Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

7 Haziran 2010 Pazartesi

Kazanan Panathinaikos Kaybeden Yunanistan

Maçla ilgili koyulacak en güzel resim bu. Kırılmış kapılar, koltuklar, boş bir salon ve kaybedilen şampiyonluk. Hayatımda belki de ilk defa bir maçı izlerken lanet olsun dedim. 21:30'da başlaması gereken maç gece saat 02:00'de sona erdi. Hem de hakem kararıyla süre bitmemişken. Bu maçın olaysız geçmeyeceği zaten belliydi. Olympiakos taraftarları forumlarında bu maçın bitmeyeceğini konuşuyorlardı. Serideki hakem kararları ve Diamantidis'in hareketine verilen ceza bardağı taşırmıştı. Ben de bir önceki yazımda seyircilerin cezayı kendilerinin vereceğini yazmıştım. Ama cezayı onlar mı çekti yoksa Panathinaikos mu dün gece gördük.

Ezeli rakiplerin taraftarları için önemli olan bir anlayış vardır. "Kendi evinde ezeli rakibine asla şampiyonluk turu attırtma." Bu mantık çerçevesinde hareket etti Yunanlar da. Daha maç başlamadan olaylar çıkmaya başladı. Salondaki arbedeler ve sahaya atılan patlayıcı maddeler yüzünden 40 dakikadan fazla bekleme oldu salonda. Ardından maç başladı ve daha üçüncü periyod bitmemişken Panathinaikos benchine atılan patlayıcı madde tekrar bütün ekibi soyunma odasına kaçırdı. Salonun boşaltılmasına karar verilse de bir grup taraftar salonda tecrit bölgesine yerleştirilerek maça devam edildi. 1 dakika kala Olympiakos geri dönülemez bir farkla geriye düşünce de "Benim evimde şampiyon olamazsınız!" isyanı başladı. Az kalsın tecrit bölgesinden Panathinaikos oyuncularının kafasına meşale isabet ettiriyorlardı. Onu başaramadılar ama maçın sonucunun soyunma odasında kararlaştırılmasını başardılar. Panathinaikos galip ilan edilince zor geçen sezonu yine en büyük ödülle bitirmiş oldu.

Yunanistan'da şiddet ve tribün olayları her zaman toleransla karşılanır. Ligin ağır ağabey takımlarının başında ülkenin ağır ve kodaman ağabeyleri olunca yaptırım uygulamak zor oluyor ama dünkü olayların artık bir milat olarak kabul edilmesi gerekiyor. Yunanlar "Bu kadar patlayıcı madde içeriye nasıl girdi?" diye kendilerini sorgulamalı ve yaralanma olmadı diye şükretmeliler. Dün olaylar çıktıktan sonra salonu boşaltmak için polisler seyircilere müdahale etmedi. Bunda hem maçın başında çıkan olayların, hem de tansiyonu yükseltmeme arzusunun önemli olduğunu düşünüyorum. Ama bu iyi niyetin karşılığı olarak ülkelerini utanç içinde bırakan sahneler aldılar.

Şimdi herkes nasıl bir ceza verileceğini ve Olympiakos'un alacağı kararı konuşuyor. Hafta içinde Angelopoulos kardeşler hakem kararları bu şekilde devam ederse ligden çekileceklerini söylemişlerdi. Panathinaikos cephesi de buna karşılık olarak "Her zamanki Olympiakos numaraları" demişti. Dün de sahada psikolojik savaşı iyi yürüten bir Panathinaikos vardı. Yeri geldi tansiyonu yükselttiler, itişip kakıştılar ve geri adım atmayacaklarını gösterdiler. Skor da lehlerine olunca herşey yolundaydı. Maça dair anlatacak hiç bir şey yok. Borousis olaylar çıkınca mikrofonu eline alıp "Böyle devam ederseniz Panathinaikos galip ilan edilecek. Salonu boşaltın, biz bunun üstesinden geliriz. OAKA'ya da şampiyonluk için gideriz." dedi ama başaramadılar. Taraftar da skoru böyle ilan etti.

Başaramadılar çünkü sahada bir an önce tatile çıkmak isteyen bir Teodosic vardı. Avrupa'nın en değerli oyuncusu takımını nasıl sahiplenmez, kendisine tüküren bir Yunan oyuncusuna 2000 dolar ceza veren bir ülke sahada nasıl satılır herkese gösterdi. Real Madrid'in onun için inanılmaz bir şekilde bastırdığı söyleniyor. Belki de işi bitirmiş, beni daha fazla yormayın demek istemiştir. Olympiakos'a yakın siteler Giannakis'in de öğle yemeğinde takımla vedalaştığını yazıyor. Kırmızılar için yeni bir dönem başlıyor.

Şampiyon Panathinaikos'u da kutlamak gerek. Kötü giden bir sezonu yine zaferle kapattılar. Onlarda da Obradovic'in yıllar sonra takımdan ayrılabileceği yazıyor. Günler ilerledikçe göreceğiz gelişmeleri. Bu sene Avrupa marketi hayli sıcak olacak.

2 yorum:

oscar dedi ki...

olimpiakos taraftarı da o kadar transferden sonra sampiyonluk beklıyo tabii.

Erol Kaya dedi ki...

Üzücü olaylar... Ama çok şaşıramıyorum bu okuduklarım karşısında. Bu nasıl bir hırstır ben anlayamıyorum. Yenilmek ölmek anlamına mı geliyor? Bu nasıl bir dünya. 90'lara kadar siyasi liderlerin elinde olan faşizm bayrağını artık spor mu taşıyor... İnsanlar kimlik bunalımlarını küçük yaşlarında rahat atlatırken, büyüdükçe ve bazı şeylerin farkına vardıkça sarılacak bir dal olarak görüyorlar tuttukları takımı. Ben x takımı tutuyorum, ben büyüğüm... Fenerbahçe taraftarının Saraçoğlu'nda yaptığı şey, İtalya futbol liginde hep gördüğümüz sahneler, Olympiakos'luların böyle çıldırmalarını hep aynı soruna dayandırıyorum.
Teodosiç milyon dolarlık arabasına binerken o salonda olan Yunan taraftarların çoğu ekonomik buhrandan sonuna kadar etkilenmiş durumdalar ve yarın ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yunanistan'daki olayları biliyorsunuz.
Peki bu hırçınlık, bu saldırganlık neden. Şampiyon olsanız ne olacak, olmasanız ne olacak... Amaç hep kazanmak mı? Eğer öyleyse kazanan zaten sen değilsin ki. Yani taraftar kazanmıyor ki, oyuncular ve yöneticiler kazanıyor. Sen taraftar olarak onları izliyor, bilet alıyorsun ve onlara kazandırıyorsun...
Neler geldi neler geçti. Zamanında oyuncuların kafasına sandalye attınız, çok daha kötüsünü Heysel stadında yaşattınız onlarca aileye. Daha söyleyecek çok sözüm var ama buranın içeriğine uymadı galiba. Yine de ucundan biraz söylemek istedim.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...