Sitedeki bütün yazılar tarafımızdan hazırlanmaktadır. Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın.

3 Kasım 2009 Salı

Partizan ( Eurolig Takım Analizleri )

Partizan denince aklıma hep geçen sene 22.500 kişinin önünde kazandıkları Panathinaikos maçı geliyor. Bir sene önce de Atina'da mağlup etmişlerdi. Perovic,Pekovic,Tepic,Tripkovic, Velickovic say say bitmiyor yetişen "ic"li yıldızlar. Ve hepsi zamanı geldiğinde yuvadan uçup gidiyor. Bu sene Partizan için biraz sancılı başladı. Milt Palacio ile anlaşılmasına rağmen, uzun süre mazeretsiz kulübü oyalayınca Danilovic de onu kovdu. Yerine Mersin'den bildiğimiz Bo McCalebb alındı. 4 numaradaki eksik de geçen hafta Roberts ile takviye edildi. Bu senenin önemli transferleri arasında Granada'dan Maric,FMP'den Dekic ve PAO'dan eski oyuncuları Kecman bulunuyor. Gidenlerin Velickovic,Tripkovic,Lasme ve Tepic olduğunu düşünürsek Partizan bu sene her zamankinden daha mütevazi bir kadroyla sezona girdi diyebiliriz.

Takımın oyun kurucusu ligimizde Mersin formasıyla başarılı maçlar çıkaran Bo McCalebb oldu. Burda da çok iyi maçlar çıkaran McCalebb Partizan'da takıma oyun kuruculuğun yanında liderlik de ediyor. Malesef gemisini yöneten bir kaptan klişesini kullanacağım çünkü burdaki rolüne cuk oturuyor. Sürekli attırmayı düşünüyor,penetreleriyle savunmaları delip geçiyor,oyun sıkıştığında da birebir zorlayarak skor arıyor. Öyle hareketli ki Efes Pilsen maçında topla birlikte pota dibinden tüm çizgiyi katedip,tekrar bir MJ dönüşüyle potaya yöneldi ve sayıyı buldu. McCalebb'in alternatifi de Efes Pilsen'den tanıdığımız Rasic. Ülkemizde de çok ön plana çıkmayan Rasic daha çok McCalebb'in alternatifi durumunda. Oynamaktan ziyade oynatmayı daha çok seviyor. Kecman da PAO büyüsüne kapılıp Yunanistan'ın yolunu tutmuştu ama başarısız bir sezonun ardından tekrar eski takımı Partizan'a döndü. Savunmada çok istekli olan Kecman zaman zaman faul sıkıntısı yaşayabiliyor. Skor anlamında da geçmiş yıllardaki kadar olmasa da katkı sağlıyor. Takım kaptanı Bozic daha çok boş atış kovalayan bir oyuncu. Aslında uzaktan isabetli atıyor ama Malaga maçında öyle anlamsız zamanlarda kaldırıp attı ki Vujosevic'in takımında birinin bunu yapabilmesine çok şaşırdım.Kendisine uyarılar yapılmış olacak ki Efes Pilsen maçında bir tane şut bile atmadı.Üçlük çizgisinin gerisinden boş bırakılmaması gereken bir oyuncu,onun dışında spektaküler skor yetenekleri yok.Sinovec ve Mitrovic de takımın aslarını dinlendirecek bench oyuncuları olarak gözüküyorlar.

Takımın bana göre en önemli birkaç isminden biri Jan Vesely. 2.10 boyundaki Çek için Emir Preldzic'le benzer nitelikleri taşıyor diyebiliriz ama Vesely henüz Emir olgunluğuna ulaşmış değil. Partizan'ın geçmiş ihracat referansı şu an Vesely'i ön plana çıkmak için fazla top kullanmaya zorluyor. Bir an önce kendini gösterip daha yukarılara çıkmak istiyor ama önce kontrolsüz penetrelerini geliştirmesi lazım. Savunmada gereksiz fauller yaparak hem kendi dakikasını azaltıyor,hem de takımını yalnız bırakıyor. Biraz zayıf bir oyuncu ama pozisyonu itibariyle Preldzic,Fucka gibi oyuncular hızlı olmaları gerektiğinden zayıf olmak zorundalar yoksa bir anda bir sabah kalktıklarında klasik bir 4 numaraya dönüşmüş olarak kendilerini bulabilirler. Vesely de biraz olgunluk ve tecrübe kazandığında bana göre çok geçmeden ya NBA yoluna girecek ya da top takımlarda forma giyecek. Onu boş bırakmanın ne kadar pahalıya malolacağını Efes Pilsen'e iki pozisyon arka arkaya tereddüt etmeden üçlük atarak gösterdi. Takıma bu sene katılan Maric'i de çok beğendim. Sırtı dönük çok iyi oynuyor ve yüksek posttan da isabet bulabiliyor ama onun da sıkıntısı savunmada erken faul problemine girmesi. Savunmada biraz daha gereksiz faullerden kaçınırsa takımına çok daha fazla katkısı olur ve seneye takım değiştiren bir isim de Maric olur. Gelelim 2.29'luk Vranes'e. Şimdi ben bu adama fazla laf söyleyemiyorum çünkü bu kadar uzun boy yanında sıkıntılarını da beraberinde getirir. Zaten Vranes'in parmak hassasiyeti ve birebir oyunları üst seviyede olsa muhtemelen ya Yao Ming gibi meşhur olurdu ya da müsabakalara çıkması adalet anlayışı yüzünden yasaklanırdı. Bu adam her zaman bench oyuncusu olarak giriyor ve savunmada boğuşarak,takımın pis işlerini yapıp ribaund alarak katkı sağlamaya çalışıyor. Hücumda herhangi bir tehlikesi yok çünkü o konuda gerçekten yeteneksiz. Yani 2.29 luk bir adam pota dibinde 3 blok yerse ben daha fazlasını söyleyemem. Hücumda Vranes'i kullanmak potansiyel bir top kaybı anlamına geliyor. Milosevic de daha çok savunmasıyla ön planda olan bir oyuncu. Lucic ve Lesic de bu sene süre bekleyecek diğer isimler. Takımda birkaç sene içinde öne çıkmasını beklediğim bir diğer oyuncu da Dekic. Uzaktan isabetli atışlar yapan Dekic gençliğinin sıkıntısını çekse de önümüzdeki yıllar onun altın yılları olabilir. Onu da Vesely gibi boş bırakmak büyük hata olur. Takımda ne yaptığını anlayamadığım tek oyuncu var,o da Rakocevic. Şut desen atmıyor,birebir oyun desen yok,ikili oyun hiç yok. Benchten gelip sahada kafasına göre geziniyor.Tek maçını izledim ama hani bir ışık vardır az da olsa alırsınız. Ben o ışığı nedense Rakocevic'ten hiç alamadım. Asla da üst seviyelere çıkabileceğini sanmıyorum. Partizan'da forma buluyorsa bu tamamen takımın stratejisinden kaynaklanıyor.

Vujosevic tam bir basketbol profesörü. Sırbistan'da ne kadar kupa varsa alan koç,1988 senesinde 18 yaş altı takımıyla da altın madalyaya uzanmış. Ben onu komik bir tabir olacak ama çiğköfteciye benzetiyorum. Bulgurları (Genç Sırp yetenekleri) alıyor,etle (Amerikalı oyuncularla) yoğuruyor, yoğuruyor,tam ortaya mükemmel bir eser çıktı derken onu paketleyip başkasına satıyor,yeni eserine başlıyor. Her genç yetenek için Partizan'da oynamak bir şanstır çünkü o akademiden çıkan her oyuncu basketbol tarihine geçiyor. Yalnız bugünkü Partizan'ın ciddi sıkıntıları var. McCalebb'in oyunda olmadığı zaman takım çok sorun yaşıyor. Bu da Amerikalı oyun kurucuya fazla dinlenme şansı tanımıyor. McCalebb oyunda olmadığı zamanlar tam saha pres yapan her takım rahatça Partizan'ın dengesini bozabilir. Hücumda da kısalar zaman zaman devre dışı kalıyor ve Partizan bu anlarda geriye düşüyor. Bu noktada da hem Roberts'ın hem Rasic'in hem de Kecman'ın bu takımı sırtlaması,ekstra katkılar yapması gerekiyor. Maric ve Vesely'nin faul problemi yaşamadığı,kısaların ekstra attığı bir maçta iddia ediyorum kendi sahalarında yenemeyecekleri takım yok. Çünkü arkalarında onları sürekli iten ve savunma performanslarını tetikleyen Avrupa'nın en iyi basketbol taraftarı var. Takımlarında yıldız olmasa da salonu hınca hınç doldurup inanılmaz destek veriyorlar. Rytas'ın çok iyi başlaması onlar için büyük bir handikap oldu ve çok büyük bir sürpriz yapmazlarsa muhtemelen Orleans ile 5-6 için çekişecekler. Bizi sürprizlere alıştırmıştı Partizan ama o kadro ile bunun arasında dağlar kadar potansiyel farkı var.

0 yorum:

 
Maliano - Kaynak göstermeden çalan çırpan Schortsanitis'in altında kalsın...