Link
30 Kasım 2009 Pazartesi
Bu Da Mı Gol Değil
Link
İtalya'da Birinci Belli İkinci Kim ?
5. Haftada MVP Paylaşıldı
Link
Travis Best Napoli'ye Gitti
ACB 10. Hafta Sonuçları
.Fuenlabrada vs. Cajasol : 70-82
Suzuki vs. Caja Laboral : 73-70
Real Madrid vs. CB Granada : 86-69
Lagun Aro GBC vs. Valladolid : 71-74
Unicaja vs. Regal Barcelona : 57-63
CB Murcia vs. Estudiantes : 83-89
Bizkaia BB vs. DKV Joventut : 82-66
Alicante vs. G. Canaria 2014 : 74-50
Xacobeo vs. Power Elec. VLC : 73-79
Avrupa Liglerinde Sonuçlar (27-28-29 Kasım)
.Adriyatik Ligi 10. Hafta
FMP vs. Cedevita : 85-87
Siroki HT Eronet vs. Radnički : 96-83
Partizan vs. Union Olimpija : 80-70
Cibona vs. Zagreb CO : 113-76
Helios vs. Crvena zvezda : 66-72
Hemofarm S. vs. Buducnost : 89-71
Zadar vs. Bosna ASA BHT : 104-54
Fransa Pro A 9. Hafta
Asvel Basket vs. Le Mans : 68-80
Rouen vs. Paris-Levallois : 91-89
HyèresToulon vs. Nancy : 92-78
Cholet vs. Poitiers : 70-67
Roanne vs. Strasbourg : 86-77
Le Havre vs. C./Saone : 68-66
Yunanistan HEBA 5. Hafta
Aris BSA vs. Trikalla : 81 - 66
Panellinios vs. Panionios : 77 - 63
Kavala vs. PAOK : 75 - 70
O. Larissas vs. Peristeri : 73 - 67
Maroussi BC vs. Ilysiakos : 75 - 65
VAP Kolossos vs. AEK : 77 - 61
Olympiacos vs.Panathinaikos : 87 - 76
Rusya Superleague A 6. Hafta
BC Khimki vs. UNICS : 77 - 71
Dynamo M. vs. CSKA M. : 73 - 81
İtalya Lega A 8.Hafta
Vanoli Cr.-Sigma Coatings Montegr. : 90-69
Virtus Bologna-Pepsi Caserta : 72-84
Martos Napoli-Benetton Treviso : 64-96
Angelico Biella-Banca Tercas Teramo : 81-89
Armani Jeans Milano-Scavolini Spar Pesaro : 89-86
Lottomatica Roma-NGC Medical Cantu' : 70-81
Air Avellino-Montepaschi Siena : 57-86
Cimberio Varese-Carife Ferrara : 81-74
Olympiakos : 87 - Panathinaikos : 76 Maç Yorumu
Olympiakos maça Teodosic-Childress-Kleiza-Vasilopoulos-Sofo beşiyle başladı. Perperoglou-Tsartsaris-Batiste-Diamantidis-Nicholas beşiyle de Panathinaikos başladı. İlk dakikalarda Olympiakos Sofo-Batiste eşleşmesindeki fizik avantajını kullanmak için Sofo'ya sürekli top indirdi ama Panathinaikos ikili sıkıştırmalarla bu dezavantajı kapattı. Sofo bu çetin mücadelelerin neticesinde parmağında sıkıntı yaşayınca ikinci dakikada yerini Boroussis'e bıraktı. İlk üç dakikada Olympiakos kendinden beklenmeyen derecede canlı savunma yapıp,hücumda da etkili olunca skorda 6-0 öne fırladı ve Obradovic'in molası geldi. Daha sonra da hücumda sıkıntı yaşayan Panathinaikos Perperoglou-Spanoulis ve Batiste-Pekovic değişikliğine gitti. Zaten Spanoulis ve Pekovic'in ilk beş başlamaması çok anlaşılır bir sebep değildi ve hem maça kötü başlamalarına hem de oyunun kontrolünü rakibe kaptırmalarına sebep oldu. İlk dört dakikayı sayısız geçiren Yoncalar 5:14 kala Nicholas'ın sayılarıyla durumu 6-5'e getirdi. İlk 7 dakikada takımın en iyi isimleri Spanoulis ve Nicholas oldu. Her ikisi de içeriye korkusuzca penetre ettiler ve pota altından rahat turnikeler buldular. Ama Nicholas Childress'a karşı iki faul alınca yerini Calathes'e bırakmak zorunda kaldı ve Obradovic'ten de sağlam bir fırça yedi. Teodosic de aynı şekilde erken iki faul alıp yerini Halperin'e bıraktı.İlk periyod da Papaloukas'ın son saniye üçlüğüyle 24-15 sona erdi. İlk çeyrekte Olympiakos'ta 7 oyuncu sayı bulurken,Panathinaikos'ta 15 sayı sadece Spanoulis (7), Nicholas(5) ve Pekovic(3) ten geldi. Panathinaikos ayrıca bu çeyreğe 7 top kaybı sığdırmayı başardı.
İkinci çeyrek Diamantidis'in üçlüğüyle başladı. Olympiakos pota altı Halperin-Boroussis ikilisine emanet olunca da Panathinaikos bu dezavantajı Fotsis-Pekovic ikilisiyle iyi değerlendirdi ve 24-21 ile farkı üçe indirdi. Durum böyle olunca da Giannakis bir saniye bile geçirmeden Schortsanitis'i oyuna aldı. Sofo da girer girmez kendine yapılan ikili hatta üçlü baskıyla topu dışarı attı ve üstüne de bir faul yaptı. Nicholas da içeriye bir penetreyle daha farkı bire indirdi ve derbi 6:45 kala yeniden başladı. Giannakis bu dakikada Beverley'i oyundan alıp dinlendirdiği Childress'ı tekrar oyuna aldı. Childress maça ofansif anlamda çok iyi başlamıştı ama Beverley de ikinci periyodun başından itibaren Spanoulis'i çok iyi savunuyordu. Daha farklı bir çözüm üretemez mi diye düşünmeden edemedim. İkinci çeyreğin bitimine 6 dakika kala Olympiakos Vasilopoulos'un Tsartsaris'e yaptığı faulle limitini çok erken doldurdu. Panathinaikos da Diamantidis-Spanoulis ikilisini kullanarak oyunun kontrolünü ele aldı ve bu avantajı iyi değerlendirdi ve 5:30 kala Diamantidis'in iki serbest atış isabetiyle maçın başından sonra ilk defa 26-26 ile beraberliği sağladı. Giannakis de Sofo'nun etkisiz kalmasıyla Vujcic'i oyuna aldı. Ama sorun pota altından ziyade oyun kuruculardaydı. Papaloukas ve Teodosic iki komik top kaybı yapınca Yunan koç da 5 dakika kala molayı aldı. 2:30 kala Childress'ın üçlüğüyle skor 35-30'a geldi ve bu sefer de Obradovic molayı almak zorunda kaldı. Mola sonrası Teodosic'in üçlüğüne Nicholas üçlükle cevap verdi ve skor 38-35'e geldi. Devre de Childress ve Batiste'in karşılıklı smaçlarıyla 40-37 Olympiakos üstünlüğüyle sona erdi. İlk yarının en skorer ismi 14 sayıyla Childress oldu. Nicholas da 10 sayıyla Panathinaikos'un en skorer oyuncusuydu. Evsahibi ekip ilk yarıyı aynı zamanda 8 top çalmayla tamamladı.
Son periyodun ilk sayısı maçın suskun ismi Kleiza'dan geldi ve 4. sayısını kaydederken skoru 67-59'a getirdi. 1 dakika içinde ikisi Sofo'dan,biri Boroussis'ten,biri de Halperin'den olmak üzere Olympiakos'un 4 faulü geldi ve 8:30 kala 4 faul limitlerini doldurdular. Aynı zamanda Schortsanitis de 4 faulle kenara geldi. 1 dakika sonra da Pekovic 5 faulle oyunun dışında kaldı. Panathinaikos ayağına gelen fırsatı tepti ve 6:30 kala faul hakkını doldurdu. Kleiza'nın üçlüğüyle de skor 71-63'e geldi. Obradovic bu dakikalarda Calathes-Diamantidis-Spanoulis üçlüsünü aynı anda oynatarak pota altında kaybettiği avantajı kısalarda elinde tutmaya çalıştı çünkü bu dakikalarda takımın kontrolden çıkması geri dönülmez sonuçlara sebep olabilirdi. 3 tane bir numara oynayabilen, baskılı savunma yapabilen isimle de tam saha baskı geldi. Ama önce Papaloukas'ın son saniyedeki zor atışı, ardından Kleiza'nın aynı şekilde üçlüğü skoru 76-68 yaptı ve bitime 4 dakika kala büyük avantajı Olympiakos'a getirdi. Childress'ın basket faulüyle de skor 80-70'e geldi ve Panathinaikos'un umutları tükendi. Kalan süre de karşılıklı basketlerle sona erdi ve büyük derbiyi Olympiakos 87-76 kazandı.
Panathinaikos bugün hiç beklemediğim kadar kötü savunma yaptı ve pota altında Batiste,Fotsis,Tsartsaris,Shermadini gibi hareketli uzunlarını hiç kullanamadı. Pekovic'in erken 5 faulle oyun dışı kalmasıyla da dengede olan boyalı alanı tamamen rakibine kaptırdı. Olympiakos bugün kritik anlardaki dış isabetiyle ezeli rakibinin kendisini yakalamasına hiç izin vermedi. Özellikle Papaloukas ve Kleiza'nın arka arkaya iki hücumda çok kritik atışları sokması Yoncalar'ın da direncini kırdı. İlk üç periyod sadece 2 sayı atan Kleiza son periyoda damgasını vurdu ve 11 sayı üretti. Toplamda 22 sayı bulan Olympiakos'un sayılarının yarısı da haliyle ona aitti. Papaloukas da kısa süre sahada kaldı ama sessiz sedasız 20 sayı kaydetti ve öne çıkan Childress'ı bile geçerek maçın en skoreri oldu. Bu adamı alıp 35 dakika ortalama ile oynatacak herhangi bir kulübe ömür boyu dua etmeye hazırım. Ailevi sıkıntıları sebebiyle mental sıkıntı yaşaması beklenen Childress da 19 sayı attı. Büyük maçlarda öne çıkmaması ile eleştiriliyordu ama belki de yeni sezonun en önemli maçındaki performansıyla takımını sırtladı. Panathinaikos'ta bugün en fazla süre alan Spanoulis-Diamantidis-Nicholas üçlüsü 49 sayıya imza attı. Belki de Obradovic gibi bir hocanın asla tekrarlamayacağı bir tabloya şahit olduk. Diamantidis 36,Spanoulis 34 ve Nicholas 30 dakika sahada kaldı. Shermadini hiç oyuna girmedi,Golemac da 12 saniye oynadı. Obradovic rotasyonları her zaman çok dengelidir ama bugün Olympiakos'un istikrarlı hücum performansı onu da çaresiz bıraktı. Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır diye düşünerek kadroyla fazla oynamadı ama büyük oyuncular bugün kırmızı beyaz forma altındaydı. Panathinaikos bu sezon oynadığı ikinci ciddi maçta da mağlup oldu ve Olympiakos hem futbolda,hem de basketbolda derbileri kazanarak tam bir zafer günü yaşattı. Obradovic de maça Spanoulis ve Pekovic'i kenarda başlatarak neyi amaçladığını bugün yatmadan bir daha düşünsün. Hem maçın başında kontrolü rakibine kaptırdı,hem de Pekovic'i oyuna bir türlü adapte edemeyerek oyundan kopardı. Pekovic belki de kariyerinde yaşamadığı bir şeyi yaşayarak 15 dakikada 5 faulle dışarı çıktı.
29 Kasım 2009 Pazar
Olympiakos - Panathinaikos (Büyük Derbi Maç Yazısı ve Günün Tahmini)
İki takımda da derbi öncesi önemli eksikler bulunmuyor. Panathinaikos'ta Tepic'in durumu şüpheli ve oynayıp oynamayacağına maç saati karar verilecek. Olympiakos'ta yabancı sınırı yüzünden bugün Wafer sahada olmayacak. Domuz gribine yakalanan Papaloukas tamamen iyileşti ve bugün sahada olacak. Ayrıca PAOK maçında rakip tribüne hareket yapan Sofo da korkulan cezayı almadı ve para cezasıyla bir nevi yırttı. Bir tek dün babasını kaybeden Childress'ın mental durumu can sıkıyor.
Her iki takıma baktığımızda kadro olarak mükemmele yakın isimler göze çarpıyor ama takım oyunu gözönüne alındığında Panathinaikos 1 hatta 2 adım önde duruyor. Panathinaikos'ta oyunu kuran ve organize eden Spanoulis,Calathes ve Diamantidis Olympiakos'a oranla daha fazla kader tayin edebilen isimler. Olympiakos oyununu daha çok Kleiza'nın ve pota altında Sofo-Boroussis ikilisinin üzerine kurmuş durumda ve bu isimlere Childress,Beverley,Vasilopoulos gibi oyuncular katkı yapmazsa Olympiakos çok zorlanıyor. Ama Panathinaikos'un hücum opsiyonları çok daha fazla çeşitlilik gösteriyor. Spanoulis ve Diamantidis oyunu yönlendirmenin yanında rahatça skor bulabilen,kendi şutunu yaratabilen isimler. Yine Nicholas gibi çok etkili bir skorer,Perperoglou gibi savaçşı bir isim,pota altında Batiste gibi boyalı alanı etkili kullanabilen,Fotsis gibi dışarı çıkıp skor bulabilen,Pekovic gibi pota altını domine eden isimler Panathinaikos'a büyük zenginlik katıyor.
Olympiakos'un Partizan önündeki oyununu maçtan 1 gün sonra izledim. Bir kere dış alan savunmasını inanılmaz kötü yaptılar ve hem Maric'in içeriden oyununa,hem de Partizan kısalarının içeriye yaptıkları driplinglere çok fazla izin verdiler. Olympiakos Belgrad'ta "Atarım,kazanırım" taktiğini benimsedi ama Partizan'dan beklemedikleri savunma direncini görünce maçı da kaybettiler. Panathinaikos da Oldenburg önünde maça rahat başladı ama daha sonra kötü hücumlarla geriye düştüler. Devre arasından sonra da müthiş savunmalarıyla 60-21 gibi bir seri yakalayarak farklı galip geldiler.
Panathinaikos'ta ne olursa olsun değişmeyen bir şey var o da müthiş savunma. Bunun sebebi de tamamen Obradovic'in maça konsantrasyonu ve müdahaleleri. Bugün iki takım için de "Hücum maç kazandırır,savunma şampiyon yapar." felsefesinin sorgulanacağı bir maç olacak. Müthiş savunmasıyla büyük başarılar yakalayan Panathinaikos veya hücum ederek maçı kontrol altında tutmaya çalışan Olympiakos'un sistemleri sahada çarpışacak.Batiste'in etkili olduğu bir maç izleyebiliriz. Yine aynı şekilde Kleiza'nın çok fazla şut denemesini ve maça ağırlığını koymasını bekliyorum. Ben form durumu ve daha fazla takım oyunu benimseme gibi etkenleri gözönüne alarak muhtemel bir Panathinaikos galibiyeti bekliyorum. Panathinaikos sezon başından beri kötü başladığı maçları çevirme başarısını gösterdi. Bir tek Real Madrid'e mağlup oldular ki onda da maça çok iyi başlayıp daha sonra kaybettiler. Olympiakos da iyi başladığı Partizan maçını kaybederken,kötü başladığı Malaga ve Efes Pilsen maçlarında sadece Efes Pilsen'in kötü oyununu değerlendirerek galip gelebildi. Maçı Panathinaikos'un baştan sona kadar kontrol altında tutmasını ve Olympiakos'un savunma zaaflarını değerlendirerek galip gelmesini bekliyorum.
PANATHİNAİKOS +2.5 @ 1.70 (İddaa)
PANATHİNAİKOS 76.5 SAYI ÜSTÜ @ 1.75
28 Kasım 2009 Cumartesi
Olympiakos'ta Wafer Sıkıntısı
Unicaja Malaga : 57 - Barcelona : 63
Unicaja (57) : Cook (4) , Dean (7) , Welsch (12) , Archibald (2) , Guillem Rubio (-) , Williams (7) , Berni Rodríguez (-) , Lima (2) , Freeland (10) , Saúl Blanco (5) , Jiménez (8).
Regal FC Barcelona (63) : Rubio (2), Navarro (18), Mickeal (4), Morris (5), N'dong (7) , Sada (5), Lakovic (3), Grimau (6), Rabaseda (-), Trias (-), Lorbek (13) , Vázquez (-)
Link
Büyük Derbi Yaklaşıyor #1
Link
27 Kasım 2009 Cuma
Siena : 65 - Barcelona : 84 Maç Yorumu
Xavi Pascual maça klasik diyebileceğimiz Rubio-Navarro-Mickael-Morris-Ndong beşiyle başladı. İlk beşteki tek şaşırtıcı isim Morris'ti. Pascual Lorbek yerine Morris'i tercih etmişti ki bunun sebebi aslında çok açıktı. Karşıda Stonerook gibi dışarı çıkabilen, hareketli ve dışarıdan iyi üçlük atan bir isme karşı Lorbek biraz ağır kalabilirdi. Morris hem Stonerook'tan daha atletik, hem de ondan daha isabetli dış atış bulabilen bir isimdir. Yani normalde Stonerook'la mismatch yaratan Pianigiani'yi kendi silahıyla vurmayı,ondan daha fazla mismatch yaratacak bir ismi sahaya sürmeyi Pascual tercih etmişti. Pianigiani'nin beşi de McIntyre-Zizis-Sato-Stonerook-Eze idi. Normalde Hawkins'i beşte başlatan ve Zizis'i McIntrye ile değişmeli oynatan İtalyan koç Zizis-McIntyre ikilisini oyuna beraber sürerek Rubio-Navarro dezavantajını ortadan kaldırmayı,oyunun temposunu ve kontrolünü elinde tutmayı amaçladı. Regal Barcelona'nın yaptığı katı savunmayı da top kullanabilen iki oyun kurucuyu kullanarak pasifize edip,hücumda oluşabilecek organizason sıkıntılarının önüne geçmeyi,bir yandan da savunmada Zizis'in enerjisini kullanmayı hedefledi.
İlk mola geldiğinde süre 4:58'i gösteriyordu. Bu dakikaya kadar Regal Barcelona Sato ve Eze'nin savunma hatalarını iyi değerlendirerek Mickeal ve Ndong ile sayılar buldu. Barcelona'nın 13 sayısının 7'si Mickael'den,6'sı da Ndong'dan geldi. Buna karşılık Siena hücumda Stonerook ve Eze'yi hiç kullanamadan sadece kısalarla sayı buldu. Mola sonrası da ofansif sıkıntıyı farkeden Pianigiani de Zizis-Hawkins değişikliğine gitti. Siena mola sonrası hücumda üç topu üstüste Eze'ye indirince İtalyan koçun molada hangi noktaya vurgu yaptığı da rahatça anlaşıldı. Ama hücumda bu kadar efektif olan Eze için savunma daha önemliydi çünkü kendisinden daha çevik ve ofansif yönü kuvvetli Fran Vazquez mola sonrası oyundaydı. Zaten iki basit pick and roll'le takımına da 4 sayı kazandırdı. İlk çeyreğin sonlarında Rubio-Navarro ikilisi kenara gelip takımı Lakovic-Grimau ikilisi yönetti. İki deli fişek aynı anda sahada olunca da tempo bir anda arttı. Ama Pianigiani'nin Vazquez'in etkili oyunu sonrası Eze'yi çıkarıp Lavrinovic'i alması savunma sertliğini arttırdı ve çeyrek de 18-20 Barcelona üstünlüğüyle sona erdi.
İkinci çeyrekte Sato'nun yerine Domercant sahadaydı. Hücumda takımını üstlenmesi gerekirken hem bunu başaramayan hem de savunmada ciddi hatalar yapan Sato'ya Pianigiani 10 dakika dayanabildi. Domercant'ın girişiyle de Siena savunması canlanmaya,daha da sertleşmeye başladı ve Barcelona bu çeyrekteki ilk sayılarını 7:45 kala Lorbek'in üçlüğüyle buldu. Bu arada Lorbek'in üçlüğündeki Hawkins'i yaptığı savunma hatasını da videoda göreceksiniz. Kendisini ıslak sopayla dövse sanırım koça kimse ses çıkaramaz çünkü bu hatanın ardından bir de hücumda hata yaparak Barcelona'nın hızlı hücumla üç sayı bulmasına sebep oldu ve fark 6 sayıya çıktı. Bu 6 sayılık farkı da Siena bir türlü indiremedi. Mola sonrası Pascual Rubio'yu oyuna aldı. Aslında Barcelona için skora bakıldığında işler yolunda gidiyordu ama hücumlar esasında hep zorlamaydı. Lakovic'in organizasyon yönü Rubio'nun çok aşağısında olduğu için Pascual bu tehlikeyi sezdi ve Rubio'yu oyuna aldı. Barcelona da onun girişiyle beraber daha derli toplu oynamaya başladı. Zaten günün bonusu Eze de mola sonrası oyundaydı ve hemen onun üzerinden 6 sayı buldular. Siena savunmadaki etkisizliğinin yanında hücumda da bir türlü istediklerini yapamadı. Domercant ve Lavrinovic'le zorlama atışlar buldular ve ayakta kalmaya çalıştılar ama takımda ciddi bir lider eksikliği vardı. Pianigiani de 4 dakika kala McIntrye'ı oyuna aldı. Ama takımı ayakta tutsun diye oyuna alınan McIntrye'da dün birşeylerin ters gittiği belliydi. Önce hücumda 2 top kaybı yaptı,arkasından da savunmada Rubio'yu unutup 3 sayılık basket ve faule sebebiyet verince fark da tekrar 8 sayıya çıktı (32-40). Siena her kritik kırılma anında olduğu gibi bu anda da direnç gösteremedi. Ardından savunmayı serleştirip durumu 34-41'e getirdiler ve son 18 saniye topu ele geçirdiler ama bu sefer de Stonerook'un top kaybı devreyi belki 4 sayı geride kapatabilecekken,Mickael'e yapılan faulle 9 sayı geride girmelerine sebep oldu. Devre de 34-43 Barcelona üstünlüğüyle sona erdi.
Siena maça başladığı beşten Zizis-Hawkins değişikliğiyle ikinci yarıya girdi. Bu beş zaten Siena'nın ideal beşiydi. Barcelona da Ndong-Morris ikilisi yerine daha çok verim aldığı Vazquez-Lorbek ikilisini başlangıçtan farklı olarak tercih etti. Bu beşlerde de ilginç eşleşmeler oldu. McIntrye 1.75 lik boyuna rağmen Mickael'i savunurken Sato da Rubio ile eşleşti. Sato Rubio'ya üstünlük sağlayınca Lakovic de genç yıldızın yerine oyuna girdi. Daha sonra sebebini anlamadığım bu kumar da yerini mantık sınırları içindeki eşleşmelere bıraktı. Siena bu çeyrekte yaptığı sert savunmayla Barcelona'ya üç dakikada sadece serbest atıştan iki sayı imkanı tanıdı ama hücumda bu avantajı değerlendiremeyince Barcelona normal ritmine kavuştuğu anda fark da artmaya başladı. McIntrye bu periyod çok istekliydi ve 3 tane de top çaldı ama takım arkadaşları,özellikle de Sato ve Hawkins etkisiz olunca bunun da anlamı kalmadı. Siena bu çeyrekte fark 8 sayı iken Stonerook'la bomboş üçlük kaçırdı ve dönüşünde durum 40-50'ye geldi. Maçın yine kırılma anlarından biriydi. Tıpkı bu andan tam 3 dakika sonra fark 6'ya indiğinde McIntrye'ın savunmada yaptığı hata sonrası Lakovic'ten yedikleri üçlük anı gibi. Fark 10 sayıya çıkınca Pianigiani pek alışık olmadığımız birşeyi yapıp 4 kısaya döndü. Lavrinovic sahadaki tek uzundu ve bu da Siena'nın hareketli savunma yapmasını sağladı. Dört kısa aslında işe yaradı ve 1 dakika kala farkı 4 sayıya indirdiler. Ama 1 dakika içinde ne yapıp edip farkı yine 8'e çekmeyi başardılar ve üçüncü çeyrek de son saniyede dört kısanın avantajını kullanıp Mickael'in yaptığı tiple 53-61 sona erdi.
Pianigiani son çeyreğe Stonerook'la girdi ve dört kısadan vazgeçti. Çeyrek de Mickael'in basket faul kazanıp,faulü kaçırdıktan sonra aynı topla attığı üçlükle açıldı. Üstüste hatalarla fark da 7 dakika hala 53-68 ile 15 sayıya çıktı ama Siena 2 dakika içinde 10-2 lik seri yakalayarak farkı 7 sayıya indirdi. Ama bu dakikadan sonra yine hücumda etkili olamadı ve son dakikada yaptığı hatalarla da 19 sayı farkla 65-84 mağlup oldu ve liderlik şansını zora soktu.
Siena aslında bu maçta çok istekliydi ama üzerlerinde büyük takıma yakışmayacak derecede stres vardı. Tahminim liderlik hesapları bu stresi yarattı ve Siena kendinden beklenmeyen hatalar yaptı. Tabi Siena'nın hatalarla rakibe maçı hediye ettiği düşünülmesin. Barcelona müthiş bir savunma yaptı ve oyunun belli bölümlerinde Siena'ya potayı göstermedi. Pascual'in de takım yönetimi açısından bu maçta Pianigiani'nin birkaç adım önüne geçtiğini söyleyebilirim. Pianigiani McIntrye'ı ilk yarıda çok fazla kenarda oturttu ve maçın sonlarında işe yarayan dört kısalı sistemden tekrar Stonerook'lu iki uzuna dönünce farka da davetiye çıkardı. Barcelona gibi bir takıma karşı dört kısayla oynamak herzaman çok zordur ama Siena o tempoyu koruyabilirdi.
Siena'nın bu kadar farklı yenilmesindeki en önemli etken rakibini yakalayacağı 4-5 fırsatı değerlendirememesi ve Barcelona'nın bu fırsatların hiçbirini geri tepmemesiydi. Ne zaman Siena kendilerine yaklaştı,hemen farkı arttırdılar ve ikini çeyreğin başında Navarro'nun üçlükleri ile yakaladıkları farkı hiç erittirmediler. McIntrye bu maçın en ilginç isimlerinden biriydi. Müthiş derecede hırslıydı ve zaman zaman bu yüzden çok basit top kayıpları yaptı. Hiç süre alamayan Marconato bu hırsı yapmış olsabir nebze anlayabilirdim ama McIntrye'ın neden bu kadar hırslandığına bir türlü anlam veremedim. Siena adına bir kötü not da Stonerook'a aitti. Maç boyu takımına ne hücumda ne de savunmada hiç katkı vermedi. Sato ve Hawkins de aynı şekilde tutuk bir oyun oynadılar. Siena savunması da oyunun büyük bölümünde beklemediğim kadar yumuşaktı. Ne zaman kendi sert savunmalarına döndüler,o bölümlerde Barcelona hücumda çok zorlandı. Siena'nın maçta yaptığı 16 önemli hatayı bir videoda topladım. Bunların bir kısmı hücumda,bir kısmı savunmada yapıldı ama hepsi çok kritik hatalardı.
Link
Link
Link
Link
ACB TRT (28-29 Kasım Programı)
ACB 10. Hafta Programı (28 - 29 Kasım)
28 Kasım Cumartesi
19:00 Unicaja vs. Regal Barcelona
20:00 Fuenlabrada vs. Cajasol
29 Kasım Pazar
13:30 ReaMadrid vs. CB Granada
13:30 CB Murcia vs. Estudiantes
13:30 B. Bilbao vs. DKV Joventut
13:30 Meridiano vs. Gran Canaria
13:30 Xacobeo vs. P. E. Valencia
18:00 Lagun Aro vs. Valladolid
19:00 Suzuki M. vs. Caja Laboral
Avrupa Ligleri'nde Haftasonu ( 27-28-29 Kasım )
İtalya Lega A 8.Hafta
28 Kasım Cumartesi
20:45 Vanoli Cr.-Sigma Coatings Montegr.
21:30 Virtus Bologna-Pepsi Caserta
21:30 Martos Napoli-Benetton Treviso
29 Kasım Pazar
13:00 Angelico Biella-Banca Tercas Teramo
19:15 Armani Jeans Milano-Scavolini Spar Pesaro
19:15 Lottomatica Roma-NGC Medical Cantu'
19:15 Air Avellino-Montepaschi Siena
19:15 Cimberio Varese-Carife Ferrara
Adriyatik Ligi 10. Hafta
28 Kasım Cumartesi
18:00 Helios vs. Crvena zvezda
19:00 Hemofarm vs. Buducnost
19:00 FMP vs. Cedevita
20:00 Cibona vs. Zagreb CO
20:00 Zadar vs. Bosna ASA BHT
20:30 Partizan vs. Union Olimpija
21:15 Siroki HT vs. Radnički
Fransa Pro A 9. Hafta
27 Kasım Cuma
21:30 Asvel Basket vs. Le Mans
28 Kasım Cumartesi
21:00 Rouen vs. Paris-Levallois
21:00 Hyères-Toulon vs. Nancy
21:00 Cholet vs. Poitiers
21:00 Roanne vs. Strasbourg
21:00 Le Havre vs. C./Saone
29 Kasım Pazar
18:30 Dijon vs. Orléans
Yunanistan HEBA 5. Hafta
28 Kasım Cumartesi
17:00 Aris BSA vs. Trikalla
20:00 Panellinios vs. Panionios
17:00 Kavala vs. PAOK
29 Kasım Pazar
16:30 O. Larissas vs. Peristeri
17:00 Maroussi BC vs. Ilysiakos
17:00 VAP Kolossos vs. AEK
22:00 Olympiacos vs.Panathinaikos
Rusya Superleague A 6. Hafta
28 Kasım Cumartesi
18:00 BC Khimki vs. UNICS
29 Kasım Pazar
13:30 Dynamo M. vs. CSKA M.
TBL 7. Hafta Programı (28-29 Kasım)
28 Kasım Cumartesi
15:00 Mersin B.Ş.B – Kepez Belediyesi (Edip Burhan Spor Salonu)
15:00 P. Karşıyaka – Galatasaray C.C. (Karşıyaka Spor Salonu) Spormax
16:00 Antalya Büyükşehir Belediyesi – Erdemir (Antalya Atatürk Spor Salonu)
16:00 Türk Telekom – Oyak Ranault (Ankara Atatürk Spor Salonu)
16:00 Beşiktaş Cola Turka – Bornova Belediyesi (Cola Turka Arena) Sky Türk
17:00 Darüşşafaka Cooper Tires – Banvit (Ayhan Şahenk Spor Salonu)
29 Kasım Pazar
13:30 Tofaş - Fenerbahçe Ülker (Gemlik Spor Salonu) Spormax
16:00 Aliağa Petkim - Efes Pilsen (Aliağa Enka Spor Salonu)
Eurolig'de 26 Kasım Görünümü
.
Eurolig'de 5. hafta 7 karşılaşmayla tamamlandı. Önce sonuçları görelim ;
Montepaschi - Regal FC Barcelona : 65-84
Partizan - Olympiacos : 86-80
Unicaja - Lietuvos Rytas : 91-84
Efes Pilsen - Entente Orleanaise : 77-64
Maccabi Electra - Maroussi BC : 75-67
Caja Laboral - CSKA Moscow : 67-71
Real Madrid - Armani Jeans Milano : 82-69
Real Madrid de dün Panathinaikos'un yaptığı gibi iki farklı devre oynadı ve farklı galip geldi. İlk yarıyı 39-45 geride kapattılar ama maçı 13 sayı farkla kazandılar. AJ Milano'nun Acker ve Petravicius olmadan bu kadar direnmesi,hatta ilk yarının sonunda maçı alacak noktaya gelmesi fazlasıyla şaşırtıcı oldu. Messina'nın prensi Velickovic yine geceye damga vurdu. 21 sayı ve 7 ribandun yanında Sırp yıldızın dakikaları da giderek artıyor. Sene sonunda en yüksek dakika ortalamasına ulaşması sürpriz olmaz. AJ Milano'da Maciulis 20 sayıyla fazla fazla katkı verdi ama iki yıldızından yoksun AJ Milano'nun daha fazla direnmesi çok abartı olurdu.
CSKA Moskova'da beni fazlasıyla yanıltarak eksiklerine rağmen Caja Laboral deplasmanında galip gelmeyi başardı. Maçın tamamına yakınını izledim. CSKA Moskova Messina ile birlikte kazandığı takım olgusunu bugün fazlasıyla sahaya yansıttı. Özellikle Siskauskas inanılmaz yüzdelerle attı ve takımını galibiyete taşıdı. Maçı da 24 sayıyla tamamladı. Kaun da kendinden beklemediğim bir performans göstererek 14 sayı 8 ribaundla maçın gizli kahramanı oldu. Splitter'e de potayı göstermedi. Caja Laboral da zaman zaman gerilere düştü,rakibini tekrar yakaladı ve öne geçti ama maçın sonunu iyi oynayamayınca mağlup olmaktan kurtulamadı. Kısalar çok iyi attılar ama uzunlardan beklenen katkı sağlanamadı. Halbuki en büyük avantajları o bölgedeydi. English attığı 14 sayı ve kritik anlarda sahneye çıkmasıyla takımın en iyisiydi ama Teletovic potansyelinin dışına çıkıp kahramanlığa soyununca takımını da yakan isim oldu.
Gecenin en sürpriz sonucu Belgrad'dan geldi. Partizan yine bombayı patlattı ve geçen sene Panathinaikos'a yaptığını bu sene de Olympiakos'a yaptı,rakibini eli boş gönderdi. Vujosevic ve taraftarlar için ayrı bir yazı yazacağım ama bu Partizan'da isimler değişirken değişmeyen şeyler varsa bu sistemin marifetidir. Maric 23 sayı,15 ribaund ve 5 top çalmayla oynadı. Bizim takımlarımızda olsa maç başı 10 sayıyı zar zor görür. Ama adamlar şiir gibi oynatıyorlar uzunlarını. Efes Pilsen'de süre bulamayan Rasic de 25 sayı 5 asistle oynadı. Bo McCalebb de bu maç oynatmayı bırakıp oynatınca 19 sayı da o buldu. Zaten üç oyuncunun ürettiği 67 sayı da fazlasıyla ekstraydı. Olympiakos'ta Kleiza 18 sayısının 14'ünü faullerden buldu,Childress da uzun bir aradan sonra 18 sayı üretti. Ama Yunanlıların 3/19 'la %15 üçlük yüzdesi tabelayı bu noktaya getirdi. Maçın son iki dakikasını izledim. Tribünlerde en az 10-15 bin seyirci vardı ve takımlarını mükemmel destekleyip direnmelerini sağladılar. Bu taraftar da böyle galibiyetleri fazlasıyla hak ediyor.
26 Kasım 2009 Perşembe
Efes Pilsen : 77 - Orleans : 64 Maç Yorumu
Efes Pilsen ikinci çeyreğe Rakocevic,Smith ve Santiago'yu alarak başladı. Orleans ikinci çeyreğe kötü hücumlar ve top kayıplarıyla başlayınca Smith'in üçlüğüyle skor bir anda 27-17'ye geldi ve maçtaki en büyük fark oluştu. 7:14 kala da Herve'nin molası geldi. Mola sonrası Smith,Ender ve Nachbar'ın üçlükleri 5:30 kala skoru 36-19 yapınca Orleans da maça erkenden havlu attı. Çeyreğin kalan bölümünde Orleans pota altında Santiago'nun üzerine giderek sayı ararı ve bunda da başarılı oldu. Hatta Santiago bir pozisyon üçlük çizgisinin dışına kadar çıkıp Nichols'a faul yapınca gereksiz sayılara mal oldu ve Ergin Ataman da Santiago-Nachbar ikilisini çıkarıp Kaya-Thornton ikilisini sahaya sürdü. Efes Pilsen 4 dakika boyunca gereksiz şutlarla oyun disiplininin dışına çıkınca da toparlayıcı Sinan oyuna 1 dakika kala dahil oldu. Devreye de Orleans'ın 10-0 lık serisiyle 40-29 Efes Pilsen üstünlüğüyle girildi.
İlk devrede Efes Pilsen adına dikkat çeken notlar 8 oyuncunun sayı bulması,toplamda sadece 4 faul yapmaları ve 12 asiste imza atmalarıydı. Orleans da ilk yarıyı 11 top kaybıyla tamamladı.
Son çeyrek de Eurolig havasından uzakta çok rahat geçti. Efes Pilsen'de fazla forma şansı bulamayan Ermal son çeyrek uzun bir süre sahada kaldı ve Thornton'un katkılarıyla sayılar üretti. Maç da iki takımın karşılıklı üç sayılık basketleriyle 77-64 sona erdi.
Efes Pilsen'in mutlak kazanması gerekiyordu ve çok rahat oynayarak kazandı. Kendini hiç sıkmadı. İstediği zaman tempoyu yükseltip,istediği zaman düşürdü. Diğer maçlara göre daha derli toplu gözükseler de hücumda zaman zaman başlarına buyruk atışlar yaptılar ve kontrolü kaybettiler. Thornton düşük yüzdeyle oynadı ama 5 ribaund ve 7 asistle önemli katkı yaptı. Efes Pilsen'de 10 oyuncu sayı buldu ama maça bir türlü ısınamayan Shumpert ve fazla top kullanmayan Kerem sayı bulamadı. Bu galibiyet zaten beklenen bir sonuçtu ama şimdi çok kritik bir süreç başlıyor. İlk maç içeride Lietuvos Rytas'la. Efes Pilsen'in ilk maçın dezavantajını kapatıp ikili averajla rakibini altına alması gerekiyor. Detaylı istatistikler burada.
EFES PİLSEN (77): Mario Kasun 8 (6 ribaund- 1 asist), Charles Smith 8 (2 ribaund), Igor Rakocevic 9 (6 asist), Preston Shumpert (2 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri (2 asist), Bootsy Thornton 8 (5 ribaund- 7 asist), Kaya Peker 7 (3 ribaund- 1 asist), Bostjan Nachbar 12 (3 ribaund), Ermal Kurtoğlu 4 (3 ribaund), Daniel Santiago 6 (5 ribaund- 1 asist), Sinan Güler 8 (3 ribaund- 2 asist), Ender Arslan 7 (1 ribaund- 2 asist)
ENTENTE ORLEANAİSE (64): Cedrick Banks 12 (3 ribaund- 1 asist), Ryvon Covile 8 (3 ribaund), William Herve 5 (1 ribaund), Justin Doellman 9 (6 ribaund), Johwe Casseus, Aldo Curti 3 (1 ribaund- 4 asist), Austin Nichols 16 (3 ribaund), Ludovic Vaty 4 (6 ribaund), Adrien Moerman 2 (2 ribaund), Anthony Dobbins 2 (4 ribaund), Elio Sadiku 3
Eurolig'de Günün Tahminleri (25 Kasım)
CSKA'da haftasonu Sokolov ve Vorontsevich'in sakatlandıkları açıklanmıştı. Ben de blogda haberi verirken haftaiçi Splitter'in kariyer rekoru kırabileceğini ifade etmiştim. Zaman çok hızlı geçiyor,maç günü geldi çattı. Splitter'in ufak bir sakatlığı olduğu söylendi ama bugün gruptaki ciddi rakiplerden CSKA'yı yenip avantaj sağlamak istiyorlarsa,üstüne bir de pota altında bu kadar ciddi bir avantajları varsa Splitter'i bir şekilde oynatmak zo-run-da-lar. Ne Kaun ne de Radenovic Splitter ile boğuşabilecek seviyede değiller. Biraz Radenovic mücadele edebilir ama ona karşı da Splitter'in önemli bir boy+kol uzunluğu avantajı var. Dusko Ivanovic kurt bir hocadır,rakibin açıklarını kullanmasını iyi bilir. Barcelona ile oynanan lig maçında bile oyunu Splitter'in üzerine kurmuştu,uzunsuz bir CSKA'ya karşı fazlasıyla Splitter'i kullanır. Splitter'in bugün en az 7-8 faul atışı kullanacağını düşünüyorum. Eğer sakatlık sıkıntısı yaşamazsa tahminim 20 sayının üstünü göreceği şeklinde.
SPLİTTER 14.5 ÜSTÜ @ 1.80
İkinci seçenek Efes Pilsen - Orleans maçından. Rakocevic'in domuz gribi olduğu ve bugünkü maçta oynamayacağı birkaç yerde yazıldı. Konu ile ilgili resmi bir haber olmadığından bloga girmedim ama söylentilerin doğru olduğunu ve Rakocevic'in de bugün sahada yer almayacağını düşünüyorum. Durum böyle olunca da esas işi savunma yapmak olan Thornton herzamanki gibi Jordan rolüne bürünecek ve takımı sürüklemeye çalışacaktır. Rakip de Orleans olunca Efes Pilsen'in maç içinde tempo yükseltmesini ve Olympiakos-Orleans maçının bir benzerinin yaşanmasını bekliyorum. Bu tempoda Thornton hem birebir zorlamaları,hem de dış atışlarıyla ciddi bir skor üretebilir. Onun önünde de birkaç engel var tabi. Rakocevic haberinin gerçek olmaması ve Thornton'un çok kötü başlayıp kenara alınması onun rakamlarını düşürebilir. Ama Sinan Güler'in Avrupa maçlarında forma şansı bulamamasından dolayı Thornton'un bir şekilde 12 sayıyı göreceğini düşünüyorum.
THORNTON 11.5 ÜSTÜ @ 1.80
Malaga ve Rytas tempolu oynayan ama aynı zamanda iyi savunma yapan iki takım. Malaga'nın da kendi sahasında seyircisiyle beraber iyi savunma yaptığına çok defa şahit oldum. Haftasonu oynanan Zalgiris-Rytas maçını izledim. Rytas dışarıdan iyi attı ama içeriyi iyi kullanamadı. Bugün karşılarında kısaları da iyi savunan bir Malaga var. Eğer ikisi de tempoyu arttırıp koş koş'a dönmez,olağanüstü yüzdeler yakalamazlarsa maçın düşük skorlu geçeceğini düşünüyorum. İddaa'nın açmış olduğu 151.5 sınırı alt oynamak için gayet ideal.
MALAGA - RYTAS 151.5 ALT @ 1.70 (İddaa)
Gecenin maçında Siena'nın Barcelona'yı yeneceğini düşünüyorum. Çoğunluk Barcelona'yı üstün görse de ben Pianigiani'nin Barcelona kısalarına özel önlem almasını bekliyorum. Maccabi ve Real Madrid de galibiyete yakınlar ama 16-17 lik farkları kapatabilirler mi emin değilim. Eğer AJ Milano'da Acker ve Petravicius oynarsa Real Madrid'e direnebilirler. Olympiakos kısalarda sıkıntıları olsa da Partizan deplasmanını uzun oyuncularının performansıyla geçecektir. Boroussis,Kleiza,Schortsanitis ve Vujcic dörtlüsü maça damga vururlar diye düşünüyorum. Unicaja Malaga evsahibi avantajıyla,Caja Laboral da pota altındaki üstünlüğüyle bir adım önde duruyorlar. Efes Pilsen'in de kazanmaktan başka yolu yok. Evinde zaten kaybetme lüksü yokken bir de Orleans'a maç kaybetmesi felaketten öte olur.
Nachbar Real Madrid'e, Hervelle Efes Pilsen'e
Nachbar Efes Pilsen'de çok tutuk oynuyor ve performans açısından da istikrar gösteremiyordu. Hervelle ona göre çok daha savaşçı ve pota altını zorlayan bir isim. Gerçek bir 4 numara. Aynı zamanda üçlük çizgisinin gerisinden Nachbar'dan daha etkili olduğunu söyleyebilirim. Kollarının uzunluğu sayesinde çok da iyi ribaund alabiliyor. Hervelle'i burda çok defa konuk ettim,istiyordum da ama takımlarımızın böyle başarılı hamleler yapabileceği konusunda umudum yoktu. İnşallah Efes Pilsen bu takası gerçekleştirir,tanımayanlar da Hervelle'in ne kadar başarılı olacağını görür.
Takasın ne durumda olduğu konusunda bir fikrim yok ama böyle bir çalışma varsa en kısa zamanda gerçekleşecektir. Hem Efes Pilsen'in Nachbar'ın kontratından kaynaklanan maddi bir avantajı da olacaktır. Gelişmeler yakında basına yansır,hep beraber sonucunu görürüz. Son olarak Messina'ya: "Bu sefer bırak artık Hervelle'i de kalbimde bir kere daha taht kur."
Xavi Pascual'la Yola Devam
Eurolig'de 25 Kasım Görünümü
Zalgiris vs. Fenerbahce Ulker : 78-84
Asvel Basket vs. Cibona Zagreb : 71-68
Union Olimpija vs. Lottomatica : 87-70
BC Khimki vs. Asseco Prokom : 89-67
Panathinaikos vs. EWE Baskets : 96-63
Asvel'in bugün Cibona'yı rahat geçmesi bekleniyordu ama tam tersi oldu. Maçın büyük bölümünü Cibona büyük farkla önde götürdü. Bir ara son periyodda farkı 15 sayı görünce takip etmeyi bıraktım ama son dakikalarda tekrar takibe başladım. Son periyoddaki 28-10'luk Asvel üstünlüğü maçı Fransızlar'a getirdi. Yeni transfer Marshall etkisiz kaldı ama Dixon 17 sayıyla ve maçın sonunda sazı eline alışıyla olaya noktayı koydu. Cibona'da Graves'in yokluğunda Marko Tomas öne çıkmış ama maçı Asvel kazanmayı başarmış.
Panathinaikos ilk yarı kendi görüntüsünden çok uzaktı. İlk yarıyı da Oldenburg karşısında 42-36 yenik kapattı. Ama Obradovic devrede gereken etkiyi yapmış olacak ki ikinci yarıda 60-21'lik seri geldi ve Panathinaikos maçı 33 sayıyla kazanmayı başardı. Son periyoddaki 30-7 lik bir skor var ki aman aman. Sakatlıktan dönen Batiste zımba gibi oynamaya devam ediyor. Dün de 25 sayı ve 6 ribaunda oynamış. Haftasonu derbi var ve yeşillerin kafası tamamen orda.
Gecenin sürprizini Roma'yı şut manyağı yapan Olimpija gerçekleştirdi ve ilk galibiyetini aldı. Maçın büyük bölümünü izledim. Olimpija'da bütün oyuncular "on fire" durumdaydı ve çok yüksek yüzdelerle oynadılar. İkinci çeyrekteki 25-7 lik skorla da maçı kazandılar. Roma'da biraz Winston ayakta durdu ama hücumda felaketlerdi. Öyle olunca da mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Roma zirve yarışında çok büyük bir yara aldı,Olimpija da şeytanın bacağını kırdı.
25 Kasım 2009 Çarşamba
Zalgiris : 78 - Fenerbahçe Ülker : 84
Fenerbahçe Ülker bu kritik galibiyetle gruptaki durumunu 3-2'ye getirdi ve üçüncülük yolunda büyük avantaj sağladı. Artık Zalgiris'i içerde de yenmek gerekiyor ki bu galibiyetin bir önemi olsun. Tanjevic de bu galibiyetle sanırım bir nefes aldı. Gitti,gidecek deniyor ama kulüpte o yönde bir hava yok. Bu galibiyetin bir diğer önemi de fikstürle ortaya çıkıyor. Fenerbahçe Ülker haftaya İspanya'ya gidecek ve buradan bir galibiyet çıkaramamış olsa takımı psikolojik olarak da zor zamanlar bekleyebilirdi. Tabi takım olarak hala önemli eksikler var. İçeri iyi kapatılmıyor ve rakiplere çok fazla boyalı alandan ikinci şans veriliyor. Böyle olunca da zaman zaman takımın direnci düşebiliyor. Hücumda da çok acele atışlar kullanıp gereksiz top kayıpları yapılıyor. Greer'in düşük savunma performansı onun dakikasını azaltıyor. Yine de bu galibiyet çok kritikti ve geleceğe dair umut aşıladı. Detaylı istatistikler burada.
ZALGİRİS KAUNAS (78): Marcus Brown 16 (1 ribaund), Martynas Pocius 19 (7 ribaund- 1 asist), Mantas Kalnietis 4 (2 ribaund- 6 asist), Tadas Klimavicius 2 (2 ribaund), Mirza Begic 8 (6 ribaund), Dainius Salenga 17 (3 ribaund), Arturas Milaknis, Povilas Cukinas (1 ribaund), Travis Watson 12 (9 ribaund)
FENERBAHÇE ÜLKER (84): Ömer Onan 13, Rasim Başak, Semih Erden 12 (6 ribaund), Gordon Giricek 12 (5 ribaund- 1 asist), Damir Kaan Mrsic 16 (1 ribaund- 5 asist), Lynn Greer 7 (5 asist), Oğuz Savaş 2 (3 ribaund), Tarence Kinsey 2 (1 ribaund), Ömer Aşık 10 (4 ribaund), Emir Preldzic 10 (3 ribaund- 3 asist)
Link