Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Son Saniye Kahramanı Kerem Tunçeri

Son döneme damga vuran iki isim Ömer Onan ve Kerem Tunçeri. Her geçen gün daha da büyüyorlar, büyüdükçe takımlarını da yanlarında çekiyorlar, bizlere de "Keşke 25 yaşında olsalar" dedirtiyorlar. Dünya şampiyonasındaki Sırbistan turnikesi sonrası, Panathinaikos'u da aynı eliyle deviren Kerem Tunçeri ile Euroleague resmi sitesi kısa bir söyleşi gerçekleştirmiş. Söyleşinin başlığı "Son Saniye Kahramanı". Kerem Tunçeri akıcı ingilizcesiyle güzel sözler sarfediyor ama yine son saniyede attığı bir basket var ki görülmeye değer. Video burada. İster inceden deyin, ister bodoslama deyin tercih sizin ama Kerem Tunçeri isim vermeden lafı yerine gönderiyor. "Birçok genç oyuncu görüyorum, antrenman bittiğinde salonu ilk onlar terkediyorlar. Arabalar ve kız arkadaşların peşindeler." Kerem Tunçeri'nin sözleri. Elbette ki genel konuşuyor ama ilk adres tabi ki Cenk Akyol. Zaten öyle de olmalı. Yine son saniyede vuruyor Kerem ama bu sefer turnikeyle değil, sağlı sollu yumruklarla. Kimse seni eleştirmeye kıyamıyor ya, sen bu yolda aynen böyle devam et Cenk Akyol.

4 yorum:

YZ Şahin dedi ki...

Güzel bir video olmuş. İstanbul görüntülerini sevdim. Ne konuştukları hakkında bi fikrim yok :)

Sarıkaya dedi ki...

Sinan Erdem'i de Luisiana Super Dome gibi çekmişler!.. Bu video biraz da Gel Final 4 gel, İstanbul'a gel! olmuş..

Cenk Akyol için şöyle kalın bi' kalorifer borusu arıyorum!:-((

laelaps dedi ki...

Cenk Akyol'a hiç gocunmadan giydirirken iyi güzel de, bu çocuğun neden bu halde olduğu hakkında oturup 1 saniye bile kafa yoruyormusunuz acaba?? Perasovic ve Mahmuti gibi dünyadaki en takıntılı insanlar sıralamasında ilk 5 te olan iki hocanın yönetiminde benç tozu yutmaktan başka ne yapabilir ki insan. Ender'in durumu çok mu farklı?? Bu adam İtalya'dayken nasıl takır takır oynuyordu madem çok biliyorsunuz onu da açıklayıverin, ondan sonra kalorifer borusu aramaya çıkın..

hakancelep dedi ki...

Öncelikle takır takırı açıklamaya çalışalım. 26.4 dakikada, bir şutör için ortalama sayılan saha içi isabet oranlarıyla 11.8 sayı ortalamalarıyla oynamış. Air Avellino gibi bir takımda en önemli skor opsiyonlarından biriydi ve bu rakamları kabul edilebilir. Ancak, kesinlikle "takır takır" değil.

Mahmuti ve Perasovic meselesine gelirsek. Takıntılı olmaları sizin teziniz. Ben de antitezimi sunayım izninizle. Sinan Güler'in kadronun düzenli süre alan oyuncularından biri haline gelmesi ilk verimiz. İkinci verimiz ise Ender Arslan, "süre bulamıyorsam gideyim" isteği sonrası, süre buldu. Wisniewski'nin bile yerine oynatılmıyorsa, bu sadece Perasovic'in takıntılarıyla açıklanamaz. Mahmuti için de Göksenin Köksal diyeyim mesela. Hiç bir koç verimli olacağını bildiği bir oyuncuyu oynatmamazlık gibi bir takıntıya sahip olmaz. Bu Türkiye'de mesele olur, sadece Türkiye'de.

Cenk Akyol'un neden basketbol dışı hadiselere basketboldan daha fazla ilgi gösterdiğini açıklamak, neden aramak, çare bulmak basketbolseverlerin ve özelinde Efes Pilsenlilerin görevi değil. kadrolarında bulunan bir oyuncunun kötü oynaması ve hatta hiç oynamaması bizim derdimiz. Bu yeteneksizlikle, sakatlıklarla değil Kerem Tunçeri'nin dediği gibi "Arabalar ve Kız Arkadaşlar" yüzündense gereken tepki gelmelidir. Asıl kötü olan eleştirmemektir.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...