Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

29 Mart 2010 Pazartesi

El Classico'yu Değiştiren Etkenler

İlk iki maç ışığında izleyenleri sonuç bazında en çok şaşırtan eşleşme oldu 'El Classico'... Bu sezon daha önce oynanan 3 maçta 'Sen atmana bak ben de atabilirim' mantığıyla 'Er Ryan'ı Kurtarmak'taki giriş sahnesindeki Amerikan askeri konumuna düşen Real Madrid'in durumu temel mantalite değişiklikleriyle filmin devamındaki 'Normandiya Çıkarması'na döndü... Peşinen ilk iki maçta Terrence Morris'in oynayamamasının Barça'yı etkilediğini söyleyelim. Bu da oldukça verimli bir 7.5 sayı, 4.2 ribaundun eksilmesi demek... Morris'in %81.1 ile (30/37) saha içi, %45 (18/40) ile de 3 sayılık yüzdesiyle hücum ettiği göz önüne alınırsa büyük bir kayıp.

Ama Real Madrid'in başarısını gölgeleyemez bu eksiklik. Başka bir şey vardı Real'de. Sanki oyuncuların hepsinin içine 'Dennis Rodman' kaçmıştı. Her ikili mücadeleyi, her perdelemeyi, her ribaundu bir savaş olarak gördüler Blaugrana'daki 2 maçta 'Messina'cılar... İki maçı da kazanabilirdi Real Madrid ama Barcelona 2. maç 'Gün batımından şafağa' hatta 'Bir şafaktan bir şafağa' bile oynansa kazanma şansı yoktu bence.

Peki ne yaptı Real Madrid?

Barça'nın sezon boyu en iyi kullandığı iki hücum silahını yok edip, tempoyu da nasıl istiyorlarsa öyle yönetti. İlki 'Transition'a hiç izin vermedi... Bu da kolay basket yememek demek. Ne yaptı bunun için Messina. Her hücumda topu Tomiç'e indirdi. İlk maçta faul problemine girdiği için 17 dakika oynayabilen Hırvat oyuncu ikinci karşılaşmada sahada kaldığı 33 dakikada maçın yıldızı oldu. Çabuk ayaklı, ellerine hakim, topu yere vurabilen, fizik avantajı da olan Tomiç hücuma derinlik getirdiği gibi her topun değerinin bilinerek kullanılmasını sağlayarak savunmanın dengesiz yakalanmasına izin vermedi. Her 'Bana müsade ben bir tempo yükseltip geleyim' dediğinde 'Hop kardeşim nereye' tepkisini alınca sonunda pes ettiler. Real bir de Barça'nın sihirli 'ikili oyunu'na çare buldu. Yüksekteki her perdelemede adam değiştirdiler ya da kısa oyuncu hep 'screen'in önünde kaldı. Bu da hem gardların hem de üretimini onlardan sağlayan Ndong ve Vazquez gibi uzunların da verimini düşürdü. Bahsetmişken Messina'nın kazanılan maçta Bullock'u 24 dakika sahada tutmasının hayra alamet olmadığını da söylemeden edemeyeceğim. Navarro savunmasındaki başarısı bu kadar dakikanın başlıca sebebi tabii...

Serinin ilk iki maçı arasındaki bir başka fark da son 5 dakikalardaydı. 51-51'den son 5 dakikada kurduğu 17-10'luk üstünlükle ilk maçı kazanan Barcelona'yken, ikinci mücadelede 18-11'lik 5 dakikayla Real güldü. 63 sayıda kalan Barcelona'nın daha fazla sistem dışı basket bulduğunu da söylemek lazım. Real tamamen dengesini bozdu rakibinin... Artık saha avantajı Real'de...

ADNAN ONARAN

1 yorum:

yunus dedi ki...

hamle sırası barcada

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...