Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

5 Mart 2010 Cuma

Efes Pilsen: 75 - Real Madrid: 77 (Türk Misafirperverliği Yine Devrede)

Memlekete yolculuk nedeniyle maçın ancak son bölümünü izleyebildim. Arka arkaya dipten yenen iki üçlükle ve Nachbar'ın son saniyede bomboş Smith'i göremeyişiyle midemiz ekşidi, akşam kötü bitti. Herkesin evinde kral olduğu grupta ilk ikramı yapan safdışı kalacaktı, o ikramı Efes Pilsen yaptı. İsrail'den gelen haberle de Avrupa defterini kapattı. Maçı izleyemediğim için kilit noktalar hakkında birşey diyemiyorum ama Prigioni'nin 10 asisti ve Garbajosa'nın double double'ı dikkat çekici. Son dönemin en durgun ismi Garbajosa'yı canlandırmakla kalmamış, şahlandırmışız. 18-7 top kayıplarında avatajlı olmamıza rağmen maç boyu yapılan sadece 6 asist herşeyin özeti gibi duruyor. Artık serüven bittiğine göre Efes Pilsen kulübünün de, Ergin Ataman'ın da, oyuncuların da özeleştiri zamanı geldi. Bu kadroyla böylesi dengeli bir grupta, üstelik karşıdan da Maroussi ve Partizan gelebilecekken lider çıkamamak gerçekten büyük kayıp. Real Madrid de ne yaptı, ne etti, bütün dalgalanmalara rağmen çeyrek finale çıkmayı başardı. Detaylı istatistikler burada.

EFES PİLSEN (75): Mario Kasun 13 (11 ribaund-1 asist), Charles Smith 13 (1 ribaund-1 asist), Igor Rakocevic 4 (1 ribaund-1 asist), Preston Shumpert (1 ribaund), Kerem Tunçeri 7, Bootsy Thornton 6 (2 ribaund-2 asist), Kaya Peker 7 (1 ribaund), Bostjan Nachbar 12 (3 ribanud-1 asist), Bojan Popovic 2, Ermal Kurtoğlu 2 (1 ribaund), Daniel Santiago 9 (3 ribaund), Ender Aslan

REAL MADRİD (77): Ante Tomic 6 (1 ribaund), Pablo Prigioni 3 (1 ribaund- 10 asist), Travis Hansen (2 ribaund), Darjus Lavrinovic 11 (3 ribaund), Marko Jaric 10 (5 ribaund-3 asist), Felipe Reyes 12 (5 ribaund-1 asist), Rimantas Kaukenas, Jorge Garbajosa 16 (11 ribaund-1 asist), Luis Bullock 7 (1 ribaund), Sergio Llull 12 (1 ribaund-2 asist)

3 yorum:

Çağrı dedi ki...

Rakocevic'i kazanmaya çalışmak konusunda Ergin Ataman'a hak veriyorum ancak bu maç Rako'yu kazanma maçı mıydı Allah aşkına ne zaman Rako oyuna girdi savunma zaafiyeti doğdu ard arda üçlükler yedik tuttuğu oyuncudan, ilk yarının son saniyesinde yaptığı ise tam anlamıyla komediydi ...

Bir de merak ettiğim son çeyrekte harika savunma yaparken rakibin 5 kısa ve Reyes hariç 4 şutör ile oynadığı dönemde neden alan savunmasına döndük lakin o 1 dakikaklık bölümde 2 üçlük yedik ..

Kısacası bu maçı kazansak bile haftaya havlu atacaktık büyük ihtimalle ama Abdi İpekçi'yi dolduran ve gözlemlediğim kadarıyla uzun bir aradan sonra çoğu basketbolu bilen bir seyirciye galibiyet hediye etmek çok güzel olurdu, yazık oldu ...

serdar77 dedi ki...

ilk bölümüde ben değerlendireyim bari çorbada tuzumuz olsun :)
aslında efes grubun zayıf halkasıydı ama buraya kadar getirdiği gruptan çıkma şansını bu maçta kaybetmesi biraz dramatik oldu.15 sayıdan gelip maçı son topa kadar getirdiler.Kasun,Kaya ikilisi bir türlü Real Madrid'in oynadığı pick and roll hücümlarına çözüm bulamadı,hal böyle olunca efesin kısaları geniş alanda rotasyon savunması yapmak zorunda kaldı,etkili şutör oyunculara sahip ispanyollar için farkı açmak çok kolay oldu doğrusu.Hücümda etkili oynayan Kasun bu sebepten erken faul problemine girdi ve fark bir anda 15 sayılara çıktı.Ergin Atamanın Kasun-Ermal Kaya-Nachbar değişiklik hamleleri ise ikinci yarıya ilaç gibi geldi,Ermalin yaptığı etkili show up defansı Real Madridin ikili hücümlarını bozdu,Charles Smith de hücümda etkli olmaya başlayınca Efes gitti denilen maçı tekrar getirdi sonrası ise malum kaçan fauller,son topta bomboş Smithi ve Rakoceviçi görmeyen Nachbarın ikiliği ve kısa zamanda çok etkili olmasına rağmen nedense her top alışında bana titreme getiren Santiagonun yaptığı top kaybı bizi bitirdi...
Bundan sonra Efese ligde başarılar umarız hafta sonu Galatasaray maçında 3 puanı alırlar kuponlarımıza çentiği atttık çünkü :))

Efemerid Capablanca dedi ki...

Çok şey yazılır ya, neyse...

Efes bütün mücadeleciliğiyle giden maçı geri getirdi; ama ne yazık ki nefesi yetmedi.. Bence iki büyük hata maçın dönüm noktası oldu:

1-) Son periyotta Real Madrid ciddi anlamda sayı bulmakta zorlanıyordu, biz de buna cevaben (!)alan savunmasına geçtik.. İlkini hatırlamıyorum; ama ikincisi Jaric'ten olan iki korkunç üçlük yedik..

Maçtaydım.. İlk üçlük yendikten sonra takım ve koç hata yaptığını anladı.. Popovic kendini yırtıyordu, 1-1 diye.. O şamatada savunmayı toparlayamadık ve bir üçlük daha yedik.. Fark birden çok açıldı ve Real Madrid direncini tekrar kazandı..

2-) Kaçan fauller, en kritik anlarda..

Sonuç olarak bu stresi kaldıramadık, darısı önümüzdeki senelere.. Madrid maçı hak eden taraftı..

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...