Dirk Nowitzki. Almanya incelemesine sadece bu iki kelimeyi yazdıktan sonra altına “Risk budur” diye not düşsem, kimsenin itiraz edeceğini sanmam. Klişe Alman disiplini muhabbetinin üzerine Nowitzki’nin koyduğu insani şartları zorlayacak performanslar, son 10 yılda Almanya’nın uluslararası arenadaki bütün başarılarının mimarı. Ancak 1999’dan itibaren Almanya’nın katıldığı 7 turnuvanın hepsinde en ağır yükü çeken, oyuncuların genelde yıpranmamak için dinlenmeyi tercih ettiği yaz dönemlerinde dahi Alman milli formasıyla Eylül ayında boy göstermekten çekinmeyen Nowitzki için; Litvanya’daki şampiyona belki de artık yolun sonu. Bir yazı dinlenerek geçirmenin ne kadar çok şeyi değiştirebileceğinin farkına, 3 yazı boş geçirdikten sonra kazandığı NBA şampiyonluğuyla varan Dirk’ün bu turnuvada boy gösterecek olmasının arkasındaki en önemli sebep ise alınacak bir Olimpiyat vizesi ve 2012’de gelebilecek bir madalya isteği. Bu defa kendisine daha önce hiç sahip olmadığı kadar yakın seviyede bir yardımcısı da var; ancak depoda kendisi adına Haziran ayında başlayan peri masalını Eylül’ün sonuna dek sürdürecek benzini var mı? Almanya adına sorulması gereken en önemli soru önceki cümle.
-
-
Chris Kaman’la güçlenen Tibor Pleiss, Jan Jagla ve Tim Ohlbrecht’li alternatifli uzun departmanında fazla sıkıntı çekmeyecek olan Almanların derdi kısalar. Saç tıraşını geciktiren ilkokul çocuğu görüntüsündeki Steffen Hamann ile bir gün 30 atıp ertesi gün potayı göremeyen Heiko Schaffartzik’e çember altında Kaman ve Nowitzki’nin bulunduğu bir takımı emanet etmek, milli takım zorunluluklarından kaynaklanmasa kolaylıkla cinayet olarak nitelendirilebilir. Tüm bunların ışığında Almanya’dan şampiyonada guard’ların günlük performansları doğrultusunda dalgalanacak bir performans görmek, turnuva öncesi beklentiler arasında kendine çok rahat yer ediniyor. Hamann’dan değil ama Schaffartzik’ten önemli maçlarda gelecek 1 ya da 2 iyi performans, takımın turnuvadaki kaderiniyse baştan aşağı değiştirebilir.
Öte yandan, Nowitzki ve Kaman’ın henüz kadroya katılmadığı dönemde oynanan İzmir’deki Spor Toto World Cup’ta Almanlar kısıtlı malzemeyle iyi sinyaller vermedi de değiller. Hem Sırbistan’ı, hem de Türkiye’yi yendikten sonra Ukrayna’ya karşı yedeklerle alınan mağlubiyet bir şey ifade etmiyor. Özellikle Tibor Pleiss’ın bizim maçta aldığı sorumluluk ve oyuna yabancı görünmemesi önemli; ancak Pleiss’ın boyu 2.16 ve dramatik bir mutasyon geçirmediği sürece kısa sorununu çözecek olan isim o olmayacak. Hazırlık döneminde kaybettikleri diğer 2 maç ise Finlandiya ve Yunanistan karşısında. Kampa başladıktan kısa sure oynadıkları ve bu kadronun ilk defa beraber sahaya çıktığı Finlandiya maçı Almanlar hakkında önemli ipuçları vermese de, Yunanistan karşısındaki farklı mağlubiyetin Nowitzki ve Kaman’ın aralarında bulunduğu bir oyuncu grubuyla gelmiş olması düşündürücü. Nowitzki 14’te 4’le oynadığı maçta NBA sezonunun yorgunluğunu atamadığını hissettirdi ve Kaman da yarısından fazlasını sakat geçirip sadece 32 maça çıktığı sezonun ardından hala fit değil. Farklı noktalara parmak basmak nafile aslında. Burada da aynı kapıya çıkıyoruz. Nowitzki ve Kaman dışındaki bütün oyuncular gelecek sezon bir Alman takımının formasını giyecekler. Alman liginin seviyesi ve son yıllarda ev sahipliği yaptığı en önemli yabancıların dahi kalitesinin İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve hatta Fransa gibi liglerin iki-üç kademe altında olması Euroleague takımlarının aldıkları sonuçlarla da kendini gösteriyor. Bir numaralı oyuncu kalitesinin turnuva standartlarının çok üzerinde olması; ancak rotasyonun içerisindeki 7-8 oyuncunun vasatlık çizgisiyle dans etmeleri birbirini nasıl dengeleyecek, Almanya’nın kaderini belirleyecek faktör bu.
Mevcut kadro yapısında koç Bauermann’ın üzerine düşen rol çok açık. Eldeki oyuncuların hücumdaki kısıtlılığını Nowitzki’yi en verimli şekilde kullanarak mümkün olduğunca örtmek ve savunmada top geçiren ama adam geçirmeyen bir dinamizmi sürekli kılmak. Kağıt üzerine yazması kolay görünen bu iki maddeyi saha içinde uygulaması kolay olmasa da Almanya, Nowitzki’siz geçirdiği son 3 yılda bu tip bir organizasyonun temellerini atmakla uğraştı. Oyuncular da kısıtlı özelliklerinin farkında olacaklar ki, savunmada mümkün olduğunca fazla efor sarfediyorlar ve Bauermann’a bu konuda yardımcı oluyorlar. Bu da önemli bir şans. Hazırlık döneminde Sırbistan’ı 58 sayıda tutarak yenen, Yunanistan’a yenilmesine rağmen 69 sayı yiyen ve milli takımımızı iki maçta da mağlup edip, bunların birinde 52 sayıda tutan Almanya’da kısaların Nowitzki ve Kaman’ı verimli kullanmaları, onları turnuva şablonunda belirli bir noktaya kadar götürecektir. B Grubu’nda Sırbistan ve Fransa’nın bir adım arkasında olsalar da, oyun yapıları itibariyle İtalya önünde 3.’lük için favoriler ve 2. tur biletini alma yolunda bir hayli şanslılar. 2. turdan sonra yola devam etmeleri kolay görünmese de, 12 kişilik kadroya bakıp Dirk Nowitzki ismini gördükten sonra bu takımın üzerini herhangi bir şekilde çizmek mümkün değil. Şu satırı yazarken bir yandan da 2001’deki Almanya-Türkiye yarı finalini izliyorum. Avni Küpeli de beni onaylar şekilde konuşuyor, şimdi onlar düşünsün.
http://twitter.com/sannti
http://twitter.com/sannti
0 yorum:
Yorum Gönder