Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

23 Mart 2010 Salı

Barcelona: 68 - Real Madrid: 61 (Real Madrid İki Üçlükle Nakavt Oldu)

Söyleyecek söz bulamıyorum hakikaten de. Sene içinde 3 maçın 2'sinde rezil olan ve tüm otoritelerin süpürülme ihtimalini konuştuğu Real Madrid, aslında vermesi gereken ama daha önce hiç gösteremediği mücadeleyi bu akşam gösterdi. 34 hatta 36 dakika mükemmele yakın bir soğukkanlılıkla oynadı, Barcelona'yı iyi savundu ve içeriyi kullanmalarına izin vermedi. 36. dakikada biterken skor 57-60 Real Madrid lehineydi ama Mickael'in iki boş üçlüğü o ana kadar 3/23 üçlük atan Barcelona'ya hayat verdi ve son 6 dakikada sadece son anlarda Lavrinovic'le 1 sayı bulabilen Real Madrid 11-1 lik seriyle ayaklarına kadar gelen galibiyeti tepti. Daha önceki maçlarda erken vurup geçen ve bir daha da Real Madrid'in kendisini yakalamasına izin vermeyen Barcelona son 4 dakika psikolojik olarak da nakavt olmak üzereydi ama işte büyük oyuncu böyle anlarda ortaya çıkıyor. Pete Mickael eminim o şutları atarken 1 saniye bile tereddüt etmemiştir. Hatta ilkini kaçırsa bir sonraki hücum tekrar deneyeceğinden de adım gibi eminim. Maç sonunu kaşarlar yerine Tomic ve Llull gibi çıtırlarla oynayan Messina da böyle bir Barcelona'yı bir daha yakalayabilir mi veya bir daha Barcelona'yı bu hale getirebilir mi emin değilim. Maçın son anlarına kadar kafamdaki başlık "Böyle Oynayın Canımızı Verelim" idi ama 2 dakikada silindi gitti. Çetin Yılmaz "Barcelona hakettiği maçı aldı." dedi ama ben katılmıyorum. Real Madrid bu maçı hem kazanmayı, hem de son anlardaki amatörlüğüyle kaybetmeyi haketti. Bir çuval inciri berbat ettiler.

Maça başlayan Barcelona beşi Rubio - Navarro - Pete Mickael - Lorbek - Ndong, Real Madrid beşi de Prigioni - Kaukenas - Jaric - Garbajosa - Tomic oldu. Real Madrid hücumlarını Jaric'in bire bir fundementali üzerine kurarak başladı. Aynı şekilde Barcelona da Mickeal'in atletizmini ve gücünü devreye sokmaya çalıştı. Her iki takımın da dış atışları pek tercih etmediği (hatta ilk 5 dakika Real Madrid hiç üçlük kullanmadı) ilk dakikalarda Kaukenas Navarro savunmasında zorlanıp iki faule ulaşınca Jaric ile adam değiştirdi ve Mickeal'i tutmaya başladı. Başa baş geçen ilk 6-7 dakikadan sonra da rotasyon fırtınası başladı. Önce savunmada ve hücumda etkisiz kalan Garbajosa yerini Reyes'e bıraktı, daha sonra da Real Madrid beşi maçın başına göre tamamen değişerek Llull-Bullock-Hansen-Reyes-Lavrinovic beşine döndü. Barcelona da buna karşılık Lorbek harici tüm oyuncularını değiştirerek Basile-Lakovic-Grimau ve Vazquez'i oyuna aldı. Real Madrid'in boyalı bölgeyi iyi kapatması çeyreğin sonlarında Barcelona'yı dış atışlara yöneltti ama atan kişi Basile olunca sonucu kestirmek pek zor olmadı. Buna karşılık Real Madrid ilk çeyreğin sonunda ilk defa Hansen'le üçlük kullandı. Oyunun başında Tomic'ten maksimum oranda faydalanmaya çalışan Messina rotasyonun devamında da Lavrinovic ve Reyes'e aynı rolü verdi. Savunmayı istediği düzeyde tutamayan veya başka bir deyişle Real Madrid'in şanslı bazı basketlerine engel olamayan Barcelona yine de ilk çeyreği 19-17 önde kapattı.

İkinci periyodun başıyla beraber Pascual de aynı noktaya vurgu yapmış olacak ki savunmanın dozu bir anda arttı. Zaten Basile de dahil olmak üzere sahadaki yeni beşin Lakovic dışında tamamı savunma ağırlıklıydı. Önce bir top çalmanın kıyısından dönüp, sonra da Real Madrid'e 24 saniyede potayı göstermediler. İlk iki dakikada hücumda zorlanan Real Madrid'de Messina da Jaric ve Kaukenas'ı oyuna almakta gecikmedi. Llull-Kaukenas-Jaric üçlüsü gibi top getirebilen ve topu iyi kullanabilen isimleri sahada tutmayı tercih etti. Vazquez'in mükemmel smacıyla fark bir anda 6'ya çıksa da Real Madrid kontrollü oyununun meyvesini 5-0 seriyle alarak farkın açılmasına engel oldu. (25-24) Bu seride de Jaric ile ilk üçlüğünü buldu. Zaten takibinde de Barcelona maça başladığı beşe döndü. Real Madrid o kadar kontrollü oynadı ki bazı pozisyonlarda hızlı gelmelerine veya boş kalmalarına rağmen atışı tercih etmediler. Örneğin maçın 31-31 ile beraberliğe geldiği pozisyonda Lavrinovic önce boş pozisyon bulmasına rağmen atmayıp içeriye yüklendi, pota dibinde topu savunmasızken alan Prigioni blok riskine karşılık topu dışarıya çıkardı ve boş pozisyondaki Llull Real Madrid'in ikinci üçlüğünü gönderdi. Bu aynı zamanda Real Madrid'in koskoca 19 dakikada kullandığı sadece üçüncü üçlüktü. Barcelona'nın serbest atış avantajına karşılık Garbajosa devredeki son başarılı Real Madrid üçlüğünü kullanarak devre skorunu 37-36 olarak belirledi. Prigioni'nin son saniyede kaçan üçlüğü olmasa Real Madrid devreye önde bile girebilirdi.

Real Madrid ilk yarıda biraz Tomic'in faul sıkıntısı, biraz da fazla verim alması sebebiyle pota altında Lavrinovic-Reyes ikilisiyle ikinci yarıya başladı. İlk devredeki oyun sistemlerine aynı şekilde devam ederek maçta da ilk kez 39-40 ile öne geçtiler. Devreyi iyi oynayarak kapatan Lavrinovic ikinci yarıya da bir üçlük ve arkasından Prigioni'nin pasında alley-oopla başlayınca fark 41-45 ile 4 sayıya çıktı ve Pascual acil durum sireni gibi mola sirenini çaldırdı. Ama Real Madrid boyalı alanı kapatmakta kararlıydı. Barcelona'nın dış şutunu riske ederek daha ölümcül olan pota altını kullanmasına, aynı zamanda da tempoyu ayarlamasına izin vermediler. Aynı zamanda 28 dakika boyunca bu kadar dış atış kullandırmalarına rağmen Barcelona'ya tek bir hücum ribaundu dahi vermediler. Bu da savunmanın meyvesini toplayacağınız en önemli nokta olan box outlarda ne kadar iyi iş yaptıklarının en önemli kanıtıydı. Pascual çeşitli varyasyonlar denemesine rağmen bir türlü aradığı beşi yakalayamayınca çeyreğin sonunda genelde pek şans vermediği Trias'ı oyuna aldı. Sahadaki Basile - Sada - Mickael - Trias - Ndong beşi oyunu hızlandırabilen, atletizmleriyle savaşabilen, iyi savunma yapan ve tempo arttırabilen isimlerdi. 7-0 lık seriyle de Barcelona uzun bir süre sonra tekrar 50-49 ile öne geçti ve çeyrek de 51-51 sona erdi. Periyodun dikkat çekici notları Real Madrid'in oyun başındaki felsefesinden bir adım bile geri atmaması ve Barcelona'nın tempoyu hızlandırmak için her yolu denemesiydi. Bu periyod dış atışlarda da normalden fazla tercih kullandı Pascual'in ekibi.

Son çeyreğin ilk iki dakikasında Ndong'un basketleriyle ayakta durunca Xavi Pascual oyuncu değişiklik sandalyesine Rubio ve Navarro'yu oturtarak final anlarında final hamlesini yaptı ama oyun 2 dakika boyunca hiç durmayıp, bir de takımı 3 sayı geriye düşünce oyuncularını sokmak için mecburen mola aldı. Kalan 6 dakika Rubio-Navarro-Mickael-Lorbek-Ndong beşi sahadaydı ki bu aynı zamanda Barcelona'nın maça başladığı ideal beşti. Pascual'in de artık "Ne yapacaksa bu beş yapacak" müdahalesiydi. Barcelona'nın moral kaybıyla beraber üçlükteki başarısızlığı da dikkat çekiciydi. El üzerinden rahatça atabilen Navarro bile boş atışları kaçırmaya başladı. Maçın bitimine 4 dakika kala çok uzun bir süreden sonra arka arkaya gelen iki Mickael üçlüğü hem takımı, hem tribünü ateşlendirdi ve Barcelona'yı da 63-60 ile öne fırlattı. Arkasından da Mickael'in turnikesi ve Navarro'nun faulleriyle Barcelona 67-60 öne geçince Pascual kontrolden çıkması muhtemel Navarro'yu kenara alarak sayı farkının avantajını korumak için savunmacı Sada'yı oyuna aldı. Son iki dakikadaki mükemmel Barcelona savunması da maçı 68-61 ile Barcelona'ya getirdi ve Katalanlar seride 1-0 öne geçti. Detaylı istatistikler burada.


Link

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Barce bu seriyi geçer ama CSKA ve Olimpiakos savunmada Real madrid in bugünkü oynadığı gibi oynarsa sonuç ne olur ?

Langdon Holden Siskauskas vb. Bu kadar kısır olabilir mi ?

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...