Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

18 Eylül 2011 Pazar

Eurobasket Günlüğü (16 Eylül)


İkinci "çeyrek finalin mağluplar" maçında Yunanistan ve Sırbistan karşı karşıya geldi. Kazananın tıpkı Litvanya - Slovenya maçındaki gibi olimpiyat elemesi bileti kazanacağı maçta Yunanistan turnuva performansının üzerine çıkarak hedefine ulaştı. Turnuva boyunca sadece bir kere, o da Finlandiya karşısında 80 sayının üzerine çıkabilen Yunanistan, 87 sayıyla en yüksek skorunu üreterek Sırbistan'ı rahat geçti. Tabi ilk çeyreğin kaymağını yediler demek yanlış olmaz. 34-8 lik rekor ilk çeyreği sonunda kalan 30 dakikayı cepten yiyerek geçirdiler ama fark o kadar fazlaydı ki Sırbistan'a zaman yetmedi. Daha önce Bouroussis'e hücumda destek çıkaramayan Yunanlar bu maçta Zisis, Calathes (10 da asist yaptı) ve Fotsis ile rahat sayı bulup sonuca gittiler. Teodosic bir gün önceki 9 top kayıplı performansına bir gün sonra 6 top kaybı ile devam etti. Son 6 maçta 5. mağlubiyetini aldı Sırbistan. Biri soyunma odasına muska mı koydu yoksa takım yemeğine dualı birşeyler mi karıştırdı bilinmez ama tepetaklak aşağı yuvarlandılar. Olimpiyat elemelerinin de dışında kalmaları onlar için en büyük darbe oldu.


Her güzel şeyin bir sonu vardır derler ya Makedonya için de o yolun sonu İspanya oldu. Kendilerinin bile turnuva öncesi inanamayacağı final yürüyüşü için yollarını kesebilecek tek takım İspanya'ydı ve onlar da Navarro ile bu işlemi gerçekleştirdiler. İlk yarı Makedonlar iyi direndi, hatta direnmenin ötesinde devreyi de önde bitirdiler ama üçüncü periyodda Navarro gerçeği ortaya çıktı. Tam 19 sayı üretti "La Bomba" ve hançeri Makedonlara sapladı. Üçüncü çeyrekte üretilen 27 sayının 8'i de Gasol kardeşlerden. Takımda bu kadar özel isim olunca tökezlemek neredeyse imkansız oluyor İspanyollar için. Navarro'nun 35 sayısı, Pau Gasol'un 22 sayı ve 17 ribaundu bu seviye için çok özel ve belirleyici performanslar. Claver, San Emeterio ve Reyes gibi oyuncuların süre alamadığı bir İspanya karşısında Ilievski ve Antic 40'ar dakika sahada kalmak zorunda kalırsa aradaki denge farkı da skorborda elbette ki etki ediyor. "Afacan Dennis" McCalebb'in 25 sayısına Ilievski 15, Antic 17 ve Samardziski de 12 sayıyla eşlik etmelerine rağmen bu tabloda alınan mağlubiyetin tek sebebi karşıda İspanya gibi çok geniş ve yetenekli bir kadronun olması. Makedonya final yürüyüşünü noktaladı ama önlerinde madalya için son bir maç daha var.


Maçı izleyemedim ama istatistiklerde çok önemli iki nokta var. 35-21 ribaundlar ve Fransa'nın %58.3 üçlük atış yüzdesi. Yarı final için inanılmaz rakamlar bunlar. Fransa'nın 12 hücum ribaunduna karşılık Rusya'nın sadece 13 savunma ribaundu var. 12 hücum ribaundu demek 12 kere ikinci atış şansı demek. Üstelik de bir basketin bile çok şeyi değiştirebileceği bir yarı finalde. Rusya ne zaman maça tutunmak veya öne geçmek istese Fransa üçlük atışlarla buna izin vermemiş. Buna maç sonunda Parker'ın üçlüğü de dahil olmak üzere. Ribaundlarda da Batum'un 7, De Colo'nun da 5 ekstra katkısı var. Aslında bu oyuncular için ekstra demek yanlış olur ama toplam çektikleri 12 ribaund Rusya'nın tüm takım savunma ribaunduna neredeyse eşit. 35-21 ribaund farkı da Seraphin'in süre almadığı bir maç için fazlasıyla dikkat çekici. Rusya turnuva boyunca müthiş savunmasının yanına eklediği hücum düzeniyle ayakta kaldı ve her maç bir başka isimden skor katkısı alarak savunmasını ödüllendirdi. Ama bu maç hem Fridzon, hem de Khryapa suskun kalınca Fransa'nın kontrolünü bir türlü kendi lehlerine çeviremediler.

Fransa 62 yıl sonra tekrar finale çıktı ve bugün İspanya ile altın madalya mücadelesi verecek. Parker ve Noah'sız grupta fark yedikleri İspanya'dan rövanşı almanın, tarih yazmanın vakti. Rusya için iyi geçen turnuvada en azından bronz madalya hedefi hala canlı durumda. Grupta yendikleri Makedonya bronz madalya önünde tek engelleri şu an için.

0 yorum:

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...