedy Winston. Her ne kadar ona inancım tam dese de Hervelle de gidenler listesine dahil olacak. Massey ve Marko Tomas da bu isimlerden olabilir. Hatta Tomas ve bir miktar para karşılığı Estudiantes'li genç yetenek Carlos Suarez'i kadroya katmak istediği konuşuluyor.
Messina'nın tarzı bu. Şov yapan, takım oyunundan uzaklaşan ve sadece bir konuda yetenekli olan oyuncuyla onun işi olmaz. Raul Lopez'in oyun kurması yetmez. Papaloukas gibi savunma yapabilmeli, Kaukenas gibi istikrarlı bir atıcı olmalı. Mumbru gibi "pota altına yardım ederim, boş buldum mu üçlük atarım" felsefesinde değil Smodis gibi savaşan, ribaundu söküp alan, boş buldu mu atmayıp öldüren oyuncu lazım ona. Reyes gibi her işi yapan takımın yükünü çekebilen, Bullock gibi sorumluluk alabilen oyuncuyu kadrosunda görmek ister.
Messina hedefi koymuş "Final Four". Henüz lig şampiyonluğundan pek fazla bahsetmiyor ama birkaç sene içinde tüm liglere ambargo koyması pek sürpriz olmaz. Ne Kleiza, ne Rakocevic ne de bir başkası, bana göre Avrupa'da yılın transferi Ettore Messina'dır. Avrupa'nın en iyi ve en tecrübeli koçlarından biri olmasının yanı sıra çok büyük bir avantajı daha var. Başka koçlara bu imkanları sağlayacak ikinci bir Florentino Perez yok...
1 yorum:
valla müthiş yazmışsın...tebrikler
Yorum Gönder