Turnuvanın ilk gününde İtalya'yı geçen Sırbistan ölüm grubuna zaten ölü olarak başlayan Letonya'yı da rahat geçti. Sırbistan henüz ilk çeyrekte 23-7'lik skoru yakaladı ve ikinci periyodda oyuncu değişiklikleriyle düzenleri hafifçe bozulsa da maçın tamamını rahat rahat geçirdiler. Rahat rahat diyorum çünkü dünkü karşılaşmada Ivkovic 12 öğrencisinden tam 11'ini sahaya sürdü ve hepsinden sayı katkısı aldı. Oyuna giremeyen tek isim ise dev adamların yanında bile dev adam kalan Boban Marjanovic oldu. Her ne kadar kimin madalyaya daha yakın olduğunu konuşmak için çok erken olsa da Sırbistan'ın ''güzel basketbol'' oynadığını söylemek mümkün. Senelerdir kemik olarak aynı kadroyla mücadele eden usta koç Ivkovic'in yarattığı müthiş sistem onlara bu sene altını bile getirebilir.
Son yıllarda katıldığı turnuvalarda favoriler arasında gözüken ama elle tutulur bir başarı yakalayamayan Fransa , müthiş bir hazırlık dönemi geçirerek geldiği Litvanya'da ikinci günde ikinci galibiyetini de İsrail karşısında elde etti. Süper yıldızları Tony Parker yine onları zafere taşıyan isim oldu. Ölüm grubunda , gruptan çıkması beklenmeyen ancak her an her takıma çelme takabilecek gibi gözüken İsrail ise ikinci gün de sahada kayboldu. Zaten İsrail , Maccabi'nin milli takım versiyonu gibi. Hücum oynuyorlar ancak bu oyunları dış şutlara aşırı bağımlı. Fransa karşısında da farkı bu kadar yapan en önemli sebep de bu , %26.3 yüzdeyle attıkları üçlükler. Bu galibiyetle ikinci günü de hasarsız atlattı Fransa...
Almanya ve İtalya , iki önemli basketbol ülkesi... Ama son zamanlarda ikisini de pek iyi noktalarda göremedik. Hatta Fiba Eurobasket kontenjanını 24'e çıkarmasaydı , bu turnuvada İtalya'yı izler miydik orası bile meçhul. Ancak İtalya turnuvaya geldi ve B grubuna ''ölüm'' sıfatını kazandırdı. Ancak gruptan çıkma yolunda ilk gün Fransa'ya ve ikinci gün de Almanya'ya yenildiler. Aslında her iki maçta da fena basketbol oynamadılar. Ancak Almanya karşısında en büyük hatayı net bir şutör olmasına rağmen sıkışılan her anda topu Gallinari'ye vermekle yaptılar. Almanya da bunu zaman zaman yaptı ancak onların topu verdiği adam Gallinari değil , Dirk Nowitzki idi. Geçen yıl Nowitzki olmadan katıldığı Dünya Şampiyonası'nda gruptan dahi çıkamayan Almanya ise NBA patentli yıldızlar Kaman ve Nowitzki'nin de takıma katılmasıyla müthiş bir kimya yakaladı. İşte bu kimya da 2011 Eurobasket'i farklı yapan şeylerden biri. Heyecanı arttıran, favorileri arttıran...
0 yorum:
Yorum Gönder