Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

19 Ekim 2010 Salı

NBA'deki Avrupalılar #1

Yeni basketbol sezonu için Maliano'yla düşündüğümüz bir yenilikti bu. Sezona kısa bir süre kaldığına göre resmen açabiliriz bu köşeyi. Düşüncem, hem Avrupa'da oynamış, Avrupa altyapısı görmüş isimler hem de Avrupa'dan gitmiş ( Ginobili, Andersen, Scola vd. ) oyuncuların NBA'de neler yaptığını en uzunu 1 hafta olmak kaydıyla periyodik bir şekilde mercek altına almak. Malumunuz, son yıllarda Avrupalılar NBA'de oldukça önemli roller almasına rağmen bir kısmı Belinelli gibi rol oyuncu oldular. Bu yüzden, onlardan birer ikişer cümle bahsetmek zorunda kalacağız. Sezon başlayana kadar oyuncuları tanıtan yazılar gelecek ve bu da ilk yazı. 80 civarında oyuncu olduğu için ülke ülke gitmek, oyuncuları bir arada değerlendirmek hem sizin vaktinizi uzun uzun almaz, hem bizim işimizi kolaylaştırır. İlk ülke Türkiye;


Hidayet Türkoğlu

Türkiye'nin NBA'e gönderdiği en kariyerli 2 isimden biri olan Hedo Türkoğlu, basketbola Özel Çavuşoğlu Koleji'nde başlar, Efes Pilsen'e 1996 senesinde transfer olur, burada 97/00 yılları arası Euroleague deneyimi de yaşayan başarılı oyuncu, 2000 Draft'inde bir Türk'ün en yüksek seçildiği sıra olan 1. tur 16. sıradan seçilir. Sacramento Kings'de yavaş yavaş yükselen kariyeri, Stojakovic'in sakatlığı sonucu ilk 5'e yerleşmesiyle ivme kazanır. Zaman zaman ilk 5'te forma şansı bulduğu yerden, yeterli süre alamadığı ve istediği sorumluluğu alamadığı gerekçesiyle gerçekleşen 3'lü takasla San Antonio Spurs'e geçer. Sacramento'da ki kariyerinde En İyi 2. Çaylaklar 5'inde ve sophomore senesinde All-Star Çaylaklar maçında oynama başarısı bırakır. San Antonio'da Popovich'in onu biraz daha istediği gibi oynatması sonucu kariyeri yükselmeye başlar ve sezon sonu Orlando Magic'le 6 yıl 39 milyon dolarlık bir kontrat imzalar. Burada NBA'de ki önemli yıldızlar arasında adının yazılmasını sağlayan 5 yıllık bir dönem geçirir. Steve van Gundy'nin özellikle Steve Francis'in gidişinden sonra ona takımın direksiyonu vermesi önemli etken. Burada En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu ve 1 NBA Finalleri yaşamasına rağmen, yeterli kontratı alamadığı gerekçesiyle Toronto Raptors'ın 5 yıl 56 milyon dolarlık kontratını kabul etti. Toronto'da yönetimle ve taraftarlarla arasına kara kedi girdi. Bundan önce oynadığı organizasyonlarda hep taraftarıyla iletişimi çok güzel olmuş ve taraftarların takımlarında en çok sevdiği oyuncular arasında gösterilmiş Hedo'nun bu kötü olayında kuşkusuz takımı Raptors yöneticilerinin anlamsız açıklamaları önemli rol oynadı. Koçu Jay Triano'nun onu statik şutör olarak değerlendirmesi ve aralarının bozuk olması, Hedo'nun takasını istemesine yol açtı. Böylece Hedo Türkoğlu Phoenix Suns'a takas oldu. Burada 4 numara oynayacağı belirtilen başarılı forvet, Steve Nash'le birlikte ligin en akıcı hücumuna sahip olan Phoenix Suns'ta pasör bir 4 numarayla Nash'ten geri kalan zamanlarda takımın 1 numaralı ismi olması bekleniyor.


Mehmet Okur

Basketbola 14 yaşında başlayan Mehmet Okur, ilk önce Oyak Renault'da daha sonra Tofaş'da oynama şansı buldu. Tofaş'da Repesa'dan sonra görev alan Tolga Öngören döneminde düzenli süreler almaya başlayan pivot, Efes Pilsen'e 2000 yılında transfer olur, Eurobasket2001'de gümüş madalya, 01/02 sezonunda lig şampiyonluğu kazanır. Detroit Pistons tarafından 2001 Draft'inde 28. sıradan seçilir. Detroit Pistons'da ilk sezonunda Ben Wallace ve Elden Campbell gibi uzunların arkasında pek süre bulamaz. 2. sezonunda düzenli süreler bulmaya başlar ancak, Rasheed Wallace'ın takası sonrası süreleri düşer fakat, verimi düşmez. 02/03 sezonunda Detroit Pistons'la şampiyonluk yüzüğü kazanan Mehmet Okur, bu sezon sonunda 6 yıl 50 milyon dolarlık bir kontrat karşılığı Utah Jazz'a geçer. Burada ilk senesinde Play-Off göremeyen Memo, ikinci sezonunda artık elit pivotlar arasında sayılmasını sağlayan oyununu oynamaya başlar. Utah'da ki ilk 2 sezonunda hem Kirilenko'nun hem Boozer'ın olmadığı dönemlerde maç kaçırmayarak takımının ritminin kaybolmamasını sağlar. Son 4 sezondur düzenli olarak Play-Off gören takımının başarısında sürekli ilk 5 oynayarak önemli rol sahibi olan Memo, 1 kez All-Star seçilerek çok önemli bir başarıya imza attı.

Ersan Ilyasova

Buhara'da doğan ve Kırım Tatarı bir ailenin çocuğu olan Arsen Ilyasov, Ülker tarafından keşfedilir ve Türk vatandaşlığına geçirilerek adı bilinen haliyle Ersan İlyasova haline gelir. Ülker'de alt yaş gruplarında oldukça başarılı sezonlar geçiren Ersan, Yeşilyurt'ta geçirdiği kiralık sezonun ardından 04/05 sezonunda kısıtlı süreler alır. 2005 Draft'inde 36. sıradan Bucks yönetimi tarafından seçilir fakat, daha tek bir maça çıkamadan NBDL takımlarından Tulsa 66'ers'a tecrübe kazanması için gönderilir. Bir sonraki sezon Bucks'da süre alır ancak, oyunu istenilen düzeye bir türlü çıkmamıştır. Avrupa'ya dönen Ilyasova Barcelona'da 2 sezon oynar ve istenilen patlamayı burada yapar. Döndüğünde Scott Skiles tarafından ilk 5 düşünülmeyen fakat, bunu bileğinin hakkıyla kazanan Ersan, takımının uzun bir aradan sonra Play-Off görmesine yardımcı olan isimlerin başında gelir. Ancak, pota altı oyuncularından Bogut'un sakatlanması sonucu ilk turda Atlanta'ya 7 maç sonunda kaybederek elendiler. Bu sene daha yüksek beklentiler içinde olan organizasyonu ve taraftarını hayal kırıklığına uğratmayacağının sözünü peşin peşin biz Türkler olarak veriyoruz.

Semih Erden

03/04 sezonunu altyapısından yetiştiği Darüşşafaka'da geçiren genç pivot, 04/05 sezonunda Asvel ile anlaşır fakat kulübü izin vermez. Yine de bu sezon Partizan'a transfer olur. Ertesi sezon Fenerbahçe'yle anlaşan oyuncunun transferine yine Darüşşafaka hülle yoluyla transfer gerçekleştiğini savunarak itiraz eder. İtirazlar sonuçsuz kalır 15 gün sonra Semih Erden'e izin çıkar. Buradaki oyunuyla milli takıma kadar yükselen Erden, 2007 sezonunda FB Ulker'le yaşadığı şampiyonluğun ardından 2008 Draft'inde 2. tur 60. sıradan o sezonun şampiyonu Boston Celtics tarafından seçilir. FB Ulker'de bundan sonraki 2 sezonunda 1 şampiyonluk yaşayan ancak, Euroleague başarısını yine de elde edemeyen Semih Erden, önemli Euroleague tecrübesiyle 09/10 sezonu sonunda Boston'a 500 bin dolar transfer ücretiyle gitmeyi kabul eder. Orlando'da ki Summer League'de takımı Boston Celtics'le maçlara çıkan Semih Erden, Boston'da Kevin Garnett, Shaquille O'Neal, Jermaine O'Neal, Kendrick Perkins'le birlikte görev alacak. Eğer, 2010 Dünya Şampiyonası'nda ki oyununu sürdürürse Perkins değil ama Jermaine O'Neal'ın rotasyonda üzerine çıkar. Perkins'in Ocak ayına kadar sürmesi düşünülen sakatlığında rotasyona girmesi ve pota altına gerekli dinamizmi getirmesi ondan beklenenler. Umarım, Semih Erden bu zorlu sınavı başarıyla geçer. Onda gerekli olan bütün yetenek var. Eksik olan motivasyonu.

Ömer Aşık

Basketbola geç sayılabilecek bir yaşta ve Fenerbahçe altyapısında başlayan 2.14 boyunda ve 116 kg ağırlığında ki pivot, Fenerbahçe ve Ülker'in birleşmesiyle yaşanan kadro bolluğunda serbest bırakılmayıp Alpella'ya kiralanan bir oyuncuydu. Alpella'da 06/07 sezonunda ribaunt ve blok istatistikleriyle başarılı bir sezon geçirdi. 07/08 sezonu içinde orada oynaması Tanjevic açısından gelişimi göz önüne alındığında daha önemliydi. Ancak, 07/08 sezonunda Kambala'nın doping testlerinin pozitif çıkması Ömer'in Fenerbahçe Ülker yolunu açtı. O sezon Euroleague ve TBL'de blok kralı olan Ömer Aşık, sezon sonunda Portland Trail Blazers yöneticileri 2. tur 36. sıradan draft etti. 08/09 sezonunu da başarılı bir şekilde geçiren Ömer Aşık, 09/10 sezonunda çeşitli dedikodulara yol açan sakatlığıyla fazla forma şansı bulamadı. Uzun kolları ve pota altındaki caydırıcılığıyla öne çıkan oyuncunun yine de kat etmesi gereken uzun bir yol var. 24 yaşında olması kat etmesi gereken yolu aslında hızla kat etmesi gerektiği anlamına geliyor. Hücumda bitiriciliği hiç istenen seviyelerde değil. Chicago'nun yeni koçu Tom Thibodeau'nun savunma konusunda NBA'in 1 numara sayılabilecek olması, Ömer'i savunma konusunda muhteşem bir isim haline getirebilir. Bu sene hem Türk izleyicilerin hem Chicago organizasyonunun ondan beklentisi Joakim Noah, Carlos Boozer'ın sahada olmadığı dönemlerde Taj Gibson, Kurt Thomas'la birlikte Chicago pota altını belli bir seviyenin altına düşürmemesi. Chicago'nun pota altı rotasyonu düşünüldüğünde Ömer Aşık'ın 8-10 dakikalardan aşağı düşmesi büyük hayal kırıklığı olacaktır.

8 yorum:

Unknown dedi ki...

Güzel bir tanıtım dizisi. Basketbolseverler için eğitici ve bilgilendirici.

...07/08 sezonunda Kambala'nın doping testlerinin pozitif çıkması Ömer'in Fenerbahçe Ülker yolunu açtı...

Üstteki alıntıda 07/08 olarak belirtilen ibare 06/07 şekilinde olsa gerek. Çünkü 07/08 Tanyaviç'in ilk yılydı ve Ömer Aşık sezon başı takımda düşünülmeyip (basından okuduğumuz kadarıyla Vidmar sebebiyle) Alpella'da kiralık oynamaktaydı. Dolayısıyla 2007-2008 sezonunda Ömer Aşık'ın takıma dahil oluş sürecinde Kambala'nın doping olayı değilde Vidmar'ın pota altı başarızlığı idi.

HotSauce21 dedi ki...

tanıtım güzel elinize sağlık.yalnız memo'nun eski takım incelemelerinde efes'in atlanması ilginç olmuş.

ilhami Ata dedi ki...

o sezonda ömerin takıma geri dönüş nedeni vidmarın başarısızlığı da değil, semih'in uzun sürmesi beklenen sakatlığı idi..

Erol Kaya dedi ki...

Tolga Öngören döneminde de düzenli süreler alamamış olan Mehmet Okur Efes Pilsen'de de Tofaş'ta geçirdiği sezon sayısını geçirmiştir(2). Ve Efes Pilsen'de oynarken NBA'e draft olmuştur(2001). O yüzden burada Efes Pilsen'den bahsedilmemesi biraz üzücü.


PS: Bilenler bilir Grifith - Asım ikilisiyle oynardı Repesa ve Öngören. O zamanlar Tim Duncan & David Robinson ikiz kule efsanesi vardı. Ondan etkilenilmiş olabilir. Çünkü Asıma 1998 yazında verilen 3 milyon doların başka bir açıklaması olamaz.

Erol Kaya dedi ki...

ufak da olsa şöyle bir düzeltme daha yapayım :) Ted Mosby kıvamındaki doğrucu Davutluğumun kusuruna bakmayın. Ersan İlyasova'nın gerçek adı Arsen Ilyasova değil Arsen Ilyasov'dur.

hakancelep dedi ki...

@ Erol Kaya : Düzenli süreler almak sözünü, istediğimiz gibi anlamaya müsaitiz ancak şunu en azından burada açıklayayım. Repesa döneminde "garbage time" oyuncusu. Tolga Öngören onu en azından her maç az bir sürede olsa oynatmaya gayret gösteriyor. Düzenli süreler almak, ilk 5 oynamak anlamına gelmez siz de kabul edersiniz ki.

Efes'in atlanması tamamen şu durumla alakalı. bir an önce NBA'de ne olduklarını anlatma gayretim olduğundan Avrupa serüvenlerini kısaca ve hızlıca geçmek istedim. Orada bir hata olmuş.

Unknown dedi ki...

Evet Semih'in sakatlığını unutmuşum. Elbette etkenlerden biridir fakat Ömer Aşık gelişiyle takımın birinci pota atı tercihi olmuştur. Bu konuda Vidmar'ın pota altı başarısızlığı bence en büyük etkendir. Ömer Aşık aynı yıl birçok Eurolig maçında çok başarılı maçlar çıkarmıştır. Aynı yıl Türkiye ligi çeyrek final eşleşmesinde zannedersem Antalya'daki maçta Vidmar o derecede kötü oynamıştır ki neredeyse maç kaybedilecekken Ömer Aşık oyunun çevrilmesinde çok önemli etken olmuştur. Yarı final ve final eşleşmelerinde Vidmar çok az süreler almıştır. Vidmar geçtiğimiz yıl başka bir takıma kiralanmıştır. Kamuoyundan da takip ettğimiz üzere bu sezon başında da takımda düşünülmemiştir. Muhtemelen aldığı yüksek ücret nedeni ile kiralanacak takım bulunamayınca Vidmar takımda kalmıştır.

Vidmar takıma dahil edildiği ilk yıl sezon başı Türkiye kupası ilk maçında yorumcu Vidmar için, ''bu takımın oyuncusu değil, Ömer Aşık tercih edilseydi daha iyi olurdu.'' demişti. Ömer'in kendini ne kadar geliştirdiği ve geldiği konum ortada fakat aradan üç yıla rağmen Vidmar'ın takımdaki varlığı halan daha tartışılmaktadır.

Unknown dedi ki...

Mehmet Okur'dan bahsederken Efes Pilsen'i belirtmemek bence de hata. 2001-2002 sezonunda takım onun etrafında kurulmuştu. Kambala hayatının en verimli yılını o sezon yaşadı ve bunda isabetli pas veren bir uzun olan Mehmet Okur'un da çok etkisi vardı. Mehmet Okur'u zanndersem Tofaş'a gittiği sezon Efes Pilsen'de çok istemişti ve aralarında bayağı bir rekabet olmuştu. NBA 'ya gitmeden önce 2001-2002 sezonu kendisini geliştirmesinde çok etkili oldu ve bu gelişimi Efes Pilsen'de gerçekleştirdi.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...