Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

4 Aralık 2009 Cuma

Büyük Ligde Büyük Olamamak

Fenerbahçe Ülker'in son yıllarda en çok eleştirilen özelliği Eurolig'de büyük takımlara karşı direnç gösterememesi ve baştan mağlubiyeti kabullenmesi oldu. Gerçekten de maçları dikkatli izlediğimiz zaman Fenerbahçe Ülker'in kritik maçlarda sergilediği mücadeleyle, büyük takımlara karşı sergilediği mücadele arasında dağlar kadar fark var. Fenerbahçe'nin Ülker'le birleştiği 2006-2007 sezonundan beri oynanan maçları inceledim. Tablo gerçekten felaket.

Sezon : 2006-2007
Koç : Aydın Örs

5. Hafta Barcelona : 84 - Fenerbahçe Ülker : 70
7. Hafta Fenerbahçe Ülker : 64 - CSKA Moskova : 74
12. Hafta Fenerbahçe Ülker : 82 - Barcelona : 69
14. Hafta CSKA Moskova : 85 - Fenerbahçe Ülker : 66

Sezon 2007-2008
Koç : Bogdan Tanjevic

1. Hafta Fenerbahçe Ülker : 72 - Real Madrid : 80
2. Hafta Barcelona : 82 - Fenerbahçe Ülker : 67
6. Hafta Fenerbahçe Ülker : 64 - Panathinaikos : 83
8. Hafta Real Madrid : 87 - Fenerbahçe Ülker : 77
9. Hafta Fenerbahçe Ülker : 78 - Barcelona : 85
13.Hafta Panathinaikos : 88 - Fenerbahçe Ülker : 68

Top 16
2. Hafta Tau Ceramica : 103 - Fenerbahçe Ülker : 84
6. Hafta Fenerbahçe Ülker : 75 - Tau Ceramica : 59

Çeyrek Final
İlk Maç Siena : 73 - Fenerbahçe Ülker : 66
İkinci Maç Fenerbahçe Ülker - 65 - Siena : 86

Sezon 2008-2009
Koç : Bogdan Tanjevic

1. Hafta Tau Ceramica : 80 - Fenerbahçe Ülker : 70
6. Hafta Fenerbahçe Ülker : 69 - Tau Ceramica : 81

Top 16
1. Hafta Fenerbahçe Ülker : 48 - CSKA Moskova : 66
2. Hafta Siena : 87 - Fenerbahçe Ülker : 79
5. Hafta CSKA Moskova : 77 - Fenerbahçe Ülker : 60
6. Hafta Fenerbahçe Ülker : 68 - Siena : 73

Sezon 2009-2010
Koç : Bogdan Tanjevic

1. Hafta Fenerbahçe Ülker : 59 - Barcelona : 82
4. Hafta Fenerbahçe Ülker : 83 - Siena : 87
6. Hafta Barcelona : 89 - Fenerbahçe Ülker : 55

23 büyük maçta sadece 2 galibiyet. Rakamlar zaten ortada söyleyecek birşey yok. Oyuncular psikolojik olarak rakibi ve oyuncularını büyük görüp eziliyorlar mı veya teknik heyet bu maçlara maçtan önce mağlubiyet yazıp bunu oyunculara mı aşılıyor bunun nedenlerinin iyi araştırılması ve saptanması gerekiyor. Tabi şu noktayı da atlamamak gerekiyor. Fenerbahçe Ülker bu iki galibiyeti aldığı zaman salonda müthiş bir taraftar desteği vardı ve takımı ateşlemişti. Fenerbahçe seyircisinin,milyonların bu büyük ligde takımını yalnız bıraktığını artık tüm ülkelerdeki seyirciler gayet iyi biliyor. Örneğin kadro olarak çok daha altlarda olmalarına rağmen Partizan deplasmanına giden her takım öncelikle seyirciden çekiniyor. Ama Abdi İpekçi'ye gelenler antrenman havasında maç oynayacaklarını gayet iyi bildiklerinden öyle bir endişe yaşamıyorlar. Bir kez,sadece bir kez Fenerbahçe Ülker İstanbul dışında Eurolig maçı oynasın fark hemen görülecektir. Kimisi Bogdan Tanjevic'e kızdığı için gelmiyor,kimisi salon uzak diye gelmiyor,kimisi de maç seçip sadece derbilere geliyor. Bu büyük maçlardaki teslimiyet sorunu taraftardan başlayıp,takımla devam eden ve yönetimde biten bir sorundur. Ataşehir salonu beklenmeden acil önlem alınması gerekiyor. En önemsiz futbol maçına 45 lira verip kale arkasında maç izleyen taraftara karşı bu yönetimin bir borcudur. Eminim kimse bilet istemiyordur,sadece ulaşım konusunda yardımcı olsalar, Kadıköy'den gidiş dönüş otobüs kaldırsalar ne maddi ne de manevi kayıpları olur,aksine taraftarın da gönlünü alır,takımın canlanmasında yardımları olur diye düşünüyorum.

2 yorum:

Salih dedi ki...

"Fenerbahçe Ülker bu iki galibiyeti aldığı zaman salonda müthiş bir taraftar desteği vardı." derken aslinda teshisi koymussunuz.

Asagidaki linkte ilgilenenler icin 5 Euroleague takiminin kendi sahalarinda nasil sinif atladiklarini, diger tarafta ise Fenerbahce Ulker'in ev sahipligi denen avantajdan ne kadar nasiplenebildigiyle ilgili bir arastirma yazisi var.

http://fblyz.blogspot.com/2009/12/evde-gurbet.html

yunus dedi ki...

Blog güzel ama pek takipçisi yok herhalde.Biraz reklam yap sağda solda.

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...