Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Eurobasket 2011 Yunanistan İncelemesi

Birbirine bu kadar çok benzemesine rağmen tarihin getirdikleriyle coğrafyanın iki düşman ülkesi olan Yunanistan ve Türkiye'nin ortak bir noktası var; sözkonusu ulusal bir şampiyona olduğu zaman hayat durur ve tüm ülke buna kilitlenir. Ama onların bizden bir farkı daha var. Sözkonusu basketbol şampiyonası olduğu zaman ayrı bir konsantrasyona bürünüyorlar. 2006'da ABD karşısında yazılan tarihin ardından finalde Pau Gasol'süz İspanya karşısında altına uzanması beklenirken farklı mağlup olarak gümüş madalya sahibi olan Yunanistan o günden sonra bir şekilde bugüne kadar tüm organizasyonlarda zirveden fazla uzaklaşmamayı başardı. Ta ki geçtiğimiz sene ülkemizde yapılan 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na kadar. Küçük hesaplarla ABD'den kaçmak isterken yine İspanya'nın kucağına oturan Yunanistan çeyrek finale kalamadan elenerek milenyumda hem derece, hem de itibar anlamında dibi de görmüş oldu. Ama tehlike henüz geçmiş değil...

Papaloukas, Diamantidis ve Spanoulis gibi üç guarda sahip olan Yunanistan'ın bu bölgede sahip olduğu değeri sanırım ancak "Ortadoğu, dünya ve petrol" üçlemesiyle anlatmak mümkün olabilir. Sadece bir tanesinin varlığı bile başta Litvanya ve Türkiye olmak üzere birçok ülkenin kaderini değiştirebilecekken üç değerli oyun kurucunun birden mavi beyaz formayı giymesi adaletin terazisinde dengesizliklere yol açıyordu ki bu sene üçünden birden mahrum kalacaklar. Papaloukas ve Diamantidis'in milli takımı bırakması, Spanoulis'in de sakatlığı sebebiyle kadrodan çıkarılması koç Zouros'un o bölgeye üç tane yetenekli ama lider olmaktan uzak oyuncuyu monte etmesini zorunlu kıldı. Siena'da son yılları daha çok backup point guard olarak geçiren Zisis bu sene Calathes'le birlikte Yunanistan'ın dümenini çeviren en önemli iki isim olacak. Panathinaikos'la çok iyi bir sezon geçiren ve Spanoulis'in gidişi sonrası o bölgeyi beklenenden çok daha iyi doldurarak Avrupa şampiyonluğunun mimarlarından biri olan Nick Calathes, Yunanistan'ın ulaşacağı noktayı doğrudan belirleyen isimlerden biri olacak. Yetenekleri tartışılmaz olsa da son yıllarda aldığı sorumluluk giderek azalan Zisis için de bu şampiyona yeniden yükselip kendini bulması için bulunmaz bir nimet. Çünkü saha kenarındaki sandalyede veya ensesinde asla Papaloukas, Diamantidis ve Spanoulis'in nefesini hissetmeyecek. Bu sefer asları dinlendiren değil yedeklerin dinlendirdiği oyun kurucu olacak. O görevi ise takımda Xanthopoulos ve Sloukas devralacaklar. Hareketli, penetreyi seven ama üçüncü guard olmaktan öteye gitmesi zor görünen isimler olarak oyunda oldukları sürelerde Yunanistan'ın temposunun artması veya başka bir deyişle Zouros'un tempoyu değiştirmek istediği anlarda bu isimlere başvurması muhtemel.

Yunanistan'ın bu turnuvada en çok sıkıntı çekeceği nokta eksiklerin aksine 1-2 numardaa değil 3 numarada ve skor üretiminde olacak. As kadrodaki önemli eksiklerden biri olan Perperoglou'nun yanı sıra yukarıda saydığım şeytan üçgeni (Papaloukas'ı sadece oyunun sıkıştığı anlarda bu kategoriye ekleyebiliriz) Yunanistan'ın skor yükünü üstlenen isimlerden oluşuyordu. Bunların yokluğunda o bölgenin yükü şu an için öncelikli olarak Papanikolaou'nun üzerinde olacak. Olympiakos'ta katkı veren oyuncuyken bir anda milli takımı sırtlamak her genç oyuncunun üstesinden gelebileceği bir iş değil ama turnuvaların yıldız potansiyellerini cilalamaktaki etkisi de bu noktalarda ortaya çıkıyor. Yunanistan'ı sırtına alabilecek bir Papanikolaou sadece kendi pazarını yükseltmekle kalmayıp kahraman yaratmayı seven Yunanlar için yeni bir Leonidas adayı olabilir. Papanikolaou ile birlikte Bramos da sürpriz skorer olarak Zouros'un alternatiflerinden biri olarak benchte olacak. Daha çok çizginin gerisinden skor üretmeyi seven Bramos zaman zaman x faktör olabilecek yetenekte. Hep geri planda kalan Vasileiadis de 2 numarada Yunanistan'ın en önemli skor silahlarından biri olacak. Hazırlık maçlarında çift hanelere sık sık çıkan Vasileiadis, Bramos gibi dış şutu seven ama ondan çok daha istikrarlı bir atıcı. Özellikle çaprazda ve dip çizgide Vasileiadis'i boş bırakan takımların kaderine razı olması gerekiyor. Alev aldığı zaman karşıdaki her takımı tek başına yakabilecek bir şutör Vasileiadis.

12 kişilik kadroya bakıldığında takımda lider olarak iki isim ortaya çıkıyor; Fotsis ve Bouroussis. Sezon sonuna doğru milli takımı bıraktığını açıklayan ancak daha sonra geri dönen Bouroussis hazırlık maçlarının büyük bölümünde Fotsis ile ilk beşte başladı ve her iki oyuncu da klasik uzun özelliklerinin dışına çıkan meziyetleriyle fark yarattılar. Belki de Yunanistan'ın sahip olup da kullanamadığı PG çeşitliliği yerini bu turnuvada mobil uzunların yarattığı farka bırakabilir. Orta mesafe şutun hem bir zorunluluk, hem de altın değerinde bir yetenek olduğu Avrupa basketbolunda dış atışlarda bu kadar başarılı olan Fotsis ve fizik gücüne rağmen hem orta mesafe, hem de dış atışlarda başarılı olan Bouroussis Yunanistan pota altını farklı kılan iki isim olacak. Sadece atmakla kalmayıp savunmada sertlik koyabilen ve ribaundlarda da kuvvetli olan bu ikili aynı Zisis - Calathes ikilisi gibi Yunanistan'ın kaderini belirleyecek diğer ikili olacaklar. Uzunların içinde Koufos boy avantajıyla, Mavroeidis savunma, Kaimakoglou da hücumdaki cesur tercihleriyle mütevazı Yunanistan kadrosunun benchteki diğer isimleri olacaklar. Yunanistan pota altındaki en belirgin eksikliğin Schortsanitis olduğunu söylemeye ise bir çift sağlıklı göze sahip hiçbir insan için sanırım gerek yok. Kız arkadaşıyla ilgili sorunlarını mazeret olarak gösteren Sofo, bu yaz milli formayı giymeyi reddeden diğer demirbaşlardan biri...

2010 hezimeti sonrası Kazlauskas tercihine son veren Yunanistan savunma kimliğiyle öne çıkan Zouros'u milli takımın başına getirdi ve beyaz bir sayfa açmaya karar verdi. Ama eminim Zouros da dahil hiç kimse bu kadar önemli ismin aynı anda eksik kalacağını tahmin etmemiştir. Yine de hazırlık maçlarında ortaya konan oyun Yunanistan'ın eksikleri avantaja dönüştürmede çok da zorlanmadığını gösteriyor. Özellikle Spanoulis ve Sofo gibi yüksek egolu isimlerin yokluğu savaşmayı seven 2011 Yunanistan'ı için önemli bir avantaj olabilir. Yine de bir Diamantidis bu Yunanistan'a hiç fena olmazdı. Şu an net bir lider eksiği olan Yunanlar Diamantidis'in önderliğinde bu turnuvada beklenenin çok ilerisine gidebilirlerdi. Şimdi ise yapacakları eminim kendi ülkelerinde bile ilk olarak "Canınız sağolsun" cümlesiyle karşılanacaktır. Tampoyu elinde tuttuğu ve hücumda zorlanmadığı her maç Yunanistan hanesine bir galibiyet olarak yazılabilir çünkü savunmada 2010'a göre çok daha istekli ve gayretliler. İlk 8'in dışında kalsalar sürpriz olmayacaktır çünkü bu kadar ciddi kadrolarla gelen ülkeler karşısında Yunanistan seviye yükseldiği andan itibaren yaratıcılık anlamında zorluk yaşayabilir. Yunanistan için Olimpiyat vizesi almak ciddi bir başarı olacaktır diye düşünüyorum. Ama oyunlarının keyif vereceği kesin...

Maliano

0 yorum:

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...