Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

14 Ocak 2010 Perşembe

Fenerbahçe Ülker: 68 - Zalgiris: 76 Ölüm(!) Grubu'nda Sonunculuk

Kendi işini kendi görebilecek en rahat takım Fenerbahçe Ülker'di, 5 sayılık mağlubiyet bile gruptan çıkarabiliyor, 1 sayılık yenilgi bile grup üçüncüsü yapabiliyordu ama başaramadılar. Başaramadılar çünkü basketbolun temel oyunlarından eser yoktu. Zalgiris Kaunas 6 adamla oynayan bir takım, geri kalanlar ufak ufak çocuklar, süre de almıyorlar zaten. Notlarıma bakınca yanlışın ve doğrunun iki farklı dönemde oynandığını görüyorum. İçeriden oynayan ve Zalgiris'i dışarıya zorlayan Fenerbahçe Ülker ve dışarıdan oynayıp içeriden sürekli boş alan bırakan Fenerbahçe Ülker. Son anda seyircinin de gazıyla biraz toparlansalar da artık iş işten geçmişti. Jeton geç düşünce grubun dibine düşmek de sürpriz olmadı.

İlk 4 dakika Zalgiris şut kaçırmadı. Sürekli perdeyi kullanıp boş şutlar buldular. Buna karşılık Ömer Onan'ın 5 dakikada iki faul alması ve Begic'in hem hücumda hem de savunmada istenileni verememesi planlanan oyunun biraz dışına çıkılmasını sağladı. Fenerbahçe Ülker'de yeni transfer Ukic beklenenden de istekli oynadı, sürekli içeriyi zorladı, pozisyon yaratmaya çalıştı ama nedeni bilin(ir)mez bir şekilde kenarda uzun süre oturdu. Aslında maç ilk periyodda bir kez gitti geldi. Pocius'un üçlüğüyle 2 dakika kala skor 21-12, Fenerbahçe Ülker'in yakaladığı seriyle bir dakika sonra da 21-19 oldu. Dengeyi yakaladıktan sonra içeriyi kullanan, rakibini dışarıya zorlayan ilk Fenerbahçe Ülker vardı. Zalgiristam beş hücum üstüste üçlük kullandı. Fenerbahçe Ülker bu periyodda sayı bulamadığı için iki tanesi girdiği anda fark yine açıldı. Maçın ilk yarısının yıldızı Pocius devrenin bitimine 2 saniye kala üçüncü faulünü aldı. İkinci devre bunu kullanabilirdik ama koca bir devrede sadece bir faul aldırabildik.

İkinci devre ikinci Fenerbahçe Ülker geldi. Bir an kendimi ABD - Yunanistan maçını izliyor gibi hissettim. Sürekli ikili oyunlar ve pota altında boş atışlar bulan Zalgiris Kaunas'ı Fenerbahçe Ülker uzun bir süre seyretti. Üçüncü periyod yenen 25 sayının 16'sı pota dibinden. Hem de öyle böyle değil herkes elini kolunu sallaya sallaya girip sayı buldu. Semih'in bu bölümde savunmada hiçbir katkı sağlayamaması da ayrı bir konu. Rakip böyle bir boşluk, böyle bir hazine bulunca da affetmedi. Devrede 5/15 olan Fenerbahçe Ülker üçlük yüzdesi son çeyreğe girerken 6/21 oldu. Zalgiris Kaunas'ın ikilik isabeti de 16/24. Watson'ın sakat olduğu, Begic ve Klimavicius'u değişmeli olarak kullanan bir takıma karşı bu utanç verici bir tablo. Üstelik Mirsad Türkcan'ın aylar sonra ilk defa forma giydiği bir maçta. Hatta üçüncü çeyreğin ilk iki dakikasında iki faul yaparak 4 faule ulaşan Begic'i de bu notlara ekleyelim. Son periyoda 51-68 girildi. Kinsey'in smacıyla yakalanan hava ve gelen 11-1 lik seri acaba olur mu dedirtse de Kinsey ve Damir'in kaçırdığı boş üçlükler, Semih'in en kritik anda yaptığı top kaybı süreyi daralttı. Ukic'in üstün performansı da farkı eritmeye yetmeyince artık mağlubiyet kabullenilip hesap yapılmaya başlandı.

İşte burda komik bir tablo ortaya çıktı. Maç öncesi dostlarla sohbet ederken birkaç şey söyledim. Birincisi gündüz Pocius'la röportaj yaparken odada üzerinde Fenerbahçe Ülker yazılı bir dosya vardı. Biraz bakınınca rakip hakkında bilgilerin ve Top 16 ihtimallerinin olduğu anlaşılan bir dosya. Fenerbahçeli oyuncuların çok büyük bir kısmının ince hesaplardan haberdar olmadıklarını ve muhtemelen de ellerine verilen kağıtlara çalışmadıklarını söyledim. Ne kadar da iyi çalışsanız son anlarda bir faul bile çok şeyi değiştirebilirdi. Ukic üç serbest atışı da sayıya çevirince hemen uzak taraftaki benche baktım. Mirsad ve Tanjevic yanyana ayakta kola vuruyorlardı, bu da faul yapın demek oluyordu. Bitime 3 saniye kalmışken 6 ve üzeri farkın sana hiç ama hiç faydası yokken bu faul neyin nesi oluyor? Yanılmıyorsam orda molayı Butautas aldı çünkü sayı bulması gerektiğinin bilincindeydi. Molada toplanan bizim staff da yayın masasından Asvel'in önde olduğunu öğrenince faul yapmaktan vazgeçti. Belki de top oyuna direk pota altından başlasa Zalgiris'in bu eziyete girmesine gerek kalmayacaktı. 5 sayının senin için bir anlamı var ama 6 ve üstünde gruptan çıkma şansın kesinlikle yok. Bu neyin faulü, bu neyin işareti anlamak mümkün değil.

İkincisi sen hayati derecede önemli bir maça çıkıyorsun ve ipler elinde olsa da o ipleri rakiplere verme ihtimalin var. Eleştiren çıkacaktır mutlaka ama ben yönetimin yerinde olsam skorbordu,24 saniyeyi birşeyleri mutlaka bozardım. Eğer Cibona bizden 4-5 dakika önce bitse stratejimizi ona göre ayarlayabilirdik. Aynısını karşı taraf yaptı. Cibona - Asvel maçı bizimkinden 5 dakika sonra bitti. Bu işin çirkeflik değil profesyonel yönüdür. 3 gol yedikten sonra ışıkları söndürmenin bir anlamı yok ama maç başlamadan biraz geciktirirsen, para cezası almayı göze alıp seyircilere konfeti attırırsan bu iş olur. Sen bunu yapmazsan senin koçun turu geçebileceğin noktada faul yaptırmaya çalışır. Hoş bu yönetimin suçu değil ama bunlar da hesap edilebilir, oyunu çirkinleştirmeden avantaj sağlanabilirdi.

Hesaplar uzundu ama hiçbirine gerek kalmadı. Marcus Brown'un attığı üçlük olayı bitirdi, kısa süreli bir acı yaşattı ama Cibona maçından gelen haber bu acının da anlamsız olduğunu, Fenerbahçe Ülker'in sayıyı yemese bile eleneceğini gösterdi. Brown çizgiye basmış basmamış bunun bir önemi yok. Eğer o son saniyede Brown'u Ömer Onan değil de Mrsic savunuyorsa, Fenerbahçe 3 saniyede dip çizgide Brown'u boş bırakmayı başarabiliyorsa bunu da haketmiş demektir.

Bu kadar alternatifli bir kadronun elenmesinin mazereti yok, olamaz. D Grubu'nda olurdu ama A Grubu'nda olamaz. Artık hesap sorulması, hesap verilmesi gerekiyor. Fenerbahçe yönetiminin bu duruma sessiz kalabileceğini sanmıyorum. Detaylı istatistikler burada.

FENERBAHÇE ÜLKER (68): Roko Ukic 20 (6 ribaund- 4 asist), Mirsad Türkcan 2 (2 ribaund), Ömer Onan 5 (2 ribaund- 1 asist), Rasim Başak, Semih Erden 8 (10 ribaund), Gordan Giricek 16 (8 ribaund), Damir Kaan Mrsic (1 ribaund- 2 asist), Oğuz Savaş 2 (1 ribaund- 2 asist), Tarence Kinsey 11 (1 ribaund), Emir Preldzic 4 (3 ribaund- 2 asist)

ZALGİRİS KAUNAS (76): Marcus Brown 17 (5 ribaund- 4 asist), Aleksandar Capin 4 (4 ribaund- 2 asist), Martynas Pocius 18 (4 ribaund- 4 asist), Mantas Kalnietis 13 (3 ribaund- 2 asist), Mirza Begic 6 (3 ribaund), Dainius Salenga 5 (2 ribaund- 2 asist), Sander Vene 2 (2 ribaund)

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Sonuncu olduk. Gule gule Tanjevic.

hasanerdem dedi ki...

Tanjevic sakın gitme, Fenerbahçe'yi sevmeyenler seni çok seviyor :)) Sen hep Fener'de kal :))

burnovic dedi ki...

Açıkcası bir Türk olarak üzüldüm.Gerçi Top 16 olsaydı daha büyük felaketler olacaktı ama... :)

Bir basketbolsever olarak ise sevindim.Zalgiris çok daha fazlasıyla haketti Top 16'yı.

Ve gördük ki;
para yatırma, seyirci, olaya bakış vs bunlar Uleb için önemli faktörlermiş...

mozlu dedi ki...

sonuna kadar hak ettik...

http://sporingen.blogspot.com/2010/01/sinirden-titremekfenerbahce-ulkerden.html

EarlyAdopter dedi ki...

Ya gercekten anlamiyorum,
yabanci handicapper larin FBU maclarindan once yaptiklari yorumlardan 1-2 tanesini okuyun, adamlar bile bu kadronun su halde olmasina inanamiyorlar.
Bizim yoneticiler uyusun, hala yok ayak cizgi mi degil mi diye son saniyede itiraz yapmak uzere ortam yoklasinlar. Allah askina madem capsiz bir hoca var takimin basinda, al bari gelecek vaad eden turk ve yabanci gencler icinden 7 taneyi, en kotusu 1 maglubiyet eksik alir gene sonuncu olurdun, cebine de altyapina yatiracak transfere haramadigin $5M olurdu... Yatacak yerleri yok cidden..
Mali, Greer neden oynamadi? Son anda sakatlandi da haberimiz mi olmadi? Ya diger maclarda oynayan Serhat? Bu ne dengesizliktir ya? Bir de cikmis mac sonunda hala adamlarin tek uzunlu sistemine cevap verecek kapasitmemiz yoktu diyor. Bu adami hala TR de tutmak ulke basketboluna ihanettir

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...