Herkes biraz Efes'lidir bu ülkede. Yıllarca Efes Pilsen'i milli takım gibi destekledik, sonra herkesten artık Anadolu Efes'li olmaları istendi. Kiminin entegrasyonu çok hızlı oldu, kimisi tedaviyi reddetti. Ama neticede herkes ortak kümede "Efes'li" olarak kaldı. Üç büyükler basketbolda yatırımı arttırdıkça kimileri küçücük de olsa içinde varolan Efes'liliğini içine attı, renklerini açıkça göstermeye başladı. Ben de rengi her zaman belli olan ama basketbol sözkonusu olduğunda Efes'liliğini de bir başka takımlılığını da ortaya koyabilen biriyim. Belki de uzun bir aradan sonra başlangıcı bu satırlarla bu yüzden yapıyorum.
Bir dakikalık bir klip izledim bugün. Anadolu Efes oyuncuları iyi bir müzik performansıyla taraftarına sesleniyor klipte. Yalnız bu projede ters giden bir şeyler var. Diyorum ya "iyi bir müzik performansı" diye. Ters giden şey sanırım bizzat bu. Son 5 maçta dört Final Four adayı takıma karşı kaybetmiş, dört maçta 92 sayı fark yemiş Anadolu Efes'in çeyrek final için Olympiakos deplasmanında umutlarını zora soktuğu bir maçın ertesinde bu klibin gösterilmesi biraz ilginç geldi bana. Kesinlikle artniyet anlamında söylemiyorum ama Anadolu Efes taraftarı ve diğer Efes'liler takımlarına bu kadar kırgın ve kızgınken bu felaket PR zamanlamasının kulübün tüm kanatlarından büyük bir şevkle sunulması bende inanılmaz bir hayalkırıklığı yarattı. Herkes 30 milyon dolarlık bütçenin sahaya "Avrupalı Efes"i koymasını beklerken stüdyoda oyuncularımızın taraftara şarkı söylemesinin anlamını yazının sonuna saklıyorum.
Tabi olayın bir de farklı ve bambaşka bir yanı var. Şarkı taraftara söyleniyor, klip taraftara çekiliyor ama salonda belki de hayatlarında Sinan Erdem'e, Abdi İpekçi'ye yolu düşmemiş yüzlerce genç oynatılmış. Efes taraftarına seslenirken salonda daimi taraftar olan "Efesliler" yok. Seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı bir konu ama bu "Efesliler" gerçeğini değiştirmez. Bugün o klipte salona atıyorum 2000 kişi koyup içine Efesliler'i koysalar, herkese de emniyetteki gibi teşhis numarası verseler ben sade bir basketbol seyircisi olarak o salonda Pınar'ı, Fahir'i, Ahmet'i , Didem'i, Özlem'i, Önder Abi'yi, Burhan'ı ve diğerlerini 2 dakika içinde rahatlıkla seçerim. Bunu ben yapabiliyorsam Anadolu Efes kulübünün çok rahat yapması gerekirdi. Bilmediğimiz şeyler varsa birşey diyemem bunu ancak taraflar açıklar ama kulüp gel deseydi o salona işini gücünü bırakıp koşarak gidecek onlarca insan tanıyorum. Üstelik birçoğuyla tanışmamış, tek kelime bile muhabbet etmemiş olmama rağmen.
İsterdik ki Efes Top 16'da fırtına gibi eserken şu klip yayınlansın, her maç tribünler bu şarkıyla coşsun ama şu şartlarda klip bana bir türlü sevimli gelmedi malesef. Çünkü Anadolu Efes ve Ufuk Sarıca parkeye mucize koymazsa klipte oynayan ve oynamayan oyuncular Mayıs'ta belki de o seslendikleri taraftarların bazılarının yerine salonda oturarak onları o keyiften mahrum edecekler. İronik ama ütopik değil. Klipte sahaya koyulan oyun gibi Kerem'in tek başına başrolde olması, uzunların hiçbir katkısının olmaması da ayrı bir ironik tablo oluşturmuş.
Şu klibin şu zamanda yayınlanması "karısını aldatan adamın aynı akşam eve elinde çiçeklerle gelmesi" gibi birşey. Her ikisinde de niyet güzel, malzeme güzel, düşünce güzel lakin zaman yanlış. Efes'liler kendisi aldatılmış hissediyor şu an, bir demet çiçek kimseyi memnun etmez.
5 yorum:
Dedikleriniz çoğuna katılıyorum ama katılmadığım tek nokta reklamın çıkış zamanı ile ilgili çünkü Anadolu Efes'in facebook sayfasında 2-3 gün önceden size bir sürprizimiz var diyerek geri sayım sayacı saymaya başladı ve sayaç perşembe sabah saat 10'da bitiyordu; belki mağlubiyetin üzerine pek hoş olmadı ama bence PR'da tamamen yanlış anlamına gelmemeli.
Videonun garaj içerisinde şarkı söyleme kısmı gerçekten çok güzel ama konu basketbol olunca "Efes Pilsen"liliği her şeyin önüne koymuş biri olarak Sinan Erdem'de çekilen kısımlar gerçekten insanı videodan soğutuyor. Tepkiler sahte, insanlar soğuk gözüküyor. O insanların gerçekten bir maç için orada olmadığı çok belli. Dediğin gibi "gerçek" taraftarı/seyirciyi oraya çağırsalar koşa koşa gidecek insan çok ama o kadar uğraşa gerek yok maç içerisinde bile taraftar görüntüsü çekilse yeter gibime geliyor.
İşin PR kısmına gelinince; evet benden önce yorum yapan arkadaşın dediği gibi süregelen bir gerisayım vardı. Demek ki gerisayım başlı başına bir PR hatası. Bir maç ertesine koymak çok riskli bir hareket ki riskin kötü yanını da gördük. Maç gününe koyabilirler veya bir kaç gün bekleyip 8 Şubat'taki Olympiakos maçından önce yayınlayarak bir kaç fazla kişiyi bile tribüne çekebilirlerdi.
Son 2 senedir Efes'te taraftar etkileşimi, tribüne seyirci çekmek veya oyuncuları sosyal sorumluluk projelerine katmak gibi NBAvari eylemler açısından bir gelişme var kı bu video da onlardan biri. Ama işte böyle PR'da yapılan bir hata ile sahada ki oyun denk gelince ters tepebiliyor :)
Değil bir demet çiçek, çiçekçi dükkanı getirseler bu pislik temizlenmez. Bu arada tekrar hoşgeldin :)
Taraftar sayısı / verimli taraftar oranı açısından Türkiye'nin en kaliteli taraftarına Efes yönetiminin hiç sahip çıkmadığı ortada. Kombine sürecinde aylarca cevap alınamayan bir yönetim ve reklam için kendi taraftar grubunu çağırmayan yönetim.
Reklam içinde Efesliler'i aradım ama hiç tribünde görmediğim insanlar vardı Efesliler yerine.
Yönetimin ögelerinden biri olan katılımcılık konusunda efes yönetiminin sınıfta kaldığı bariz. Bu kadar da merkezden yönetim fazla ama.
fazla özletmiştin kendini;
hoşgeldin mali
Yorum Gönder