Eğer Türkiye - Büyük Britanya maçını FIBA TV'den takip ettiydesiniz çok net bir yorumda bulundu İngiliz spiker; 'Mukemmel'. Türkçe söylediği bu kelimenin ardından da İngilizce karşılığını da açıkladı malumu ilan etmek adına.
Evet kazayla geçilmesi muhtemel, ki; böyle sürprizleri en çok biz severiz, ilk iki karşılaşmayı 'Mukemmel' atlattık. Hem skorlarıyla ama dahası sahada paylaşmayı bilen, ne için oraya geldiğinin bilincinde ve sahiden de '12' tane olan Dev Adam olarak 'Mukemmel' geçtik ilk iki karşılaşmayı.
Britanya maçınıın özeline dönersek; sanki Hidayet'in erken iki faul alması skorun erken kopmasını sağladı. Doğruya doğru; kabul etmek gerekirse Hidayet'in varlığı takımdaki diğer herkesin hücumda birkaç adım geri çekilmesini sağlıyor. Emir'in erken oyuna girmesi paylaşmaya yöneltti takımı. İlk maçta 30 basketi 15 asist üzerinden üreten takım bu kez 34 baskete 24 asistle ulaştı. Hidayet bu takım için çok önemli ancak onu geri kalan maçlarda Luol Deng gibi kullanırsak yarardan çok zarar görebiliriz.
Ömer Aşık'ın parmak hassasiyetinin giderek düzeliyor olması umut verici. Enes ise özellikle Britanya ve Polonya gibi uzunları zayıf takımlar karşısında canavar gibi bir performans ortaya koyuyor. Ama bu ikili için asıl sınav 'Gasol Brothers' ve Ibaka karşısında başlayacak.
Oğuz Savaş da sessiz ve derinden ürettiği 12 sayıyla takımın hücumda sıkışıldığı anlarda takıma ne denli katkı sağlayabileceğini yine gösterdi. Zira savunmada Ne Aşık ne de Enes kadar ürkütücü.
Yalnız ilk iki maçın hatta ilk iki turun ardından şampiyon ilan edildiğimiz Eurobasket 2009'da neler yaşadığımızı unutmamak lazım. Üstüne şu ana dek ne oradaki gibi İspanya galibiyeti aldık ne de Sırbistan. Sadece Litvanya'ya bile plaj havlularıyla gelen Portekiz ile sadece bir kişinin eline bakan Büyük Britanya'yı paramparça ettik.
Ayaklarımızın yere basması için Büyük Britanya'nın bize karşı neler yaptığına da bakmak lazım.
Bir oyuncunun skor yükünü taşımasına izin vererek başarılı olma gibi bir durumun örnekleri daha önce var. Bknz: Nowitzki-Almanya (bildim bileli), Kirilenko-Rusya (2007), Teodosiç-Sırbistan (2009) Ancak Britanya'daki farklı bir durum.
Deng'e 'al sayı at' demiyorlar; 'al her şeyi yap' diyorlar. Ve bunu maç içinde 40 dakika ve tüm turnuva boyunca düşünüyorsanız size neden koç derler onu bilemem. Deng ilk kez bizim maçın 18. dakikasında kenara geldi turnuvada. 58 dakika aralıksız sahada kaldı. Neresinden bakarsanız çözümsüzlük Britanya'nınki. Aslında basketbol diye bir sporun varlığını sadece 2012 Olimpiyatları'nı düzenlemeye hak kazandıktan sonra hatırlarsanız ve hadi takım kuruyoruz derseniz böyle sıkıntılar olması doğal. Bambaşka bir konu o.
Uzun lafın kısası vasat iki takımı 'Mukemmel' oyunla yendik. Ancak ölçü alınmamalı ve rehavet asla olmamalı. Bunu bizden iyi kimse bilmez tarih yazmaya bayıldığımızı artık herkes öğrendi; hem düzden hemde tersten, o yüzden aman dikkat..
Detaylı istatistikler burada.
BÜYÜK BRİTANYA (61): Ogooluwa Adegboye 2, Andrew Lawrence (1 asist), Mike Lenzly 3 (1 ribaund), Devon Van Oostrum 4 (3 ribaund- 2 asist), Andrew Sullivan 3 (2 ribaund), Luol Deng 22 (8 ribaund), Joel Freeland 7 (4 ribaund), Nate Reinking 6 (2 ribaund- asist), Daniel Clark (1 ribaund), Eric Boateng 4 (7 ribaund-1 asist), Kyle Johnson 10 (3 ribaund)
TÜRKİYE (90): Cenk Akyol 6 (2 ribaund-2 asist), Sinan Güler 2 (1 asist), Emir Preldzic 15 (4 ribaund-6 asist), Ömer Onan 14 (4 ribaund- 2 asist), Ersan İlyasova 4 (1 ribaund), İzzet Türkyılmaz 2 (3 ribaund), Kerem Tunçeri 5 (2 ribaund- 3 asist), Oğuz Savaş 12 (3 ribaund-1 asist), Ömer Aşık 7 (9 ribaund), Ender Arslan 5 (2 ribaund), Enes Kanter 11 (5 ribaund), Hidayet Türkoğlu 7 (2 ribaund-3 asist)
Adnan Onaran
2 yorum:
hahahaha bu başlığı atmak için maçın bitmesini sabırsızlıkla bekledin di mi itiraf et :))))
maçın ikinci yarısını bile izleyemedim valla, sannti atmıştı hiç değiştirmedim :)
Yorum Gönder