Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

28 Eylül 2010 Salı

Cibona İflas Etmek Üzere


Kara haber aslında yeni değil. Geçmiş yılların, özellikle de geçen senenin mirası. 6-7 ay para alamayan oyuncular ve Perasovic büyük özveriyle sezonu tamamlamışlardı. Son düdükle beraber de koşar adım kulüpten uzaklaştılar. Koca bir yaz kulübe sponsor bulmak için çaba sarfedildi ama sonuç negatif. Cibona boğazına kadar borca batmış durumda ve iflas sözcüğü ufak ufak dillendirilmeye başlandı. Sebebi durumun ciddiyetini gösterip vicdanları uyandırmak. Ama hiçbir akıllı yatırımcı bu borcun altına kolay kolay girmez. Romanov gibi çılgınları hariç tutuyorum tabi. O yüzden özellikle "akıllı" sözcüğünü kullandım. Cibona'ya şehir yönetiminin ayırdığı paradan tüm harcamalarını çıkarınca ellerinde kalan bütçe 300 bin euro. Yani Barcelona'nın en düşük kontrat alan oyuncusunun aldığı paranın yarısı. Borçları ise 8 milyon euro. Barcelona bütçesinin dörtte biri. 

Şu tabloda Eurolig için dengelerden ve çekişmeden bahsetmek mümkün değil. Zaten Bertomeu da Platini olmadığı için bu konuda sorun yok. Bu ligde parası olanlar, güçlüler gelsin oynasın, gerisi pencereden izlesin diyor Bertomeu. Ama Cibona Maroussi değil. Müzesinde ikisi Eurolig olmak üzere 6 Avrupa Kupası var. Köklü bir çınar devrilmek üzere. Partizan kadar akıllı olmamanın, yüksekten uçmanın cezasını çekiyorlar ama olsun. Biz Cibona'yı görmeye alışmışız. Yokluğu hissedilir.

Başkan "İflasa izin veremem çünkü bu en basit anlamıyla bu kulübün sonu anlamına gelir." derken, Zagreb Belediye Başkanı "Cibona'nın tabutuna son çiviyi çakan ben olmayacağım" diyerek destek vereceğini açıkladı. Bu işten yırtabilirler mi bilmiyorum ama başaramazlarsa Cibona Eurolig'deki garanti yerini de kaybedecek. Ondan sonra da Cibona'nın boşluğunu doldurma savaşı başlayacak. Neye göre ve nasıl yapılır bilmiyorum. Eurolig'deki bazı uygulamalar Aşk-ı Memnu ilişkisiyle, Yaprak Dökümü karmaşasıyla işliyor.

1 yorum:

TribunselSevda dedi ki...

Basketbolla çok içli dışlı olmasamda hangi branşta olursa olsun böyle köklü klüplerin bu raddeye gelmesi gerçekten bir sporsever olarak üzüntüyle karşılayacağım bir durum..Her ne kadar endüstriyelleşme heryere sıçrasada biraz çuvaldızı kendine batırmalı klüp yönetimleri.Umarım bir çıkar yol bulunur çok geç olmadan

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...