Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

22 Ekim 2010 Cuma

NBA'deki Avrupalılar #2

NBA'deki Avrupalıları tanıttığımız ikinci yazımız için konu aldığımız ülke İspanya;


Pau Gasol

NBA'de forma giyen en iyi Avrupalı sorulsa gönlümüzden geçen Drazen Petrovic'tir ancak, en kariyerli oyuncunun Pau Gasol olduğu kesin. Basketbola Barcelona altyapısında başlayan forvet, 2001 Draft'inde 3. sıradan Atlanta Hawks tarafından draft edilerek bir Avrupalı'nın en yüksekten seçilme rekorunu kırar. Ancak, Shareef Abdurrahim karşılığında Memphis Grizllies'e draftten sonra takas edilir. Kariyeri için daha iyi olduğunu sonraki yıllardan anlayabilmek mümkün. Gider gitmez Memphis'te düzenli oynama şansı bulan Gasol, 82 maçın 79'una ilk 5 başlar. O sezon neredeyse oy birliğiyle Yılın En İyi Çaylağı olan Pau Gasol, Memphis'te bu sezonun ardından 6 sezon daha oynar. Takımını 3 kere Play-Off'a taşımasına rağmen tek başına Play-Off'larda takımına maç kazandıramaz ve 07/08 sezonunda Los Angeles Lakers'a dedikodulara yol açan bir şekilde takas edilir. Dedikoduların sebebi çok daha iyi teklifler olmasına rağmen Memphis'in çöp oyuncular karşılığında (Marc Gasol'ün draft hakları da verilmişti fakat, kendisini ispatlamamış bir oyuncunun takas değeri nedir?) takası kabul etmesiydi. Gasol geldiği ilk yılda takımını finale taşıyacak katkıyı yapmış, ancak Boston Celtics pota altının sertliğine bir türlü ulaşılamaması finali kaybetmelerinin en önemli nedeni olarak gösterilir. Bynum'ın pota altına dahil olmasıyla 2 yıl üstüste şampiyonluk yaşayan Lakers'ta Kobe'nin arkasında değil bence yanında yer alan Gasol bazı otoritelerce NBA'in en iyi 4 numarası olarak değerlendirilmektedir. Wade-Bosh-LeBron 3'lemesine en büyük rakip Gasol'ün Lakers'ı olarak gösterilmekte. Gasol'den beklenen ise şampiyonluk performansı.


Jose Manuel Calderon

Kariyerine Alicante'de başlayan Calderon daha sonra Fuenlabrada'ya transfer olur. Asıl patlamayı ise transfer olduğu Tau Ceramica'da gerçekleştirir. İlk sezonu 03/04'de eski NBA oyuncusu Elmer Bennett'ın arkasında oyun kurucu mevkisini yedekleyen Calderon, takımının Copa del Rey'i kazanmasına yardımcı olur. Bir sonraki sezon 5'e yerleşen Calderon, takımının Euroleague'de Final-Four'a çıkmasının mimarlarından biri olur. Bir sonraki sezon 05/06'da NBA takımlarından Toronto Raptors'a transfer olan İspanyol oyun kurucu, buradaki ilk sezonunda TJ Ford'u yedekler. Toronto'daki koçu Sam Mitchell tarafından muhteşem bir takım arkadaşı olmakla övülen Calderon, 07/08 sezonunda TJ Ford sakatlanana kadar harika bir bench oyuncusu olur. Fakat, bu sakatlıktan sonra Calderon muhteşem 3 maç geçirir ve bu maçta 39 asistinin yanı sıra sadece 3 top kaybı yapar. Daha sonra normal olduğu üzere bu oran düşer ancak 5.67'ye. O sezon %50 isabet, %40 3 sayılık, %90 serbest atış yüzdeleriyle Amerikalıların çokca icat ettiği kulüplerden biri olan 50-40-90 kulübüne girer. Bu sezonda TJ Ford onun arkasında benchte oturmayı kabul eder. Calderon, tıpkı TAU'da olduğu gibi sabretmiş ve 5'e yerleşmişti. 08/09 sezonuna Jermaine O'Neal'ı Chris Bosh'un yanına ekleyen Toronto Raptors'dan herkes muhteşem bir sezon bekler ancak sonuç tam bir hayalkırıklığıdır. Takım Play-Off'lara bile kalamaz. O'Neal'da zaten sezon içinde Phoenix'e Shawn Marion karşılığında takas edilir. Bu sezondan akılda kalan Calderon'un kırılması güç serbest atış yüzdesidir. Tam tamına %98.1 ! 09/10 sezonuna Hidayet Türkoğlu ve Jarrett Jack transferleriyle gelen Toronto'da hedef yine büyüktür ancak, sonuç malum olduğu üzere hayalkırıklığı. Calderon bu sezon içinde sakatlandı ve 5'teki yerini Jack'e kaptırdı. 06/07 ve 07/08 sezonlarında Play-Off yaşayan Calderon sadece 2 galibiyet görebildi. Bu sezon ondan beklenen, takımı yine çukura giderken onun başka bir takıma takas olması herhalde. Özellikle, Bosh ve Hidayet'in olmadığı bir Raptors dip süpürecektir bol bol. Bu da takas dedikodularının Raptors üzerinde yoğunlaşmasına yol açacaktır. Dediğimiz gibi Calderon'un hedefi kaç-kurtul olmalı.

Marc Gasol

Basketbola Barcelona altyapısında başlayan Marc, 06/08 sezonlarını burada geçirir. Daha sonra Girona'ya transfer olan genç pivot, 2 sezonda burada oynadıktan sonra 2007 Draft'inde 2. tur 48. sırada seçildiği NBA'e gider. Ancak, kardeşi Pau Lakers'a geçerken o Memphis'e takaslanmıştır ve Memphis kariyeri Marc açısında iyi sayılabilecek bir şekilde başlar. Takımı kötü gitmeye devam ediyor, berbat Rudy Gay kontratından sonra buna tamamen garanti verebiliyoruz ancak Marc bu sezon sonunda serbest kalacak. Düzenli olarak ilk 5 çıktığı için pota altına sertlik getirmek isteyecek her takımın listesine alacağı bir isim olacak. Bu sezon kontrat yılı olduğu için Marc'dan zaman zaman muhteşem performanslar izleyebiliriz.

Rudy Fernandez hakkında yazmak isterdik fakat kariyeri hakkında Rudy bir karara varmadan hareket etmek mümkün olmadı.

5 yorum:

Radagast dedi ki...

"2001 Draft'inde 3. sıradan Atlanta Hawks tarafından draft edilerek hala elinde olan bir Avrupalı'nın en yüksekten seçilme rekorunu kırar"

Burada bir hata var yanılmıyorsam. Andrea Bargnani 1.sıradan seçilmişti 2006'da.

Eline sağlık yazı için, NBA'deki Avrupalı oyuncuları da bloga taşımanız güzel. Aklınız da var mı bilmiyorum ama sezon içindeki performanslarıyla ilgili değerlendirmeler de yaparsanız hoş olur.

juvares dedi ki...

Bargnani'den önce de Darko Milicic'in ikinci sıradan seçilmişliği var.

Bir de, Gasol takasında Marc 23 yaşındaydı. 85 doğumludur kendisi.

The Unique dedi ki...

Sanirim Dario milicic de 2 siradan secilmisti 03 Te!!!

hakancelep dedi ki...

Evet, haklısınız ilk girdiğimde "hala elinde olan" ibaresini kaldırdığımda doğru oldu. Cümleyi bir daha dikkatli okuyalım. @Radagast'a teşekkürler. @juvares'e de yaş uyarısı için teşekkür ediyorum. hata ettik, affola.

HotSauce21 dedi ki...

gasol'un malum takası ve lakers organizasyonunun yapısı göz önünde bulundurulursa bireysel anlamda nowitzki'nin daha başarılı olduğu fikrindeyim. belki nba şampiyonluk yüzüğü yada dünya şampiyonu olması gasol'un daha kariyerli olduğu konusunda yazıyı yazan arkadaş için önemli bir kıstas ama konu nba olarak ele alınırsa bireysel performans anlamında nowitzki çok daha öndedir bana göre.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...